FETÖ medya aracılığıyla istediği şekilde algı oluşturmuş

FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik 25'i tutuklu 29 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, "FETÖ'nün elindeki medya gücü ve sosyal medyadaki etkinliğiyle toplumda bir korku ve sindirme mekanizması kurduğu, istediği şekilde algı oluşturduğu" belirtildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Ocak 2017 17:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
FETÖ medya aracılığıyla istediği şekilde algı oluşturmuş

- İddianameden:

- "Orgut, elindeki basın yayın araclarını kullanarak 17-25 Aralık sonrasında hukumeti yıkmak uzere sistemli organize bir karalama kampanyası baslatmıs, sosyal medya uzerinden her turlu hakaret, iftira ve yakıstırmayı yapmaktan geri durmamıstır"

- "FETO, devletin gizli bilgilerini, gizli toplantılarını ve gizli telefon gorusmelerini, devlet kademelerindeki kadroları vasıtasıyla her turlu yolu mesru sayarak ele gecirip montajlamış, 'Twitter, Facebook, Youtube' gibi sosyal paylasım sitelerinde yayınlamış, devleti ve hukumeti itibarsızlastırmak suretiyle casusluk faaliyetleri gerceklestirmiştir"

- "Tum ornekler, orgutun medya uzerinden nasıl haberlestigini ve darbe tesebbusunun orgut uyelerince onceden bilindigini gostermektedir. Bu tespitlerle orgutun basın yayın organları aracılıgıyla yaptıgı propagandalar ve orgut mensuplarının her ortamda dile getirdikleri, 'bu donem boyle gitmez, elbet isler tersine donecek' soylemleri bagdastırıldıgında, orgutun toplumda bir korku ve sindirme mekanizması kurdugu anlasılmaktadır"

İSTANBUL (AA) - MURAT KAYA - ENES CAN - İstanbul'da FETÖ/PDY terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin 25'i tutuklu ikisi de yakalamalı 29 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, "FETÖ'nün elindeki medya gücü ve sosyal medyadaki etkinliğiyle toplumda bir korku ve sindirme mekanizması kurduğu, istediği şekilde algı oluşturduğu" belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından hazırlanan ve İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen 196 sayfalık iddianamede, devlet hiyerarsisi dısında, abi ve ablalardan gelen talimatla hareket eden yargı ve emniyet icerisindeki bir grubun, 17-25 Aralık 2013 gunlerinde hukuk icinde hareket ediyormus gibi gorunerek haksız dinlemeler ve gozaltılar yaptığı anlatıldı.

-"Fuatavni" gibi hesaplar üzerinden algı faaliyeti

Bu eylemi yapanların mesru hukumeti devirme saikiyle hareket ettiginin tespit edildiği ve devlet tarafından müdahale edilmesi sonucu eylemin amacına ulasamadığı aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Mesru hukümeti devirme operasyonu yapan grup uyeleriyle ilgili adli ve idari sorusturmalar baslayınca bu grubun silahlı teror orgutu oldugu tespiti yapılmıs, adına Fetullahcı Teror Orgutu/Paralel Devlet Yapılanması (FETO/PDY) denilmistir. Orgut ile ilgili sorusturmalar derinlestikce orgutun devlet icerisinde hemen hemen her alanda oldugu gibi sosyal medya alanında da yapılanıp, 'fuatavni' gibi hesaplar uzerinden orgut amacı dogrultusunda algı faaliyetlerinde bulundugu tespit edilmistir. Bu hesap ile ilgili sorusturmaya baslanılmıs olup ilerleyen surecte orgutun bu ve benzeri hesaplar uzerinden amacı dogrultusunda paylasımlar yaptıgı, sonrasında bu paylasımların dedikodu, fısıltı, sohbet, asılsız ihbar vb. yontemlerle topluma duyurdugu, son olarak da orgutun basın-yayın organları aracılıgıyla genis halk kitlelerine orgut soylemlerini ilettigi anlasılmıstır."

Örgütün sosyal medya, sohbetler ve bazı basın yayın organlarıyla algı operasyonlarına maruz kalan bireylerde kafa karısıklıgı olustuğu ve orgutun yaptıgı operasyonlara tepki veremez hale getirildiği belirtilen iddianamede, "Medya kullanılarak olusturulan bu ortamdan yararlanan icracı orgut mensupları ise hicbir ciddi tepkiyle karsılasmaksızın orgut adına operasyonlarını yapabilmistir. Sorusturma, orgutun kara propagandada kullandıgı sosyal medya hesabının tespitine yonelik baslamıs ise de tespitler sonrası genisletilmistir." ifadeleri kullanıldı.

FETÖ'nün kuruluşu, amacı, faaliyet yöntemi, mali yapısı ve silahlı terör örgütü olduğu anlatılan iddianamede, basın yayın mevzuatı ile örgütün medyayı nasıl kullandığına yer verildi.

- "Korku için medyayı kullanırlar"

"Dusunce ve tartısma ozgurlugu, ozunde hakikate ulasmak icin tanınmıs bir ozgurluk olup basın yayın kurulusları da dusunce ve tartısma ozgurlugunu hakikate varmak icin kural olarak kullanmalıdır. Ancak bir orgutun yaptıgı teror faaliyetlerini toplumda mesrulastırmak amacına hizmet eden basın ve yayın faaliyetleri, bu ozgurluk kapsamında olamaz." denilen iddianamede, teror orgutlerinin, toplumda algı yonetimi yaparak eylemlerine ve amacına mesruluk kazandırmak, faaliyetlerine toplumsal tepkiselligi engelleyip destek saglamak ve kendilerine karsı olan kitleler uzerinde korku meydana getirmek amacıyla medyayı kullanmakta olduğu bildirildi.

Her teror orgutlenmesi gibi FETO'nun de televizyon, gazete, matbaa, haber ajansı, internet siteleri gibi medya organlarının olduğu, bu organların orgutun amacına uygun sekilde kullanıldığı ve toplumda algı olusturduğu vurgulanan iddianamede, şu ifadeler yer buldu:

"Orgutun medya alanındaki faaliyetleri tamamen orgut amacına yonelik olup bu amac bazen kisisel, bazen ulusal, bazen de uluslararası hedefe yonelik olabilmektedir. Orgut tarafından yogun algı kirliligine maruz kalan hemen herkes yanlısla dogruyu, gercekle sahteyi ayırmaktan yoksun hale getirilmektedir. Orgut once dedikodu, yaygara, karalama ve parlatma yontemleri ile hedefini toplumda itibarsızlastırmakta, sonrasında sahibi tespit edilemeyen imzasız mektup veya sosyal medya hesapları gibi kaynaklarla soylentiyi topluma duyurmakta, sonrasında da bu hesap veya mektup kaynak gosterilerek orgut amacı dogrultusunda basın yayın organlarında haber yapılmaktadır. Devam eden surecte hedefle ilgili adli veya idari sorusturmalar baslatılmakta ve hedef etkisiz hale getirilmektedir. Bu surec icerisinde orgut mensupları, hedef hakkındaki manipulasyonu ne kadar cok tekrar eder veya ne kadar cok orgut mensubu bu manipulasyona katılırsa orgutun amacı dogrultusunda toplum o kadar etkili ve cabuk algıya maruz kalmaktadır. Nihayetinde bu algının olusmasına hizmet etmek de orgutun amacına hizmet etmek niteligindedir."

- "Liderlerinin örgüt üyelerince insanustu bir varlık gibi kabulu"

FETÖ'nün hemen hemen tum faaliyetlerini toplum muhendisligi uzerine kurduğu, medyanın da toplum muhendisliginin temel unsuru olduğu, aynı amaca yonelik orgutsel toplantılarda empoze edilen sorgulanmamıs bilgilerin dedikodu yontemiyle medyadan once toplumda orgut mensuplarınca islendigi ve örgut menfaatleri dogrultusunda medyanın cok yogun kullanıldıgına işaret edilen iddianamede, örgütün medya organlarında orgut liderinden "Muhterem Fetullah Gulen Hocaefendi" olarak bahsedildiği, onun tartısılmaz, dokunulmaz ve elestirilemez insanustu varlık pozisyonuna genisce yer verildiği ve kutsal bir kisilik oldugunun abartılarak toplumun hafızasına asılandığı aktarıldı.

"Muhterem" sıfatını kullanmaksızın orgut liderinden bahsetmenin orgut uyeleri tarafından hakaret olarak algılanmaya baslandığı, örgutun hucresel toplantılarında da orgut liderinin adının buyuk bir saygıyla anıldığı ve orgut liderine birtakım metafizik olayların atfedildiği kaydedilen iddianamede, "Orgutun temel yayın organlarından Samanyolu televizyonunda bir donem 'Sır Kapısı' adı altında programlar yapılmıs, burada orgut mensuplarının basından gecmis gibi metafizik olaylar anlatılarak orgutun ulvi bir amaca hizmet ettigi, mensuplarının ilahi yardıma kavustugu ve orgut dısında kalmanın dine hizmet yonunden bir eksiklik oldugu islenmistir. Boylece orgutun ilahi takdire mazhar oldugu ve orgut liderinin insanustu bir varlık gibi kabulu, orgut uyeleri arasında yerlesik bir kanaat olmustur." görüşü dile getirildi.

- "28 Şubat girişimi örgüt medya organlarınca desteklendi"

İddianamede, örgutün elindeki basın yayın araclarını kullanarak, "FETO'nun dine hizmet eden bir gonulluler toplulugu oldugu, milli ve dini degerleri dunyaya tanıttıgı, ulkenin icinde bulundugu sartlarda hicbir kabahatinin olmadıgı, gonullulerinin hic suc islemedigi ve devletin sorusturma ve davalarla orgute haksızlık yaptıgı" şeklinde acık propaganda faaliyeti yürüttüğü belirtilerek, örgutun adeta bir "iyilik melegi" gibi tanıtılmasının yanında, "devletin sorusturmalarla orgute eziyet ettigi" gibi bir propaganda yonteminin kullanıldığından da bahsedildi.

Medya uzerinden elde edilen kazancların orgutun menfaatleri dogrultusunda kullanıldığı, özellikle orgut adına faaliyet gosteren "Kimse Yok mu?" gibi yardım kuruluslarının para, kurban veya zekat toplamalarında topluma duyuruda bulunulup gelir temin edildiği ve orgutun eleman kaynaklarından olan dershane-okul gibi kuruluslarının da reklamıyla orgute bu yonde ciddi destek saglandığı anlatılan iddianamede, şöyle devam edildi:

"Orgut tarafından, basın-yayın uzerinden siyasi partiler arasında taraf tutulup yanlı yayınlar yapılmıs, orgutlu olarak hangi siyasi partiye oy verilmesi gerektigi ve hangi siyasi partinin dusman olarak goruldugu acıkca sempatizan kitleye empoze edilmis ve orgut stratejisine gore tavır belirlenmistir. Mesela 28 Subat surecinde anti demokratik girisimler, orgutun medya organlarınca desteklenmis ve donemin hukumetini devirmeyi hedefleyen yayınlar yapılmıstır. Yine 1980 askeri mudahalesinin hemen ardından orgut lideri F. Gulen, Sızıntı dergisinde yayınlanan yazısını, 'Hızır gibi imdadımıza yetisen Mehmetcige bir kere daha selam duruyoruz.' diyerek askeri darbeyi tasvip ettigini kamuoyuna duyurmustur. Yine 30 Mart 2014 yerel secimleri oncesinde orgut, basın ve yayın uzerinden mevcut hukumete karsı topyekun karalama kampanyası baslatmıstır.

Internet ortamında cogu Twitter, Facebook, Youtube gibi sosyal medya uzerinden basbakana hakaretler ederek kamuoyu algısı olusturmaya calısmıstır. Orgut, elindeki basın yayın araclarını kullanarak 17-25 Aralık sonrasında hukumeti yıkmak uzere sistemli organize bir karalama kampanyası baslatmıs, sosyal medya uzerinden her turlu hakaret, iftira ve yakıstırmayı yapmaktan geri durmamıstır. Kurgulanmıs montaj ses kayıtları servis ederek hukumete karsı halkı isyana, hükümeti siyaseten yıpratıp yıkmaya calısmıstır. Hukuka aykırı dinlemeler yoluyla elde ettigi ses kayıtlarında amaca gore ekleme ve cıkarma yaparak yayınlamıstır. Hukumeti devirmek icin iftira ve karalama kampanyasına basvurmus, 'ifade ve dusunce ozgurlugu, basın hurriyeti' adı ile iftira, yalan ve karalamalarını basın yayın uzerinden gerceklestirmis, toplumun dogru ve gercek haber alma hakkını engelleyerek amacı ve hedefleri icin elindeki basın yayın organlarını arac olarak kullanmıstır."

- Örgutun medya uzerinden casusluk faaliyetleri

FETO'nün devletin gizli bilgilerini, gizli toplantılarını ve gizli telefon gorusmelerini, devlet kademelerindeki kadroları vasıtasıyla her turlu yolu mesru sayarak ele gecirip montajladığı, "Twitter, Facebook, Youtube" gibi sosyal paylasım sitelerinde yayınladığı, devleti ve hukumeti itibarsızlastırmak suretiyle casusluk faaliyetleri gerceklestirdiği bilgisi verilen iddianamede, devletin en mahrem bilgilerinin medyada servis edildiği, Dısisleri Bakanlıgındaki 13 Mart 2014 tarihli cok gizli toplantının hukuka aykırı olarak siyasi, askeri casusluk maksatlı dinlenildigi ve dinleme kayıtlarının acıklandıgının 27 Mart 2014'te sosyal medyadan ogrenildiği ifade edildi.

İddianamede, MİT tırlarının orgut mensuplarınca usulsuz sekilde durdurulmasına ilişkin görüntülerin de aynı anda medyaya servis edilmesinin orgutun casusluk amacını gosterdiği ve hakkında FETO uyeliginden yakalama kararı bulunan Emre Uslu'nun bununla ilgili yazılar yazmasından sonra tırların orgut uyeleri tarafından durdurulma görüntülerinin basına verildiği, Cumhuriyet gazetesinde yayımlandığı ve bu sekilde Turkiye Cumhuriyeti devletiyle ilgili, "terore destek veren bir ulke" algısı olusturulmaya calısıldığı anlatıldı.

Ayrıca 15 Temmuz 2016'daki darbe girisimi sonrasında da yurt dısına kacan bazı orgut mensuplarının Turkiye aleyhine toplantılar ve konferanslar yaparak, ülkenin itibarını zedelediği bildirilen iddianamede, orgut liderinin ülke yoneticileri aleyhine zaman zaman yabancı basına acıklama yaparak, 'Türkiye'de demokratik bir rejim olmadıgı' yonunde soylemlerde bulunduğu belirtildi.

- Medyayla toplumu sindirme faaliyetleri

FETÖ'nün elindeki basın yayın organlarını kullanarak toplumu, devleti, bu orgutun egemenligine karsı cıkan grupları ve kisileri sindirip yıldırmak icin faaliyet yuruttüğüne de dikkati çeken iddianamede, bazı basın yayın organları ve internette bulunan sosyal medya hesapları aracılıgıyla kamu gorevlilerinin yıpratılmaya ve orgutle mucadele dosyalarında gorev alan emniyet mensupları, savcı ve hakimlerin, isimlerinin yazılı gorsel ve sosyal medya hesapları uzerinden yayınlanmasıyla dosya uzerindeki motivasyonlarının kırılmaya calısıldığına işaret edildi.

İddianamede, "Sahibi belli olmayan sosyal medya hesaplarından kamu gorevlileri hakkında iftira atmaktan geri durulmamıstır. Secim doneminde orgutun, hile yapılacagı yonundeki propagandasının devamı niteliginde bircok sandık gorevlilerinin hile yaptıgı iddia edilmistir. Mesajlarla tehdit edilen kamu gorevlileri gercek dısı iftiralar ile itibarsızlastırılmaya calısılmıstır. Aynı sekilde ulkemizin bekasına kasteden ve darbe kalkısmasında bulunan bir orgut ile yapılan mucadeleyi kastederek, 'donemin boyle gitmeyecegi, orgutle mucadele edenlerin bir gun hesap verecekleri' gibi orgut soylemleri sıkca islenmistir. (Aynı orgut uyeligi suclaması ile tutuklu bulunan Mumtazer Turkone'nin, orgutle mucadele edenleri gunu geldiginde yargılarken, adil olunacagı sozu vermesi hatırlanmalıdır). Orgut elemanlarınca Facebook, Twitter, Youtube gibi sosyal medya aracları da aktif olarak kullanılmıstır. Sanal alemde zaman zaman sahte hesaplar kullanılarak, dogrulugu arastırılmadan paylasılan yazılar ve goruntuler kamu duzeni acısından ciddi bir tehlike olusturmus hatta toplumda kutuplasmalara, korkmaya ve cekingenlige neden olmustur." ifadeleri yer buldu.

- Tuncay Opçin'in "darbe" tweetine vurgu yapıldı

Sosyal medyada da orgut uyelerince tehdit icerikli toplumu gerici mesajlar yayıldığı ve bu sekilde toplumun sindirildiği kaydedilen iddianamede, "Ornegin orgut uyeligi suclaması ile hakkında sorusturma yapılan Tuncay Opcin, darbe girisiminden bir gun once 'Yatakta basıp safakta asacaklar' seklinde tweet atmıstır. Yine aynı orgut uyeligi suclamasından firari Emrullah Uslu 14 Eylul 2015'te, '2016 Temmuz'da Turkiye'ye donecegini' belirtir tweet atmıstır. Tum ornekler orgutun medya uzerinden nasıl haberlestigini ve darbe tesebbusunun orgut uyelerince onceden bilindigini gostermektedir. Bu tespitlerle orgutun basın yayın organları aracılıgıyla yaptıgı propagandalar ve orgut mensuplarının her ortamda dile getirdikleri, 'bu donem boyle gitmez, elbet isler tersine donecek' soylemleri bagdastırıldıgında, orgutun toplumda bir korku ve sindirme mekanizması kurdugu anlasılmaktadır." denildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber