İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Bekletici mesele kavramı akademik personel yönünden disiplin mevzuatına girdi

Kamu personeli hakkında aynı fiillerden dolayı yürütülen adli ve idari soruşturmalarda isabetli karar almanın yolu için "Bekletici Mesele" kavramı disiplin mevzuatımıza girdi.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 14 Nisan 2017 11:03, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bekletici mesele kavramı akademik personel yönünden disiplin mevzuatına girdi

BEKLETİCİ MESELE (SORUN) NEDİR ?

"Bekletici Mesele" veya "Bekletici Sorun" kavramı, 04/02/2011 tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiştir.

Söz konusu kanunun 165 nci maddesinde;
(1) Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
(2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.

Hükümleri bulunmaktadır.

Bu kapsamda, yürüyen bir adli davada karar verilebilmesi başka bir davaya veya idari makamlarca verilecek kararlara "kısmen ya da tamamen bağlı olduğu" takdirde mahkemeler tarafından "BEKLETİCİ SORUN" gözetilerek yargılama durdurulabilmektedir.

UZUN SÜREN ADLİ YARGILAMA İDARİ SORUŞTURMAYI OLUMSUZ ETKİLİYOR !

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Cezai Kovuşturma İle Disiplin Kovuşturmasının Bir Arada Yürütülmesi" başlıklı 131 inci maddesine göre, aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktirmemekte olup, ayrıca memurun ceza kanununa göre mahküm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına da engel değildir.

Diğer taraftan, mezkür kanunun 127 nci maddesinde ise ceza verme yetkisi ile ilgili olarak zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir.

a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içerisinde disiplin soruşturmasına başlanmadığı takdirde,

b) Kamu Görevinden Çıkarma cezalarında ise altı ay içerisinde disiplin soruşturmasına başlanmadığı takdirde,

Disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğramaktadır.

Bunlarla birlikte, disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğramaktadır.

Her ne kadar 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre adli soruşturmalar ile idari soruşturmalar birbirinden ayrı tutulsa bile, kamu görevlileri hakkında aynı eylemden dolayı hem adli hem de idari soruşturma başlatılması durumunda yasal olarak bazı sorunlarla karşılaşılmaktadır.

Bunlar;

1- Kamu görevlisinin işlemiş olduğu fiilden dolayı adli soruşturma devam etmekte iken, görevli olduğu idare tarafından yapılan idari soruşturma sonucunda mevcut bilgi ve belgeler adli soruşturmanın sonucu beklemeyi gerektirirse ve adli soruşturmanın da yargılama safhasının uzun sürmesi durumunda, yukarıda belirtilen zamanaşımı süresinin geçmesine neden olabilmektedir.

2- Adli soruşturma sonuçlanmadan eldeki bilgi ve belgelere göre kamu idaresi tarafından disiplin cezası verilir ve daha sonra söz konusu eylemin ilgili kamu görevlisince işlenmediği adli yargılamada ortaya çıkarsa, verilecek cezanın hukuki geçerliliği ortadan kalkacak ve iptali söz konusu olacaktır.

"BEKLETİCİ MESELE (SORUN)" KAVRAMI DİSİPİN MEVZUATIMIZA GİRDİ

Bilindiği üzere, 6764 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla, devlet ve vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin ve diğer kamu görevlilerinin disiplin hükümleri 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda bütünüyle değiştirilmiştir.

Yapılan değişiklikler sonucunda, "Disiplin Soruşturması ve Savunma Hakkı" başlıklı 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53/A maddesinin (n) fıkrasında; "Bir fiilden dolayı ilgili hakkında ceza soruşturması veya kovuşturması yapılıyor olması, aynı fiilden dolayı disiplin soruşturması yapılmasına, ceza verilmesine ve bu cezanın yerine getirilmesine engel değildir. Gerektiğinde ceza kovuşturması "BEKLETİCİ MESELE" yapılabilir. Bu durumda disiplin soruşturmasına ilişkin zamanaşımı süreleri durur." düzenlemesi getirilmiştir.

Bu düzenleme sonucunda, yükseköğretim kurumlarında görev yapmakta olan akademik ve idari personel hakkında eş zamanlı yürütülecek adli ve idari soruşturmalarda, disiplin suçunun kamu görevlisi tarafından işlenip işlenmediği henüz idare tarafından sübuta ermediği hallerde, adli yargılamanın sonucu "BEKLETİCİ MESELE" yapılabilecektir.

Bu karar, idare tarafından alındığı tarihten itibaren ZAMANAŞIMINA İLİŞKİN SÜRELER DURDURULACAKTIR.

TÜM MEMURLARI KAPSAYACAK ŞEKİLDE YASAL DÜZENLEME YAPILMALI

Hükümlerinin mahiyeti itibarıyla herkese veya her olaya uygulanması mümkün olan kanunlara "GENEL KANUN", buna karşılık belli kişilere veya belli olaylara uygulanan kanunlara ise "ÖZEL KANUN" denilir.

Dolayısıyla, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamı itibarıyla özel kanun olup, bu kanunda yapılan düzenlemelerde sadece yükseköğretim kurumlarında görev yapmakta olan akademik ve idari personele uygulanabilmektedir.

Bu bakımdan, yazımızda detaylı olarak bahsettiğimiz "BEKLETİCİ MESELE" uygulamasının sadece üniversitelerde değil tüm kamu kurumlarında yürütülmekte olan idari soruşturmalarda isabetli karar almak amacıyla, genel kanun olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda da yer alması gerekmektedir.

Yavuz Selim KAPLAN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber