'Çelme takmaya çalışanlara hep birlikte cevap veriyoruz'

Bakan Soylu: - "Yunanistan 8 darbeciyi Türkiye'ye teslim etmedi. Neden, hukukun üstünlüğüymüş. Hangi hukuktan, neyin hukukundan bahsediyorsunuz"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Ocak 2017 23:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Çelme takmaya çalışanlara hep birlikte cevap veriyoruz'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Yunanistan 8 darbeciyi Türkiye'ye teslim etmedi. Neden, hukukun üstünlüğüymüş. Hangi hukuktan, neyin hukukundan bahsediyorsunuz." dedi.

Bakan Soylu, kentteki temaslarının ardından AK Parti Batman İl Başkanlığını ziyaret ederek, partililerle bir araya geldi.

Soylu, burada yaptığı konuşmada, Batman'da bulunmaktan dolayı onur duyduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın selamlarını getirdiğini ifade eden Soylu, bir çalışma ziyareti için Batman'da bulunduğunu belirtti.

İçişleri Bakanı olduktan sonra yoğun bir şekilde Güneydoğu Anadolu Bölgesini ziyaret ettiğini kaydeden Soylu, şöyle konuştu:

"Kah bir köylü oluyoruz, kah bir korucunun yanı başında oluyoruz, bir esnafımızla, kaymakamlarımızla, insanımızın derdini dinlemek için onlarla birlikte oluyoruz. Geçen hafta Trabzon'daydım ve orada il danışma meclisi toplantısına katıldım. Bu memleket medeniyeti, tarihi, insanıyla, bolluğu ve bereketiyle bize her noktada aynı şekilde kucaklıyor. Binlerce defa şükürler olsun."

Soylu, kentteki esnafları ziyaret ettiğini anımsatarak, esnaflardan birinin dahi yüzünün yere düştüğünü görmediğini söyledi.

İnsanların sıkıntılarının ve dertlerinin elbetteki olduğunu dile getiren Soylu, "Hiç kimsenin yüzünde en ufak bir sitem, karşı duruş yok. Batman'da şunu gördük, bizim imzaladığımız sözleşmeyi ne bir terör örgütü bozabilecek ne bir ihanet şebekesi bozabilecek. Hiç kimse buna cesaret edemeyecek. Dükkanlarına girdiğimizde 'fotoğraf, resim çektirelim. 'Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a selam söyle' diyen o insanların gönlüne ve yüreğine teşekkür ediyoruz." diye konuştu.

Soylu, önemli bir sürecin içerisinde olduklarını belirterek, çok badireler atlattıklarını, vatandaşların bu durumu canlı olarak yaşadığını kaydetti.

"Bize demokrasiyi çok gördükleri zaman dilimini de 'sizden cumhurbaşkanı yapmayız' diyenleri de gördünüz" diyen Soylu şöyle devam etti:

"Büyükleriniz rahat bir şekilde seçilen adamların nasıl idam sehpalarına gönderildiğini bu topraklar, bu ülke ve bu vatan gördü. Bir annenin iki oğlunun birbirine pusu kurdurulduğu, birinin sağcı birinin solcu yapıldığı, kardeşlerin birbirine düşürüldüğü zamanları gördü bu topraklar. Alevi ve Sünni'yi birbirine katabilmek için her türlü provokasyonu ortaya koyan bir anlayışı da gördü. Bu topraklar bu ülkede insanların dinine, anlayışına, inancına, kimliğine yönelik olarak nasıl fişlendiğini, nasıl ötekileştirildiğini ve nasıl ayrıştırıldığını da gördü. Tüm bunlar hepinize bir tecrübe oldu. Demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve bu ülkede kardeşliğin ne kadar önemli olduğunu gördük."

AK Parti teşkilatının 14 yıldır birçok sınavdan geçtiğini vurgulayan Soylu, cumhurbaşkanı seçtirmemek için muhtıralarla karşı karşıya bıraktıkları, Gezi olayları, 17-25 Aralık darbeleri ve 6-7 Ekim olaylarına kadar memleketin her değerini parça parça edebilmek için bir sürü saldırıyla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.

Bir tek güçlerinin halk ve millet olduğunu aktaran Soylu, şunları kaydetti:

"Ne zaman saldırdılar ardından milletin önüne gidip, 'Biz sizin desteğiniz ve gücünüzden başka hiçbir şeye itimat ediyor değiliz. Siz bize destek verin bu saldırıların her birini bertaraf edecek kabiliyete güce ve kuvvete sahibiz.' dediler. Her seferinde liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ı istediler. Sadece bu toprakların içerisinden değil, Avrupa'dan, dünyanın başka ülkelerinden dillendirdikleri ve ortaya koydukları tavırlarla 'ondan vazgeçin, sizinle beraber başka bir noktaya gideceğiz' diye bir anlayışı ortaya koymaya çalıştılar ama geçmiş Türkiye'yi bildiğiniz için, eski Türkiye'yi iyi bildiğiniz için, bu ülkeyi, milleti toprakları nasıl tuzağa düşürdüklerini iyi bildiğiniz için, 'eğer liderden vazgeçerseniz aslında özgürlüğünüzden, hürriyetinizden, kalkınmanızdan vazgeçeceğinizi, 3 bin dolardan 11 bin dolara gelen gelir seviyemizi birilerinin hararetle birlikte yeniden 3 bin dolara düşürüp bizi IMF kapılarında 500 bin dolara mahkum eden bir anlayışa yedireceğini bildiğiniz için sizi korkutamadılar, sindiremediler."

Soylu, attıkları her adımda PKK, KCK, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleriyle etraflarının kuşatılmaya ve hareket kabiliyetlerinin kısıtlanmaya çalışıldığını söyledi.

- "Bize çelme takmaya çalışanlara hep birlikte cevap veriyoruz"

Türkiye'nin güçlü ve kuvvetli bir ülke olmasının istenmediğini dile getiren Soylu, şöyle devam etti:

"Bizim iddiamız bir taraftan Suriye'de zora düşmüş kardeşlerimize 'siz yalnız, çaresiz, kimsesiz değilsiniz. Üç kuruş paramız olmasa da biz bunu sizinle paylaşabilecek kabiliyete, ahlaka ve geleneğe sahibiz' diyen bir anlayıştır. Dünyada zora düşmüş tüm insanlara elini uzatıyoruz. Hep haykırıyoruz ve haykırmaya devam edeceğiz. Kürt'ü de Türk'ü de Çerkez'i de Arnavut'u da kardeştir. Bize karşı hücuma geçenlere en büyük kalkanımız da kardeşlik olmuştur. Biz ne istediğimizi biliyoruz. Bizi tuzağa çekmeye çalışanlara aslında hep cevap veriyoruz. Bize bir şekilde çelme takmaya çalışanlara hep birlikte cevap veriyoruz. Birinci cevabımız demokrasiyledir, yüzde atmışlarladır. Bizim cevabımız gelişmeyledir, kalkınmayladır. 'Bu toprakları sizlere yönettirmeyeceğiz, bu toprakları size kıymetlendirmeyeceğiz' diyenlere cevabımız 3. Havalimanı'dır, Avrasya tünelidir, Marmaraydır, Kastamonu'daki tüneldir, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'dür, bölünmüş yollardır, 81 vilayette çocuklarımızın bilimle buluştuğu üniversitelerdir, zenginliktir ve kalkınmışlıkla olacaktır."

Eksikliklerinin olduğunu ancak gayret gösterip mücadele ettiklerini dile getiren Soylu, eksiklerini kapatabilmek ve gelişmiş ülkelerle rekabet edebilme kabiliyetine taşıyabilmek için ellerinden geleni yaptıklarını bildirdi.

- "Hangi hukuktan, neyin hukukundan bahsediyorsunuz?"

Türkiye'nin her tarafında aynı anlayışla ve aynı inançla kalkınmayı, gelişmişliği, yarına daha güçlü bakmayı ortaya koyabilecek bir irade sergileyeceklerini anlatan Soylu, şunları kaydetti:

"Biz dünyanın en pahalı arazisinde oturuyoruz. Aslında onları iştahlandıran Türkiye'nin üzerine hücum ettiren en önemli anlayışlardan bir tanesi odur. Öyle olmasa buraya ihanet eden her insanı kendi ülkelerinde tutmazlar. Bakın en son Yunanistan 8 darbeciyi Türkiye'ye teslim etmedi. Neden, hukukun üstünlüğüymüş. Hangi hukuktan, neyin hukukundan bahsediyorsunuz? Avrupa Almanya ne yapıyor darbecileri, PKK'cıları, DHKP-C'lileri hepsine dostlar. Dostlar alışverişte görsün diye güya DEAŞ'la mücadele ortaya koymaya çalışıyorlar, dostlar alışverişte görsün. DEAŞ'la da PKK'yla da mücadeleyi biz ediyoruz. Diğer tüm terör örgütleriyle de mücadeleyi de samimi bir şekilde biz ediyoruz. Çünkü bizim medeniyetimiz, değerlerimiz, kardeşliğimiz emrediyor."

Soylu, önlerinde çok önemli bir süreç olduğunu belirterek, "Önümüzdeki anayasa oylaması milletimiz, ülkemiz, bu yaşadıklarımız için yeni bir boyutun adıdır. Hep beraber burada çok çalışmalıyız, gayret göstermeliyiz, mücadele etmeliyiz. Güneydoğu ve Doğu Anadoluyu karış karış gezmeliyiz. Milletin egemen olduğu, hakim olduğu, yarına güçlü bir şekilde uzandığı bir sisteme gidiyoruz. Denetlemeyi de seçimi de milletin yaptığı seçip de yönetemeyenleri de milletin alaşağı ettiği artık yönetime direkt müdahale edeceği yeni bir sisteme gidiyoruz." ifadelerini kullandı.

Milletin kendi özgürlüğünden ve iradesinden vazgeçmediğini kaydeden Soylu, siyasetçilerin milletle beraber olması gerektiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da milletle beraber olduğunu dile getirdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Demokrasiye sahip çıkanlar kadar demokrasiyi istismar edenler de vardır. Belediyeler üzerinden, sivil toplumlar üzerinden ve değerleri üzerinden istismar edenler var. Buna da müsaade etmeyeceğiz. İşte önümüzdeki hükümet sistemi bir taraftan ülkenin daha etkin yönetilmesini, daha iyi kararlar alabilmesini ve bu kararların millet ile denetlenebilmesini sağlayacak sistemdir." dedi.

Bakan Soylu, Türkiye'nin en önemli adımlarını atmak üzere olduklarını belirterek, ülkenin 300 yıl önce 1699'da Karlofça Antlaşması ile gerileme dönemine itildiğini anımsattı.

"Ne zaman kafamızı dışarı çıkarmaya çalıştıysak kafamızı içeri sokmaya ittiler." diyen Soylu, şöyle konuştu:

"Etnik çatışmalarımızı ya da bir taraftan mezhebi ayrılıklarımızı bizim zenginlik olarak gördüğümüz farklılıklarımızı, istiklal mahkemelerini, bir taraftan darbeler ile bizi terbiye etmeye çalıştılar. Onların terbiyesi bizim bildiğimiz terbiyeden değildir. Onların terbiyesi para, madde, pul, onların terbiyesi bizim onlara tabi olduğumuzu içeren karşılığın ifadesidir. Türkiye'yi de bu milleti de birbirine düşüremeyeceksiniz. Bu oyunların üzerinden gelmenin en iyi yöntemi silahla şiddetle değil, 14 yıldır demokrasi ve sandıkla yapılıyor. Bunu sizler sağladınız. 'Şu başı kasketli başı örtülü olanları atın' dedikleri insanlar ile 'başörtülü' dedikleri insanları birbirine düşürmeye çalıştıkları, onlar bugün birlikteliği en iyi şekilde koruyor ve bunu her gün yarına umutla bakmaya çalışarak ortaya koyuyorlar."

Referandumun önemine değinen Soylu, 15 Temmuz'da halkın büyük bir birliktelik ortaya koyduğunu belirtti.

Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Demokrasiye sahip çıkanlar kadar demokrasiyi istismar edenler de vardır. Belediyeler üzerinden, sivil toplumlar üzerinden ve değerleri üzerinden istismar edenler var. Buna da müsaade etmeyeceğiz. İşte önümüzdeki hükümet sistemi bir taraftan ülkenin daha etkin yönetilmesini, daha iyi kararlar alabilmesini ve bu kararların millet ile denetlenebilmesini sağlayacak sistemdir. Demokrasiyi güçlendirecek, yükseltecek ve ülkemizin yatırımlarını hızlandıracak istikrarı sağlayacak ve Türkiye'nin dünya ile rekabet etmesini sağlayacak."

Terör örgütlerinin sözde "özerklik" ile ilgili oyunlarını ve milleti korkutma politikalarını eleştiren Soylu, şu değerlendirmede bulundu:

"Van'da akıtılan kanı evlerinde pusula bırakılarak 'sakın ha bir şey yapma', sandıklarda görevlendirdiğimiz insanlara 'sizi ziyarete geldik hayırlı olsun dileklerimizi ileterek' el altında tehdit ederek en alasını yapanların 7 Haziran, 1 Kasım arası bu ülkenin huzurunu, birliğini, beraberliğini parçalamaya çalışanlara karşı bir de duyarsız olanları hatırlayın. Yarına ait kendi siyasi düşüncesini ve kendi siyasi gelecekleri yüzünden ülkenin birliğini ve beraberliğini heba edenleri bir kez daha düşünmenizi istiyoruz. Memleketi kaosa, memleketi istikrarsızlığa sokup bu ülkenin güçlü dirayetli olmasını engelleyecek bir karşılık istediler. Peki ne oldu? 1 Kasım'da millet sandığa geçti ve bu millet tercihini yaparak hem demokrasinin yükselmesi, güçlenmesi, hem birliğinden ve beraberliğinden yana oldu."

Soylu, terörle amansız şekilde mücadele ettiklerini belirterek, güvenlik güçlerinin eksi 30 derecede vatandaşları tehdit etmeye çalışanlara karşı fırsatı vermediğini vurguladı.

Terör örgütünü tasfiye edeceklerini vurgulayan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunu yaparken de diğer taraftan da nasıl üniversitelerimizi, iş alemimizi, nasıl esnafımızı, nasıl insanımızı düşünüyorsak vatandaşlarımızla yarına eşit vatandaşlık müessesi altında güçlü adımlar atacağız. Bunu beraber sağlayacağız. Bunu Türkiye'de gerçekleştirebilecek yegane teşkilat sizlersiniz. Başka kimse, bunu bu şekilde ortaya koyamaz. Bugünün Türkiyesi, dünün Türkiyesi değildir. Bundan 15 yıl önce de 2016'nın, 2017'nin Türkiyesi olmayacaktır. Hızlı ivmesi, yükselme ivmesi aynı şekilde devam edecektir. Bu anlayışla birlikte inanıyorum ki bu önümüzdeki halk oylamasında büyük bir mücadeleyi, büyük bir gayreti ortaya koyacağız. Yine geleceğiz, yine birlikte olacağız, adım adım her yeri gezeceğiz. Bunu ifade etmek istiyorum ki buradan güzel bir sonuç çıkarıp ülkemizi yarınlara, aydınlık geleceğe ve ülkemizin birlik ve beraberliğine hep beraber taşıyacağız."

Bakan Soylu, 15 Temmuz'un tarihin dönüm noktası olduğunu belirterek, "15 Temmuz'da bu millet kendine oynanan ihanet oyununu çıplak elleriyle, birbirileriyle olan dayanışmasıyla, inancıyla bozdu. Şimdi bunu taçlandırmanın, bunu yeni bir hükümet sistemine döndürmenin günü bizim halk oylaması günümüzdür. Tek tek gideceğiz sandıklarımıza sahip çıkacağız. Aynen 1947'de Toroslarda, Mersin'de o kadınların sandık bizim namusumuzdur diyerek sahip çıktıkları gibi sahip çıkacağız. Bir oy bizim için her şeydir. İkna edeceğiz, ifade edeceğiz, anlatacağız ama sandıkların başından da ayrılmayacağız. Hiç endişe etmeyin, sonuç her zaman halkımıza ve hakkımıza inananların olmuştur." ifadelerini kullandı.

Soylu, "Bu bizim seçimimiz değildir. Bizden sonra geleceklerin seçimidir, yüz yıl sonrası Türkiye'nin seçimidir. Dünyada mağdur ve mazlum olmuş bu coğrafyadan ümit bekleyenlerin seçimidir. Bize bırakılan emanetlerin yarına vakarla ve onurla taşınmasının seçimidir. Bunu hep birlikte sağlayacağız, gerçekleştireceğiz." dedi.

Konuşmaların ardından AK Parti Batman İl Gençlik Kolları Başkanı Emrullah Bardakçı, Soylu'ya Kur'an-ı Kerim hediye etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber