'2017'de hiçbir şekilde vergi artışı planımız yok'

Maliye Bakanı Naci Ağbal: "Arkadaşların yaptığı ilk maliyet çalışmalarına göre, referandum için yaklaşık 190 milyon lira merkezi yönetim bütçesinden seçim harcamaları kapsamında gider gerçekleştirilecek. Ayrıca 2017'de hiçbir şekilde vergi artışı planımız yok, dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 03 Şubat 2017 10:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'2017'de hiçbir şekilde vergi artışı planımız yok'

REFERANDUM İÇİN BÜTÇEDEN 190 MİLYON LİRA HARCANACAK

Maliye Bakanı Naci Ağbal, cumhurbaşkanlığı sistemini de içeren anayasa değişikliğine yönelik referandumun maliyetine ilişkin, "Yüksek Seçim Kurulu (YSK) referandum çalışmalarını yürütüyor. Arkadaşların yaptığı ilk maliyet çalışmalarına göre, yaklaşık 190 milyon lira civarında Merkezi Yönetim Bütçesinden seçim harcamaları kapsamında gider gerçekleştirilecek." dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Ağbal, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı sistemini de içeren anayasa değişikliğine ilişkin referandumun bütçeye maliyetine ilişkin açıklamalarda bulunan Ağbal, "YSK referandum çalışmalarını yürütüyor. Arkadaşların yaptığı ilk maliyet çalışmalarına göre, yaklaşık 190 milyon lira civarında Merkezi Yönetim Bütçesinden seçim harcamaları kapsamında gider gerçekleştirilecek. Gerek Devlet Malzeme Ofisi, YSK'nın talepleri doğrultusunda seçim hazırlıklarına çalışıyor, gerekse de ilgili arkadaşları koordine ediyor. Herhangi bir sorun yok referandumla ilgili bütün hazırlıklar devam ediyor." diye konuştu.

Sistem değişikliğinin demokrasiyi güçlendireceğini belirten Ağbal, şunları kaydetti:

"(Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi) İcraatı ve yasama organını yeni fonksiyonları itibarıyla daha da güçlendireceği için ekonomi için belirsizlikleri azaltan, ekonomiye güç veren reformlarında daha da ileriye gitmesini sağlayacak bir başlangıç olarak görüyorum. Referandumdan sonra yeni oluşturulan sistemin ileriye dönük olarak oluşturacağı bir belirginlik var. 2019 yılına kadar bu ülkede bir seçim yok. Hükümetin önünde referandumdan sonraki en önemli gündemi ekonomik reformların artırılarak devam etmesi. İnşallah nisan ayı içerisinde gerçekleştirilecek referandum sonucunda anayasada yapılacak değişikliğin ardından ekonomide daha bugünlerden olumlu bir beklentiler başladı ama referandum sonrası beklentiler çok daha olumlu bir noktaya gidecek. Hem içeride hem de dışarıda olumlu beklentiler daha da güçlenecek. Özellikle yatırım ayağında inanıyorum ki önemli bir sıçrama meydana gelecek."

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Resmi Gazete'de bugün yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla yapılan vergi düzenlemelerine ilişkin, "Yaptığımız hesaplamalara göre, gerek ÖTV gerek KDV'de yaptığımız düzenlemelerin bütçeye yaklaşık 1 milyar lira maliyeti olacak." dedi.

MOBİLYADA KDV'Yİ 3 AY BOYUNCA İNDİRDİK, BEYAZ EŞYADA İSE ÖTV'Yİ SIFIRLADI

Ağbal, bugün Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla 3 önemli sektörde vergi indirimi yaptıklarını veya mevcut indirimleri uzattıklarını belirterek, öncelikle vatandaşın yoğun olarak satın aldığı mobilya ve beyaz eşya sektörlerinde vergi indirimleri gerçekleştirdiklerini kaydetti. Ağbal, 3 ay süreyle KDV oranını mobilyada yüzde 18'den 8'e düşürdüklerini, beyaz eşyadaki yüzde 6,7 ÖTV'yi de sıfırladıklarını bildirdi.

Yapılan indirimlerin içinde bulunulan süreçte vatandaşların alışverişlerini artıracağını ifade eden Ağbal, bu sayede ekonomiye ciddi anlamda bir canlılık ve hareket geleceğini dile getirdi.

Ağbal, vatandaşların hem mobilya hem de beyaz eşyada mevsimsel beklentiler çerçevesinde tercihlerinin değişebildiğine işaret ederek, bir süredir sektörle bu konuda istişarede bulunduklarını anlattı. Bu açıdan hem beyaz eşya hem de mobilya sektörlerinde gelecek günlerde firmaların da kampanyalar yürüteceklerinin altını çizen Ağbal, piyasa hareketlenmesinin iki sektörle sınırlı kalmayacağını, bunların etkilediği yan sektörlerde de canlanmanın meydana geleceğini vurguladı.

KONUT TESLİMLERİNDEKİ VERGİ İNDİRİMİNİN TESLİM SÜRESİ UZATILDI

Ağbal, inşaat sektörüne ilişkin de önemli düzenlemeler yaptıklarını belirterek, "Geçen yılın eylül ayında başlayıp (bu yılın) mart sonunda biten konut teslimlerinde KDV indirimi vardı. Konut teslimlerindeki yüzde 18 KDV'yi yüzde 8'e düşürmüştük. Bu süreyi mart sonundan eylül sonuna uzatıyoruz." diye konuştu.

İnşaat sektörünün kendisiyle beraber birçok sektörü de beslediğini ve etkilediğini kaydeden Ağbal, bu sektörde canlanmaya katkı vermek amacıyla 2 alanda daha düzenleme yaptıklarını söyledi. Maketten konut satışlarında noterde yapılan ön ödemeli konut satış sözleşmesinden binde 9,48 vergi alındığını, yapılan düzenleme ile bu oranı kalıcı olarak sıfırladıklarını, burada hem konut yapım maliyetlerinin aşağıya çekilmesi hem de konut satın alanların maliyetlerinin aşağı çekilmesini amaçladıklarını bildirdi.

Ağbal, müteahhit ile alıcı arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, burada da binde 9,48 vergi olduğunu, bunu da kaldırdıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Normalde 150 metrekareyi aşan konut teslimleri yüzde 18 KDV'ye tabi ama büyükşehirlerde 150 metrekarenin altında olsa bile satılan konutun inşaatının yapıldığı arsanın emlak vergi değeri eğer belli tutarları aşıyorsa, o durumda vergi oranları yine yüzde 18 olarak uygulanıyor. 2012'de bir düzenleme yapmıştık. Eğer binanın olduğu arsanın emlak veri değeri 500 liranın üzerinde, bin lira altındaysa burada KDV oranı yüzde 8, bin liranın üzerinde ise yüzde 18 olarak uygulanıyordu. Şimdi Bakanlar Kurulu kararı ile bu rakamları bin lira ve 2 bin liraya çekiyoruz. 1 Ocak 2017'den sonra alınacak inşaat yapı ruhsatları için geçerli olmak üzere emlak vergisi değeri bin liranın altında ise zaten yüzde 1 KDV'ye tabi, bin lira ile 2 bin lira arasında ise yüzde 8, 2 bin lira üzerinde ise yüzde 18'e tabi olacak. Burada da özellikle hayata geçirilmek istenen büyük şehirlerdeki birçok lüks ve birinci sınıf inşaat projelerinde ciddi anlamda KDV oranlarını aşağıya çekmiş olacağız."

Ağbal, inşaat sektörüne önemli bir imkan daha getirdiklerini belirterek, "İnşaat sektöründe indirimli orana tabi işlemlerde normalde nakit iadeleri bir sonraki yıl yapıyoruz. Belirli sektörler ve ürünler itibarıyla bunu yıl içinde de yapma imkanı getirmiştik. Burada da yaptığımız değerlendirmede konut teslimi yapan firmalar 2017 ocaktan itibaren artık KDV nakit iadelerini ertesi yıl beklemeden aylık olarak alabilecekler. 2017 ocakta konut satılmışsa şubat ayında nakit iadeleri alınabilecek. Bütün bu düzenlemeler inşaat sektöründe başlayan canlılığı daha da güçlendirecek. Hem mobilya, hem beyaz eşya hem de inşaat sektöründe yaptığımız bu düzenlemeler özellikle ekonomide sektörel anlamda bir canlılık ve hareketlenme getirecek, vatandaşlar da bu fırsattan yararlanacak. Özellikle vergi indirimleri olan dönemlerde vatandaş alışverişini hızlandırıyor." değerlendirmesinde bulundu.

ÖTV VE KDV'DEKİ DÜZENLEMELERİN BÜTÇEYE MALİYETİ

Maliye Bakanı Ağbal, bu 3 aylık süreçte firmaların kendi kampanyalarını hemen devreye sokacaklarını, KDV ve ÖTV indirimlerini fiyatlardan düşüreceklerini söyledi.

Normalde indirimlerden kaynaklı ekonomik hacimli bir artışın meydana geleceğini ve oradan bir miktar daha fazla vergi geliri elde edileceğini ifade eden Ağbal, "Ama vergi indirimleri aynı zamanda bir miktar da vergi kaybına da neden olacak. Yaptığımız hesaplamalara göre, gerek ÖTV gerek KDV'de yaptığımız düzenlemelerin bütçeye yaklaşık 1 milyar lira maliyeti olacak. Ama ben inanıyorum ki bu satış hacimlerinde meydana gelecek artışlar neticesinde bu maliyet daha da aşağı tutarlarda kalacak. " şeklinde konuştu.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, enflasyon rakamlarına ilişkin, "Önümüzdeki dönemde hem gıda komitesinin uygulayacağı kararlar hem Merkez Bankasının devreye sokacağı uygulamalar hem de maliye politikalarımızla enflasyonu orta vadeli hedefte aşağı doğru getirme çabamız olacak." dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Ağbal, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ocak ayı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Ağbal, Merkez Bankasının yılın ilk aylarında enflasyonda artış olacağına işaret ettiğini anımsattı.

Ağbal, enflasyon artışında kurun, gıda fiyatlarının ve yılın son çeyreğindeki vergi düzenlemelerinin etkili olduğunu belirterek, "Yılın ilk yarısında enflasyon yukarı yönlü bir patika izlese de yılın ikinci yarısından itibaren aşağı gelerek, yıl sonunu yüzde 8 olarak bitireceğini söyleyebiliriz. Merkez Bankasının en son yapmış olduğu tahmin bu." diye konuştu.

Geçen sene de benzer bir trendin yaşandığına işaret eden Ağbal, "Enflasyonun artması hiçbirimizin arzu etmediği bir durum. Önümüzdeki dönemde hem gıda komitesinin uygulayacağı kararlar hem Merkez Bankasının devreye sokacağı uygulamalar hem de maliye politikalarımızla enflasyonu orta vadeli hedefte aşağı doğru getirme çabamız olacak. Bunda da inşallah başarılı olacağız." ifadelerini kullandı.

MASAK 60 BİN KİŞİ İÇİN RAPOR ÜRETTİ

Bakan Ağbal, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının (MASAK) çeşitli terör örgütleriyle mücadelesinin detaylarının sorulması üzerine, hükümet olarak terör örgütleriyle çok yönlü bir mücadele yürüttüklerini söyledi.

Soruşturmalara Maliye Bakanlığı olarak her anlamda katkı verdiklerini kaydeden Ağbal, "MASAK, emniyet ve savcılık birimleri ile çok yoğun bir çalışma içerisinde. Şu ana kadar FETÖ, PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle ilgili olarak 3 binin üzerinde dosya açılmış durumda. Her bir dosyada olaylar ve kişiler var. Bu kapsamda 93 bin 717 kişi hakkında MASAK şu anda soruşturma yürütüyor. Bunların içerisinde FETÖ/PDY yapılanmasına ilişkin olarak 89 bin 689 kişi hakkında ya MASAK tarafından resen ya da savcılıkların talebi üzerine mali araştırmalar yapılıyor. Bugüne kadar yaklaşık 59 bin kişi hakkında MASAK tarafından mali analiz çalışmaları yapılmış, ilgili kurumların talep ettiği raporlar üretilerek gönderilmiş." dedi.

Ağbal, FETÖ'ye ilişkin soruşturmalarda işin mali boyutunun ortaya konulmasının son derece önemli olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Bu terör örgütü (FETÖ), bütün gücünü oluşturmuş olduğu finans ayağı üzerinden götürdü. Gerek holding, gerek şirket, gerek medya yapılanmaları, gerek eğitim kurumları hepsinin üzerinde çok güçlü bir global network var. Bir taraftan yasadışı yollarla gelirler elde ediliyor, devletin içinde yuvalanmış terör örgütü yapılanmaları, devletin imkanlarını kullanarak kaynak üretiyor. Özel sektör, medya, finans ayağı üzerinden de kaynaklar üretilerek de bunlar yurt içi ve yurt dışında örgütün amaçlarında kullanılıyor.

Burada MASAK gerek yurt içi gerekse yurt dışında birçok olayı bu süreçte açıklığa kavuşturdu. Özellikle FETÖ yapılanmasının yurt dışına kaynak transferini teker teker ortaya koydu. Dolayısıyla burada bugüne kadar yaklaşık 60 bin kişi hakkında soruşturmalar tamamlandı. Savcıların soruşturmalarına katkı verecek, bulgular elde edildi."

FETÖ mensuplarının 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bankacılık sistemi üzerinden yurt dışına para kaçırma ve varlıklarını başka kişilerin adına transfer etme girişiminde bulunduğunu anlatan Ağbal, "MASAK şu ana kadar 89 milyon liralık bir kaynak transferini durdurdu, dondurma işlemi yaptık. Yine bankacılık sistemi üzerinden yapılmak istenen 33 milyon dolarlık bir kaynak transferi donduruldu." şeklinde konuştu.

FETÖ'YE AİT 5 BİNE YAKIN KURUM KAPATILDI

Ağbal, FETÖ'ye ait eğitim ve sağlık kurumları, holding ve şirketlere de el konulduğunu belirterek, "Bunlarla ilgili kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. Şu ana kadar 2 bin 338 gerçek veya tüzel kişiye ait 4 bin 844 kurumu kapatmışız." ifadelerini kullandı.

Milletin varlıklarının yeniden millete döndüğünü vurgulayan Ağbal, FETÖ ile mücadelenin gelecek dönem de devam edeceğini bildirdi.

Ağbal, FETÖ'ye ait gayrimenkullerin Hazineye geçtiğini anımsatarak, buradaki taşınmazların ihtiyaç duyanlara tahsis edildiğini kaydetti.

Kapatılan kurumlardan alacaklı olan vatandaşlar için de bir imkan getirdiklerini vurgulayan Ağbal, "Oralarla zamanında iş yapmış, mal satmış vatandaşlarımızın mağdur olmamaları için müracaatlarını da aldık. Çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu kurumlardan alacağı olan vatandaşlarımıza da alacaklarını araştırmalarımız tamamlandıktan sonra ödeyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "2017'de hiçbir şekilde bir vergi artışı planımız yok." dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Ağbal, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Başta tütün ve alkollü içkilerde olmak üzere bu yıl içinde bir vergi artışının olup olmayacağının sorulması üzerine Ağbal, "2017'de hiçbir şekilde bir vergi artışı planımız yok." diye konuştu.

Geçen yıl birtakım vergi düzenlemeleri yaptıklarını hatırlatan Ağbal, bu yüzden 2017'de herhangi bir sektörde veya üründe bir vergi ayarlaması olmayacağının altını çizdi. Ağbal, 2016'daki bütün vergi ayarlamaları ve düzenlemelerini de ekonominin koordinasyonu içinde ve bütün kurumlarla istişare ederek yaptıklarını dile getirdi.

Para ve maliye politikası uyumunu son derece önemsediklerini vurgulayan Ağbal, "Geçen yılki Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri çerçevesinde gerek hedeflere ulaşmak bakımından gerekse ekonominin ihtiyaçları çerçevesinde birtakım vergisel düzenlemeler yaptık. Bunları yaparken de hem kamu maliyesinin ihtiyaçlarını dikkate aldık hem de büyüme, enflasyon ve tasarruflar üzerindeki etkisini hesap ettik." değerlendirmesinde bulundu.

Geçen yılki vergi düzenlemelerinden bütçe açısından kayda değer bir gelir elde edilmediğini anlatan Ağbal, söz konusu gelirin 3 milyar liranın altında gerçekleştiğini belirtti. Ağbal, düzenlemeleri Merkez Bankası başta olmak üzere ilgili kurumlarla koordinasyon ve ortak bir anlayış içinde yaptıklarını belirtti.

2016'DE BÜYÜMENİN 2 PUANI KAMUDAN GELECEK

Kamu maliyesinin 2016'da gerek harcama gerekse gelir tarafında alınan kararlar çerçevesinde büyümeye büyük bir katkı verdiğini kaydeden Ağbal, "Son yapılan çalışmalar ortaya koyuyor ki 2016'da ortaya çıkacak olan büyümede kamu kesiminin büyümeye yaklaşık yüzde 2 katkısı var. Dolayısıyla büyümenin 2 puanı doğrudan doğruya kamudan gelecek." dedi.

Kamunun büyümeye katkısının öncelikle kamu harcamaları üzerinden olduğunu anlatan Ağbal, bütçeyi yaparken 2016'da kamu harcamalarının yüzde 13,5 artacağını varsaydıklarını, buna karşın yıl içinde ortaya çıkan ihtiyaçlar ve ekonominin gereklerini dikkate alarak geçen yılın son çeyreğinde kamu harcamalarını artırdıklarını söyledi. Ağbal, böylece normalde 2015'e göre kamu harcamalarını 13,5 artması öngörülürken bunu yüzde 17,7'ye çıkardıklarını ve 4 puan daha fazla kamu harcaması yapıldığını ifade etti.

BÜYÜMEYE GELİRLER POLİTİKASI ÜZERİNDEN CİDDİ KATKI SAĞLADIK

Ağbal, 2016'da uyguladıkları gelirler politikası üzerinden de büyümeye ciddi anlamda katkı sağladıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"2016'da asgari ücret yüzde 30 arttı ve orta gelir düzeyindeki gruplar için ciddi, harcanabilir gelir artışı oldu. Yine 2016 yılında gerek memurların gerekse memur, işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşları enflasyonun oldukça üzerinde arttı. 2016'da gerçekleşen enflasyon yüzde 8,53. Asgari ücret yüzde 30 arttı. SSK emekli aylıklarına baktığımız zaman yüzde 17,1 arttı. Ortalama memur maaşı yüzde 14,9 arttı. Memur emekli aylıkları yüzde 12,2 arttı. Yani biz aslında 2016'da uyguladığımız maliye politikası üzerinden gelirlerin, harcanabilir gelir üzerinden artmasına da ciddi anlamda katkı verdik."

Vergi gelirlerinin 2016'da bir önceki yıla göre yüzde 12,5 artacağını varsaydıklarını hatırlatan Ağbal, yıl sonunda vergi gelir artışının aynı oranda gerçekleştiğine dikkati çekti.

VERGİ GELİRLERİNİ BÜTÇE HEDEFİ ÜZERİNE ÇIKARMADIK

Yeniden yapılandırma kapsamında bir miktar vergi geliri elde edildiğini kaydeden Ağbal, "Ama hiçbir şekilde vergi gelirlerini bütçe hedefi üzerine çıkarmadık. Bu açıdan bakıldığında 2016'da maliye politikası, para politikası ile tam bir uyum içinde yürütüldü. Enflasyon ile ilgili bütün çalışmalar ortaklaşa yapıldı. Ekonomik büyümeyi artırmak ve kamu maliyesi üzerinden büyümeye farklı kanallardan destek olmak için önemli inisiyatifler aldık." değerlendirmesinde bulundu.

Geçen yıl, yapılandırmanın yanı sıra vergi indirimleri de yaptıklarını, kamu harcaması tarafında yatırımlara özel sektör desteklerinden bütçeden daha fazla kaynak ayırdıklarını hatırlatan Ağbal, "2017 yılında da aynı politikaya devam edeceğiz. 2017'de de kamu harcamaları ve gelirleri üzerinden hem doğrudan büyümeye katkı vereceğiz hem de özellikle gelirler politikası, vergi indirimleri ve kamu harcamaları üzerinden özel sektörün yatırım ve tüketim harcamalarına katkı sağlayacağız." dedi.

Ağbal, bu yıl enflasyon hedefinin gerçekleştirilmesi noktasında maliye politikasının üzerine düşen görevi tam anlamıyla yerine getireceğine işaret ederek, "Bu anlamda, çok rahat bir şekilde söyleyebiliyoruz ki bu yıl hiçbir vergi artışı olmayacak. Özellikle yıl sonuna geldiğimiz zaman 2016'da yapılan vergi ayarlamalarının tamamı bazdan çıkacağı için bu, 2017 enflasyonunun gerçekleştirilmesinde önemli bir baz etkisi meydana getirecek." ifadelerini kullandı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "İhracatı artırmak için daha fazla teşvik ve destek vereceğiz. Üretim tarafında geçen sene yasal düzenlemesini yaptığımız destekleyici unsurların bu sene uygulamasını gerçekleştireceğiz. Özellikle aktif iş gücü programları başta olmak üzere önümüzdeki günlerde hükümet olarak açıklayacağımız desteklerle istihdama büyük bir teşvik vereceğiz. Bu anlamda bakıldığında Orta Vadeli Program'ın (OVP) ortaya koyduğu hedeflerimizde hiçbir değişiklik yok, bunları daha da güçlendirerek hayata geçireceğiz." dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Ağbal, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Ağbal, hükümet olarak, ekonomide meydana gelebilecek kırılganlıkları engellemek, ortadan kaldırmak, ekonomiyi canlandırmak için çok sayıda tedbir aldıklarını ve yaptıkları çalışmaların etkilerini görmeye başladıklarını söyledi.

Aktif iş gücü programlarını hayata geçirdiklerini belirten Ağbal, 500 bin kişiyi kapsayan bir programı uygulamaya koyduklarını ve programın devam ettiğini kaydetti. Çıraklık eğitimine dönük özel bir paket açıkladıklarını hatırlatan Ağbal, ilgili bakanlığın programı uygulamaya başladığını vurguladı.

Ekonominin yatırım tarafını harekete geçirmek için 2016 yılında çok önemli kararlar aldıklarını anımsatan Ağbal, "Süper Teşvik Sistemi'ni, kanunu ve Bakanlar Kurulu kararını çıkardık. Süper Teşvik Sistemi diye adlandırdığımız program, yatırımcılara olağanüstü imkanlar sağlıyor. Çok uzun süreli vergi indirimleri ve tatilleri, nakdi teşvikler, satın alma garantileri, yatırım yeri tahsisleri... Bu kadar cömert bir teşvik paketini bu dönemde uygulamaya koyduk." diye konuştu.

ŞİMDİ HASAT ZAMANI

Ağbal, 2017'de imalat sektöründe yapılacak yatırım harcamalarına sağlanacak teşvik oranlarını yukarıya çektiklerini kaydetti. Tüketici kredilerinin vadelerini 36 aydan 48 aya, kredi kartı genel taksit sayısını 9 aydan 12 aya çıkardıklarını ve kredi kartlarına 72 aya kadar yapılandırma imkanı getirdiklerine dikkati çeken Ağbal, asgari ücrette, memur ve emekli aylıklarında ciddi artışlar yaptıklarına değindi.

Zorunlu karşılık oranları ve kredi türlerine göre risk ağırlıklarının düşürülmesi gibi çok sayıda adım attıklarını anlatan Ağbal, "2016 yılında ekonomide meydana gelen gelişmeler çerçevesinde, arz ve talep tarafında çok sayıda düzenleme yaptık. Bunu da makro, mikro ve sektörel düzeylerde hayat geçirdik. Şimdi bunların hasadını toplama zamanı." ifadesini kullandı.

Ağbal, yapılan düzenlemelerin, 2017 yılına çok olumlu yansıyacağına işaret ederek, "Belirsizlikler veya beklentilerin hepsi geride kaldı. Önümüzde bir referandum süreci var, referandumla ilgili olumlu beklenti son derece yüksek, referandum sonucuna ilişkin piyasalarda son derece pozitif bir algı var." diye konuştu.

Rusya ile iyi giden ilişkilerin ekonomiye yansımaya başladığına değinen Ağbal, AB'deki ekonomik toparlanmanın da en fazla Türkiye'ye yaradığını söyledi. AB'ye ihracatın gittikçe arttığına dikkati çeken Ağbal, "Referandum sonrası döneme ilişkin herhangi bir siyasi belirsizlik yok. Referandum sonrasında 2019'a kadar herhangi bir seçim yok, tamamen ekonomik reformlara odaklanmış bir hükümet gündemi... Hükümet, bugüne kadar yapmış olduğu reformları, referandum sonrası artırarak devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.

FED'İN FAİZ KARARI

Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faizle ilgili verdiği kararını da değerlendiren Ağbal, "Bu şunu gösteriyor, hazirana kadar Fed'in faiz kararlarında herhangi bir değişiklik olmayacak. Dolayısıyla Fed veya ABD kaynaklı bir belirsizlik veya beklenti şu anda piyasaları çok fazla kapsamıyor. Bu açıdan da bir sıkıntı yok. Önümüzdeki aylar gelişmekte olan piyasalar açısından olumlu ve istikrarlı bir dönemi işaret ediyor. İçeride ve dışarıda bütün bu olumlu gelişmeler, hükümet olarak kararlı bir şekilde meselelerin üzerine gitmemizi sağlayacak. 2017 yılında ekonomiyi birçok kanaldan olumlu yönde etkileyecek." ifadelerini kullandı.

OVP'DE GÜNCELLEME YOK

İhracatın büyümeye net katkısının artacağına işaret eden Ağbal, "Kamu harcamaları üzerinden de büyümeye katkı vereceğiz. 2017'den beklentilerimiz son derece olumlu, büyümenin yukarıya gideceği, enflasyonun kontrol altında tutulacağı, ihracatın artacağı ve özel sektör yatırımlarının özellikle referandum sonrası olmak üzere artacağı bir yıl olacak." diye konuştu.

Ağbal, Orta Vadeli Program'da (OVP) bir güncelleme yapılmasının gündemlerinde olmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"OVP bütçe sunulmadan hazırlanan ve uygulamaya konulan bir dokümandır. Bu açıdan OVP ile ilgili bir güncellemeyi, 2018 yılı bütçesini Meclise sunmadan önce eylül ayı içerisinde yapacağız. Yasal olarak OVP'nin güncelleneceği tarih bu. Ancak ekonomi yönetimi olarak her zaman için içeride ve dışarıda meydana gelen değişmelere göre ekonomiyle ilgili beklentilerimizi, hedeflerimizi her zaman için değerlendiririz ama burada 2017-2019 dönemini kapsayan OVP'nin ortaya koyduğu temel amaçlardan; büyüme oranlarının yukarıya çekilmesi, ekonomide istikrarın sağlanması ve özellikle yatırım, üretim, istihdam ve ihracat kanallarında da ekonominin yukarı yönlü gidişinin sağlanması gibi hedeflere varma noktasında hükümet olarak gayretlerimize devam edeceğiz. İhracatı artırmak için daha fazla teşvik ve destek vereceğiz. Üretim tarafında geçen sene yasal düzenlemesini yaptığımız destekleyici unsurların bu sene uygulamasını gerçekleştireceğiz. Özellikle aktif iş gücü programları başta olmak üzere önümüzdeki günlerde hükümet olarak açıklayacağımız desteklerle istihdama büyük bir teşvik vereceğiz. Bu anlamda bakıldığında OVP'nin ortaya koyduğu hedeflerimizde hiçbir değişiklik yok, bunları daha da güçlendirerek hayata geçireceğiz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber