Son yıllardaki F-16 pilotlarının tamamı örgüt üyesi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün Hava Kuvvetleri Komutanlığına ilişkin mahrem yapılanması ve örgüt üyesi Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli hakkında hazırlanan "Mahrem imamlar" iddianamesinde, terör örgütünün, Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı yapılanmasını çok ciddiye aldığı vurgulanarak son yıllarda F-16 pilotu olan subayların neredeyse tamamının örgüt üyesi oldukları tespiti yapıldı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Mart 2017 12:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hava Kuvvetleri Komutanlığına ilişkin mahrem yapılanması ve örgüt üyesi Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli hakkında "Mahrem imamlar" iddianamesi tamamlandı. İddianamede, 76 sivil "mahrem imam" ile örgüt üyesi 81 askeri personelin, 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 15'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istendi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün Hava Kuvvetleri Komutanlığına ilişkin mahrem yapılanması ve örgüt üyesi Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli hakkında hazırlanan "Mahrem imamlar" iddianamesinde, terör örgütünün, Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı yapılanmasını çok ciddiye aldığı vurgulanarak son yıllarda F-16 pilotu olan subayların neredeyse tamamının örgüt üyesi oldukları tespiti yapıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün Hava Kuvvetleri Komutanlığına ilişkin mahrem yapılanması ve örgüt üyesi Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli hakkında hazırlanan "Mahrem imamlar" iddianamesinde, terör örgütünün özellikle Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki "mahrem yapılanması" gözler önüne serildi. Yapılanmada, komutanlığın Ankara bölge sorumlusu altında bir müdürü, bu müdüre bağlı müdür yardımcıları, müdür yardımcılarına bağlı öğretmen gruplarının bulunduğu saptandı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün Hava Kuvvetleri Komutanlığına ilişkin mahrem yapılanması ve örgüt üyesi Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli hakkında hazırlanan "Mahrem imamlar" iddianamesinde, mahrem yapılanma içindeki müdürlerin tablet ve telefonlarına "panik buton" adında bir uygulama yüklendiği, bu butona basınca cihazın tüm hafızasının silindiği, bilgilerin geri getirilemediği, müdürlerin bir dönem kullandıkları "shu" adlı program üzerinden şifreleme yapmadan çok rahatça konuştukları ortaya çıktı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün, Hava Kuvvetleri Komutanlığına ilişkin mahrem yapılanması ve örgüt üyesi Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli hakkında hazırlanan "mahrem imamlar" iddianamesi tamamlandı.

İddianamede, 76 sivil "mahrem imam" ile örgüt üyesi 81 askeri personel hakkında, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "Cumhurbaşkanına suikast", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" ve "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından dörder kez ağırlaştırılmış müebbet ile yedi yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istendi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarınca hazırlanan iddianamede, Abdul Kerim Yazıcı, Abdullah Özen, Abdullah Uygun, Abdurrahman Yıldırım, Abdülkadir Bozbaş, Abdülkerim San, Ahmet Alkın, Ahmet Çağlayan, Ahmet Erduman, Ahmet Erol, Ahmet Fakioğlu, Ahmet İnce, Ali Afşar, Ali Ateş, Ali Korkmaz, Ali Emre Köle, Ali Kemal Bayram, Alper Küççük, Arap Oğuz, Asım Göktaş, Bahattin Taştan, Bayram Baktemur, Bekir Kişi, Bilal Açıl, Bilgehan Bülbül, Burak Çoban, Burak Kıvrak, Burak Engin Çağlar, Bünyamin Karaduman, Cağfer Sarıkaya, Caner Türkcan, Celalettin Yuvacı, Cem Civelek, Cemal Karlıdağ, Cemil Cintosun, Cemil Selvi, Denizhan Özcan, Emrah Sezgin, Emre Çetinkaya, Emre Kutlu, Enes Akdağ, Engin Güneş, Ercan Eraslan, Erdem Hekimhan, Erdoğan Gül, Erdoğan Kutluay, Eren Önder, Erkan Kaya, Erkan Pınar, Erol Macit, Ertuğrul Akkaya, Fahri Kamil Albayrak, Fatih Canım, Fazlı Türkmen, Ferdi Özdemir, Ferdi Ünal, Fethi Gençkaya, Furkan Atik, Galip Yılmaz, Gökhan Batçık, Gürcan Coşkun, Hakan Akgül, Hakan Malkoç, Haluk Yıldız, Harun Işık, Harun Kaya, Hasan Doğan, Hasan Er, Hasan Özdemir, Hilmi Ün, Hüseyin Ediş, Hüseyin Güleç, Hüseyin Mayda, Hüseyin Ülker, Hüseyin Yeşilsu, İbrahim Aygün, İdris Yarkın, İlhami Kaya, İsmail Boztaş, İsmail Şahpaz, İzzet Kara, Kemal Alkan, Kemal Yıldız, Kenan Gürbüz, Levent Çakmaktepe, Mahmut Türkmen, Mehmet Ayan, Mehmet Bilgiç, Mehmet Gezer, Mehmet Kucur, Mehmet Tanrıkut, Mehmet Taşlıtepe, Mehmet Ali Gözügök, Mehmet Cengiz Ölçal, Mehmet Fatih Ballı, Mehmet Yiğit Gül, Mert Kalaç, Mesut Zurnacı, Metin Çetiner, Mevlüt Tufan, Miraç Pehlevan, Muammer Yücel, Muhammet Alkan, Muharrem Baysal, Murat Çakmaktepe, Murat Kara, Murat Öner, Murat Yaldız, Murat Yücel, Mustafa Bostan, Mustafa Durak, Mustafa Kılıç, Mustafa Konuş, Mustafa Küçükköse, Mustafa Aykut Akyol, Nail Bülbül, Nebil Ekiz, Necati Yıldırım, Olcay Maleker, Osman Günaydın, Osman Hançer, Osman Mızrak, Ömer Faruk Ünsal, Ömer Tarık Gümüş, Rabia Kübra Çamoğlu, Ramazan Alkan, Ramazan Şahin, Rasim Çelik, Resül Güldüren, Samet Özmekik, Samet Yasin Güngör, Satuk Enes Bilici, Selim Çamur, Serdar Dingeç, Serdar Nergiz, Serhat İnal, Serkan Ayçiçek, Serkan Aydın, Serkan Gülşen, Serkan Korkusuz, Seydi Battal Bertlek, Sinan Kurt, Sinan Metin, Sulh Köksal, Süleyman Çokyaşar, Şehmus Aslan, Taha Ertuğrul Kantar, Temür Koçyiğit, Uğur Erdoğan, Üzeyir Eker, Veysel Yıldız, Yakup Karagöz, Yavuz Selim Öz, Yılmaz Çoraközü, Yunus Şahin, Yusuf Payalan ve Yusuf Hayri Yıldızhan, şüpheli olarak yer aldı.

İddianamede, kadın pilot Yarbay Bilgehan Bülbül ve eşi Yarbay Nail Bülbül de şüpheliler arasında bulunuyor.

- "Işık evleri"nde yetiştiriliyorlar

FETÖ mensuplarının askeri okullara ve Hava Kuvvetleri Komutanlığına nasıl sızdığına ilişkin bilgilere yer verilen iddianamede, örgütün darbede kullandığı asker teröristler ile bunlara destek veren diğer örgüt mensuplarının, FETÖ'nün en gizli birimi olan "Işık evleri"nde yetiştirildikleri belirtildi.

İddianameye göre, bu evlerde ideolojik eğitimden geçen teröristlerin beynine, vatan kavramı yerine "hizmet"; demokrasi yerine "silahlı veya silahsız her türlü hukuk dışı yol kullanarak iktidarın ele geçirilmesi"; halkın egemenliği yerine ise "başında örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in olduğu "Başyüceler" adlı aristokratik özellikler taşıyan bir zümre eliyle egemenlik hakkının kullanıldığı bir yönetim biçimi işlendi.

Örgütün temel hedefinin Türkiye devletinin bütün anayasal kurumlarını ele geçirmek olduğu vurgulanan iddianamede, şu değerlendirmeler yapıldı:

"Mutlak iktidar ve güce hükmetme amacıyla hareket eden örgüt liderinin nihai emellerine ulaşmada en önemli basamaklarından bir tanesi de Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrol altına alınması olmuştur. Örgüt, TSK içinde kendi kadrolarının önünü açmak amacıyla bürokrasi, üniversiteler ve diğer kurumlarda olduğu gibi önlerine engel gördükleri kişileri birtakım dava ve suçlamalarla, haksız disiplin işlemleri ya da şantaj gibi değişik yöntemlerle tasfiye etmiştir.

FETÖ'nün, ortaokulda kazanılan öğrencilerin devşirilmesi ve TSK'nın subay ve astsubay yetiştiren eğitim birimlerinde istihdam edilmesi yolunu izlediği görülmektedir. Örgütün hedef kitlesi, muhafazakar toplum kitlesine mensup zeki, çalışkan ve ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin çocukları olan öğrencilerdir.

Örgütün ağına takılın bu öğrenciler, öncelikle ders çalışmak ve ücretsiz özel ders vermek bahanesiyle 'Işık evi' olarak adlandırılan evlere davet edilmektedir. Işık evlerinin en önemli fonksiyonu yeni elemanlar kazandırmak, ham olarak gelen hedefi örgüt elemanına dönüştürmek ve bu öğrencilere örgütün ideolojisi ile öğretilerini empoze etmektir. Bu evlerde kalan çocuk ve gençler, sistemli olarak kendi sosyal çevrelerinden çıkarılarak telkin yoluyla örgüt gönüllüsü haline getirilir ve yine telkinle örgüt içinde tutulurlar.

Yıllarca devleti ele geçirmek için eğitilerek çeşitli aşamalardan geçirilen ve uygun kıvama getirilen FETÖ'nün 'kurşun askerleri', TSK'nın subay ve astsubay yetiştiren eğitim birimlerine sızdırılmak üzere hazırlanarak hedef ünitelere sokulurlar."

- Sınav soruları önceden veriliyor

FETÖ'nün, TSK gibi stratejik kurumlara yerleştirilecek öğrencileri daha özel şartlarda seçip özel gruplar halinde hazırladığı belirtilen iddianamede, askeri okullara sokulacak öğrencilerin örgüte bağlı eğitim kurumlarına gönderilmediği, gönderilse bile kayıtlarının gerçek isimleriyle yapılmadığı, bu öğrencilerin büyük çoğunluğuna sınav sorularının önceden verildiği, sınavda çıkacak soruların öğrencilere okutulup ezberletilmesine, örgüt jargonunda "fetih okutmak" denildiği belirtildi.

TSK'nın eğitim birimlerine giren öğrencilerin, kendilerini hazırlayan "abi" ya da başka bir "abi" görevlendirilerek takip edildiği kaydedilen iddianamede, bu aşamadan sonra bu abilere, "gözcü" sıfatı verildiği, gözcü vasıtasıyla örgüt mensubu öğrencilerle 15 günlük aralıklarla eğitim görülen askeri okulun bulunduğu şehirdeki bir örgüt üyesine ait evde görüşmeler yapıldığı bildirildi.

İddianamede, şu bilgilere yer verildi:

"Örgüt mensubu öğrenciler, 15 günde bir hafta sonu çarşı izinlerine çıktıkları zamanlarda birer ikişerli gruplar halinde örgüt içinde yer alan sivil vatandaşların evlerine gitmektedir. Buralara ilk gidişte, okula başlamadan önce belirlenen tarih ve saatte, belirlenen yerde buluşma sağlandıktan sonra, fiziksel herhangi bir temasa girilmeden bu öğrencilerle iletişim sağlanmaktadır.

Öğrenci, irtibatlı olduğu gözcüyü uzaktan takip etmekte ve esas görüşmenin yapılacağı yere gidilmektedir. Örgüt mensubu öğrenciler, hafta sonları izinli olarak okuldan askeri kıyafetle ayrıldıktan sonra, kural olarak örgütün belirlediği bir iş yerinden, bu belirlenmemişse kendi bulacağı bir iş yerinden sivil kıyafetler almakta, bu kıyafetler giyildikten sonra buluşma sağlanmaktadır. Gidiler yerlerde Fetullah Gülen'in video kasetleri seyredilmekte, öğrenciler Gülen'in kitaplarıyla örgütsel ideolojik eğitime tabi tutulmaktadır.

Burada ayrıca 'gözcü' ya da onun üstü olan 'doktor' sıfatlı örgüt üyesi tarafından okul, öğrenciler ve askeri personel ile ilgili de bilgiler örgüt üyesi askeri öğrenciye sorularak notlar alınmaktadır. Bu faaliyetlerin gerçekleştiği hücre tipi evlerde gizliliğe büyük önem verilmektedir. Örgüt mensubu öğrencilerle takipten sorumlu örgüt üyeleri arasında haberleşmede elektronik haberleşme araçları neredeyse hiç kullanılmamaktadır. Buluşmalarda, bir sonraki buluşma tarih ve saati belirlenmekte, bir sonraki buluşma bu şekilde sağlanmaktadır."

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY), Hava Kuvvetleri Komutanlığına ilişkin mahrem yapılanması ve örgüt üyesi Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli hakkında hazırlanan "Mahrem imamlar" iddianamesinde, terör örgütünün, Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı yapılanmasına çok önem verdiği vurgulanarak son yıllarda F-16 pilotu olan subayların neredeyse tamamının örgüt üyesi oldukları belirlendi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlanan iddianamede, örgütün "mahrem hizmetlerden" saydığı askeriye yapılanması irdelendi.

Örgütün, komutanlıkları kendi içerisinde bölgelere ayırdığı, her komutanlığın bir "müdür"ünün bulunduğu, bu müdüre bağlı "müdür yardımcıları", müdür yardımcılarına bağlı "öğretmen" grupları, öğretmenlere bağlı ise "öğrenciler" yani subayların yer aldığı aktarılan iddianamede, müdürlerin tüm sorumluluk bölgesini denetleme ve kontrol etme yetkisi bulunduğu, müdür yardımcılarının haftalık toplantılar düzenlediği, bu toplantılara tüm öğretmenlerin katıldığı, öğretmenlerin öğrenci subaylardan aldığı himmet adı altındaki aidat ve bilgileri müdür yardımcısına bu toplantılarda verdikleri tespit edildi.

İddianamede, toplantıların başka örgüt mensupları adına kiralanmış evlerde yapıldığı, toplantılara cep telefonu ile katılmadıkları, cep telefonlarını açık olarak kendi ikametlerinde bıraktıkları, bir ilden başka bir ile ataması yapılan subayın aynı zamanda örgütsel manada da devrinin yapıldığı, hangi ile gidecekse mevcut ildeki sorumlu abisi tarafından o ile götürülerek yeni abisi ile tanıştırıldığı anlatıldı.

Öğretmenlerde iki telefon bulunduğu, başkaları adına hatlar bulunan bu iki telefondan birisi ile müdür yardımcısı, diğeri ile de kendilerine bağlı öğrenci (subay) ile irtibat kurdukları belirtilen iddianamede, öğrencilerin (subaylar) öğretmenleri yani "sorumlu abi"leri kontörlü telefonlardan arayarak irtibat kurdukları, müdür yardımcısında ise bu telefonlara ilave olarak örgütün sivil, mahrem yapı dışındaki kanadı ile irtibat kurmak için kullandığı bir telefon daha bulunduğu belirtildi. İddianamede, son dönemde müdürlerin iletişimde tabletleri kullanmaya başladıkları, müdürlerin kullandıkları telefon ve tabletlerde "Panik Buton" adında bir uygulama bulunduğu, bu butona basıldığında cihazın tüm hafızasının geri getirilemeyecek şekilde silindiğinin tespit edildiği kaydedildi.

Bu bağlamda yapılan soruşturma sonunda, FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki uzantıları tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz 2016 başarısız darbe girişimi sonrası başlatılan operasyonlar sonucunda alınan ifadeler, elde edilen bilgi ve belgeler ışığında yapılan çalışmalarda, örgütün TSK'da sivil yapılanmanın dışında farklı bir yapılanmaya gittiği, tamamen hücre çalışması yapılarak birbirinden habersiz ve bağımsız üniteler oluşturulduğu, bu ünitelerin de sivil abilerin/imamların sorumluluğunda üst düzey kuvvet komutanları (general, albay, yarbay, binbaşı gibi), subaylar (teğmen, üsteğmen, yüzbaşı gibi) ve astsubay gruplarından oluştuğu tespitlerinin yapıldığı aktarıldı.

- Hava Kuvvetleri Komutanlığının Ankara bölge yapılanmasını ikiye ayırmışlar

İddianamede, örgütün "Hava Kuvvetleri Komutanlığının Ankara Bölgesi Yapılanması"nı ikiye ayırdığı, "Ankara 1. Bölge" ve "Ankara 2. Bölge" olarak bir düzenleme yaptığı anlatıldı.

Ankara 1. bölgede, "Merzifon 5. Ana Jet Üs Komutanlığı, Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı, Ankara Hava Lojistik Komutanlığı, Ankara 11. Üs Komutanlığı/Etimesgut Hava Hastanesi, Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı"nın bulunduğu belirlendi.

İddianamede, bazı şüphelilerin ifadelerinden de anlaşılacağı üzere Hava Kuvvetleri Komutanlığına sızmış, Akıncı 4. Ana Jet Üssü Komutanlığında pilot olarak görev yapan örgüt üyelerinin başarısız darbe girişimi öncesi Ankara'da olmaları yönünde verilen talimatlar da dikkate alındığında, örgütün Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı yapılanmasını çok ciddiye aldığına işaret edildi.

Bu üs komutanlığında jet pilotları içerisinde en üst nokta olduğu kabul edilen F16 pilotu yetiştirilen tek eğitim filosu olan "Öncel Filo" denilen 143. Filo'nun bulunduğu, yine üste görev yapan F-16 pilotlarının olduğu, bu nedenle örgütün bu üs komutanlığına çok önem verdiği, yapılanmanın bu üs komutanlığında büyük bir gizlilik içerisinde yürütüldüğü anlatılan iddianamede, örgüt adına faaliyet yürüten sivil abiler yani imamlar ile kendi ders ve sohbet grupları içerisinde bulunan subayların gerçek isimlerini değil, kesinlikle kod isim kullandıkları, daha çok farklı bir örgüt mensubunun kiraladığı evlerde örgütsel toplantıların yapıldığı, toplantılarda cep telefonlarının kullanılmadığı ya da şahıslar tarafından kendi ikametlerine açık bir şekilde bırakıldığı tespitleri de yer aldı.

- Pilotların eğitimi

Son yıllarda örgütün jet uçağı pilotu olacak subayların belirlenmesinde etkisinin üst seviyelerde olduğu, Hava Harp Okulundan mezun olan subayların İzmir Çiğli'de bulunan uçuş okulunda eğitimleri sırasında sırasıyla "başlangıç uçuş" eğitimlerinin yapıldığı 123. Filo, "temel uçuş" eğitimlerinin yapıldığı 122. Filo ve 121. Filo'da eğitim aldıkları, bu aşamada örgüt üyesi olmayan subayların yıldırma, eğiticiler tarafından düşük not verilme ve benzeri yöntemlerle jet pilotu olmalarının engellendiği belirtildi.

Bu aşamalardan başarıyla geçen personelden alınan tercih formları ve başarı sıralamalarının jet pilotu olmak için baz alındığı, örgüt tarafından örgüt üyesi subaylardan jet pilotu olmak istemeyenlerin bu tercihlerinin kabul edilmediği, tercihlerini jet pilotu olmak şeklinde yapmalarının istendiği aktarılan iddianamede, F-16 pilotluğu eğitimi-kursu için bu üsse gelen subayların büyük bir bölümünün Hava Harp Okulundan itibaren titizlikle elemeye tabi tutularak örgüt tarafından belirlendiği kaydedildi.

İddianamede, örgütün onay vermediği kişilerin F-16 pilotu olamadıkları, son yıllarda F-16 pilotu olan subayların büyük çoğunluğunun FETÖ üyesi oldukları, istisnai olarak örgüt üyesi olmamasına rağmen F-16 pilotluğuna yükselen subayların ise örgütün kendi kadrolarının yetersiz olması ya da kişisel başarı ve ilişkileri nedeniyle örgüt tarafından konulan engelleri aştığı belirlendi.

Başsavcılığın iddianamesinde, "2013-2014-2015-2016 yıllarında Akıncı 4. Ana Jet Üs'süne F-16 pilotluğu eğitimi için gelen tüm kursiyer sayısı ve örgüte bağlı kursiyer sayıları karşılaştırıldığında, son yıllardaki kursiyerlerin neredeyse tamamının örgüt üyesi olduğu, bu bağlamda son yıllarda F-16 pilotu olan subayların neredeyse tamamının örgüt üyesi olduğu, örgütün başarısız darbe girişiminde F-16 ya da diğer jet uçaklarının pilotu olan üyelerinin çok küçük bir bölümünü kullanmadığı" tespitleri yer aldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber