'Yaşı gelip, emekli olan hiç kimse mağdur olmamıştır'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Bugün ülkemizde yaşı gelip, emekli olan hiç kimsenin mağdur olması söz konusu değildir, dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Ocak 2017 13:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Yaşı gelip, emekli olan hiç kimse mağdur olmamıştır'

- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Daha önce de ifade etmiştim, artık bu ülkede kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacaktır. Hukuk devleti sınırları içerisinde herkesten hesap sorulacaktır. Ortaköy saldırısının faili teröristin yakalanmış olması, bu güvenlik anlayışının önemli bir tezahürüdür." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yapımı Tamamlanan SGK Hizmet Binalarının Toplu Açılış Töreni"nde yaptığı konuşmada, dün Kırgızistan'da kargo uçağının düşmesi sonucu hayatını kaybeden 4 havayolu personeli ile 33 Kırgız vatandaşına Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

Yılbaşında İstanbul Ortaköy'de yaşanan terör saldırısının failinin dün gece güvenlik güçlerinin başarılı operasyonuyla yakalandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha önce de ifade etmiştim, artık bu ülkede kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacaktır. Hukuk devleti sınırları içerisinde herkesten hesap sorulacaktır. Ortaköy saldırısının faili teröristin yakalanmış olması, bu güvenlik anlayışının önemli bir tezahürüdür." diye konuştu.

Erdoğan, Ortaköy'deki terör saldırısının failinin yakalanmasında emeği geçenlere teşekkür ederken, bundan sonra başarılarının artarak devam etmesi temennisinde bulundu.

Açılışı yapılan 46 sosyal güvenlik binası ile 5 İŞKUR binasının hayırlı olması dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu binaların kurumlarımızın hizmet kalitesini artıracağına inanıyorum. 'Fiziki imkan, fiziki mekan' deyip geçmeyin, bir ülkenin gücü, kuvveti bu mekanlardan gelmektedir ve oralarda çalışan personelin de güç kaynağı bu tür fiziki mekanlardır. Onun için büyüklerimiz 'El-mekan bil-mekin' derler. Yani mekan kişiye bu noktada hakikaten güç, kuvvet kaynağıdır." ifadelerini kullandı.

- "İster genel müdür olun ister işçi, aynı statüye tabisiniz"

Toplam 241 milyon liralık yatırımla ülkeye kazandırılan bu tesislerin faaliyete geçmesinde emeği olanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Geçtiğimiz 14 yılda Türkiye'nin en büyük gelişmeyi gösterdiği, en büyük reformları hayata geçirdiği alanların başında sosyal güvenlik geliyor. Temelde hepsi aynı işi yapan ama farklı isimler ve statülerde faaliyet gösteren sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında birleştirilmiş olması dahi başlı başına tarihi bir reformdur. SSK'nın, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın prim ödemelerinden hastanelerine varıncaya kadar tamamen ayrı çalıştıkları bir dönemden 79 milyon vatandaşımızın tamamının tek tip hizmet aldığı günlere geldik. Bunlar kolay olmadı. Bunu çok engellemek isteyenler oldu, dedik 'hayır', bu tek çatı altında toplanacak. Artık ülkemizde işçi, memur, esnaf ayrımı yok. Sadece kendi hesabına ve ücretli olarak çalışan var. İster genel müdür olun ister işçi, aynı statüye tabisiniz."

Devletin sosyal güvenlik kurumlarına katkısının dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Ama artık mali açıdan şeffaf, hesap verebilir, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine de sahibiz. Bu sayede kurumlarımız artık yatırım yapabiliyor, hizmet vermenin ötesinde, hizmetin kalitesini artırmanın yollarını arayabiliyor. Bugün açılışını yaptığımız birimlerin de gösterdiği gibi artık vatandaş devletine ulaşmak için dere tepe koşturmuyor. Devlet, hizmeti vatandaşın ayağına götürebilmek için çalışıyor. Öyle ki pek çok hizmet telefonla, internetle verildiği için vatandaşlarımız iş yerinden, evinden işlerini takip edebiliyor. Buralara kolay gelmedik. İşte bu, medeni olmanın, çağı yakalamanın ve muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmanın bir mücadelesidir." değerlendirmesinde bulundu.

Daha önce aylarca süren işlemlerin bugün günlere, saatlere sığdırıldığına işaret eden Erdoğan, vatandaşların, sorularına Alo 170 hattı aracılığıyla anında cevap alabildiğini kaydetti.

- Tarihi artışlara imza atıldı

Sosyal güvenliğin e-devet sisteminde en çok hizmet sunulan ve en yoğun kullanılan alanların başında geldiğini belirten Erdoğan, hizmetlere erişimi kolaylaştırırken, vatandaşın, ihtiyacını en çok hissettiği emekli maaşlarında da tarihi artışlara imza attıklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücretin 2002 yılında 184 lirayken, bugün bin 404 lira, aynı dönemde en düşük SSK işçi emeklisi maaşı 257 lirayken, şimdi bunun bin 402 liraya yükseldiğini kaydetti.

En düşük Bağ-Kur esnaf emeklisi maaşının 148 liradan bin 255 liraya, en düşük tarım emeklisi maaşının 66 liradan 998 liraya çıktığını vurgulayan Erdoğan, en düşük Emekli Sandığı emeklisi maaşının 376 liradan bugün bin 757 liraya yükseldiğini anlattı.

"Dünkü Türkiye'de emekli olmak demek sefalete mahkum olmak demekti." diyen Erdoğan, "Elbette gönlümüz çok daha fazlasını, çok daha iyisini arzu ediyor fakat şu gerçeği de kabul etmek lazım, bugün ülkemizde yaşı gelip, emekli olan hiç kimsenin mağdur olması söz konusu değildir." dedi.

Sadece emeklilerin refah seviyesini artırmakla kalmadıklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dul, yetim, engelli, malul ve gazi gibi mağdur durumda olan tüm vatandaşlara da devlet olarak sahip çıktıklarını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, engelli aylığını 24 liradan 514 liraya, 65 yaş aylığını 24 liradan 228 liraya, öğrenci kredisi ve bursunu 45 liradan 425 liraya çıkardıklarına işaret etti.

Ülke sınırları içinde yaşayıp da sosyal güvenlik sistemi dışında kalan kimsenin bulunmadığını kaydeden Erdoğan, "İmkanı olan kendi primini ödüyor, buna imkanı olmayanın yanında ise devlet var. Hani 'Sosyal bir hukuk devletiyiz' diyoruz ya bunu lafla yapmıyoruz, Anayasa'daki sadece o cümle ile değil icraatla yapıyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsimlerinin, söylemlerinin farklı olduğuna bakmayın. PKK, DEAŞ, FETÖ, YPG, DHKP-C ve diğerleri, hepsi de aynı senaryonun oyuncularıdır. Birbirlerinden farkı yok. Tüm terör örgütlerinin tek bir vazifesi, tek bir misyonu vardır. Bu da milli birliğimizi, ülkemizin bütünlüğünü tehdit etmek suretiyle Türkiye'nin önünü kesmek, ayağına pranga vurmak, 2023 hedeflerini sabote etmektir. Edemeyecekler." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapımı tamamlanan "SGK Hizmet Binalarının Toplu Açılış Töreni"nde yaptığı konuşmada, Yozgat'ta bir şehir hastanesi açıldığını anımsatarak, "Bu bizim idealimizdi. 'Öyle hastaneler açacağız ki, bu hastanenin içerisine giren vatandaşım 'Bu devletten Allah razı olsun' desin. Sağlam girip, hasta çıktığımız günleri hatırlıyorum." diye konuştu.

Şu anda anamuhalefetin başında olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun o dönem SSK'nın başında olduğunu ve televizyoncu Savaş Ay'ın Kılıçdaroğlu'yla bir program yaptığı hatırlatan Erdoğan, o programda yer alan hastane görüntülerini "felaket" olarak niteledi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hastanede maalesef yanlış iğne vurmak sebebiyle ölen Trakyalı bir yavrunun dramı anlatılıyordu. O günleri yaşadık ve SSK'nin başındaki o zat o zaman diyordu ki 'E ben hükümete söyledim ama dinletemedim' diyordu. Sorumluluk makamındasın, ne demek dinletemedim. Sen çözeceksin bu işi. Sorumluluk sıradan bir olay değil. Sorumluluk makamında olan o makamın hakkını verecek. O makamın hakkını veremiyorsa bırak git. O makamın hakkını verecek birisi gelsin, alsın o işi götürsün. Bu iş budur."

Yozgat'ın ardından Mersin'deki şehir hastanesini de açacaklarını belirten Erdoğan, "Öyle sedyeler üzerinde dışarıda koştur bilmem ne yap yok. İçeriye girdiğin andan itibaren A'dan Z'ye her şey orada başlayıp, orada bitecek. İnşallah ilk hedef 30 büyük şehrimizde bunları yapmak, ondan sonra daha da yaymak." dedi.

Şehir hastanelerinin sıradan hastaneler olmadığının altını çizen Erdoğan, Kanuni Sultan Süleyman'ın ifadeleriyle "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" anlayışıyla yürüdüklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yani koskoca Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye'yi, sağlıklı nefese feda edebilmeyi göze alan bir yönetim anlayışı. Bu çok önemli. Çünkü insan önemli onun için. Bir sağlıklı nefes." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eksiklerin hızla tamamlanarak giderilmesi gerektiğini söyledi. "Nereden geldiğimizi bilmezsek nereye gideceğimizi de kestiremeyiz." diyen Erdoğan, her alanda sürekli bu muhasebenin yapılması, adımların da buna göre atılması gerektiğini söyledi.

- "Benim sevgili vatandaşlarımın elinde bayraktan başka silah yoktu"

Sosyal güvenliğin Türkiye'nin yaşadığı büyük değişimin en önemli işaretlerinden sadece birisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, ulaşımdan toplu konuta, enerjiden eğitime, tarımdan spora kadar her alanda bu değişimin yaşandığını dile getirdi. Rakamların, yatırımların, eserlerin ve hizmetlerin ortada olduğunun altını çizen Erdoğan, "Sizler Türkiye'nin dört bir yanından gelen kardeşlerimsiniz. Hepiniz bu işin içindesiniz." dedi.

Sadece fiziki gelişmeyle kalmadıklarına, demokraside de çok büyük ilerlemeler kaydettiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Milli irade kavramına bizim kadar atıfta bulunan, bizim kadar titizlik gösteren, bizim kadar sahip çıkan bir başka siyasi kadro ve dönem herhalde yoktur." ifadesini kullandı.

Türkiye tarihinde ilk defa bir darbe girişiminin vatandaşların kararlı duruş ve direnişle boşa çıkarmanın başarıldığını belirten Erdoğan, girişim sırasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin etrafında 29 vatandaşın şehit ve 36 vatandaşın gazi olduğunu anımsattı.

"Benim milletim, benim vatandaşım, benim sevgili kardeşlerim o gece 'haydi meydanlara' dediğimiz zaman niye kalkıp acaba bu Külliyenin hemen etrafına geldi?" sorusunu yönelten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Benim sevgili vatandaşlarımın elinde bayraktan başka silah yoktu. Onun en büyük silahı bayrağımızdı. F-16'lar hemen şu kavşağa bombalar yağdırırken, helikopterler aynı şekilde mermilerini yağdırırken bizim vatandaşımız kaçmadı. Onlar feda-i can ettiler. Çünkü onlar şehadete yürümeye karar vermişlerdi. Yılmadılar. Hele hele bir tanesinin kuzenine telefon edişini hiç unutamıyorum. 'Kuzenim ben artık şehadete gidiyorum, hakkını helal et.' Bu bambaşka bir şey. Hani İstiklal Marşımız'da var ya, 'Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın.' İşte İstanbul'da da, Ankara'da da ülkemizin her bir yanında benim vatandaşım gövdesini siper etti. Kime karşı? Bu hainlere karşı. Onlar yılmadılar. Tankın, topun üzerine o F-16'ların üzerine öyle gittiler. Onun için bu millet çok yüce bir millet, bu millet çok aziz bir millet. O bakımdan diyorum, biz muasır medeniyetler seviyesinin üstüne Allah'ın izniyle çıkacağız. Hiç endişe etmeyin.

İstiklalimizi, istikbalimizi kanlarımızla savunduğumuz bu darbe girişimi, demokrasi tarihimizin en az Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı 23 Nisan 1920, en az gerçek anlamda çok partili hayata geçtiğimiz 14 Mayıs 1950 seçimleri kadar önemli bir dönüm noktasıdır. Daha da ileriye giderek, milletimizi harekete geçiren saikler ve göze alınan fedakarlık bakımından bu hadiseyi doğrusu Çanakkale ve Kurtuluş Savaşımızla aynı çizgide görmemiz gerektiğine inanıyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013'ten bu yana ardı ardına yaşanan hadiselerin Türkiye'nin yeni bir istiklal mücadelesi içinde olduğunu gösterdiğinin ifade ederek, "Bu defa muhatabımız kendi isimleri ve askeriyle karşımıza çıkan düşmanlar değil. Onlar ve onların kullandıkları maşalar olan terör örgütleridir. İsimlerinin, söylemlerinin farklı olduğuna bakmayın. PKK, DEAŞ, FETÖ, YPG, DHKP-C ve diğerleri, hepsi de aynı senaryonun oyuncularıdır. Birbirlerinden farkı yok. Tüm terör örgütlerinin tek bir vazifesi, tek bir misyonu vardır. Bu da milli birliğimizi, ülkemizin bütünlüğünü tehdit etmek suretiyle Türkiye'nin önünü kesmek, ayağına pranga vurmak, 2023 hedeflerini sabote etmektir. Edemeyecekler. İnşallah biz göremeyeceğiz ama torunlarımız görecek. İnşallah 2053'ü de bu milletin evlatları gerçekleştirecek 2071'i de." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar, eğer bu ülkede girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa, kim ne derse desin karşısında bizi, hükümeti bulacaktır." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapımı tamamlanan "SGK Hizmet Binalarının Toplu Açılış Töreni"nde yaptığı konuşmada, dün Diyarbakır'da gerçekleştirilen terör saldırısını anımsatarak, "Diyarbakır'da dün o kanı bozuklar, o alçaklar yine güvenlik güçlerimize saldırdılar, kan döktüler. Dört şehidimiz var." ifadelerini kullandı.

Daha önce de İstanbul'da, Ankara'da, Gaziantep'te, Diyarbakır'da, Mardin'de, Elazığ'da, Adana'da aynı amaçla asker, polis, sivil ayrımı gözetmeden insanların katledildiğini ve parlamentoda da hala polise, askere, köy korucularına saldıranları savunanların bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kimi savunuyorlar? İşte Diyarbakır'daki bu şehitlerimizi alçakça şehit edenleri savunuyorlar. Kimi savunuyorlar? Gaziantep'te bir kına töreninde 56 kardeşimizi şehit edenleri savunuyorlar. Kimi savunuyorlar? Kayseri'de bizim er ve erbaşlarımızı şehit edenleri savunuyorlar. İstanbul'da stadın hemen üstünde oradaki şehitlerimizi alçakça vuranları savunuyorlar. Siz kime neyi anlatıyorsunuz? Siz hangi hakla bu ifadeleri kullanıyorsunuz? Birer maşasınız. Eğer siyaset yapacaksanız seçtiğiniz kelimeleri,cümleleri dikkatli seçeceksiniz. Aksi takdirde şu anda bu ülkenin yönetimi, devletiyle, hükümetiyle gereği neyse, bunun gereğini hukuk içerisinde yapacaktır, yapmaktadır. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın."

Erdoğan, konuşmasında Diyarbakır'daki saldırıda şehit düşen polisler ile istikbal ve istiklal mücadelesinde yaşamını yitiren tüm şehitlere Allah'tan rahmet, gazi olanlara ise şifalar diledi.

"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." dizelerini anımsatan Erdoğan, "Biz bu topraklar için bin yıldır kesintisiz kan döküyoruz. Bayrağımızın rengi estetik durduğu için değil, şehitlerimizin kanlarıyla sulandığı için kırmızıdır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. O yıldız da şehitlerin ta kendisidir." diye konuştu.

- "Değerleri olmayan insan, dalından kopmuş yaprak gibidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, minarelerden okunan ezanların, salaların insanları sadece ibadete çağırmadığına işaret ederek, "Aynı zamanda bu toprakların ilelebet bizim vatanımız olduğunu her gün tüm dünyaya haykırıyor. Milletimizin bayrak ve ezan hassasiyeti, bu değerleri istiklalinin ve istikbalinin en güçlü sembolleri görmesinden kaynaklanıyor. Bayrağa ve ezana saygısı olmayan hiç kimsenin bu milleti anlaması, bu milletle yüreğini birleştirebilmesi, aynı istikamette bakabilmesi, yürüyebilmesi mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.

Her zaman aileden başlayarak, okulda ve hayatın her alanında çocuklara milli ve manevi değerleri öğretmenin, benimsetmenin çabası içerisinde olunması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Değerleri olmayan insan, dalından kopmuş bir yaprak gibidir. Nereye savrulacağını rüzgar belirler. Halbuki biz tıpkı ulu çınar gibi binlerce yıllık şanlı bir geçmişe, devlet geleneğine, medeniyet birikimine sahip bir milletiz." dedi.

Erdoğan, geçmişi birkaç yüzyılı bulmayan coğrafyalarda sıradan hadiseler üzerinden tarih inşa edilmeye çalışıldığına dikkat çekerek, "Bizim elimizdeki hazinenin kıymetini bilmiyor olmamız çok acıdır. İnşallah önümüzdeki dönemde çocuklarımıza hem medya hem eğitim kurumlarında tarihimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi en iyi, en doğru şekilde öğretecek bir atmosferi hep birlikte inşa edeceğiz." ifadelerini kullandı.

- Finans sektörüne çağrı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye yönelik saldırıların en önemli araçlarından birinin de ekonomi olduğunu kaydetti.

Bu alanda eksikliklerden kaynaklanan sıkıntıların da bulunduğunu, bunları gayet iyi bildiklerini ve çözümü için de çalıştıklarını bildiren Erdoğan, "Nitekim, dün gerek Cumhurbaşkanlığındaki ekonomi danışmanlarımla gerekse daha sonra da hükümetteki ekonomiden sorumlu bakan arkadaşlarımızla, başta Başbakanımız olmak üzere bir çalışma yaptık." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 14 yılda ekonominin geçirdiği yapısal dönüşümün ortada olduğuna dikkati çekerek, "Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelme vizyonumuzu da içeren 2023 hedeflerimize ulaşabilmek için gereken yapısal reformlar zaten gündemimizde. Bununla birlikte şu gerçeğin de farkındayız, özellikle 2013 yılından beri maruz kaldığımız tüm saldırılar, ekonomi boyutuyla kurgulanmakta ve sahnelenmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Bu durumun ekonomiyi durdurma, sanayicilere 'yatırım yapmayın, paranızı bankada tutun' söylemlerine kadar pek çok emaresinin bulunduğunu aktaran Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

" Paranızı bankada tutun' denmesi ne demektir biliyor musunuz? 'Paranı o finans kuruluşlarının sahiplerine ver, onlar hiçbir yatırım yapmadan reel sektöre oradan korkunç vurgunlar vursun' demektir. 'Ülkenin reel sektörüne değil, paranı git bankaya yatır, bankanın patronu kimlerse onlar da vurgunu vursun'. Bu odur. Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar, eğer bu ülkede girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa, kim ne derse desin karşısında bizi, hükümeti bulacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımcıların kredi alarak mevcut yatırımı varsa onu genişleteceğine veya yeni yatırımlara gireceğine ve bunun da istihdama, üretime etki edeceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer bu kredi muslukları açıldığında verilen krediler böyle insanı çıldırtırcasına yüksek faizle olmaz da hakikaten dürüst bir şekilde düşük faizle olursa, yatırımcının rekabet gücünü de artıracaktır. Bu da olduğu zaman, Türkiye'nin sıçrama yapması çok daha kısa, çok daha çabuk olacaktır.

Benim sözlerim birilerinin hoşuna gitmez, bundan memnun olmazlar. Hatta bazıları da 'Siz Cumhurbaşkanı olarak bunları söylemeyin, bunları başkaları söyler...' Olur mu canım, ben sorumluluk makamındayım. Ben söylemezsem olur mu? Bu millet bize oyunu verirken ne dedi, 'Benim haklarımı sonuna kadar koru' dedi. Biz de korumaya mecburuz. Acımasız parayı kullananları ben 'ekonomik terör estiriyorlar' diye vasıflandırıyorum. Bu budur. Bunun başka izahı yoktur."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin en önemli markası olan İstanbul'a bir gün bölücü örgüt, diğer gün DEAŞ tarafından saldırılması tesadüfi değildir. Son dönemde döviz kurlarında yaşanan hızlı artışın rasyonel sebeplere dayanmadığını, meselenin üreticileri ve tüketicileri tedirgin ederek, ekonomiyi yavaşlatmak olduğunu kim inkar edebilir? Bakıyorsunuz tarlada domates bir lira ama geliyor buraya çarşıya, pazara, eve aldığımız zaman yedi, sekiz liraya kadar çıkıyor. Ne bu, bu arada olanlar kimler? İnsaf, insaf." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapımı tamamlanan "SGK Hizmet Binalarının Toplu Açılış Töreni"nde yaptığı konuşmada, terör örgütlerinin eylemlerine, hedeflerine bakıldığında işin gerisinde "ekonomik bir mesaj" bulunduğunun görüleceğini ifade etti.

"Oradan sizi vurmak, çökertmek isterler." diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye'nin en önemli markası olan İstanbul'a bir gün bölücü örgüt, diğer gün DEAŞ tarafından saldırılması tesadüfi değildir. Son dönemde döviz kurlarında yaşanan hızlı artışın rasyonel sebeplere dayanmadığını, meselenin üreticileri ve tüketicileri tedirgin ederek, ekonomiyi yavaşlatmak olduğunu kim inkar edebilir? Bakıyorsunuz tarlada domates bir lira ama geliyor buraya çarşıya, pazara, eve aldığımız zaman yedi, sekiz liraya kadar çıkıyor. Ne bu, bu arada olanlar kimler? İnsaf, insaf. Bunları da konuştuk. 'Bu işe kesinlikle bir çözüm bulmamız lazım' dedik. Hep biz gençken bunları çok kullanırdık, 'aracı tefecilere lanet olsun' derdik. Şimdi buradaki hikaye aslında buraya dayanıyor."

Çiftçinin, bu konuda dikkatli olmasını isteyen Erdoğan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının tedbir alması, adımların buna göre atılması gerektiğini vurguladı.

Başbakanlığı döneminde fındıkta bu tür oyunların oynandığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Fındığı depolara yığıp, parasını önceden ödeyenler var. Onlara 'alavereci' veya 'alavere' derler. Bunlar vatandaşın fındığını alırdı, vatandaş da tabii 'parayı peşin alıyorum' diye onlara fındığını verirdi. Ben hatta bir gün arkadaşlara söyledim, 'Bu iş' dedim 'Bir yere gidiyor, alavere, dalavere...Gelin devlet olarak depolar kuralım, biz bu fındığı devlet olarak alalım, parasını vatandaşın biz verelim. Hiç olmazsa vatandaş sömürülmesin.' dedim. Böyle bir süreç başlattık. Fakat vatandaş nedense bazı şeyler o anda aklına yatmıyor mu, ne oluyor, gene gidiyordu o alavereciye."

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı bir görüşmede Rusya'ya domates, üzüm gibi ürünleri satmak istediklerini söylediğini ifade etti.

Putin'in bakanların daha sıkı görüşmeleri teklifinde bulunduğunu bildiren Erdoğan, dün akşamki toplantıda Rusya tarafıyla daha sıkı ilişkiler kurulmasını ve bu ürünlerde ihracatın artırılmasını dile getirdiğini anlattı.

Yerli paraya işaret eden Erdoğan "Biz onlardan alacağımızı Rus rublesiyle, onlar da bizden alacaklarını Türk lirasıyla almak suretiyle bu döviz kurunun baskısından da paralarımızı kurtaralım." ifadesini kullandı.

- "Garip tepkiler, oyunun bozulmasından kaynaklanıyor"

Suriye ve Irak'ta yaşananlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Suriye ve Irak'ta geciktirildikçe geciktirilen operasyonların, bu ülke halklarının selameti ve hayrına değil, ülkemizi de içine alan daha büyük bir terör dalgasına zemin hazırlama niyetini taşıdığı artık gizlenemez bir hakikat olarak karşımızda durmaktadır. Türkiye'nin sahaya inmesi karşısında gösterilen garip tepkiler, bu oyunun bozulmasından kaynaklanıyor. Mezhep çatışması senaryosuna ülkemizi de dahil etmek için gösterilen gayretleri, bu amaçla açılan hayat tarzı tartışmalarını çok iyi takip ediyoruz."

Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yaptığı 14 yıllık dönemde kimsenin hayat tarzıyla ilgi ve ilişkilerinin olmadığını vurgulayan Erdoğan, isteyenin istediği gibi giyindiğini, yiyip içtiğini, eğlendiğini belirtti.

Kimseye müdahalelerinin olmadığını, bundan sonra da olmayacağını dile getiren Erdoğan, millete bu ülkede en ideal yaşam alanlarını hazırladıklarını söyledi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde gazetelerde yer alan manşetleri hatırlatan Erdoğan, "Daha belediye başkanıyım İstanbul'da. Hemen ilk atılan manşetler şu oldu; 'İstanbul'da otobüslerde kadınlar için ayrı, erkekler için ayrı yerler ayarlanıyor.' dediler. Böyle bir şey gördünüz mü, duydunuz mu? Ondan sonra 'trenlerde' dediler. Hatta o arada, yanılmıyorsam Pendik'te mi ne, bir kardeşimiz, vatandaşımız trenden düştü, dediler ki bak, 'Başı açık diye attılar.' Bu ülkede bu kadar hakikaten gaddarca maalesef saldıranlar var. Düşünceye, fikre saygısı olmayanlar var." diye konuştu.

- "Meydan okuyorum"

Suriye'deki muhalif grupları Türkiye'ye karşı tahrik etmek için oynanan oyunları, çıkartılan dedikoduları bildiklerini aktaran Erdoğan, aynı şekilde 6-8 Ekim olayları sırasında Kürt vatandaşlar üzerinde oynanan oyunların da hafızalarda olduğunu kaydetti.

Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Hani bunlar diyor ya; 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz.' Yalan söylüyorlar. Ben, Kürt kardeşimi beni yaradan Allah, ne emrediyor ondan dolayı severim. Yaratılanı Yaradan'dan ötürü severim. Bizim inancımızda Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Roman'ı, Boşnağı böyle bir ayrım var mı? Biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Bizim birliğimizin, beraberliğimizin altında zaten yatan ilke bu. Ama bunlar, bunu yapamazlar. Biz Hakkari'ye havalimanı yapıyoruz, adam gidiyor havalimanını vuruyor. Iğdır'a yapıyoruz, aynı. Kars, Ağrı hiçbir ayrım yok. Bu hizmetlerin hepsini buralara götürdük. Ben şimdi buradan açıkça meydan okuyorum; Bütün bu terör örgütleri elinizden geleni ardınıza koymayın. Çünkü bize göre, 'Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır / Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır. "

Erdoğan, milletle birlik olarak bu mücadeleyi başarıya ulaştıracaklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2013 yılında Gezi olaylarında sokakları ateşe veren vandallara nasıl meydanı bırakmadıysak, 17-25 Aralık'ta hukuk darbesi yapmak için kapımıza dayananlara nasıl eyvallah etmediysek, mahalli idareler, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilli seçimlerinde bizi yıkmaya çalışanlara nasıl fırsat vermediysek, 15 Temmuz'da darbe yapmak için harekete geçenleri nasıl milletimizle birlikte başarısızlığa uğrattıysak, Suriye'de sınırımızda terör bölgesi oluşturmaya çalışanların heveslerini nasıl kursaklarında bıraktıysak, ekonomide kurulan tuzakları, Suriye ve Irak'ta yazılan senaryoları, bölgemizde oynanan oyunları da aynı şekilde yerle yeksan edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Oyunları bozmak için tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek millet zemininden kopmamak gerektiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü bozmak için atılan her taşın, duvarları daha da sağlamlaştırdığını kaydetti.

- Törenden notlar

Törene Erdoğan'ın yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan ile çok sayıda davetli katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bitlis, Mardin, Adana, Denizli'ye telekonferans yoluyla canlı olarak bağlantı kurulduktan sonra Sosyal Güvenlik ve İş-Kur hizmet binalarının açılışını Müezzinoğlu, Elvan, Akdağ, Çelik ve Turan ile kurdele keserek gerçekleştirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber