'FETÖ'yü tam olarak bünyeden temizleyemedik'
Başbakan Yardımcısı Türkeş: "(15 Temmuz darbe girişimi) Altı ay geçtiği halde hala yeni bulunan, takip edilen, gözaltına alınan ve yargıya muhatap olan insanlar oluyor. Demek ki tam olarak bu hastalığı bünyeden temizleyemedik. Bunu temizlemeye devam edeceğiz"
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, anayasa değişikliği teklifine değinerek, "Cumhurbaşkanının partili olmasının ne sakıncası var? Rahmetli Özal'ın, Demirel'in partisi yok muydu? Kenan Evren de oy atıyordu. Partisi olmayan adamın siyasette zemin bulması mümkün değil. Ama faaliyetlerinde ve kararlarında tarafsız davranacak, bu mühim." dedi.
AK Parti Ankara İl Başkanlığının Cemil Meriç Kültür Merkezinde düzenlenen "Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı"na katılan Türkeş,15 Temmuz sonrasında görevden alınanlar, iş akdi feshedilenler konusunda "Bu kadar olur mu? Bu işin içinde bu kadar adam yoktur" şeklinde iddialar gündeme geldiğini belirtti.
Türkeş, "Maalesef üzülerek söylüyorum hala çıkıyor. O ilk furyada işten atılan, soruşturmaya tabi ve yargılamaya muhatap olan insanların ötesinde altı ay geçtiği halde hala yeni bulunan, takip edilen, gözaltına alınan ve yargıya muhatap olan insanlar oluyor. Demek ki tam olarak bu hastalığı bünyeden temizleyemedik. Bunu temizlemeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Son bir ayda gerçekleşen terör saldırılarını hatırlatan Türkeş, menfur, haksız, Türkiye'nin ve Türk insanının hak etmediği bu olaylarda Hakk'ın rahmetine kavuşan bütün vatandaşlara Allah'tan rahmet diledi. Türkeş, İstanbul Beşiktaş ve Ortaköy'deki terör saldırılarının sadece tarihi itibarıyla birbirinden farklı olduğunu ama ikisinin de Türkiye'ye, Türkiye'nin birlik, bütünlük ve beraberliğine, beraber yaşama isteğine karşı yapılan saldırılar olduğunu vurguladı.
Rus Büyükelçi Andrey Karlov'a yapılan suikastı hatırlatan Türkeş, şunları söyledi:
"Rus Büyükelçisi, bizim korumakla yükümlü olduğumuz bir insandır. Bir tabir vardır 'elçiye zeval olmaz' diye. Bizim misafirimiz, tırnağına halel gelmemesi gereken büyükelçi, Meclis'e yakın bir mesafede suikasta kurban gidiyor. Bunu normal karşılamak mümkün mü? Son dönemde yaşanan olaylara bakıldığında, sosyal medya milliyetçiliğiyle onu bunu söyleyerek 'Fırat Kalkan'ında çok başarılıydık bizi engellemek istiyorlar.' ya da Anayasa değişikliği. Ben onunla da alakalı olduğunu düşünmüyorum. Bunlar, bu coğrafyanın ve 21. yüzyılın yeni hükümranlık anlayışının bir tezahürüdür. Suriye'yi bölen, Irak'ı bölmeye kalkan bir yapı, bir zihniyet, bir güç varsa senin 787 bin kilometre kareyle bir bütün olarak durmanı, direnmeni, muhafaza edilmeni arzu eder mi? Elbette ki istemez. Niye istemiyorlar? Burada kişisel kan davası mı var? Hayır. Yeni dünya düzeninde ekonomik olarak zayıf, kendini korumaktan aciz ve askeri bir güç bulunduramayacak ufak devletçikler kurma projesi var. Bunun tezahürüdür bunlar. Bunu görmek, anlamak lazım."
- "Teröristin etnisitesinin hiçbir önemi yok"
"15 Temmuz hain darbe kalkışması sırasında diğer örgütlerin ara vermiş olmasını mantıklı buluyor musunuz?" diye soran Tuğrul Türkeş, şöyle devam etti:
"Terör örgütüyse varsa bir fikri ve bunu da terörle dayatıp ikna edeceğini düşünüyorsa o zaman darbe dönemini bir zaaf anı olarak görüp saldırması gerekmez miydi? Niye bekledi? Demek ki bunların arasında bir hukuk, bir bağ var, bir ilişki var. Hepsi maşadır. Ateşi tutmak için dünyadaki yapıların kullandıkları maşalardır. Bunların sebeplerinin, gerekçelerinin hiçbir ciddiyeti ve sağlam altyapısı yoktur. Terörist teröristtir, kandan beslenir ve bununla mücadelenin yolu sadece bunları yok etmektir."
Son bir ayda 150'nin üzerinde şehit verildiğine dikkati çeken Türkeş, saldırıların hedefinin 80 milyonun beraber, birlik ve bütünlük içinde yaşama ve azimle yarınlara gitme arzusuna karşı yapıldığının altını çizdi.
"Teröristin etnisitesinin hiçbir önemi yok." ifadesini kullanan Türkeş, "Şu terör örgütüne ait, yok hayır bu olayı bu terör örgütü yaptı. Bu sizin kafanızı karıştırmak içindir. Gece kulübüne de çevik kuvvete de komando birliğimize de adliyeye de saldırsalar hepsi bu ülkeye yapılmıştır." şeklinde konuştu.
- Anayasa değişikliği
Gelecek haftadan itibaren anayasa değişikliği teklifinin TBMM'de görüşüleceğini belirten Türkeş, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Mecliste bundan netice alınırsa referanduma gidecek. 367 de alsa referanduma gitmesi gerektiği birçok yöneticimiz, arkadaşımız tarafından dile getirildi. Bazıları da 'ülkede bu kadar anarşi, terör var öyle bir şeye gerek yok' dedi. Eğer normal hedeflerinizi, planlarınızı ertelerseniz, size hiçbir zaman hiçbir iş yaptırmazlar. Bunu bilmeniz lazım. Onun için bunun zamanlaması manidar, gerekli, gereksiz onlara girmeyin. Böyle geldi. Bunu da biz başlatmadık. MHP'nin saygıdeğer Genel Başkanı bir sabah kalktı 'siz şu işi eskiden beri istiyordunuz hele bir getirin ben de bir omuz atayım, şunu bir halledelim' dedi. Ne deseydik? Yardım etme bize. Mümkün değil. 'Allah razı olsun gel arkadaş omuz ver' dedik. Biraz geç kaldın ama yine de iyidir. Böyle başlamış olan bir süreç. Peki bu gerekli mi? Bana göre fevkalade gerekli."
Halk tarafından seçilecek insanın halka karşı bir sorumluluğunun olması gerektiğini vurgulayan Türkeş, şunları sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanının yapması gerekenler vardır ama bu tam olarak tarif edilmemiştir. Bu anayasa değişikliğiyle bu tarif yerine oturacaktır. Seçilenin halka bir hizmet arz etmesi lazım. Bazı partiler 'burası sembolik bir görevdir, konuşmasın' diyor. Konuşmayan adamı halk bir daha niye seçsin. Seçtik birini oturdu oraya süs biberi gibi bir kenarda duruyor. Bu da mevcut anayasada tarif edilmemiş bir husustur. Bunun da tarif edilmesi gerekir.
Cumhurbaşkanı partili olur mu, olmaz mı? Herkesin partisi var. Birbirimizi kandırmayalım. Bunu emlak vergisine çevirmeyin. Daha önceki cumhurbaşkanlarının partisi yok muydu? Partileri yoktu da her seçimde ailesini alıp, sandığa gidip resim çektirirken boş oy mu atıyordu? Allah'ın bildiğini kuldan mı saklayacağız? Partisi olamayacak. Yok böyle bir şey. Partisi olmayan adamın siyasette zemin bulması mümkün değil. Ama faaliyetlerinde ve kararlarında tarafsız davranacak, bu mühim. Kararlarını verirken partizanca davranmaması gerekir. Yoksa partili olmasının ne sakıncası var. Rahmetli Özal'ın, Demirel'in partisi yok muydu. Kenan Evren de oy atıyordu."
Türkeş, "fiili durum" tartışmalarına da değinerek şöyle konuştu:
"(Fiili durumu hukuki çerçeveye yerleştiriyoruz) tuzaktır. Ne siz söyleyin ne de kimseye söyletin. Açık ve net söylüyorum. 12 Eylül 1980 sonrası Kenan Evren'in cumhurbaşkanlığına göre düzenlenmiş bir anayasa ile Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı yapıyor. Kenan Evren'in kullandığı yetkilere ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullandığı yetkiye bakın. Muhalefet iyi bir şey söyler gibi söylüyor. Bu gaflete düşmeyin. Bunun Türkçesi nedir? 'Aslında şimdi Sayın Cumhurbaşkanı suç işliyor da biz bunu bir kılıfına uyduracağız'. Yok böyle bir şey. Bu lafı bu şekilde kullanmak tuzaktır. Bu lafı savunursanız zımnen siz mevcut cumhurbaşkanının yetkisini aştığını ve suç işlediğini kabul etmiş olursunuz. Mevcut cumhurbaşkanının avantajı nedir? Yüzde 49,5'lik yasal ve meşru bir AK Parti iktidarıyla beraber çalıştığı ve kendisi de bu hareketin kurucusu olduğu için 'şunu şöyle yapın' dediğinde iktidar onun rızasına hürmet ediyor ve o yapılıyor. Burada bir yetki aşımı yok."
Cumhurbaşkanı veya seçilecek kişinin bir partiyle ilişkisi, irtibatı, rabıtasının olmaması halinde kampanyayı kimin yürüteceğini ve finansmanın nasıl olacağını da soran Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "81 ilde kampanya demek. Bunu herhangi bir kimse yapabilir mi? Finansman nasıl olacak? Belediye seçimlerinde siyasi partilere para verildiği, milletvekili genel seçiminde partilere bütçeden yardım edildiği gibi cumhurbaşkanlığında da bu yardımların yapılması gerekir." dedi.