Cumhurbaşkanı Yargıda Birlik üyelerini kabul etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği, bu örgüt (FETÖ) kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum, sadece kadroların istilasına yol açmadı, aynı zamanda darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 18 Ocak 2017 14:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Cumhurbaşkanı Yargıda Birlik üyelerini kabul etti

- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği, bu örgüt (FETÖ) kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum, sadece kadroların istilasına yol açmadı, aynı zamanda darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Yargıda Birlik Derneği üyelerini kabulündeki konuşmasına, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine, bu gazi mekana hoş geldiniz." diyerek başladı.

Derneğin 2014 yılında teşekkül etmesine rağmen 9 bini aşan üye sayısı ve çoğulcu yapısıyla Türkiye'ye çok önemli hizmetler verdiğini belirten Erdoğan, derneğin kurucu, yönetici ve tüm mensuplarını tebrik etti. Erdoğan, "Yargıda Birlik Derneği gerçekten çok zorlu bir dönemden geçen Türkiye'nin yargı alanında yaşadığı sıkıntıları aşması konusunda kritik görevler yerine getirmiş bir meslek kuruluşudur. Çoğulcu yapısı ve geniş tabanıyla ülkemizde örneğine pek az rastlanacak bir mesleki temsil gücüne ulaşan derneğimize bundan sonraki çalışmalarında da başarılar diliyorum." diye konuştu.

Erdoğan, adalet kavramının insanlığın tarihiyle eş bir geçmişe sahip olduğunu ve ilk insan Hazreti Adem'in oğulları Habil ile Kabil arasındaki anlaşmazlığın temelinde de esasen hak ve hukuk tartışmasının bulunduğunu ifade ederek, peygamberler, sosyal bilimciler ve filozofların üzerinde en çok durdukları ve söz söyledikleri konuların başında da adaletin gelmesinin boşuna olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin tesis edildiği her yerde huzur, refah ve istikrarın hakim olduğunu vurgulayarak, "Buna karşılık adalet anlayışının ve sisteminin doğru kurulmadığı veya kurulamadığı her yerde de çatışmaların, dengesizliklerin, zulmün kol gezdiğini görüyoruz. Şu anda dünya bunun ağır, acı bedellerini ödüyor. Türkiye bu gerçekleri yakın tarihinde yaşadığı bir dizi acı hadiseyle ve yüksek bir maliyetle bir kez daha idrak etmiştir." dedi.

Ülke yönetimini 14 yıl önce devraldıklarında Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olmak üzere dört temel üzerinde kalkındıracaklarını ifade ettiklerini anımsatan Erdoğan, "Gerçekten de Türkiye, tarihinin en büyük yatırımlarıyla, en büyük projeleriyle, en büyük atılımlarıyla bu dönemde tanışmıştır. Ekonomimizi üç kat büyüterek cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamına eş ve hatta daha fazlasıyla hizmeti hayata geçirerek milletimize verdiğimiz sözleri tutmanın çabası içinde olduk." şeklinde konuştu.

Yaptıkları her işi samimiyetle, ihlasla, ülkeye ve millete hizmet aşkıyla gerçekleştirdiklerini aktaran Erdoğan, "Bu uğurda gece gündüz çalıştık, nice tuzakları boşa çıkardık, nice engelleri aştık, nice mücadelelerden galip çıktık. Rabbime bize bu imkanları sağladığı için hamdediyor, milletime bu süreçte bizlere verdiği destek için şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geriye dönüp baktığımızda ülkemize, milletimize ve şahsıma kurulan bazı tuzakları, oynanan bazı oyunları fark etmekte zaman zaman geç kaldığımızı görüyorum. Yargıda yaşanan sıkıntılar da bunlar arasındadır. Tabii bu sıkıntı tek taraflı ve sadece bir dönemle sınırlı değildir. Meselenin bir tarafında yargıyı milletin değil belli bir örgütün emrine sokmaya çalışanlar varken diğer tarafında da yine yargı üzerinden meşru siyasal kurumları alt etmeye çalışan bir başka vesayetçi anlayış mevcuttu." diye konuştu.

- "Hukuk adına biz utandık"

Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve milli iradeye saygıyı hiçe sayan bazı çevrelerin, Başbakanlığının ilk dönemlerinde sergiledikleri "nobranlıkları" unutmasının mümkün olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"367 garabetinden, kapatma davasına kadar öyle olmadık yöntemlerle karşımıza çıkıldı ki inanın bana hukuk adına biz utandık. İşte bu sorunlu dönemde FETÖ denilen şer örgütü diğer kurumlarımızla birlikte özel önem verdiği yargının içine sızmaya başlamıştır. 40 yıllık tabii bu işin bir geçmişi var, böyle kısa sürede bu sızma hareketi veya harekatı yapılmadı. Biz hayatımızın hiçbir döneminde insanları peşin hükümle kategorize etmedik, buna göre davranmadık. Devletine, milletine, hükümetine, demokratik meşru siyasi kurumlara saygı duyan veya öyle gözüken herkese kapıları açık tuttuk. Hiç kimseye ve hiçbir gruba ne yargıyı ne de başka bir kurumu peşinen asla teslim etmiş değiliz. Fakat bu örgütün zihin dünyası ve organizasyon yapısı her türlü iyi niyeti istismara müsait olduğu için adeta saman altından su yürüterek pek çok yerde güç temerküzüne girdiklerini gördük, hep beraber yaşadık."

- "Böyle bir anlayışın adalet tesis etmesi elbette mümkün değildi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği bu örgüt kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum sadece kadroların istilasına yol açmadı, aynı zamanda darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir. Eğriyle doğruyu, haklıyla haksızı, suçluyla suçsuzu aynı çuvala dolduran böyle bir anlayışın adalet tesis etmesi elbette mümkün değildi. Nitekim o dönemde açılan davaların neredeyse tamamı işte bu özensizlikler ve kasıtlı saptırmalar sebebiyle neticesiz kalmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Bir davada tek bir masumun dahi mağdur edilmesi halinde orada adaletten söz edilemeyeceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birtakım tutuklamalarla, birtakım davaların gidişatıyla ilgili şahsımın o dönemde verdiği beyanatlar, gösterdiği tepkiler ortadadır. Her ne kadar vicdanen mutmain değilsek de yargının bağımsızlığına halel getirmemek için meseleye daha keskin bir şekilde müdahale etmedik, edemedik, edemezdik. Nitekim o dönemde yargı bürokrasisi içinde kritik konumlarda bulunanların örgüt emriyle bu işleri rayından çıkardığı daha sonra ortaya çıkmıştır." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fetullahçı Terör Örgütü soruşturmaları kapsamında gözaltına alınan veya tutuklanan örgüt mensuplarından çok iyi tanıdıkları olduğunu belirterek, "İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. Bakın bunu açık söylüyorum. İtirafçı diyerek ortaya çıkarken bunlar, gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olan da bu. Çünkü bunların bir kısmıyla benim zamanında başa baş görüşmelerim olmuştur, Başbakanlığım zamanında. Şimdi itirafçı olarak söyledikleriyle Başbakan olduğum zaman bana söylediklerine baktığım zaman tamamen aykırı ifadeler. Bu oyuna asla gelmemek gerekiyor." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Yargıda Birlik Derneği üyelerini kabul etti.

Mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen Anayasa'nın 138. maddesinde, hakimlerin görevlerinde bağımsız oldukları, anayasaya ve yasalara uygun hüküm verdikleri ve mahkemelere hiçbir merci tarafından emir ve talimat verilemeyeceği hükmünün yer aldığını hatırlatan Erdoğan, "Şimdi sizlere soruyorum, FETÖ mensubu hakim ve savcılar görevlerini bu kriterlere uygun olarak mı yapıyorlardı? Kamuoyu oluşturmaya yönelik haberlerden başlayarak, kolluk güçlerinin araştırmalarına, savcıların soruşturmalarına, hakimlerin kararlarına kadar her yerde örgütün çıkarları ve talimatları esas alınmıyor muydu? Bu ülkenin yargısını, iradelerini bir terör örgütüne ve onun hiyerarşisine teslim etmiş hakim ve savcılara terk edemezdik." ifadesini kullandı.

- "17/25 Aralık da bir darbe girişimidir"

17/25 Aralık operasyonunu birilerinin ısrarla "şahsi meselesi" olarak göstermeye çalıştığına dikkati çeken Erdoğan, "Halbuki 17/25 Aralık operasyonu, yargıyı ele geçirmeye çalışan bu örgütün kendini inkar edilemez bir şekilde açığa çıkarmasının adıdır. Hani eskiler 'Takke düştü, kel göründü' derler ya, 17/25 Aralık'ta işte tam da böyle olmuştur. Yargı ve emniyet teşkilatı içindeki militanlar vasıtasıyla, meşru hükümeti devirerek yönetime el koymaya çalışmanın adı, 'Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüstür', yani darbedir. 17/25 Aralık da bir darbe girişimidir. Hükümet ve siyasi kadrolar olarak gösterdiğimiz o sağlam duruş, daha da önemlisi milletimizin verdiği güçlü destek sayesinde bu darbe teşebbüsünü boşa çıkardık." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün 17/25 Aralık'ta Emniyet ve yargı içindeki mensupları aracılığıyla başaramadığını 15 Temmuz'da Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki yandaşları vasıtasıyla gerçekleştirmeye çalıştığını belirtti.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hamdolsun o gecede milletimizin gösterdiği, kahramanlık, kararlılık ve fedakarlık sayesinde neticeye ulaşamamışlardır. Daha sonra elde edilen bilgiler, Gezi Olayları ve 6-8 Ekim hadiseleri gibi ülkemizi sıkıntıya sokan pek çok önemli kargaşanın büyümesinde, rayından çıkmasında aynı örgütün parmağı olduğunu göstermiştir. Hala, bu Pensilvanya'daki zat, utanmadan, sıkılmadan ne diyor biliyor musunuz? 'Bütün bunlar bir senaryodur' diyor. Biz neyin senaryo olduğunu görüyoruz, evelallah gelecek yakındır ve gelecek bunu çok daha açık ve net ortaya koyacaktır. Çünkü ben ilahi adaletin tecellisinden zerre kadar şüphe etmiyorum, bu adalet tecelli edecek."

- "Er meydanının sahibi sizler olmak zorundasınız"

Yargıda Birlik Derneğinin FETÖ'nün adalet teşkilatı içinde yol açtığı tahribatın önüne geçilmesi konusunda tarihi bir misyon üstlendiğini vurgulayan Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Size, Batı'da, çok değişik yerlerde Yargıda Birlik Derneği olarak birileri ön açmayabilir, belki görüşmeyebilir, pas vermeyebilir. Hiç umursamayın. Kusura bakmayın, ağır olacak ama atalarımızın bu ifadesini kullanmam lazım, 'İt ürür kervan yürür', biz yolumuza devam edeceğiz. İstedikleri kadar ön kesmeye çalışsınlar, 17/25 Aralık darbe girişiminin hemen ardından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu tamamen ele geçirerek, yargıyı kontrolü altına almak isteyen örgüte karşı, çoğulcu ve geniş tabanlı bir hareketin temsilcisi olarak Yargıda Birlik Derneği kurulmuştur. İyi ki de kurdunuz, çok isabetli oldu, aksi takdirde meydan bunlara kalıyordu. Er meydanının sahibi sizler olmak zorundasınız. Eğer meydanı boş bırakırsanız işte birileri gelir o meydanı doldurur. Anayasaya, kanuna, hukuka uygun bir şekilde vicdani kanaatleriyle yargı görevini yerine getirmek isteyen hakim ve savcılarımız, iradesini ve yetkisini FETÖ'nün emrine veren mankurtlara karşı tarihimizde ender rastlanan bir birliktelikle hareket etmişlerdir. Hayırlı olsun. Bu sayede önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu örgütten kurtarılmış, ardından, teşkilatın FETÖ militanlarından temizlenmesi süreci başlatılmıştır."

Türkiye'ye yönelik saldırılar ne kadar alçakça ve ahlaksızca olursa olsun verilen mücadelenin daima hukuk devleti sınırları içinde yürütüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu, öyle de devam edecektir. Aksi taktirde onlardan farkımız kalmaz." dedi.

Erdoğan, cezaevindeki örgüt mensuplarından tanıdıklarının bulunduğuna işaret ederek, "İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. Bakın bunu açık söylüyorum. 'İtirafçı' diyerek ortaya çıkarken bunlar gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar, en tehlikeli olan da bu. Çünkü bunların bir kısmıyla benim zamanında başa baş görüşmelerim olmuştur, Başbakanlığım zamanda. Şimdi itirafçı olarak söyledikleriyle Başbakan olduğum zaman bana söylediklerine baktığım zaman tamamen aykırı ifadeler. Bu oyuna asla gelmemek gerekiyor." ifadesini kullandı.

- "Adalet terazisini elinde tutanlar yeryüzündeki gücü elinde tutanlardır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde vatandaşların direnişi ve kendilerinin ortaya koyduğu liderliğin yanında yargı organlarının sağlam duruşunun çok hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bana göre o 15 Temmuz'daki sağlam duruşun, bundan sonra da devamı şarttır. Bizim hiç kimseden çekinmemize gerek yok çünkü adalet terazisi sizin elinizdedir. Adalet terazisini elinde tutanlar yeryüzündeki gücü elinde tutanlardır, bunu özellikle bilmenizi isterim. Çünkü tüm halkımızın, milletimizin beklentisi de bu teraziden çıkacak olan neticedir. Darbe girişiminin anlaşılmasının ardından süratli şekilde harekete geçen ve kendi mekanizmasını işleten kurum yargımızdır. Bunun için darbenin ilk saatlerinden itibaren hainlerin gözaltına alınması, sorgulanması, tutuklanması, yargılanması konusunda fedakarlıkla ve cesaretle görev alan tüm savcılarımızı, hakimlerimizi hassaten şahsım, milletim adına tebrik ediyorum."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber