35 akademik personel hakkında 15 yıla kadar hapis cezası

FETÖ'nün İstanbul Teknik Üniversitesindeki akademik yapılanmasına ilişkin, aralarında akademisyenlerin de bulunduğu 22'si tutuklu, 3'ü yakalamalı 35 şüpheli hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, onbeşer yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Şubat 2017 15:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
35 akademik personel hakkında 15 yıla kadar hapis cezası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul Teknik Üniversitesindeki akademik yapılanmasına ilişkin, aralarında akademisyenlerin de bulunduğu 22'si tutuklu, 3'ü yakalama kararıyla aranan 35 şüpheli hakkında, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan, onbeşer yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 233 sayfalık iddianamenin detayları belli oldu.

Bir kısım şüpheliler hakkında soruşturmanın sürdüğü, 35 şüpheli hakkında dosyadaki işlemlerinin tamamlandığı kaydedilen iddianamede, diğer FETÖ/PDY iddianamelerinde olduğu gibi, örgütün mali, kültürel, yargı, askeri ve emniyet yapılanması ile Türkiye'deki eylemleri anlatıldı.

İddianamede, İTÜ Rektorlugu tarafından darbe girişiminin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen 25 Temmuz 2016 tarihli yazıda, "15 Temmuz 2016'da FETO tarafından darbe kalkısması baslatıldığı, halen devlet imkanları kullanılarak cesitli fiili saldırı ve tehdit yontemleriyle kaos ortamı yaratılarak surdurulmeye calısıldığı" bilgisine yer verilerek, bu örgutle bağı kuvvetle muhtemel olan ve üniversite imkanlarını bu hain amaç için kullanma şuphesi bulunan personel hakkında idari işlem başlatıldığı, söz konusu kişilerin de savcılığa bildirildiği ve bu şekilde soruşturmanın başlatıldığı belirtildi.

"FETO/PDY'nin, amacına ulasabilmek icin universitelerde en katı sekilde orgutlenme icine girdiği vurgulanan iddianamede, örgütün Türkiye'de 17 universiteyi bizzat kurup faaliyete gecirdiği, bu üniversitelerin daha sonra 23 Temmuz 2016'da 667 sayılı Kanun Hukmunde Kararname ile kapatıldığı hatırlatıldı.

Yurt dışında faaliyet gösteren üniversitelerin de sıralandığı iddianamede, üniversitelerde okuyan ogrencilere orgut tarafından ev ve yurtlar tahsis edildiği, öğrencilerin buralarda "ağabey" ve "ablalar" tarafından orgutsel egitime, denetime tabi tutulduğu, ısık evlerinden, dershanelerden yetistirilen ogrencilerin, orgutun istedigi bolumler icin universiteye hazırlandığı ve universite sınavlarında bu bolumlere girebilmeleri icin her turlu sınav yolsuzlugunun yapıldığı anlatılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Universiteye giren bu ogrenciler, orgutun universite imamları tarafından korunmus ve orgut hiyerarsisi icerisinde ileride tayin edilecek gorevler icin ozel olarak yetistirilmistir. Universite sonrası yuksek lisans, doktora, yurt dısı egitimleri almak icin her turlu hukuk dısı yollar kullanılmıstır. Orgut, akademik kadrolara kendi uyelerini yerlestirmek icin Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sorularını ele gecirerek orgut uyelerine sızdırmıstır. Yuksek lisans, doktora ve ALES sınavlarında caldıgı sorular sayesinde universitelere 2002-2013 yılları arasında 8 bin 500 civarında akademisyen yerlestirildigi tahmin edilmektedir."

Bankacılık Duzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinin FETO'nun akademideki yapılanmasını bir kez daha gozler onune serdiği vurgulanan iddianamede, şu değerlendirme yapıldı:

"Bank Asya'nın mevduat varlıgının, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) 24 Aralık 2014'te el koymadan once 15 milyar liradan 6,9 milyar liraya geriledigi belirtilmisti. BDDK verilerine gore, bu mevduatın yuzde 20'sinin akademisyenlere ait oldugu, aynı tarihte Bank Asya'da 168 akademisyen ve eslerine ait toplam 1 milyar 132 milyon lira bulundugu tespit edilmistir.

Bank Asya'yı kurtarmak icin FETO'nun, akademisyenlerini de harekete gecirdiginin ortaya cıktıgı, Fetullah Gulen'in talimatıyla bankayı kurtarmak icin harekete gecen FETO'nün, himmet paralarını 5 bin akademisyen uzerinden bankaya yonlendirdigi, bankaya 5 milyar lira yatırıldıgı, örgütün Bank Asya'yı kurtarmak icin 'himmet akademisi'ni kullandıgının ortaya cıktıgı, 17-25 Aralık darbe girisiminden sonra bankaya, 5 bin akademisyen uzerinden yaklasık 5 milyar lira fon yonlendirildigi, bir arastırma gorevlisinin hesabından 42,5 milyon lira cıktıgının tespit edildigi, Mali Sucları Arastırma Kurulu (MASAK) uzmanlarının 17-25 Aralık darbe girisimi sonrasında Bank Asya hesaplarına yonelik incelemelerinin, Cumhurbaskanlıgı Devlet Denetleme Kurulu'nda (DDK) raporlastırıldıgı gorulmustur."

İddianamede, "Şuphelilerin buyuk çoğunluğu örgutle bağlantıları nedeniyle ihraç edilmiş ya da hakkında disiplin soruşturması uygulanması nedeniyle olası adli tahkikatta delil bırakmamak için ikametlerinde, dijital materyallerde ve örgutsel dokumanlarda temizlik yaptıkları değerlendirilmiştir." denildi.

İddianamede, hakim kararı ile el konulan şuphelilere ait dijital materyallerin incelemelerinin henuz tamamlanmadığı ve yoğunluk ile zaman alacağı bilgisi bulunduğundan, dosyanın suruncemede kalmaması için bu konuya ilişkin rapor geldiğinde derhal mahkemeye sunulmak uzere, beklemeden kamu davasının açılmasının zaruri olduğu vurgulandı.

- İtirafçı şüpheliler ByLock'u kabul edip, isim verdiler

İddianamede, 7'si doçent, 16'sı araştırma görevlisi, 12'si memur olmak üzere toplam 22'si tutuklu 3'ü firari 35 şüpheliden, 28'inin örgütün şifreli haberleşme programı olan ByLock kullanıcısı olduğu vurgulanarak, 3 şüphelinin etkin pişmanlıktan yararlanarak hem ByLock programını kullandıklarını kabul ettikleri ve söz konusu programı kimin aracılığıyla indirdiklerini anlattığı kaydedildi. Şüpheli itirafçıların ifadesine de yer verilen iddianamede, örgüte ilişkin bilgilere ve örgüt içerisinde ''ağabey'' ve ''abla'' konumunda bulunan şüphelilerin isimlerine de yer verdikleri belirtildi.

Şüphelilerin ByLock isimli programı kullanmaları, örgutun çağrısı uzerine Bank Asya'ya yeni hesap açıp ya da açılmış olan hesaplara yüklü miktarda para yatırmaları, örgutsel simge olan 1 doların ele geçirilmesi ve yine örgut çağrısı uzerine Digiturk platformundan çıkmaları delil olarak gösterilen iddianamede, tüm dosya kapsamında şüphelilerin hakkında yeterli delillerin bulunduğu ve bu nedenle ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.

İddianamenin kabulüne ve ilk duruşmanın 15 Mayıs'ta Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayında yapılmasına karar veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tensip zaptında 22 sanığın tutukluluk hallerinin devamına, firari 3 sanık hakkındaki yakalama emrinin infazının beklenilmesine ve diğer tutuksuz sanıkların duruşma günü hazır olmaları için yazı yazılmasına hükmetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber