'Türkiye'nin Hawking'i ODTÜ'de

Kas erimesine yol açan hastalığından dolayı boynundan aşağısı tutmayan ODTÜ Fizik Bölümü öğrencisi Özmen, tekerlekli sandalyesi ve sadece gözlerini kırparak kullanabildiği bilgisayarı ile ABD'li ünlü fizikçi Hawking'le aynı kaderi paylaşıyor.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Ocak 2017 22:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Türkiye'nin Hawking'i ODTÜ'de

Selma Kasap

Kas erimesine neden olan hastalığından dolayı boynundan altı tutmayan ODTÜ Fizik Bölümü öğrencisi 23 yaşındaki Can Özmen'in hayatı, tekerlekli sandalyesi ve ODTÜ'lü araştırmacılarca geliştirilen, sadece gözlerini kırparak kullanabildiği bilgisayarı ile ABD'li ünlü fizikçi Stephen Hawking'in hayat hikayesine benzer özellikler taşıyor.

Spinal Muskuler Atrofi (SMA) adlı hastalığının teşhisi henüz 5 aylıkken konulan İstanbul doğumlu Özmen, sağlık sorunları nedeniyle kısa süre devam edebildiği Nevzat Ayaz Anadolu Lisesinden mezun olduktan sonra üniversite sınavına girdi.

ODTÜ Fizik Bölümü'nü kazanan Özmen, üniversitenin İngilizce hazırlık programını sadece kendi kendine geliştirdiği dil becerisi sayesinde geçti. Özel tasarım korsesi ile oturabilen ve annesinin yardımıyla kişisel ihtiyaçlarını karşılayabilen Özmen, sadece gözlerini hareket ettirerek kullandığı, ODTÜ'lü araştırmacılar tarafından geliştirilen bilgisayar teknolojisi ile derslerini takip edebiliyor.

Özmen'in yaşamı, kendisi için özel geliştirilen bilgisayar ile araştırmalarını sürdürebilen ünlü fizikçi Hawking'in hayat hikayesine benzer özellikler taşıyor. Stephen Hawking, kuantum fiziği ve kara deliklerle ilgili çalışmalarıyla tanınıyor. Genç yaşta ALS hastalığına yakalanmasının ardından Hawking, tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürdü. Hastalığı nedeniyle sesini de yitiren Hawking'in koltuğuna yerleştirilmiş, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı sayesinde insanlarla iletişim kurduğu biliniyor.

Hayali bilim dünyasına katkı sağlamak

Can Özmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Kürşat Çağıltay ve ekibi tarafından geliştirilen, her türlü işlemi sadece göz kırpma ile yapabilmesine imkan sağlayan bilgisayarın da kendisi için bambaşka bir geleceğin kapılarını açtığını ifade etti.

Çağıltay'ın ayrıca ODTÜ'de açık ders projesini yürüttüğünü ve kayıt altına aldıkları dersleri internet üzerinden telafi edebildiğini dile getiren Özmen, "Sağlık sorunlarım nedeniyle derslere sürekli giremiyorum. Uzun süre oturunca çok yoruluyorum. İnternetten dersleri izleyebildiğimden de derse girmiş gibi oluyorum." değerlendirmesini yaptı.

Bilgisayarın hayatını da çok değiştirdiğine işaret eden Özmen, "Bir mail atmam gerektiği zaman bile mutlaka birinin gelmesini bekliyordum. Şu anda özgürüm. Kendi kendime bilgisayarda neredeyse her şeyi yapabiliyorum. Yakında yazılım dersleri almaya başlayacağım. Bunu yapabilmem için bir bilgisayar kullanmam şarttı. İleriye yönelik hayalim, yazılım konusunda uzmanlaşmak. fizik bölümünde de yüksek lisans ve doktora yapmak istiyorum. Fizik ile yazılımı aynı anda nasıl kullanabilirim bilmiyorum ama bunu deneyeceğim. Hayallerimi gerçekleştirmek için bu bilgisayara ihtiyacım vardı." diye konuştu.

En büyük hayalinin ünlü girişimci ve mucit Elon Musk'la tanışmak olduğunu ifade eden Özmen, "Tabii bunun olma ihtimalinin zor olduğunu biliyorum." dedi.

"Can'ın bedeniyim"

Anne Naime Özmen ise oğlu Can'a SMA teşhisinin 5 aylıkken konulduğunu, hastalığı öğrendiğinde neredeyse dünyanın başına yıkıldığını hissettiğini anlattı.

Can'ın kitap okurken uzandığında, okuduğu kitaplardaki sayfaları kendisinin çevirdiğini anlatan anne Özmen, "Ama şimdi bilgisayarı ile ders takibi yapabiliyor. Bu Can açısından olduğu kadar benim için de çok iyi oldu. Aslında Can'ın bedeni benim. Can, sadece beynini kullanıyor, beyni dışındaki bedeni de ben oluyorum. Can ile hayatımız bir bütün adeta. Can'ın bedeninde özel bir korse var. Bu korsenin desteğiyle oturabiliyor ancak uzun süre oturamıyor. O nedenle dersleri fazla aksatıyoruz." diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber