'Gerekirse koltuğumu bırakmaya hazırım'

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "AK Parti'nin, MHP'nin ortaklaşa önerdiği anayasa değişikliğinin dışında muhalefet bize öneri getirmiyor. Sadece şunu istiyorlar, 'Mevcut sisteme razı olun. Krizleriyle, darbeleriyle, sorunlarıyla bu sisteme razı olun.' diyorlar. Biz bu sisteme razı olursak geleceğimizi kaybetme riski var." dedi.

Arslan, Ankara Atatürk Spor Salonunda, Konfederasyonun düzenlediği, "Anayasa Değişikliğine Tam Destek Geleceğimiz İçin Evet" programına katıldı.

Hak-İş'in kurulduğu günden bu yana en temel görevinin, anayasa ile ilgili yapılması gerekenler olduğunu söyleyen Arslan, "Bizler bu anayasa değişikliğine evet derken, yeni anayasa talebimizden vazgeçmiş değiliz." ifadesini kullandı.

Anayasa değişikliğinin halkoyuna gideceğinin belli olduğu gün Hak-İş'in "Anayasa değişikliğine tam destek, geleceğimiz için evet." diyerek tarihi bir karar aldığını ifade eden Arslan, 40 ilde yürüttükleri kampanyayla anayasa değişikliğine neden "evet" dediklerini anlattıklarını söyledi.

AK Parti ile MHP'nin cumhurbaşkanlığı sistemini sunduğunu, anamuhalefetin parlamenter sistemle ilgili yeni bir öneri getirmediğini anlatan Arslan, şunları kaydetti:

"AK Parti'nin, MHP'nin ortaklaşa önerdiği anayasa değişikliğinin dışında muhalefet bize öneri getirmiyor. Sadece şunu istiyorlar, 'Mevcut sisteme razı olun. Krizleriyle, darbeleriyle, sorunlarıyla bu sisteme razı olun.' diyorlar. Biz bu sisteme razı olursak geleceğimizi kaybetme riski var. Onun için bugün bizim önümüze eğer parlamenter sistemin sorunlarını çözecek, parlamenter sistemi adam gibi işletecek ve darbeleri, krizleri önleyecek bir model getirselerdi bunu da tartışacaktık. Hak-İş olarak önümüze getirilen bir tek öneri var, onun üzerine konuşmak zorundayız."

- "Ülkemin krizler yaşamasını istemiyorum"

Arslan, 2008'de AK Parti'nin 1 oy farkla kapatılmaktan kurtulduğunu belirterek, "Ülkenin en büyük partisini kapatmak isteyen bir bürokratik oligarşi var. O yüzden Türkiye bu sistemini ya cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olarak değiştirecek veyahutta krizlere razı olacak. Ben ülkemin krizler yaşamasını istemiyorum." dedi.

Ekonomik ve siyasi krizlerde en büyük faturayı çalışanların ve emek dünyasının ödediğine dikkati çeken Arslan, milletin geleceği için "evet" dediklerini, emek hareketinin geleceğini, ülkenin istikrarını düşündüklerini söyledi.

Mevcut anayasanın yetki ve sorumluluk konusunda sorunları çözmeye ve krizleri önlemeye yetmediğini anlatan Arslan, yeni sistemin cumhurbaşkanına cezai ve hukuki sorumluluk getirdiğini, "tek adam" gibi tartışmaların bir kenara konulması gerektiğini vurguladı.

Arslan, anayasa değişikliğinin kabul edilmesi halinde yönetimde ve ekonomide istikrar olacağını, kalkınma, refah ve zenginleşmeyle çalışanların birçok sorununun çözüleceğini dile getirdi.

- "Gerekirse Hak-İş Başkanlığı koltuğumu bırakmaya hazırım"

Halk oylamasında "evet" demek isteyenler arasında kırgın olanların bulunduğunu söyleyen Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sizin kırgınlıklarınızı anlıyorum. Hüzünlerinizi anlıyorum. Hayal kırıklıklarınız, beklentileriniz ve bunun getirdiği stresi anlıyorum. Ama biz, 16 Nisan'da bir genel, yerel seçim yapmıyoruz. 16 Nisan'da bu ülkenin 100 yıllık geleceğini seçiyoruz. O yüzden sakın ha. Kırgınlık, dargınlık, küskünlük diyerek 'hayır' cephesinde yer alırsanız bütün bu sorunlarınızın büyük bir yumak olarak karşınıza geleceğinden asla şüpheniz olmasın. Biz taşeron konusunda büyük bir mücadele başlattık. 10 yıldır bu mücadelemizi her yıl artırarak devam ettiriyoruz."

Kırgınlıkların, dargınlıkların kenara konulması, 16 Nisan'da "evet" diyerek ülkenin geleceğinin güvence altına alınması gerektiğini anlatan Arslan, sonrasında taşeron sorununun çözülmesini talep edeceklerini kaydetti.

Bu konuda Hak-İş olarak geri adım atmayacaklarını vurgulayan Arslan, "Ben bu mücadelede gerekirse Hak-İş Başkanlığı koltuğumu bırakmaya hazır olduğumu huzurunuzda ilan ediyorum. Geri adım atmayacağız, vazgeçmeyeceğiz. Çözümü işçilerin kadro alması. Kadrolu işçi olarak kamu işçisi olarak kalması için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu mücadele sadece işçilerin, taşeron işçilerin kadro mücadelesi değil, bu mücadele aslında onurlu bir yaşam için, insanca yaşamak için, kamuda adam gibi hizmet için ihtiyaç olan bir mücadele. Biz ülkemizi, milletimizi seviyoruz. Çözüm olarak önerdiğimiz, 'kamuya hizmet ediyoruz, aradan taşeronu çıkarın kamu işçisi olalım." diye konuştu.

- "Neyin mesajını veriyorsun Kılıçdaroğlu?"

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de yaptığı konuşmada, halk oylamasında "evet" oyu verilmesini istedi.

Halk oylamasında yüzde 60 civarında "evet" oyu çıkacağı tahmininde bulunan Gökçek, "Ankara'da çok sık anket yaparım. Dört tane anket yaptım. Yüzde 54,5 ile başladık, 56,2'ye çıktı ikinci ankette, üçüncü ankette 58,3'e çıktı. En son bu pazartesi yaptırdığımız ankette yüzde 58,64. Şurada topu topu 1,5 puan bile kalmadı 60'a. İnşallah seçime kadar da onu derleyeceğiz, toplayacağız." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Balıkesir'in Bandırma ilçesindeki 6. Ana Jet Üs Komutanlığı'na gittiğini söyleyen Gökçek, şunları kaydetti:

"Bunu anlamak mümkün değil. Neyin mesajını veriyorsun Kılıçdaroğlu? Feto ile ilişkilerini kitap yaptık, videolarla televizyonlarda gösterdik. Bununla da tatmin olmayan Kılıçdaroğlu bir de bakıyorum ki şimdi asker ziyaretine gidiyor. Bunun anlamı ne? Böyle bir ortamın içerisinde asker ziyaretinin anlamının ne olduğu benim hayretime gidiyor. Bu millet artık darbe falan istemez, öyle göz korkutma falan olmaz. Geçen sefer millet tankı tükürükle boğdu, bu sefer başka türlü olur. Kimse kimseye darbe mesajı vermesin. Bunu kafalarına yerleştirsinler."