Bozdağ: Hangi ülke sizi himaye ederse etsin, kaçış yok

"Türkiye'nin içinde saklanan Fethullahçı terör örgütlerine ve diğer terör örgütlerine mensup olanlara, darbecilere ve yurt dışına kaçanlara buradan sesleniyorum. Nereye saklanırsanız saklanın, nereye kaçarsanız kaçın sizi arayıp bulmak milletin yargısının önüne çıkarmak bu aziz millete ve devlete yaptıklarınızın hesabını bir bir sormak bizim namus borcumuzdur, şeref borcumuzdur. Hangi ülke sizi himaye ederse etsin, kaçış yok"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Şubat 2017 20:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bozdağ: Hangi ülke sizi himaye ederse etsin, kaçış yok

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Ben buradan bütün dünyaya sesleniyorum. Türk halkının demokrasiye olan inancını ve sahipliğini, Cumhuriyeti ölümüne muhafaza ve müdafaa edişini, hukuka bağlılığını, milli iradesine sonuna kadar sahip çıkışını siz görseniz ne yazar görmeseniz ne yazar. Siz takdir etseniz ne yazar etmeseniz ne yazar. Allah gördü, dünya gördü, Türk milleti gördü. Takdirini yapan takdirini yaptı."

Bozdağ, AK Parti İl Başkanlığı tarafından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, 15 Temmuz darbe girişimi karşısında Türk halkının ortaya koyduğu irade, dayanışma ve birlikteliğin dünyanın başka bir ülkesinde halkın ortaya koyması halinde Amerika'da, Avrupa'da dünyanın başka demokratik ülkelerinde bu halkı övmek için liderlerin yarışa gireceğini söyledi.

Devletlerin böyle bir durumda en büyük insan hakları nişanlarını, demokrasi nişanlarını, devlet nişanlarını milli irade nişanlarını ve onur madalyalarını vermek için sıraya gireceklerini belirten Bozdağ, ancak meselenin Türk milleti olunca, Türkiye olunca ağızlarından yalan yanlış kısık sesle bir takdir ifadesi çıktığını, arkasından teröristlerin hali nice diye sormaya başladıklarını kaydetti.

Türk milletinin bunlara hiçbir zaman boyun eğmediğini belirten Bozdağ, "Ben buradan bütün dünyaya sesleniyorum. Türk halkının demokrasiye olan inancını ve sahipliğini, Cumhuriyeti ölümüne muhafaza ve müdafaa edişini, hukuka bağlılığını, milli iradesine sonuna kadar sahip çıkışını siz görseniz ne yazar görmeseniz ne yazar. Siz takdir etseniz ne yazar etmeseniz ne yazar. Allah gördü, dünya gördü, Türk milleti gördü. Takdirini yapan takdirini yaptı. Biz madalyaları veya takdirleri Avrupa'dan Amerika'dan başka ülkelerden değil önce rabbimizden sonra hep aziz milletimizden aldık." dedi.

Bozdağ, AK Parti'yi yok etmek isteyenlere milletin hiçbir zaman fırsat vermeyeceğine işaret ederek, "Bu güçlü kadroyu milletin yönetiminden almak için içimizdeki hainler ve dışarıda onları besleyenler hepsi bilmesi lazım ki güçleri buna yetmez. Çünkü Türk milleti kime dua ettiyse kime destek olduysa onu yıkmaya kimsenin gücü yetmedi."

- "Aziz millete ve devlete yaptıklarınızın hesabını bir bir sormak bizim namus borcumuzdur"

Geçmişte de bu milletin darbeler gördüğünü, Türk milletinin cesur ve yiğit bir millet olduğunu ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu:

"Ama önünde koşacak cesur liderleri hep aramıştır. Cumhuriyetin başında Anadolu'nun dört bir yanı işgal edildi ve yıllar yılı süren savaşlar halkı bitap düşürdü. Atatürk Anadolu'ya çıktı ve bu millet Atatürk'ün arkasına düştü, Anadolu'yu düşmana dar etti. Onları denize döktü, Cumhuriyeti kurdu. Bu millette korku yok. Ama ne var liderinin peşinde ölümüne bir olan büyük bir millet var. Şimdi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında da bu millet yüz sene sonra yeniden bir ve beraber oldu ve darbecilere Türkiye'yi dar etti. Türkiye'nin içinde saklanan Fethullahçı terör örgütlerine ve diğer terör örgütlerine mensup olanlara, darbecilere ve yurt dışına kaçanlara buradan sesleniyorum. Nereye saklanırsanız saklanın, nereye kaçarsanız kaçın sizi arayıp bulmak milletin yargısının önüne çıkarmak bu aziz millete ve devlete yaptıklarınızın hesabını bir bir sormak bizim namus borcumuzdur. Şeref borcumuzdur. Hangi ülke sizi himaye ederse etsin, kaçış yok. Türkiye'ye ihanet ettiniz diye Türkiye'de yüzlerce insanı şehit ettiniz diye 2 bin 194 vatandaşımızı yaraladınız, sakat bıraktınız, gazi yaptınız. Türk milletine, Türk devletine kötülük yaptınız diye Türkiye'nin düşmanları sizi kanatları altına alsalar da bu kanatların altında bulacağız. Sizi yargının önüne mutlaka çıkaracağız. Bugün bunu yaptık, yapıyoruz. Sizlerle ilgili bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa bir gün bunu mutlaka yapacağız. Biz milletin bize verdiği emanetin gereğini yapacağız. Şehitlerimizin hesabını sormazsak rabbim bize verdiği nimetlerin hesabını bir bir sorar. Onun için biz bunun takipçisiyiz ve bunun gereğini yapacağız. Bundan da kimsenin endişesi olmasın. Ama intikamla, kin ve nefretle değil hukukla, adaletle gereğini yapacağız."

- "Cumhuriyet hiç kimsenin babasının malı değildir"

Türkiye'nin 15 Temmuz'da tarihi bir dönüm noktası yaşadığını anlatan Bozdağ, "Artık bu ülkede kimse kendisini Cumhuriyetin yegane muhafızı görmemelidir. Cumhuriyeti bir azınlığın mülkiyetinde görmemelidir. Cumhuriyet hiç kimsenin babasının malı değildir. Cumhuriyet 80 milyon Türk milletinin ortak değeridir. Ezan gibi bayrak gibi vatan gibi Kuran gibi devlet gibi millet gibi demokrasi gibi Cumhuriyet aziz Türk Milleti'nin ortak bir değeridir. Çünkü bu millet Cumhuriyete sahip çıkmak Cumhuriyetin ilanından 93 sene sonra varını yoğunu ortaya koymuş ve bedelini de ödemiştir. Bundan sonra kimse Cumhuriyetin muhafızlığına soyunmasın. Cumhuriyet muhafızları burada, Cumhuriyetin bekçileri burada, Cumhuriyetin muhafızı aziz Türk milletinin ta kendisidir." diye konuştu.

16 Nisan'da yapılacak halk oylamasının Cumhuriyet döneminde anayasada yapılan değişikliklerin en önemlisi olduğunu vurgulayan Bozdağ, Osmanlı'dan Cumhuriyete geçilirken büyük bir değişim ve dönüşüm yaşandığını, anayasada bugüne kadar 18 değişiklik yapıldığını, eğer millet kabul ederse 19'uncu değişikliğinde 16 Nisan'da yapılacağını söyledi.

- "Milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar"

Tarihi bir dönemecin birlikte geçildiğine işaret eden Bozdağ, "Türkiye'de hükümet sisteminin değişmesinden rahatsız olanlar milletin temsilcilerini millete götürüp milletin kararını savunalım dedikleri anayasa değişiklikleri için büyük bir yalan ve abartıyla, karalama kampanyası içerisine girdiler. Çok net söylüyorum ana muhalefetin lideri, sözcüleri dahil bazen abartıyorlar. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Bunu söylemek boynumuzun borcu. Yalan söyleyene yalan söylüyorsun demek ahlaksızlık demek değil. Ahlaksızlık olan yalan söylemektir. Sen yalan söylemiyor musun?. Söylüyorsun o zaman bende sana 'yalancı' diyorum. Milletin iradesine gidenler millete doğruyu anlatmak zorundadır. Biz yola çıktığımız ilk günden bugüne ne dedik, aldatan olmayacağız, aldanan olmayacağız. " diye konuştu.

Bozdağ, mevcut anayasanın Türk halkına Türkiye'yi yönetecek hükümeti doğrudan seçme yetkisi vermediğine dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onaylamasıyla halk oylaması sürecinin başladığına da işaret eden Bozdağ, "Esasında bu değişiklik bir yandan çiftli başlı bir yürütmeyi ortadan kaldırıp, yasama ve yürütmeyi birbirinden tam ayrı, birbirine karşı tam bağımsız hale getirirken, yargı alanında da çok büyük bir tarihi adımı içermekte." dedi.

CHP'nin çok net bir şekilde halkın iradesiyle tek başına iktidar olma ümidini 1950'de kaybettiğini ifade eden Bozdağ, şöyle devam etti:

"O günden bugüne tek başına iktidarı yoktur. Ya darbelerin arkasında iktidar olmuştur ya ara dönemlerde koalisyon ortaklığı olmuştur. Ama bu milletten iktidar yetkisi alamamıştır. Onun için 1961 anayasasıyla iki şey yapılıyor. Birincisi Cumhurbaşkanının yetkileri artırılıyor. Halkın vermediği iktidarı biz oradan elde edelim diyor. Çünkü hep Kenan Evren gibi birilerinin Cumhurbaşkanı olacağını hesap ediyorlar. Ama Tayyip Beyin Cumhurbaşkanı olacağını hesap etseler bu yetkilerin hiçbirini yapmazlardı. Ama şimdi de diyorlar ki 'Tayyip Erdoğan fanidir. Bu yetkileri kullanır 3-5 sene sonra dümen tekrar bizim önümüze gelir. Biz yine aynı düzeni devam ettiririz' diyorlar. Onun için 1961 anayasasına Cumhurbaşkanının partiyle ilişiği kesilir diye bir kural koymuşlar. Bu anayasa değişikliği diyor ki 'Ey Türk milleti bundan sonra yasamayı ayrı seçeceksiniz. Yürütmeyi ve hükümeti de doğrudan seçme görevini ben sana veriyorum' diyor. Vatandaşa bu anayasa değişikliğinde halk oyunda sorulan ana soru bu. Aziz millet sen Türkiye'nin hükümetini doğrudan ben seçeyim diyor musun, demiyor musun. Doğrudan ben seçeceğim hükümeti diyorsan 'evet' diyeceksin. Yok doğrudan hükümeti ben seçmeyeceğim, benim ehliyetim az ben bir aracı seçeyim de onlar içinden bir hükümet çıkarsın diyorsan o zaman 'hayır' diyeceksin. Şu anda sorulan soru bu. 'Hayır' diyen birisi kendisine doğrudan sunulan hükümeti sen seç diye verilen yetkiyi ben istemem diye reddediyor. Vekiller ehil de şimdi bu aziz millet ehil değil mi. CHP meydan meydan gezip 'hayır' propagandası yapıyor. Neye 'hayır' diyor. Siz doğrudan hükümeti seçmeyin aziz millet seçemezsiniz diyor. Bu millete saygısızlıktır. Milletin vekilleri seçecek ona vekalet yetkisi veren asiller hükümeti seçemeyecekler. Böyle bir şey olamaz. Onun için bu düzenleme milli egemenliği milletin kendisine hem yasama hem yürütme bakımından hem yargı bakımından verecek. Çünkü bugüne kadar meclis yargıyı yöneten kurula üye seçmiyordu ilk defa meclis bundan sonra yargıyı yöneten HSYK'ya üye seçecek. Yetkilerin tamamına aziz milet karar verecek. Bunun neresi kötü. Neresi milli iradeyi yok ediyor."

Anayasa değişiklik teklifinin çok net olduğunu anlatan Bozdağ, "Yasama ve yürütmeyi birbirinden tam ayırıyor. Yasama ve yürütmeyi birbirine karşı tam bağımsız kılıyor. Şu anda Türkiye'de yasama ve yürütme birbirinden tam ayrı, birbirine karşı tam bağımsız değildir. Kim diyorsa ki tam ayrı tam bağımsızdır çok net söylüyorum yalan söylüyor. Anayasa burada. Halep oradaysa arşın Ankara'da gelin bakın. Sadece bugün değil Cumhuriyetin başından beri yürütmenin kontrolünde bir yasama vardı. Hem 1924, hem 1961 hem 1982 anayasasında aynı durum." dedi.

Bugün TBMM'de hükümetin izin vermediği bir konunun gündeme alınamayacağına işaret eden Bozdağ, "Bir kanun görüşmesi yapılamaz. Bizim bundan kendi adımıza bir şikayetimiz yok. Bizim endişemiz Türkiye için Türk milleti için. Tayyip Bey için biz bunu istesek sistemi değiştirmeyiz bütün sistem zaten bizim elimizde. Bütün yetkiler bütün güçler bizim elimizde. Peki biz niye istiyoruz, bunu Türkiye için Türk milleti için istiyoruz. Türkiye'nin istikrarı, istikbali ve istiklali için bunu istiyoruz." diye konuştu.

Mevcut sistemin her daim güçlü iktidar, siyasi istikrar çıkarmadığını belirten Bozdağ, "İstikrar için Tayyip Erdoğan gibi halkıyla kucaklaşmış güçlü liderler bekliyor. Ama her zaman Tayyip Erdoğanlar, Turgut Özallar, Alparslan Türkeşler, Necmettin Erbakanlar, her zaman Atatürkler olmaz. Her zaman Adnan Menderesler olmaz. Lidere bağlı siyasi istikrar, güçlü iktidar kuran yapılar olursa Türkiye öyle liderlerin olmadığı dönemde hep kaybeder. Onun için biz bir sistem kuralım ki o sistem daima siyasi istikrar doğursun, güçlü iktidar kursun. Ankara'dakilerin ayak oyunlarıyla değil milletin helal oylarıyla iktidar kurulsun. Biz onun için bunu istiyoruz." şeklinde konuştu.

Yeni sistemle TBMM'nin Cumhurbaşkanının görevine seçim kararı almak suretiyle son verebileceğini kaydeden Bozdağ, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

"Cumhurbaşkanı eğer meclisi seçime götürürse kendisi de tekrar seçime gidecek. Bu meclisi güçlendiren bir adımdır. Bu yetkiyle meclis zayıflamıyor meclis güçleniyor. Öyle bir anlatılıyor ki Türkiye meclis falan yok, tek adam var. Milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarıp sayı artırıyoruz, meclis yok diyorlar. Yarın milletvekili seçimi olup milletin huzuruna geldiğinizde meclis yok diyen ey CHP, milletten ne diye oy isteyeceksin. Temsil hakkını güçlendiren bir adım atıyoruz ve milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarıyoruz. Artan nüfusa göre temsil hakkı getiriyoruz.18 yaşındaki gençlere seçme hakkının yanında seçilme hakkı veriyoruz. Biz yeri gelince de bu ülkeyi gençlere bırakacağız. Oy isterken çoluk çocuğun oyuna talip oluyorlar ama o genç vekil olsun bakan olsun ülke yönetsin başbakan olsun ülke yönetsin dediğin zaman, 'yok sen gençsin sen o işi yapamazsın' diyorlar. Bu büyük bir çelişki büyük bir yanlışlıktır. Fatih İstanbul'u fethettiğinde 21 yaşındaydı."

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "(Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi) Bu sistem milletin derdiyle, inançlarıyla kavgası olanlara iktidarın yolunu kapatıyor." dedi.

Bozdağ, AK Parti İl Başkanlığı tarafından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, Türkiye'de 25 yaş altında yaklaşık 9 milyon gencin olduğunu, gençlerin mecliste temsilinin önünün açılmasının gerektiğini söyledi.

Halk oylamasına giderken 9 milyon gence 'Sen milletvekili adayı olmak ister misin, istemez misin?' 'Milletvekili seçilmek ister misin, istemez misin?' diye soracaklarını belirten Bozdağ, "Halk oylamasının sorusunun biri de bu. Şimdi bu CHP diyor ki gençlere 'Biz milletvekili olmak istemeyiz.' diye cevap verin 'Hayır' deyin. Biz sadece sizi seçelim ama bizim seçilmemize gelince bize bu hakkı vermeyin diyerek 'hayır' deyin. Gençlerin aklıyla alay ediyorlar. Bu gençler bunu iyi tartacak, iyi değerlendirecektir. Çok zeki bizim gençlerimiz. Kendilerinin ülkenin belediye başkanı, başbakanı, milletvekili, bakanı ve ülkenin yöneticisi olma hakkı olduğunu onlar bizden daha iyi bilecek ve eminim ki ona göre karar verecektir." dedi.

Bozdağ, Türkiye'de liderlerin koltuklarını bırakmadığını, mevcut sistemin değişime izin vermediğini ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin millet iradesiyle değişim getirdiğini vurgulayan Bozdağ, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en ayırıcı özelliği değişim. Siyasi kadroların değişimi. Türkiye'yi yönetenlerin değişimi. Ne diyor sistem 5 yılda bir seçim yapılacak. Kaybeden kaybettiği an gidiyor. Yok kazandı birisi, 5 yıl çalışıyor. 5 yıl başarılı olursa bir daha seçilebiliyor. Başarısız olursa 5. senenin sonunda o da gidecek. Başarılı oldu milletten bir daha yetki aldı. 10 yıl çalışacak. 10 yılda değişmeyen, gitmeyen hiç kimse yok. En fazla bir kişi ülke yönetiminde 10 yıl bulunacak. Bu şu demektir, siyasal kadroların Türkiye'de 10 senede bir yenilenmesi, değişmesi, yeni aktörlerin Türkiye'nin siyaset ve yönetiminde yer alması demektir." diye konuştu.

-"Adayda güçlü liderlik özellikleri olacak"

Bozdağ, yeni sistemin çok güçlü özelliklerinden birisinin de güçlü liderlik özellikleri olanların Türkiye'yi yönetmesine imkan ve fırsat vermesi olduğunu kaydetti.

Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti,

"2014'te doğrudan Cumhurbaşkanlığı seçimi. Ne oldu? Bizim adayımız Cumhurbaşkanımızdı. Diğer partiler ne yaptı. Biz bununla yarışamayız. Aday çok güçlü. Ne yapalım en iyi bir aday bulalım. Türkiye'den bulamadılar. Yurt dışından bulup transfer ettiler ve aday yaptılar. Yani en iyisini bulmaya çalıştılar. Şunu diyorum. Bu sistemde güçlü liderlik özellikleri olan milletiyle kucaklaşan, milletin diliyle konuşan, milletin değerlerine saygısı olan kişilerin Türkiye'yi yönetmesine imkan veriyor. Zayıf liderlerin, zayıf karakteri olanların iktidarına izin vermiyor. Güçlü liderlik özellikleri olacak. Bakın CHP'nin iktidar olması için 25 puan lazım. Peki şimdi marjinal grupların ağzıyla DHKPC, PKK'nın ağzıyla konuşarak böyle bir oy alabilir mi? Ne yapacak bu salondakilerin gönlünü alacak bir dil geliştirmek zorunda. Başkalarının inançlarına dertlerine, değerlerine, anlayışlarına saygı duyacak bir dil geliştirecek ki onlardan oy alsın. O zaman ne olacak. CHP kendi kantonunun dışına çıkacak, millete açılacak. Esasen biz iyilik yapıyoruz böylelikle CHP'ye. Sadece belli illerde değil, Türkiye'nin her tarafında güçlü olan bir parti ol diye ona bir yol açıyor. Bütün partilere de aynısını açıyor. "

CHP'nin bir yetkilisinin 'Şu ezanlar ki şehadetler dinin temeli. Ebedi benim yurdumun üstünde inlememeli' şeklinde tivit attığını hatırlatan Bozdağ, şu değerlendirmede bulundu:

" CHP buna ne yaptı. Hiçbir şey yapmadı. Cumhurbaşkanlığı sistemi olsaydı onu parti meclisine baştan almazlardı. Yanılarak aldıysa saniyesinde kapının önüne koyarlardı. 'Bu millet bize oy vermez arkadaş kusura bakma' derlerdi. 'Ben milletin iktidarına talibim. Milletin değerleriyle inançlarıyla alay eden biri benim partimin meclisinde bulunamaz' derlerdi. Neden?, Milletin oyuna ihtiyacı yok. Onun sabit oyları var. Atadan, dededen miras oylar. CHP yapsa da oy orada yapmasa da."

Bozdağ, yeni sistemin milletin derdiyle kavgası olanlara iktidarın yolunu kapattığını dile getirdi.

Bozdağ konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"(Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi) Bu sistem milletin derdiyle, inançlarıyla kavgası olanlara iktidarın yolunu kapatıyor. Siyasilere neyi emrediyor. Millete saygılı olacaksın. Milletin değerlerine saygılı olacaksın. Kabullerine, renklerine saygılı olacaksınız. Üslubunuzla kucaklayıcı olacaksınız. O zaman gelip benden oy isteyeceksiniz. O zaman isterseniz iktidar yetkisi veririm ya da vermem. O benim takdirimde. Bu nedenle milletin değerleriyle kavgası olmayan biri ister CHP'nin ister AK Parti'nin adayı olsun milletin yüzde 51'inin oyunu alıp Türkiye'nin cumhurbaşkanı olunca Türkiye kazanmış demektir. Türk milleti kazanmış demektir. Çünkü milletle beraber yol yürüyecek demektir. Bu açıdan büyük bir değişimi burada gerçekleştirmiş olduk. Bunun altını çizmekte fayda görüyorum. Bazıları diyor ki 'Başka birisi gelir bu yetkileri kullanırsa'. Yahu yetki milletten olduktan sonra hiç kimse milleti sıkıntıya sokan bir tasarrufu bu sistemde yapamaz. Çünkü millette biliyor iş. Ama şimdi güç millette değil başka yerlerde. Şimdi neden güçlü peki millet. Millete inanan bir cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet var da ondan güçlü."

-"Manşetle gelmedik"

Bozdağ, güçlü iktidarların ülkelerini de milletlerini de daha güçlü hale getirdiğini, zayıf iktidarların ise iş yapamadığını belirtti.

Parlamenter sistemin zayıf iktidar çıkardığını ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:

"Örneğin biz 276 veya 280 ile hükümet olsaydık. Başbakan cesur karar alabilir miydi? Sermayenin ayaklarına basabilir miydi? Güç odaklarını rahatsız edebilir mi? Bırakın onu milletvekillerini rahatsız edecek bir karar alabilir mi? Alamaz. Recep Tayyip Erdoğan'ı neden sevmiyorlar biliyor musunuz? Size güvenip inanıp bütün bu güç odaklarına rağmen milletin hayrına kararları cesurca uyguladığı için. Eğer 316 milletvekiliniz olmamış olsaydı bu kadar güçlü ve cesur adımlar atamazdık. Güç odakları karşısında direnemezdik. Yapılan hizmetlerin onda birini yapamaz belki Türkiye'nin gündemine bile bunların önemi hiç gelmezdi. Ne yaptık. Direndik, mücadele ettik. Kusura bakmayın bu milletin hayrına yararına olan bir işi kim ayağa kalkarsa kalksın yapacağız dedik. Yaptık. Üçüncü havalanının yapacağız dedik yapıyoruz. Nükleer enerji santrallerini kuracağız dedik, kuruyoruz kuracağız. Çünkü bu milletin yararına. Güçlü iktidar olduğumuz için ama zayıf iktidar olsun emin olun bir gazete patronunun aleyhine bir karar alamaz. Manşetlerle ona dünyayı dar ederdi. Bize her gün iftira ediyorlar. Ayaktayız. Niye çünkü manşetle gelmedik. Manşetleri attıran kişilerin iradesiyle de gelmedik. Sizin helal oylarınızla geldik. Gücü milletten aldığımız için buradayız. Onun için zayıf iktidar dönemini kapatıyoruz."

Zayıf iktidar isteyenlerin bu sisteme karşı çıktığını ifade eden Bozdağ, "Bu sistemde iktidara operasyon çekme güç ve kudreti kimsede yok. Ne medya ne ülke içerisindeki karanlık odaklar, ne yabancı güçler, FETÖ gibi alçaklar ne de başkaları Türkiye'de Ankara'da iktidarlara operasyon çekemez."dedi.

- "Millet doğrudan iktidarını kuracak"

Yeni sistemde iktidarların sandıkta kurulacağını vurgulayan bakan Bozdağ, sisteme karşı çıkanların da bundan dolayı karşı çıktığını savundu.

Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin milletin doğrudan iktidarını kuran bir sistem olduğunu anlatarak, bu sistemde milletin tereddütsüz doğrudan iktidar olduğunu, millete rağmen iktidar döneminin tamamen tarihe karıştığını söyledi.

-"Ülkeyi azınlık değil yüzde 50,1 yönetecek"

Yeni sistemin Türkiye'yi azınlıkların yönetmesine izin vermeyeceğini de anlatan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Geçmişte Refah Partisi yüzde 22 aldı, başbakan oldu. Merhum Ecevit yüzde 22 aldı, başbakan oldu. Merhum Demirel yüzde 27 aldı başbakan oldu. Biz yüzde 34 aldık başbakan olduk. Bu sistem diyor ki yüzde 20, yüzde 30, 40 aldın mı vermem diyor. Bu ülkeyi yönetecek birinin arkasında en az yüzde 51 oyu olması lazım ,desteği olması lazım diyor. Kötü bir şey mi bu? Az bir grubun gelip ülkeyi yönetip, ülkenin bütün imkanlarını kullanması mı daha iyi, yoksa bu ülkenin asgari salt çoğunluğunun iradesi alan birinin Türkiye'yi yönetmesi mi daha iyi? Elbette bu sistem daha iyi."

-"Güvenoyunu halk veriyor"

Bozdağ, Cumhurbaşkanının yetkileri üzerinden haksız şekilde yürütülen bir tartışma olduğunu anımsatarak, "Çok net söylüyorum. Cezai sorumluluğu olmayan bir Cumhurbaşkanlığı tarihe havale ediyor. Bunun yerine hesap veren, hesap sorulan cezai sorumluluğu olan, yaptığı bütün iş ve işlemler yargı denetimine açık olan bir Cumhurbaşkanı geliyor." dedi

- "Yasamayı yürütmeden tam olarak ayırıyoruz"

Mevcut sistemde meclisin yasama ve denetim yetkisinin hükümete rağmen olmadığını anlatan Bozdağ, HSYK, Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ile ilgili düzenlemeler hakkında ise Danıştayla ilgili bu kanunda bir düzenleme olmadığını, Yargıtayla ilgili bu değişikliğin içinde düzenleme olmadığını, Anayasa Mahkemesinin üye sayısının azaltıldığını ancak üye seçimi ve diğer maddelere ilişkin bir düzenleme yapılmadığını şu andaki maddelerin aynısının muhafaza edildiğini anlattı.

Anayasa değişikliğinin hukuk devletini güçlendiren değişiklik olduğunu vurgulayan Bozdağ, Türkiye'nin geleceğini inşa etmek için, milletin ve devletin istikbali ve istikrarı için güçlü yasama, güçlü güçlü yürütme için Türkiye'nin bu değişikliği yapma zorunluğu olduğunu kaydetti.

Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan diyerek 'evet' dediklerini kaydeden Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

"Birileri başka başka söylese de bunlara itibar etmeyin. 'Cumhuriyet değişiyormuş, rejim değişiyormuş' bunu diyenler yalanın alasını söylüyor. Biz Cumhuriyetimiz için milletimiz için devletimiz için istiklalimiz, istikbalimiz için istikrar için 'evet' diyeceğiz Allah'ın izniyle. Türkiye'nin etrafı yangın yeri gibi. Suriye 2011'den beri yangın yeri. Irak 2004'den beri yangın yeri. Bizim içimizde terör var, dışımızdan içimize terör ihraç etmek isteyen güçler var. Diyorum ki şöyle bir düşünsek. Eğer Suriye'de bu yaşanmışlıklar ve yaşananlar Irak'ta olanlar AK Parti gibi güçlü bir iktidarın olmadığı bir dönemde Tayyip Erdoğan gibi Binali Yıldırım gibi güçlü liderlik özellikleri olanların Türkiye'yi yönetmediği bir dönemde bunlar yaşansaydı acaba Türkiye'nin hali ne olurdu. Başımıza gelmeyen kalmadı ama ekonomimiz her şeye rağmen taş gibi dimdik ayakta bütün şoklara karşı dayanıklı. işte siyasi istikrar, güçlü iktidar, iyi yönetim o yüzden."

Bozdağ, 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin yaşadığı bu büyük felaket nedeniyle Türkiye'nin gelecekte de aynı akıbetlerle karşılaşmaması, bölgesinde daima güçlü olması, milletin daima huzur, barış, refah içinde yaşaması, güçlü olması için çalıştıklarını dile getirdi.

Türkiye'nin sadece kendi içinde değil bölgesinde de karar vericilerden biri olması için çaba gösterdiklerini anlatan Bozdağ, ülkenin dünyanın güçlü bir aktörü olarak varlığını sürdürmesi için bu sistem değişikliğinin gerekliliğine inandıklarını ifade etti.

Türkiye'nin önüne, yoluna bundan sonra parlamenter yapıyla bakamayacağını vurgulayan Bozdağ:

"Bu sistem artık Türkiye'yi taşımıyor. Biz bunu değiştirmek ve Türkiye'ye çağ atlatmak, yeni bir sayfayı Türkiye için hep beraber açmak zorundayız. Onun için durmak yok hep beraber koşacağız. Milletimize anlatacağız. Milletin istiklali, istikrarı, istikbali, etkin ve iyi yönetimi, hızlı ve etkin karar alma ve uygulama bakımından bu sistemin Türkiye'ye neler kazandırdığını hep beraber anlatacağız. Yoksa zayıf iktidarları özleyenler Türkiye'nin ekmeğinde, aşında, refahında gözü olanlardır. " diye konuştu.

PKK terör örgütünün Türkiye'nin milli çıkarları için ahkam kestiğini, ülkeyi bölmek istediğini, milleti bölmek isteyerek 'hayır' deyin çağrısı yaptığını kaydeden Bozdağ, " DHKP-C terör örgütü askerimize, polisimize, vatandaşımıza eylem yapıyor. Öte yandan FETÖ bütün katmanları ile 'hayır' diyor. Adını burada sayamadığımız terör örgütleri ortak açıklama yapıyor 'hayır' deyin diyor. Hayır diyenlerin kim olduğuna da bakmamız lazım." dedi.

Programa AK Parti MKYK Üyesi Yelda Erol Gökcan, AK Parti Muğla milletvekilleri Nihat Öztürk, Hasan Özyer, AK Parti İl Başkanı Kadem Mete, ilçe başkanları ile çok sayılı partili katıldı.

Partililer program sonunda Bakan Bozdağ ile sohbet ederek fotoğraf çektirdi.

Bozdağ, buradaki programın ardından Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Ankara'da Genelkurmay Başkanlığı önünde şehit düşen Kara Harp Okulu Bando Komutanlığında görevli Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş'ın Menteşe ilçesinde yaşayan ailesine taziye ziyaretinde bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber