Kuleli Askeri Lisesi'nden darbecileri püskürttü

FETÖ'nün, 15 Temmuz darbe girişiminin merkezlerinden biri olan Kuleli Askeri Lisesinde görevli Astsubay Kemal Vurgun, askerlerin ifadelerine de yansıyan, darbeci subaylara canı pahasına karşı gelişini ve o gece neler yaşandığını ayrıntılarıyla anlattı. Silah doğrulttuğu darbeci üstlerine, "Anam avradım olsun hepinizi vururum" sözü ve bazı askerlerin kalkışmaya katılmasını engellemesiyle gündeme gelen Astsubay Kemal'in, aynı gece telefonla aradığı MİT'te görevli arkadaşı tarafından "kalkışmayı zor kullanarak da olsa engellemesi" yönünde teşvik edildiği ortaya çıktı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Ocak 2017 14:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kuleli Askeri Lisesi'nden darbecileri püskürttü

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin merkezlerinden Çengelköy'deki Kulesi Askeri Lisesinde görevli Astsubay Kemal Vurgun'un, askerlerin anlatımlarına da yansıyan ifadesi, o gece yaşanan kahramanlığı gözler önüne serdi.

Silah doğrulttuğu darbeci üstlerine, "Anam avradım olsun hepinizi vururum" sözü ve bazı askerlerin kalkışmaya katılmasını engellemesiyle gündeme gelen Astsubay Kemal'in, aynı gece telefonla aradığı MİT'te görevli arkadaşı tarafından "kalkışmayı zor kullanarak da olsa engellemesi" yönünde teşvik edildiği ortaya çıktı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe kalkışmasının İstanbul'daki merkezlerinden Kuleli Askeri Lisesinde yaşananlar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.

Darbeci rütbelilerin "Halka silahlarınızı sıkın yoksa ben sizin kafanıza sıkarım, haydi aslanlarım göreyim sizi, önünüze geleni vurun." şeklindeki emirleri sonucu polis merkezinin ele geçirildiği, ölüm ve yaralanmaların yaşandığı Çengelköy'de görevli askerlerin ifadeleri, bu yaşananlarla birlikte Kuleli Askeri Lisesinde görevli Astsubay Kemal Vurgun'un ölümü göze alarak cuntacılara karşı gelişini de gözler önüne serdi.

"Anam avradım olsun hepinizi vururum"

Lisede görevli erlerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri ifadeyle darbeye katılması istendikten sonra bazı askerleri yanına alarak cuntacı üstlerine silah doğrultan ve "Anam avradım olsun hepinizi vururum, siz 3-5 hain kimden emir alıyorsunuz, ben bu askerleri yem ettirmem." dediği ortaya çıkan Kemal Vurgun, darbe girişimi sonrası 24 Temmuz'da askeri savcılığa, 3 Ağustos'ta da İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne "tanık" sıfatıyla yaşananları anlattı.

Askeri savcılığın, kalkışma ile ilgili bildiklerini anlatmasını istemesi üzerine Vurgun, 2013'te Kuleli Askeri Lisesi Lojistik Destek Komutanlığı Ulaştırma ve Kullanıcı Bakım Kısmında göreve başladığını belirterek, 15 Temmuz akşamı Tabur Komutanı Piyade Yarbay Turgay Ödemiş'in kendisine, "Bugün mesaiye kalacağını, akşama doğru 2. Zırhlı Tugay'dan gelecek 4 aracın ikmallerini yaptırması ve araç komutanlarını Okul Komutanı Kurmay Albay Mürsel Çıkrıkçı'nın yanına çıkarması gerektiğini" söylediğini kaydetti.

Vurgun, akşam gelen araç komutanlarına, "Ağabey hayırdır, ne için geldiniz?" diye sorduğunu ve "Eşya taşınacakmış herhalde." cevabı aldığını dile getirerek, araç komutanlarını Okul Komutanı Çıkrıkçı'nın yanına götürdüğünü, daha sonra Çıkrıkçı'nın emriyle bu kişilere yazlık bahçede yemek ısmarladığını ve araçlara dörder er bırakarak gittiklerini aktardı.

"Yüzbaşı beni arayıp 'Sıkıyönetim ilan edildi' dedi"

Havanın kararmasıyla herkesin "alarm" diye bağırmaya başlaması üzerine silah ve teçhizatı almaya gittiklerini kaydeden Vurgun, teçhizatını alan herkesin iç bahçeye çıktığını, kendisinin de Albay Çıkrıkçı'nın emir astsubayının yönlendirmesiyle "helikopter inecek" denilen futbol sahasında, kale direklerini sökerek beklediğini ifade etti.

Bu esnada Hizmet Bölük Komutanı Yüzbaşı Samet Örenlier'in kendisini telefonla arayarak, "Sıkıyönetim ilan edildi, ailelerinizi arayarak haber verin ve dışarı çıkmamalarını söyleyin." şeklinde uyardığını dile getiren Vurgun, şunları anlattı:

"Ben de ailemi arayıp söyledim. Daha sonra Aykut Astsubay yanıma geldi. Beklerken bir süre sonra Murat Yarbay (Durusoy) ile ismini bilmediğim iki rütbeli subayın, ellerinde plastik kelepçeyle nizamiyeden geldiklerini gördük. Helikopter inmeye başladı. Bu üç rütbeli subay, helikoptere binip gitti. Yaklaşık yarım saat sonra helikopter tekrar geldi. Bu üç rütbeli indi ve nizamiyeye doğru koştu. Helikopter 10 dakika kadar yerde çalışır vaziyette bekledi. Sonra nizamiyeden helikoptere bir kişi geldi, bir şeyler yaptı, sonra tekrar nizamiyeye koştu. Helikopter de kalkıp gitti."

"Komutanım piyonluk yapıyorsunuz"

Kemal Vurgun, bu süreçte MİT personeli olan bir tanıdığını aradığını, ancak telefonuna cevap verilmediğini belirterek, daha sonra Başçavuş Kenan'ın kendisini arayıp öğrencilere su dağıtmak için bir araç göndermesini istediğini, şoför olmaması nedeniyle aracı kendisinin götürdüğünü, kantinden araca su doldurduklarını aktardı. Asker ve öğrencileri halen iç bahçede zannettiğini, dışarı çıkarıldıklarını bilmediğini ifade eden Vurgun, Kenan Başçavuş'un "dışarıda benzinliğe kadar gideceklerini' söylediğini, araçla dışarı çıkarken nizamiyede darbedilen sivilleri gördüğünü dile getirdi. Başçavuş Kenan'ın, yol kenarında bekleyen herkese su dağıttığını, kendisinin de bu esnada etrafa bakıp ne olup bittiğini tam olarak anlamaya çalıştığını anlatan Vurgun, kışlaya geri döndükten sonra Kenan Başçavuş'un bu kez de çikolata götürmek istediğini aktardı.

Olayı anladığı için "Komutanım piyonluk yapıyorsunuz, şerefsiz bunlar, küçücük çocukları yollara çıkarmışlar, yazıklar olsun." gibi sözler sarf ettiğini belirten Vurgun, şu bilgileri verdi:

"Kantinde 10 dakika kadar haberlere baktık. Daha sonra, 'Gelin ulaştırmaya doğru gidelim.' derken Mahbup Başçavuş'un çatışmada polisler tarafından vurulduğu haberini aldık. Kenan Başçavuş ile revire çıktık, sağ ayağından vurulmuş olduğunu gördük. Hala isyankar bir şekilde konuşuyordu, Kenan Başçavuş ona, Çatışma senin neyine...' dedi. Mahbup Başçavuş'un, Kenan Başçavuş tarafından GATA'ya götürülmesinin ardından ulaştırma kısmına indim. Bu esnada Hakkari'de görev yaptığı sırada tanıştığım MİT personeli olan arkadaşım telefonla bana döndü. Arkadaşım bana 'Genelkurmay Başkanı'nın rehin alındığı, darbe girişiminde bulunulduğu' bilgisini verdi. Durum hakkında defalarca görüştük."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber