Yargıtay: Tepkilere muhatap olmak yargı erkinde umutsuzluk yaratıyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Şubat 2007 13:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay Birinci Başkanvekili Osman Şirin, Küçükçekmece Ceza Yargıcı İnsaf Gündüz'e yapılan saldırının "nefretle ayıplanması" gerektiğini belirterek, Türk yargı erkinin hangi türden olursa olsun hiçbir saldırı karşısında asla adaletten sapmayacağını, ürkeklik, korku ve gaileye düşmeden özverili çalışmalarını sürdüreceğini ifade etti.

Şirin, Yargıtay Birinci Başkanlığı adına konuya ilişkin bir açıklama yaptı.

"Yargıcın yürüttüğü yargı görevi nedeniyle saldırıya uğrayabildiği ve bu halin toplum katmanlarını tepkiye, nefrete ve karşı tavır almaya sevk etmediğine" dikkati çeken Şirin, "Ülkede yaşayanların tümünün kişisel emniyetinden ciddi endişelere düşeceğinin, bireysel korunma yöntemleri arama eğilimleri göstereceğinin ve bu halin giderek toplumsal kargaşaya neden olacağının bilinip sorgulanması zaruretini Yüce toplumun değer yargısına tevdi ediyoruz" dedi.

Osman Şirin, "(Kadınını her türlü değerin üzerinde ve dokunulmaz) sayması ile övünülür olmaktan uzaklaşarak, bayan yargıcına görevi süresince ve görevinden dolayı fiili ve sözlü saldırıda bulunabilme düzeysizliğine nasıl inilebildiğinin tepki ve nefretle ayıplanması gerektiğini tüm üstün değer sahiplerinin takdirine sunulduğunu" kaydetti.

Şirin, "düzeysiz" olarak nitelediği saldırının, "yargı erkine yönelik icapsız, yersiz, haksız ve dayanaksız yorumların son zamanlarda ivme kazanmasından güç aldığının artık kavranması gerektiğini" belirtti. Toplumun huzur, sükun ve refahı için çalışan bu yüce erke ve mensuplarına yöneltilen icapsız saldırılara artık son verilmesini isteyen Şirin, "Bizi anlayan, bizi dinleyen ve deneyimlerimizden yararlanma erdemiyle mükemmele ulaşabilme çaresi üretebilen sorumlulara ihtiyaç duyduğumuzu, bunu sağlayabilecek değerlerin de esasen Yüce Türk toplumunda var olduğunu ifade ediyoruz" dedi.

"ALKIŞLAMAK YERİNE..."

Yargıtay Birinci Başkanvekili Şirin, sadece ve yalnız böyle bir yönelişe vesile olması durumunda meslektaşlarına yapılan saldırının acı ve nefretinin kısmen hafifletilebileceğini kaydederek, şöyle devam etti:

"Hiçbir uygar ülkede olmadığı düzeyde ağır bir yük altında bırakılagelen, ancak, akla ve tıbbi verilere meydan okurcasına insanüstü bir çabayla, sağlığını da hiçe sayarak, bu yükün altından olabildiğince kalkma gayreti sergileyen Türk Yargı Erkinin, 'Bir zeytinden bir fıçı zeytinyağı üretebilme verimliliği'ni alkışlamak yerine, kavramamakta ısrar etmenin üzüntüsünü duyduğumuzu kamuya haykırıyoruz.

Yargının milli bütçedeki payının yıllar yılı yüzde birlerin üstüne bir türlü çıkarılamayışıyla süregelen makus talihini görmezden gelmenin, gerek ceza, gerekse hukuk alanında, yasal mevzuatın başdöndürücü hızla değişimlere konu edilmesinin yarattığı ve yüklediği sayısız zorluğu göz ardı etmenin, anılan yasa değişikliklerinin özellikle ceza yargısında, geçmiş çeyrek asırlık süreçte verilip kesinleşen ve hatta infazı bile tamamlanan sayısız kararı dahi yeniden yargıcın huzuruna kitlesel yoğunlukla getirişiyle oluşan taşınamaz yükün nasıl bir bunalım yarattığını anlamamakta ısrar etmenin ve tüm bu olumsuzluklarla kaçınılmaz sonuçlarının sorumluluğunu yargıç ve cumhuriyet savcılarına yükleyerek onları toplumsal ve bireysel tepkilere muhatap kılmanın, artık Yargı Erki'nde usanç ve bıkkınlık yarattığını, umutsuzluklar doğurduğunu, şevk törpülemeleri oluşturduğunu ve giderek toplum huzurunun da altını oyduğunu, kendisi adına hüküm verdiğimiz Yüce Türk Milleti'nin takdir ve değerlendirmesine tevdi etmekten başka çaremiz kalmadığını belirtiyoruz." Şirin, hiçbir ayrım gözetmeden tüm mensuplarıyla yasama ve yürütme erkinin bu saptamaları paylaşacağından ve tavır sergilemede kendileriyle birlikte olacağından kuşku duymadıklarını kaydederek, "Ancak, saf duygu paylaşımıyla yetinmemelerini, etkin ve yeterli açılımları gecikmeden eyleme dönüştürmek suretiyle önce yargıyı rahat ve yeterli hizmet koşullarına kavuşturmalarını ve bunun doğal sonucu olarak da kamuyu huzura ulaştırmayı sağlamalarını umudumuz ve beklentimiz olarak açıklıyoruz" dedi.

"SALDIRGAN DA ADALETLE YARGILANIR"

"Sızlanışlarının, saldırganın 'adil yargılanmayacağı' ve 'mesleki tepkilere muhatap tutulabileceği' gibi saptırıcı ve asılsız yorumlara konu edilmemesini" isteyen Şirin, Türk yargıcının kendine saldıranı dahi adaletle yargılama olgunluk ve becerisine her zaman sahip olduğunun asla unutulmamasını istedi.

Yargıtay Birinci Başkanvekili Osman Şirin, şöyle dedi:

"Türk yargı erkinin hangi türden olursa olsun hiçbir saldırı karşısında asla adaletten sapmayacağını, bundan sonra da çekince, ürkeklik, korku ve gaileye düşmeden her zaman ve her koşulda Yüce Türk Milletinin, hukukun üstünlüğü ve koruyuculuğundan yararlanmasını temin yönünde özverili çalışmalarını sürdüreceğini yineliyoruz.

Alışılmışın dışında bir serzeniş yöntemi seçişimizin, bugüne dek sergilenen alışılmış anlatım biçimleriyle sonuca varamamak, farklı, etkili ve yeterli yeni bakış açıları ve açılımlar yaratamamaktan doğduğunu, artık yargı erkinin alışılanın dışına çıkmaktan başka çaresi kalmadığının iyi okunmasında zaruret bulunduğunu, altını çizerek kamunun takdir ve değerlendirmesine sunuyoruz." Şirin, saygın meslektaşlarının bir an önce ve sağlıkla görevine dönmesini temenni ettiklerini de vurguladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber