'Teklifi geçerse Meclisi mezara, demokrasiyi tarihe gömmüş olacağız'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eğer anayasa değişikliği teklifi geçerse Meclisi mezara, demokrasiyi de tarihe gömmüş olacağız. Bu sorun CHP'nin değil, kendisini demokrat olarak gören, ülkesini, bayrağını seven, adını, kimliğini nasıl tanımlarsa tanımlasın hepimizin ortak sorunudur, dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Ocak 2017 13:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Teklifi geçerse Meclisi mezara, demokrasiyi tarihe gömmüş olacağız'
<

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim tarihe, ülkemize, bayrağımıza, çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var. Biz muhalefeti, bu sorumluluk anlayışı içinde yapıyoruz. Sarayda oda kapma muhalefeti değil vatan, millet, bayrak mücadelesi yapıyoruz." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasına, Diyarbakır'daki terör saldırısında şehit olan polislere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileyerek başlayan Kılıçdaroğlu, Ortaköy'deki terör saldırısının faili Abdülkadir Masharipov'un yakalanması dolayısıyla da güvenlik güçlerini tebrik etti.

Kılıçdaroğlu, "Güvenlik güçlerimize, özellikle İstanbul'daki polis arkadaşlarımıza yürekten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Onları hep beraber alkışlıyoruz." diye konuştu.

Polislerin zor şartlarda görev yaptığını, günün 24 saati çalıştığını belirten Kılıçdaroğlu, polise, askere sıkılan her kurşunun, millete sıkılmış demek olduğunu vurguladı.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Terörü her yerde ve her ortamda lanetledik, yine lanetliyoruz. Hep birlikte, onurumuzla, dik duruşumuzla mücedele edeceğiz. Onlar terörle bizi yıldırmaya çalışacaklar, yılmayacağız, inançlarımızdan asla ödün vermeyeceğiz. Türkiye'yi ve halkımızı sonuna kadar savunacağız. Ülkemizi seviyoruz. Birliğimizi ve bütünlüğümüzü savunuyoruz. Cumhuriyetimizi korumak istiyoruz, demokratik parlamenter sistemimizin güçlenmesini istiyoruz. Nasıl polis arkadaşlarımız Reina katilini yakaladılarsa aynı başarıyı Adil Öksüz için de bekliyoruz. İnşallah onu da yakalar, adaletin önüne çıkarırlar."

- "Onların gücü bize yetemez, biz haklıyız"

TBMM Genel Kurulunda Anayasa Değişikliği Teklifinin birinci tur oylamalarının tamamlandığına işaret eden Kılıçdaroğlu, başta partisinin grup başkanvekilleri olmak üzere tüm milletvekillerine CHP'ye yakışan çalışma ve mücadelelerinden dolayı teşekkür etti.

CHP'nin İçtüzük'ten kaynaklanan haklarını kullandığını ancak baskıya ve hukuk dışı yaklaşımlara maruz kaldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Öyle aymazlar çıktı ki bir kadın milletvekiline saldıracak kadar kendinden geçenlere rağmen onurlu mücadelemizi sürdürdük. Baskılar bizi yıldıramaz, zaten onların gücü de bize yetemez, biz haklıyız." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin mücadelesinin Türkiye'nin bekası için olduğunun altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bizim mücadelemiz bayrak mücadelesi. Bizim mücadelemiz cumhuriyet mücadelesi, vatan mücadelesi. Onun için söylendi, biz de söylüyoruz; söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Bizim mücadelemiz budur. Bizim tarihe, ülkemize, bayrağımıza, çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var. Biz muhalefeti bu sorumluluk anlayışı içinde yapıyoruz. Sarayda oda kapma muhalefeti değil vatan, millet, bayrak mücadelesi yapıyoruz. Hırslarımızı tatmin etmek için siyasi bir mücadele yapmıyoruz. Önyargılarımızla siyaset yapmıyoruz. Öç alma duygusuyla, hele hele Cumhuriyet'ten öç alma duygusuyla siyaset yapmıyoruz. Biz, 'Ben ve yandaşlarım kazansın. Gerisi hiç önemli değildir' anlayışıyla siyaset yapmıyoruz. Herkes kazansın, zenginliği eşit paylaşalım, onurla paylaşalım diye siyaset yapıyoruz. Zenginin çocuğu bedel ödesin, askere gitmesin, fakir fukaranın çocuğu askere gitsin diye siyaset yapmıyoruz. Siyaset terörle mücadeleyse hepimiz, birlikte yapalım. Ankara'daki beylerin çocukları askere gitmeyecek, Fırat Kalkanı'na gitmeyecek, eksi 30 derecede terörle mücadele etmeyecek, fakir fukaranın çocuğu gidecek, bunun adına da siyaset diyeceksiniz. Böyle siyaset yere batsın diyorum."

- "Allah sizi affeder de mağdurlar sizi affedecek mi"

İktidar sahiplerinin yanlış yapmaması için çok uyarıda bulunduklarını, ancak uyarılarının dikkate alınmadığını savunan Kılıçdaroğu, bugün gelinen noktada tüm uyarılarının haklı olduğunun ortaya çıktığını öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, "Bir Allah'ın kulu çıkıp, elini vicdanına koyup, 'CHP'nin şu konudaki eleştirisi haksızdır' diyemez. Doğrunun yanında olduk, savunduk, doğru yasa getirdiklerinde destek verdik. Çünkü doğruyu savunmak bizim görevimiz ama yanlışın karşısında durmak da bizim görevimiz. Siyaset, yönetenler hata yaparsa bunun faturasını vatandaş ödüyor." dedi.

İktidarı Ergenekon, Balyoz davaları konusunda uyardıklarını, yapılanın yanlış olduğunu söylediklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, ülkeyi yönetenlerin bu uyarıları dikkate almadığını, daha sonra ise "Hata yapmışız, bir kumpasa teslim olduk." dediğini ifade etti. Faturayı vatandaşın, masum insanların ödediğini belirten Kılıçdaroğlu, FETÖ konusunda da uyarılarına kulak asmayan iktidarın şimdi "Yanıldık, Allah bizi affetsin." dediğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Allah sizi affeder de mağdur olan kullar sizi affedecek mi?" diye sordu.

Dış politikada benzer bir durumun söz konusu olduğunu, Türkiye'nin yanlış politikalarla dış dünyadaki itibarını kaybettiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"IŞİD'i kanka belledik. 'Yapmayın, etmeyin' dedik. 'Türkiye'yi terör örgütleriyle aynı düzeye çekmeyin' dedik. 'Siz Baas'çısınız, bilmezsiniz' dediler. Şimdi Ortadoğu'nun kabile şefleri bile kafa tutuyor. Ses bile çıkaramıyorlar. Faturayı hep birlikte ödüyoruz. Sorumlusu 15 yıldır bu ülkeyi yönetenler. Mavi Marmara olayını düşünün. 'Yapmayın, etmeyin' dedik. 'Gazze'ye gideceğiz, ablukayı kaldıracağız' dediler. Vatandaşlarımız hayatlarını kaybettiler. Bütün söylediklerimizi yuttuk. 20 milyon dolara koskoca Türkiye'nin itibarını sattılar. Şimdi 'Yanlış yaptık' diyorlar. 20 milyon dolara koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarı satılır mı? Bu soru henüz cevaplanmış bir soru değildir."

- "Bu ülkenin kurtarıcıları vardır"

Kılıçdaroğlu, Hükümetin ekonomi konusundaki uyarılarına da duyarlı yaklaşmadığını, işsizliğin, doların, benzin ve mazot fiyatlarının arttığını, tüm kesimlerin ekonomik sıkıntı içinde olduğunu savundu.

Türk lirasının bir kuruş değer kaybetmesi halinde bunun reel sektöre maliyetinin 2 milyar 100 milyon lira olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bugüne kadar 168 milyar liralık bir kayıp var. Bununla dört tane GAP yapılırdı. Suriye lirası karşısında bile Türk lirası değer kaybetti. Türkiye'nin geldiği nokta budur." şeklinde konuştu.

İktidarın eğitim politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, başında milli kelimesi bulunan bakanlığın icraatlarının her bakana göre değiştiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Eğitim politikalarını şimdi baştan sona değiştiriyorlar. Yeni müfredat. Ne yapacaklarmış? Atatürk'ü, İnönü'yü kaldıracaklarmış. Kendi tarihine saygı duymayan bir siyasal iktidar, Türkiye'yi temsil edemez. Önce kendi tarihine saygı duyacaksın. Bu ülkenin kurtarıcıları, mücadele edenleri vardır. Neden kendi tarihinden kaçınıyorsun, neden utanıyorsun?" diye konuştu.

Ülkede bir yönetim boşluğu bulunduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, vatandaşın pek çok sorunla boğuştuğunu, ancak iktidarın tek derdinin başkanlık sistemini getirmek olduğunu öne sürdü.

- "Neden illa başkanlık"

CHP olarak ülkenin sorunlarını çözme noktasında iktidara her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, ancak Hükümetin ne yapacağını bile bilmez bir durumda olduğunu öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Yönetemiyorsan ayrılacaksın kardeşim, yönetemiyorsan istifa edeceksin. Şimdi vatandaşın dikkatini başka yöne çekiyorlar. Esnafın, çiftçinin, sanayicinin, işsizin derdiyle kimse ilgilenmiyor. Hükümet de ilgilenmiyor. Neyle ilgileniyorlar? İlla başkanlık getireceğiz. Bir kişinin arzusu var, illa onu yapacağız. Parlamento günde 12, 13, 14 saat çalıştı. Niçin? İlla başkanlığı getireceğiz. Hangi kanunu istediniz de çıkaramadınız? Hangi kararı almak istediniz de alamadınız? Hepsini yaptınız. Tek başına iktidar değil misiniz? Siz ülkeyi yönetmiyor musunuz? Peki niye başkanlık? İki yıldır fiili başkanlığın ülkeyi nereye getirdiğini hepimiz biliyoruz. Neden illa başkanlık? Demokratik parlamenter sistemle ne alıp veremediğiniz var? Halk size oyu verdi, 'Gelin tek başınıza ülkeyi yönetin' dedi. Peki ne oldu? Parlamenter sistemden niye vazgeçiyorsun? İlla otoriter bir başkanlık sistemi olacak. Bütün yetkileri bir kişiye vereceğiz. Üst akıldan şikayet eden siz değil misiniz? Demiyor musunuz, 'Türkiye'yi üst akıl bu hale getirdi' diye. Şimdi kendi üst aklınızı kendiniz yaratıyorsunuz. Bütün yetki bir kişiye verilir mi? Akıl yok mu? Yüce Yaradan, 'Aklınızı kullanmıyor musunuz' diye sormuyor mu? Niye aklınızı kullanmıyorsunuz? Niye bir kişiye bütün aklınızı ihale ediyorsunuz?"

CHP'nin tarafsız bir cumhurbaşkanından yana olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, ancak getirilmek istenen sistemle partili cumhurbaşkanını tarafsız olamayacağını savundu.

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişiklik teklifine ilişkin, "Eğer bu geçerse Meclisi mezara, demokrasiyi de tarihe gömmüş olacağız. Bu sorun CHP'nin değil, kendisini demokrat olarak gören, ülkesini, bayrağını seven, adını, kimliğini nasıl tanımlarsa tanımlasın hepimizin ortak sorunudur." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, birinci tur görüşmeleri tamamlanan anayasa değişiklik teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanının, devletin sigortası olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, iktidar ve muhalefet arasında temel sorun çıktığında cumhurbaşkanının araya girdiğini, onun için tarafsızlığının önem taşıdığını belirtti.

Cumhurbaşkanlarının seçildikten sonra anayasaya sadakat üzerine namus ve şerefi üzerine yemin ettiğine işaret eden Genel Başkan Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanının, ettiği yemine sadık kalmasını istediklerini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin, kendi iradesini milli irade olarak millete dikte ettirmemesi, milletin yerine koymaması gerektiğini vurgulayarak, 80 milyonun, görüş, inanç, yaşam tarzı farklılıklarına rağmen, milli iradeyi temsil ettiğini ve milli iradenin ta kendisi olduklarını bildirdi.

- Karşı çıktığı düzenlemeler

Anayasa değişikliği teklifinde karşı oldukları düzenlemeleri sıralayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanının, bir partinin genel başkanı olmaması, tarafsız olması gerektiğini savundu.

Kılıçdaroğlu, eğer bir partinin genel başkanıysa, TBMM'de tarafız olacağına dair yemin edemeyeceğini anımsattı.

Teklife göre, cumhurbaşkanının, hiçbir gerekçe göstermeden Meclisi feshedebileceğini öne süren Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Mevcut anayasada bunun olduğunu söylüyorlar. Anayasada seçimlerden sonra 45 gün içinde hükümet kurulmazsa Cumhurbaşkanının Meclisi feshederek, seçime götüreceği yazılı. Şimdi 45 gün yok, istediği zaman 'Meclisi feshediyorum' diyebilecek. Bu, Türkiye'de kaos yaratmaktır. Şimdiki Cumhurbaşkanı, 'Ben böyle bir yetkiyi kullanmayacağım' diyor, senden sonra gelen kullanırsa ne olacak, bir başkası gelir daha farklı işlem yaparsa ne olur? Adalete siyaset bulaşmasın dedik. Cumhurbaşkanı, bir partinin genel başkanı olursa Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinin 12'sini kendisi tayin edecek. Buradan adalet çıkmaz. Anayasa Mahkemesine güven duyulmaz. Biz bunu söylerken, bugünü mü düşünüyoruz, hayır Türkiye'nin geleceğini düşünüyoruz. Adalete duyduğumuz saygıyı perçinlemek, yapılan işlem yanlıştır demek istiyoruz. Hakimler ve Savcılar Kurulunun üyelerinin büyük kısmını yine bir partinin genel başkanı atayacak. Hakimler, Yargıtay, Danıştay kendi aralarında bir hakim seçemiyor mu? Yargıya, 'Sizin böyle bir beceriksizliğiniz var, siz kendi aranızda seçim yapamazsınız, ben yaparım. Çünkü ben milli iradeyim.' diyorsunuz."

- "Yanlış yapıyorsunuz"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM'nin kanun çıkarma yetkisinin cumhurbaşkanına verildiğini, buna karşı çıktıklarına işaret ederek, bir kişinin, bir kararnameyle bütün kanunları değiştirmesini doğru bulmadıklarını vurguladı.

Başbakanlığın kalktığını, bakanların devam ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, yolsuzluğu ayyuka çıksa bile bir bakan hakkında gensoru verilemeyeceğini, parlamentonun hesap soramayacağını öne sürdü.

Kemal Kılıçdaroğlu, teklifle, hükümet programının açıklamasından sonra parlamentodan güvenoyu istenmeyeceğini ifade ederek, "Parlamento aciz, kendi halinde bir parlamento. Yanlıştır. Suriye politikasında, Balyoz, Ergenekon'da, FETÖ'de nasıl yanlış yaptıysanız, burada da yanlış yapıyorsunuz." dedi.

- "Arka bahçesine dönüştürecek"

Cumhurbaşkanının, istediği zaman devletin bütün kadro ve yapısını bir kararnameyle değiştirebileceğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bir kişiye koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin emanet edilemeyeceğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O zaman Meclisi feshet. O zaman bu Meclisin ne işlevi var? Vatandaşlar milletvekillerini niye seçtiler? Parlamenter demokratik rejimden ne eksikliğimiz var. Yanlışımız, eksiğimiz varsa, tamamlayalım. Eksik var mı var, giderelim. Yazıyla teklif ettik. 'Türk hukukunu darbe hukukundan arındıralım, demokratik parlamenter sistemi güçlendirelim, burası gazi Meclis, kendi iradesini başka iradenin altına sokamaz' dedik. Onlar 'hayır' dediler.

550 milletvekilini niye 600'e çıkarıyorlar? 550 milletvekili neyinize yetmiyor? Asgari ücretlinin haline bak, getiriyorsun 600'e çıkarıyorsun. Partinin genel başkanı ve cumhurbaşkanı, aynı zamanda kendi partisinin milletvekillerini belirleyecek. Yani Meclisi kendi arka bahçesine dönüştürecek. Böyle anlayış olabilir mi? Sonra Meclise gelip 'Tarafsız cumhurbaşkanıyım' diye ahkam kesecek. Bunun anlamı Türkiye Cumhuriyeti'ni bir parti devletine dönüştürmektir. Türkiye'yi, parti devletine dönüştürecekler."

Kılıçdaroğlu, bütçe hakkının, dünyanın bütün parlamentolarında en temel hak olduğunun, bunun da devredildiğini vurgulayarak, "Milli bütçe tahminleri neden Meclise gelmesin niye Meclisten korkuyor, çekiniyorsunuz?" diye sordu.

- "Diktatör yaratırız"

"Bu anayasa değişikliği gerçekleşirse bir diktatör yaratırız, her şeye dokunan ama kendisine dokunulmayan bir diktatör yaratırız." diyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu anayasa değişikliği gerçekleşirse, rejim tamamen değişecektir. Parlamenter demokratik rejimden otoriter başkanlık sistemine geçilecektir. Hiçbir vatandaşın can ve mal güvenliği olmayacaktır. Yargı sadece saraya çalışacaktır. Adalet tamamen iflas etmiş olacaktır. Yönetimi denetleyecek hiçbir güç kalmayacaktır. Devlet yönetimine zorbalık hakim olacaktır. Konuşan, eleştiren doğru içeri. Bir kişi hem hükümet olacak hem Meclis hem mahkeme olacak. Siz buna evet diyor musunuz? Biz buna 'Hayır, yanlıştır, yapmayın, etmeyin, Türkiye'yi bir girdabın, anaforun içine sürüklemeyin, iç çatışma süreci başlatmayın, ülkeye yazıktır günahtır. Demokrasimizi geliştirmek varken Türkiye'yi Ortaçağ karanlığına sürüklemeyin' diyoruz. Etkisiz, yetkisiz sembolik bir Meclis olacak, sayı 600'e çıkacak. 'Size milletvekilliği aylığı veriyoruz, oturun oturduğunuz yerde, ne bağırıp duruyorsunuz' diyecekler. Meclis bunu kabul edecek. Ben vicdanıma, ahlakıma sığdıramıyorum. Eğer bu geçerse Meclisi mezara, demokrasiyi de tarihe gömmüş olacağız. Bu sorun CHP'nin değil, kendisini demokrat olarak gören, ülkesini, bayrağını seven, adını, kimliğini nasıl tanımlarsa tanımlasın hepimizin ortak sorunudur. İster kendini ülkücü, milliyetçi, devrimci, muhafazakar, dindar tanımla, nasıl tanımlarsan tanımla, ama sen şunu düşünüyorsan, 'Benim gibi düşünmeyen insanlar da düşüncelerini özgürce ifade etsinler, gün gelir benim üzerimde baskı kurulabilir, bütün baskılardan arınan bir Türkiye istiyorum' diyorsan buna hayır diyeceksin."

Kılıçdaroğlu, asıl niyetin anayasa teklifinin görüşmelerinde ortaya çıktığına işaret ederek, AK Parti'li, Anayasa Komisyonu üyesi bir milletvekilinin, anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilebileceğini söylediğini anımsattı.

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin nasıl bir felakete sürüklenmek istendiğini herkesin gördüğünü ileri sürerek, bu milletvekilinin TBMM'de herkesin gözleri önünde, kürsüde bunu söylediğini aktardı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber