'Tek adamlık bizim hayat felsefemize ters bir şeydir'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Zengin: - "Anayasa çalışmaları sırasında tek adamlık tartışmaları konuşuluyor. Tek adamlık bizim hayat felsefemize ters bir şeydir. Şahsımız için bir şey istemek bizim adabımızda, edebimizde yer almaz. Ben demek bile nefse aykırıdır. Biz hayata hep 'biz' diye bakan insanlarız. Bu anayasa meselesi de 'biz'in karşılığıdır"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Ocak 2017 19:03, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Tek adamlık bizim hayat felsefemize ters bir şeydir'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Özlem Zengin, anayasa değişikliğine ilişkin, "Anayasa çalışmaları sırasında 'tek adamlık' tartışmaları konuşuluyor. Tek adamlık bizim hayat felsefemize ters bir şeydir. Şahsımız için bir şey istemek bizim adabımızda, edebimizde yer almaz. 'Ben' demek bile nefse aykırıdır. Biz hayata hep 'biz' diye bakan insanlarız. Bu anayasa meselesi de 'biz'in karşılığıdır." dedi.

Çorum Kent Konseyince belediye konferans salonunda düzenlenen "Yeni Türkiye, Yeni Anayasa" konferansında konuşan Zengin, 1982 anayasasının hazırlık sürecinin incelendiğinde, bugün tartışılan konuların geçmişte de tartışıldığını, 1982 anayasasının millete bir çerçeve çizmek için şekillendirilmiş bir anayasa olduğunu belirtti.

Zengin, anayasanın normal şartlar altında devleti sınırlamak için hazırlanan bir hukuk metni olduğunu, 1982 anayasasının üzerinden uzun bir zaman geçtiğini ve pek çok kez değiştirildiğini ifade ederek, yapılan değişikliklere rağmen anayasadan hala şikayetçi olunduğunu ve 19'uncu kez anayasayı değiştireceklerini söyledi.

Bugün yapılan anayasa çalışmasının 2012 yılında yapılan çalışmanın daha gelişmiş hali olduğuna dikkati çeken Zengin, şöyle konuştu:

"2011 yılından itibaren Türkiye'de bütün siyasi partilerle eşit bir şekilde uzlaşma komisyonu oluşturuldu. Burada 60 tane maddeyle ilgili olarak bir uzlaşma sağlandı. Fakat tüm bunlara rağmen tamamlanamadı. Bu süreçte tüm siyasi partiler bu komisyon çalışmalarını bitirirken kendi anayasa öngörülerini hayata geçirdiler ve meclise sundular. Aslında bugün yaptığımız çalışma AK Parti açısından bakılacak olunursa '2012'deki çalışmanın daha gelişmiş hali' diyebiliriz ama iskeletinin 2012'deki çalışmanın oluşturduğunu söyleyebiliriz. O gün de AK Parti başkanlık sisteminden yanaydı. Bugünkü adıyla onu cumhurbaşkanlığı olarak telaffuz ediyoruz."

Türkiye'nin hem anayasayla ilgili problemleri hem de başkanlıkla alakalı arayışlarının eskilere giden bir süreç olduğunu ifade eden Zengin, "Eski dönemlere baktığımızda da Turgut Özal başkanlık sistemini en çok savunan isimlerden birisidir. Süleyman Demirel 1970'li yıllarda modern darbelerden canı yandığı zaman başkanlık sisteminin olmasını istemiştir. Yine Bülent Ecevit, Fransa'da başkanlık sisteminin öne çıkmasından sonra başkanlık sistemini istemiştir. Necmeddin Erbakan'ın da bu konuyu savunan düşünceleri vardır." dedi.

"Başkanlık sisteminde seçilmiş bir parlamento var, bir tarafta da seçimle gelmiş bir başkan var. Millet sandığa gittiği zaman hem parlamentoyu seçiyor hem de başkanı seçiyor. Aynı anda iki tane seçilmiş yapıya güç vermiş olacaksınız." diyen Zengin, "Başkanlık sisteminin özü, yasama, yürütme ve yargı dediğimiz bu 3 erkten yasama ve yürütmenin halk tarafından doğrudan, birebir seçilmesidir. En önemli özelliği budur. Parlamenter sistemde ise bir tane seçim yapıyoruz. Oy verip parlamentoyu seçiyoruz. Ama parlamentoyu seçtiğimiz anda başbakanın kim olacağını bilmiyoruz. Yürütmenin başı kim olacak, bilmiyoruz. Onun için bir süreç gerekiyor. Biz bunun canlı örneğini 7 Haziranda gördük." diye konuştu.

Milletin 15 Temmuz gecesi demokrasiden yana olduğunu açıkça gösterdiğini, cumhurbaşkanıyla birlikte milletin darbecilere 'dur' dediğini vurgulayan Zengin, "Biz bölünmüş bir millet değiliz. Her türlü terör örgütünün bir taraflardan çekmesine rağmen tek bir milletiz. Hala ayaktayız ve hala çok iyi şeyler yapma potansiyeline sahibiz. Hayatı korkularla yönetmemiz gerekmiyor. Herkes soruyor, 'şimdi bunun zamanı mı?' diye. Ben de diyorum ki, şimdi değilse ne zaman? Şu an biz bunu yapamayacaksak tüm olan bitenlerle biz bunun altından kalkamayacaksak, ne zaman biz bunun altından kalkacağız? Bu sebepten dolayı bu anayasanın hazırlanması, bu aşamaya gelmesi Türkiye için çok önemli bir süreçti." ifadelerini kullandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber