İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Andy-Ar: Kararsız oranı hala yüzde 15 dolaylarında

Referandum sürecine seçmenlerin yüzde 80'i kararlı, yüzde 20'si kararsız bir noktadan başladı. Bugün hala vatandaşa direk olarak "Evet" mi "Hayır" mı diye soru yönelttiğinizde kararsız oranı yüzde 15'ler dolayında

Haber Giriş : 29 Mart 2017 10:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Andy-Ar Araştırma şirketi sahibi Faruk Acar, yaklaşan anayasa değişikliği referandumuna ilişkin yaptıkları araştırmalarda hala yüzde 15 oranında kararsız ve cevap vermeyen seçmene rastladıklarını söylüyor. Acar, başka sorularla bu seçmenlerin tercihlerini öğrenmeye çalıştıklarını, bu oranı yüzde 7-8'e indirebildiklerini belirtiyor. Acar, yürütülen kampanyaların etkisinin yüzde 2-3 oranında seçmenin kararını etkilediğini, seçmenin dış politika ve ekonomik gelişmelerden daha çok etkilendiği tespitini yapıyor. Hollanda krizinin "Evet"e yaradığını söyleyen Acar, Avrupa'ya yönelik tepki dozajının iyi ayarlanamaması halinde ters tepeceği görüşünde. Acar'a göre, "Hayır" cephesinin başını çeken CHP de başarılı bir kampanya yürütüyor.

"HALA YÜZDE 15 KARARSIZ VAR"

Anayasa değişikliği referandumuna az bir süre kaldı. Kararsızlar kararlarını vermeye başladı mı? Saha bulgularınız neler?

Referandum sürecine seçmenlerin yüzde 80'i kararlı, yüzde 20'si kararsız bir noktadan başladı. Bugün hala vatandaşa direk olarak "Evet" mi "Hayır" mı diye soru yönelttiğinizde kararsız oranı yüzde 15'ler dolayında. Bunların bir kısmı cevap vermeyenler, bir kısmı da gerçekten kararsız olan seçmenler. Özellikle Olağanüstü Hal (OHAL) döneminden geçtiğimiz için kendisini gizleyen bir seçmen kitlesi olabilir. "Evet" demenin kendi mahallesi açısından sıkıntılı olacağını düşünen "Evetçiler" olabildiği gibi "Hayır" demenin de kendi mahallesi açısından sıkıntıya yol açacağını düşünen bir kitleden söz edilebilir. Biz bu kitleleri farklı yöntemlerle okumaya çalışıyoruz. Kararsız ve cevap vermeyenleri ayrıca incelemeye tabi tutuyoruz. Onlara farklı sorular sorarak bir sonuç almaya çalışıyoruz. Aslında 'kararsızım' dediği halde gizli "Hayırcı" ya da "Evetçi" olduğunu bildiğimiz seçmenler oluyor. Bunları ayrıca inceleyerek bu oranı yüzde 7-8'lere kadar indiriyoruz.

"Evet" cephesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde ciddi bir vites yükseltme var. Aynı şekilde "Hayır"ın öncülüğünü yapan CHP lideri de şehir şehir geziyor. Bu kampanyalar kararsız seçmen üzerinde etkili oluyor mu?

Kampanyaların seçmen üzerinde toplam etkisi daha önceki seçimlerde de test edildiği üzere sınırlı. Türkiye'de seçmenler daha çok günün koşullarını değerlendirerek hareket ediyor. Anlık gelişmeler ki, bunlar ekonomi, dış politika gibi konular, farklı yönde hareketlenmelere neden olabiliyor. Bu farklılığa 7 Haziran 2015 seçimleri ve sonrasındaki olaylar örnek gösterilebilir. 7 Haziran seçimleri öncesinde Diyarbakır'daki HDP mitinginde meydana gelen patlama HDP lehine bir sürece yol açarken, 7 Haziran seçimi sonrasındaki patlamalar AK Parti lehine gelişmelere yol açtı.

Kampanyalardan öte günlük gelişmeler daha belirleyici mi demek istiyorsunuz?

Kampanyalar yüzde 15'lik kararsız seçmenin yüzde 2-3'ünü etkiler. Mitingler, reklamlar, kampanya dili vs... Bunların etkisi sınırlı. Daha büyük kesim, içinde bulunduğu halet-i ruhiyeye göre pozisyon alıyor. Hatta, oy kabinine kadar da bu karar süreci sürüyor.

"AK PARTİ SEÇMENİ KONSOLİDE OLDU"

Hollanda ile yaşanan kriz "Evet" oylarında bir artışa neden oldu mu? Özellikle, daha önce AK Parti'ye oy vermiş kesimlerin "Evet"e mesafeli olduğu tespitleri vardı. Bu kesim "Evet"e yaklaştı mı?

Daha önce AK Parti'ye oy vermiş seçmen içinde ikna olmayanların oranının epey azaldığını söyleyebiliriz. Bu kitle ciddi oranda konsolide oldu. İlk ölçümlerde daha önce AK Parti'ye oy vermiş kesim içinde yüzde 20 düzeyinde bir kararsızlık, tatmin olmama duygusu söz konusuydu. Bunların tümü "Hayırcı" değildi. Sadece yüzde 6'sı "Hayırcı"ydı. Yüzde 14'ü, ya "cevap vermiyorum" ya da "kararsızım" diyordu. Şu anda bu kesimin yüzde 14'ü "Evet"e ikna oldu diyebiliriz.

Bu konsolidasyonu ne sağladı?

Her şey sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Başbakan" gafı ile başladı. Kılıçdaroğlu'nun yeni sistemde "Başbakan" olacağını ifade eden cümlesinin bir başlangıç noktası olduğunu söyleyebilirim. Sonra bu tuttu. AK Parti tabanı bu gaf ile motivasyon yakaladı. Hollanda meselesi de ikinci bir kapı açtı. Avrupa'nın genelinde İslam'a karşı öne çıkan aşırı söylem, Recep Tayyip Erdoğan'ın bu söyleme karşı çıkışı tekrar liderliğini pekiştiren bir sürece dönüştü. Türkiye'deki iç dinamikler hareketlendi. Burada Avrupa'ya verilen tepkinin hangi dozda tutulduğu da önemli. Eğer aşırıya giderse bunun seçmenleri üzerinde bir tedirginlik yaratma ihtimali de var. Avrupa'ya tepkinin dozajı hassas bir noktada tutulursa, yani düşmanlığa evrilmez ise "Evet" için bir kazanç, sonrası kayıp olabilir. Benim okumam, Erdoğan'ın verdiği "Türkiye sahipsiz değil, diz çökmez" mesajının seçmenler nezdinde olumlu karşılığı olduğu şeklinde.

"MHP SEÇMENİ 3 PARÇA"

Referandumda "Evet" tarafını seçen MHP'nin tabanı hakkında neler söylersiniz? "Evet"e ikna oldular mı?

Biz, MHP seçmenini 3'e ayırıyoruz. Yüzde 30 civarında seçmen "Evet" diyor. Bir yüzde 30'u, Devlet Bahçeli yönetimi ile problemli olan muhalif grubu destekliyor ve "Hayır" cephesinde. Diğer seçmen ise, ortada. Referanduma kadar olan süreçte hangi kesim bu ortadaki kitleyi ikna ederse ona göre pozisyon alacaklar. Bizim bu kitlenin yarı yarıya bölüneceği beklentimiz var.

CHP'nin kampanya söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kesinlikle özenli bir dil kullandıklarını düşünüyorum. Bence, 2002'den bu yana CHP, AK Parti karşısındaki en başarılı kampanyayı yürütüyor. Fakat seçmenler bir süre sonra söylemlerin yerine artık eylem ve samimiyet testi uyguluyor. Bu test aslında herkes için geçerli. Nasıl ki, Recep Tayyip Erdoğan'a karşı bir seçmen kitlesi varsa, CHP'nin de bagajı çok yüklü, ona da karşı olan ciddi bir kitle var. Buna rağmen şöyle bir hesap yapalım. CHP'nin oyu yüzde 25, diğer taraftan "Hayırcı" cephenin diğer temsilcisi HDP. Onun oyunu da yüzde 10 olarak kabul edip üzerine eklersek yüzde 35 yapar. Biz şu anda yüzde 40'ları aşan "Hayırcı" olduğunu araştırmalarla tespit ediyorsak bu CHP'nin başını çektiği kampanyanın başarılı olduğunu gösterir. "Hayır"ın görünen yüzü CHP oldu.

"CHP'NİN KAMPANYASI BAŞARILI"

"Evet" ve "Hayır" kampanyalarını karşılaştırırsanız, neler söylersiniz?

"Evet" ve "Hayırlar" iyi mücadele ettiler. Arkasında olan yüzdesel blok desteğine rağmen "Evet" kampanyada başarılı bir yer edinemedi. "Evet" domine eden bir kampanya yönetemedi. Anayasa değişikliği paketinin içeriğine atıfta bulunularak doğru olmayan bir sürü başlıklar ortada dolaşıyor. Bu, her iki tercih için de geçerli. Hatırlarsanız, AK Parti, 7 Haziran öncesinde CHP'nin ekonomik vaatlerine karşılık "Kaynak nerede" diye bir kampanya yürütmek zorunda kalmıştı. Bu bir tür savunma haliydi. Kılıçdaroğlu'nun gafına kadar AK Parti durumun CHP tarafından anlatıldığı gibi olmadığını ifade etmek durumunda kaldı. AK Parti paketin içindeki maddeleri tam olarak anlatamadı. Milletin kafasında 18 yaş, 600 milletvekili, tek adamlık, Meclis'i fesih hakkı gibi başlıklar kaldı. CHP istediği maddeleri tartıştırdı. AK Parti ürünün sorunlu olduğunu düşünmese de sorunlu bir ürün pazarlıyormuş gibi bir algı oluşturdu. Fakat her şeyin bir raf ömrü var. CHP şu ana kadar bütün argümanlarını kullandı ama şu saatten sonra artık son düzlüğe girildiğinde AK Parti'nin kampanyaları devralacağını görüyorum. AK Parti savunma pozisyonunu terk edecek ve neyi amaçladığını tam olarak anlatabilecek bir pozisyona geçiyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan mitinglerine hız verdi. AK Parti'nin cevap vermek yerine kendi ürününe neden ihtiyaç duyulduğunu, ürününün ne olduğunu anlatan bir üsluba ihtiyacı var ve AK Parti'nin bundan sonra bu yöntemi izleyeceğini düşünüyorum. Referandum sabahına kadar AK Parti'nin gündemi belirleyeceği bir süreç gelişecek diye düşünüyorum.

Sizden son anketinizin sonuçlarınızı açıklamanızı istemiyorum ancak coğrafi bölgeler bazında ne çıkar?

İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu "Evet"çi, Ege ve Akdeniz'de "Hayır" önde. Marmara ve Güneydoğu Anadolu ortada. Güneydoğu Anadolu'da Urfa ve Gaziantep'in olduğunu unutmayın. Buralardan ciddi "Evet" oyu geliyor. HDP'nin güçlü olduğu yerlerden "Hayır" çıkacak.

Kaynak: Al Jazeera- İrfan Bozan

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber