FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin iddianame
FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik yürütülen ve aralarında Said Sefa, Atilla Taş, Oğuz Usluer, Bülent Ceyhan, Ünal Tanık, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ufuk Şanlı ve Hanım Büşra Erdal'ın da bulunduğu 25'i tutuklu, 2'si yakalamalı 29 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame tamamlanarak, İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi
- İstanbul'da FETÖ/PDY terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin yürütülen ve aralarında Atilla Taş, Oğuz Usluer, Bülent Ceyhan, Ünal Tanık, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ufuk Şanlı ve Hanım Büşra Erdal ile "fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu tespit edilen Said Sefa'nın da bulunduğu 25'i tutuklu 29 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame tamamlanarak mahkemeye gönderildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından, terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma, hazırlanan ilk iddianame ile tamamlandı.
Başsavcıvekili İsmail Uçar'ın onayladığı ve FETÖ'nün örgüt yapısı ve eylemlerinin anlatıldığı 196 sayfalık iddianamede, örgütün 15 Temmuz darbe girişimi ile medya yapılanması detaylı olarak anlatılıyor.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, şüpheliler Said Sefa, Atilla Taş, Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız şüpheli sıfatıyla yer alıyor.
Hakkında yakalama kararı bulunan firari şüpheli Said Sefa'nın, terör örgütünün sosyal medyadaki propaganda aracı olarak kullandığı ''fuatavni'' hesabının kurucusu olduğu vurgulanan iddianamede, şüpheli Sefa hakkında ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütü yönetmek'' suçundan da 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede diğer 28 şüphelinin, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan ayrı ayrı 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor.
Şüpheliler hakkında, açık kaynak taramaları, TMSF kayıtları, MASAK raporu, ByLock sorgulamaları, şupheli ifadeleri, tanık beyanları, arama tutanakları, dernek ve vakıf kayıtları ile HTS dökumleri delil olarak yer alan iddianamede, şüphelilerden yazar Ufuk Şanlı ile televizyoncu Oğuz Usluer'in örgütün şifreli haberleşme programı olan ''ByLock'' kullanıcısı olduğu belirtiliyor.
Hakkında yakalama kararı bulunan firari şupheli Bülent Ceyhan'ın ise ikametgahında yapılan aramada 1 doların bulunduğu ifade edilen iddianamede, Ceyhan'ın Turk Hava Kuvvetlerine ait Yuzbaşı rutbeli askeri uniforma ile fotoğrafının tespit edildiği yer alıyor.
-''Örgütün amaçları doğrultusunda haber yapmayana baskı''
İddianamede, soruşturma kapsamında tanık olarak dinlenilen 3 kişinin ifadesinde, şüpheli Abdullah Kılıç, Bülent Ceyhan ve Oğuz Usluer'in bir dönem görev yaptıkları Habertürk'te örgüt adına çalıştıkları ve örgüt lehine haber yaptıkları belirtilerek, bu kişilerin ayrıca örgütün amaçları doğrultusunda haber yapamayan gazetecilere baskı kurduklarını iddia ettikleri kaydediliyor.
Tanık Y.Ç'nin ifadesinde, ''Bir sure sonra Radikal gazetesinden şupheli Abdullah Kılıç'ın Habertürk'e haber koordinatöru olarak atandıktan sonra kurumun örgutun haber kanalı gibi çalışmaya başladığını anlatarak, zaman zaman da olmamış olayları son dakika olarak girdiklerini ve bu olayların sonradan gerçekleştiğini söylediği anlatılıyor.
İddianamede, 7 Şubat'taki MİT krizi olarak bilinen olayla ilgili tanık Y.Ç'nin şu anlatımı yer alıyor:
''Kamuoyunda 7 Şubat MİT krizi olarak bilinen dönemde Abdullah Kılıç'ın kendisini arayarak 'Hemen yayına bağlanıyorsun. MİT Musteşarı Hakan Fidan'ın TK...... Numaralı uçak ile 14 numaralı koltukla ifade vermek uzere İstanbul'a yola çıktığını söyluyorsun' şeklinde talimat verdi. Ben de bunu kabul etmedim. İstihbaratını alıp ve teyit etmediğim bir bilgiyi canlı yayında söyleyemeyeceğimi belirttim. Abdullah Kılıç da 'Emrediyorum. Söyleyeceksin. Yoksa seni işten atarım.' dedi. Buna rağmen de kabul etmemem üzerine sonradan Abdullah Kılıç'ın getirttiği M.G. isimli muhabir aracılığı ile kanalda yayın yapıldı. Bunun benzeri çok sayıda olay yaşadım. Abdullah Kılıç ve Oğuz Usluer'in beni pasifize etmeleri sonucu kanaldan gazeteye geçmek zorunda kaldım.''
İddianamede, şüpheli Hanım Büşra Erdal'ın örgut tarafından TSK'nın ust duzey komutanlarının tasfiye edilip örgut mensuplarının yerleştirilmesi surecinde yazdığı yazılarla tasfiye surecinin haklılığı yönunde kamuoyu oluşturmaya çalıştığı vurgulandı.
Erdal'ın attığı tweetlerle bu kişilerin ailelerinin tepkisini topladığı belirtilen iddianamede, örgütün yaptığı soruşturma ve açtığı davaların, devleti ele geçirme amacı taşıdığı tespit edilip soruşturmalar başlayınca şüpheli Erdal'ın bu soruşturmaları ''kumpas'' olarak nitelendirip halk nezdinde itibarsızlaştırarak örgut adına faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği vurgulanıyor.
Şüpheli Ünal Tanık'ın sahibi olduğu ''Rotahaber'' adlı internet sitesinde FETÖ'nun söylemlerini sık sık topluma duyurduğu ve örgutun kara propaganda hesabı olan "fuatavni" hesabına yazılar yazdırılıp paylaşımlarını topluma ilettiği anlatılan iddianamede, ''Buna rağmen resmi kurumlarca talep edildiğinde 'fuatavni' ile ilgili herhangi bir hesap veya kimlik bilgisini vermemiştir. Algıya yönelik rotahaber ile ilgili çok sayıda tespit, dosya arasındadır. Bu şekilde örgut adına algı faaliyetlerinde bulunarak ve örgutun kara propaganda hesabı kullanıcısının bilgilerini resmi kurumlardan gizleyerek, şuphelinin örgut uyesi olduğu kanaatine varılmıştır'' değerlendirmesinde bulunuluyor.
- "Atilla Taş'ın örgüt üyesi olduğu kanaatine varılmıştır"
İddianamede, şüphelilerden Atilla Taş'la ilgili de şu ifadeler bulunuyor:
"Açık kaynak tespitleri ile örgut adına faaliyetleri nedeni ile kapatılan Meydan gazetesindeki şupheliye ait yazı ve paylaşımlar, örgutle mucadele kapsamında kayyum atanan Bugun TV'ye giderek bizzat ekranlardan destek olması, sosyal medya hesabından FETÖ mensuplarını övucu ve örgutle mucadele kapsamında yapılan soruşturmaları itibarsızlaştırıcı paylaşımları ve örgutun genel tavrına uygun olarak sayın Cumhurbaskanı'na çeşitli ithamlarda bulunması gibi tespitler dikkate alındığında, şupheli her ne kadar örgute bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan tutuklanmış ise de fiilen örgutle irtibatı sebebi ile kapatılan TV kanallarına giderek destek olması gibi hususlar dikkate alındığında, şuphelinin bu örgütün uyesi olduğu kanaatine varılmıştır.''
Diğer 22 şüphelinin de terör örgütünün elebaşısı Fetullah Gülen'in talimatı sonrasında Bank Asya'da hesap açtıkları veya var olan hesaplarına yüklü miktarda para yatırdıkları anlatılan iddianamede, bu şüphelilerin ayrıca örgüt lehine sosyal medya sitelerinde paylaşımlar yaptıkları ve çalıştıkları kurumda örgüt lehine faaliyette bulundukları belirtiliyor.