Yersiz ödenen makam ve görev tazminatı, açık hata mıdır?

Yazımızda, ödenmemesi gerekmesine rağmen yersiz ödenen makam ve görev tazminatının dava açma süresi ile bağlı olmaksızın İdarece geri istenebileceğine dair Danıştay kararından bahsedeceğiz.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 03 Şubat 2017 12:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Yersiz ödenen makam ve görev tazminatı, açık hata mıdır?

İdarece personellere yapılan fazla ödemelerle ilgili en önemli içtihatlardan biri Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 tarih ve E.1968/8, K.1973/14 sayılı kararıdır. Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 tarih ve E.1968/8, K.1973/14 sayılı kararında; İdarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın hatalı ödediği meblağı her zaman geri alabileceği, bunun dışında kalan hallerde hatalı ödemelerin istirdadının ise, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere dava açma süresi içinde olanaklı olduğu ve bu süre geçtikten sonra istirdat edilemeyeceği (geri alınamayacağı) belirtilmiştir.

Fazla ödemelere ilişkin olarak; Danıştay Onbirinci Dairesi 11.06.2015 tarih ve E.2015/2048, K.2015/3062 sayılı kararında makam ve görev tazminatı ödenmemesi gerekmesine rağmen makam ve görev tazminatı ödenen personele yapılan yersiz ödemelerin "açık hata" kapsamında yapılan olduğu sonucuna varmıştır. Danıştay Onbirinci Dairesinin söz konusu kararında; mevzuatta davacıya makam ve görev tazminatı ödenmesine dair hüküm bulunmadığı, bu nedenle mevzuatın yanlış yorumlanmasından bahsetme imkanı bulunmadığı vurgulanmıştır.

Bu durumda, mevzuatta personele ödeme yapılmasını gerektirir bir hüküm bulunmaması ve dolayısıyla mevzuatın yanlış yorumlanmasından bahsedilemeyeceği durumlarda İdarelerce yapılan yersiz ve fazla ödemeler herhangi bir süre ile sınırlı kalınmaksızın ilgililerinden tahsil edilebilecektir.

İşte Danıştay Onbirinci Dairesinin 11.06.2015 tarih ve E.2015/2048, K.2015/3062 sayılı bozma kararı;

Özeti: Davacının hata veya hilesi bulunmamakla birlikte, mevzuatta davacıya makam ve görev tazminatı ödeneceğine ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşıldığından, yapılan yersiz ödemenin "açık hata" kapsamında değerlendirilerek dava açma süresi ile bağlı olmaksızın istirdatında hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : İçişleri Bakanlığı

Diğer Davalı : Polis Akademisi Başkanlığı

Karşı Taraf (Davacı) : ...

İstemin Özeti: Ankara 1. İdare Mahkemesince verilen 24.10.2014 tarihli ve E:2014/1484; K. 2014/1703 sayılı kararın; davalı İdarelerden İçişleri Bakanlığı tarafından, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Düşüncesi : Açık hata kapsamında kabul edilmesi gereken söz konusu fazla ödemenin dava açma süresi ile bağlı olmaksızın geri alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

Dava, 03.11.1997 ile 08.04.2002 tarihleri arasında polis başmüfettişi olarak görev yaptıktan sonra İzmir Rüştü Ünsal Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü görevine atanan ve söz konusu görevde iken 10.06.2006 tarihinde yaş haddinden emekliye ayrılan davacı tarafından, İzmir Rüştü Ünsal Polis Meslek Yüksek Okulunda görev yaptığı dönemde ödenen 16.672 TL makam ve görev tazminatları tutarının yersiz ödendiğinden bahisle söz konusu tutarın adına borç çıkartılması ve bu borcun 5018 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca ödenmesi gerektiği yönünde tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; mevzuat hükümlerinin yanlış yorumlanması nedeniyle davacıya yapılan ödemelerde, davacının hilesinin, gerçek dışı beyanının neden olmadığı gibi "açık hata" halinin de bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün ve E:1968/8, K: 1973/14 sayılı kararı ile belirlenen ilkeler uyarınca, davacıya 2002/Nisan-2006/Mayıs tarihleri arasında yersiz ödendiği tespit edilen dava konusu ödemelerin, en son ödendiği tarihten itibaren dava açma süresi içerisinde geri istenilmesi mümkün olup, bu süreye uyulmaksızın söz konusu ödemelerin tamamının geri istenilmesi yolunda tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu İşlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı İdare, Mahkeme kararının, hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararında; idarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın hatalı ödediği meblağı her zaman geri alabileceği, bunun dışında kalan hallerde hatalı ödemelerin istirdadının ise, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere dava açma süresi içinde olanaklı olduğu ve bu süre geçtikten sonra istirdat edilemeyeceği belirtilmiş olup; anılan kararın gerekçesinde iyi niyet kuralı üzerinde de durularak idarenin sakat ve dolayısıyla hukuka aykırı işlemine, idare edilenlerin gerçek dışı beyanı veya hilesi neden olmuşsa ya da geri alınan idari işlem yok denilecek kadar sakatlık taşımakta ise, hatalı işlemde idare edilenin kolayca anlayabileceği kadar açık bir hata bulunmaktaysa ve idareyi bu konuda haberdar etmemişse, memurun iyi niyetinden söz etmeye olanak bulunmadığı ve bu işlemlere dayanılarak yapılan ödemeler için süre düşünülemeyeceği, bu ödemelerin her zaman geri alınabileceği; ancak bunun dışındaki hatalı ödemeler için memurun iyi niyetinin istikrar ve kanunilik kadar önemli bir kural olduğu ve bu nedenle yukarıda belirtilen istisnalar dışındaki hatalı ödemelerin ancak dava süresi içinde geri alınabileceği vurgulanmıştır.

Yapılan ödemenin her zaman geri alınabilmesi olanağını tanıyan "Açık hata" halinin ise, yapılan ödemede, ödemenin muhatabı olan kişinin (idare edilenin) kolayca anlayabileceği kadar açık bir hatanın mevcudiyetinin ifade edildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Uygulamada bu çoğu kez ilgili Mevzuata aykırı bir şekilde yapılan ödemeler şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; 03.11.1997 ile 08.04.2002 tarihleri arasında polis başmüfettişi olarak görev yaptıktan sonra İzmir Rüştü Ünsal Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü görevine atanan ve söz konusu görevde iken 10.06.2006 tarihinde yaş haddinden emekli olan davacıya görevli olduğu Nisan/2002 ile Mayıs/2006 tarihleri arasındaki dönemde de, polis başmüfettişi olarak görev yaptığı dönemde ödenen makam ve görev tazminatının ödenmesine devam edildiği, kendisinin aynı zamanda ita amiri olduğu bu tarihler arasında ödenen 16.672 TL makam ve görev tazminatı tutarının davacı adına borç çıkartılması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Yukarıda yer verilen Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararında belirtildiği üzere, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde belli bir süre ile sınırlı olmaksızın, idare, yersiz ödediği tutarı geri alabilecektir.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacının hala veya hilesi bulunmamakla birlikte, mevzuatta İzmir Rüştü Ünsal Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü görevinden dolayı davacıya makam ve görev tazminatı ödenebileceğine ilişkin herhangi bir düzenlemeye de yer verilmemiştir.

Buna göre, davacıya makam ve görev tazminatı ödeneceğine ilişkin mevzuatta bir düzenleme yer almadığından dolayı mevzuatın yanlış yorumlanmasından da bahsetme imkanı bulunmadığı dikkate alındığında, davacıya yapılan yersiz ödemelerin "açık hata" kapsamında yapılan olduğu açıktır.

Bu durumda, açık hata kapsamında kabul edilmesi gereken söz konusu fazla ödemenin dava açma süresi ile bağlı olmaksızın geri hukuka aykırılık bulunmadığından, işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; davalı İdarenin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına; dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15(onbeş) gün içinde Danıştayda kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11.06.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber