Adnan Boynukara: Korku tacirlerinin maskesini yırtalım

Boynukara, konuşmasında, "Siyasette kullanılan temel araçlardan birisi de, korkutmadır. Çünkü korkutmak işe yaramakta ve sonuç vermektedir. 1930'lu ve 40'lı yıllarda irtica kavramıyla,1950'li yıllarda "Stalin'in Kars, Ardahan ve Boğazlara dönük talepleri var" dedikodularıyla,50'lerin sonunda, Menderes'in gençleri köpeklere yedirdiği ve hilafeti geri getireceği türü ifadelerle bu ülkenin insanları korkutuldu. 70'li yıllar ise korkutmanın en acı sonuçlarının yaşandığı yıllardı. Korku; "Bu kış komünizm gelecek" sözü üzerinden yayıldı. Gençler silahlandırılır. Binlerce insan öldürüldü. Ve 12 Eylül darbesi. 90'li yıllarda tekrar irtica kavramı ve 28 Şubat darbesi. Değerli milletvekilleri, Düzenli olarak korkutulup bazı şeylere razı edilmek istenen milletin tüm fertleri, Şimdi yeni korkutmalar var. Diktatör, dikta, tek adam, rejim değişikliği,sivil darbe, yaşam tarzına saldırı diyerek, Misyonerlik, Alevicilik, Kürtçülük, Türkçülük, İslamcılık, mezhepçilik diyerek korkutuluyoruz. Öyle ki; herkese ve her zekaya birkaç korku düşüyor. Hepsinin toplamından ise bizlere; "size dayatılan küçük yaşam ve düşünme biçimlerinin ötesine geçmeyin ve korkun" diyorlar. Birbirinizden, gençlerden, başörtülüden, başı açıktan, Kürt'ten, Türk'ten, Ermeni'den, Süryani'den, Rum'dan korkun. Gölgenizden korkun. Kısacası, hayatınızda korku eksik olmasın diyorlar. Yeter ki, biz birbirimize güvenmeyelim, herkes bir başkasını tehdit olarak görsün ve öyle davransın. Düşünmeden, sorgulamadan, anlamadan, dinlemeden, kin duyun, linç edin diyorlar.13 milyonken korkmayan bu ülke insanını, gölgesinden korkan bir korkak kitlesi haline getirmek istiyorlar. Esas komplo budur. Bu topraklara dönük en tehlikeli tuzak budur. Unutmayalım; korku yayanlar anti-emperyalist, anti Siyonist ve anti Amerikancı görünebilir. Ama emin olun ki, hepsinin sicilinde bir gladio izi var. Ülke dört bir yandan istila edilirken, devlet başkentini terk edip Anadolu içlerine çekilirken, para, ekmek, ilaç kalmamışken bile korkmayan insanımızı getirdikleri yer işte burası" dedi.

Milletvekillerine de seslenen Boynukara şöyle devam etti:

"Değerli arkadaşlar. Mesele; üretilen korkuları nasıl bir toplumsal akıl ile karşıladığımız ve ne tür bir ruh haliyle algıladığımızdır. Mesele; korkulardan, korkutuculardan kurtulmak meselesidir. Mesele; korkmamayı öğrenmektir. Mesele; gerçekten milletin iktidar kılınması meselesidir. Geri kalan tüm korkutucu planlar ve gelişmelerin hepsi hikayedir. Çünkü korkmayan bir millete, tarihin hiçbir komplosu ve oyunu zarar veremez. İlla bir şeylerden korkacaksak, bizi bir şeylerden korkutmaya çalışanlardan korkalım. Unutmayalım ki, bu ülkeye asıl kalıcı zararı onlar veriyorlar. Artık buna bir son verelim. Korku tacirlerinin maskesini yırtalım. Mücadele edeceksek; umutlarımız, hayallerimiz, ideallerimiz, ülkümüz için mücadele edelim. İnsanımıza ve millete güvenelim. Bu ülke, bu millet bölünmez. Bu topraklar hiçbir zaman mürteci yuvası olmaz. Kürdümüzün ezici bir çoğunluğu bölücünün karşısındadır. Alevimiz bütün manipülasyonlara rağmen Sünniyle din kardeşidir. Hepsi tabii haliyle bizim farklı renklerimiz, düşünme ve yaşama biçimlerimizdir. Ama ci ve cu ekleriyle; Türkçü, Kürtçü, Alevici, dinci, solcu olunca korku yasası devrede demektir. Evet, sorunlarımız çoktur. Ama çözümlerimiz de çoktur. Yeter ki; çatışmalardan beslenen ve dumanlı havalarda ortaya çıkanlara kanmayalım. Unutmayalım, tarihin yüzü bu topraklara dönmüştür. Yaşadıklarımız, sadece ayağa kalkışın sancılarıdır. İşte olan bitene bu ufukla bakanlar kazanacaktır. Korkanlar, korkutanlar ise tarihin çöplüğünde unutulacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Korkutuculardan ve korkulardan kurtulmuş bir Türkiye diliyorum"