Şehit teğmenin hayatı kitap oldu

Bundan iki yıl önce Şırnak'ta teröristlerle girilen çatışmada şehit olan 24 yaşındaki Teğmen İbrahim Tanrıverdi'nin hayatı ailesi tarafından kaleme alındı

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 21 Nisan 2017 15:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Şehit teğmenin hayatı kitap oldu

SEZAİ ERHAN/MALATYA

Annesi Gafure Tanrıverdi, abisi Cengiz, babası ile kardeşleri tarafından yazılan ve kısa bir süre önce de basımı tamamlanarak raflarda yerini alan 'Cennetteki Yıldızımız' adlı kitap, 4 kardeşi olan Malatyalı İbrahim Tanrıverdi'nin hayat hikayesini ve ailenin yaşadıklarını anlatıyor. İmkansızlıkları aşarak Harbiye'ye giren, mezun olur olmaz Güneydoğu'ya giden Teğmen İbrahim Tanrıverdi, "Bu vatan korka korka değil, dualarla korunacak" diyerek Cizre'de göreve başlıyor. Anne Tanrıverdi, her gün eli yüreğinde oğlundan gelecek bir, "Anne nasılsın? Ben çok iyiyim. Sizi çok özledim" telefonunu bekliyor. Teğmen Tanrıverdi, 30 Temmuz 2015'te Şırnak Gabar dağlarında teröristlerle girdiği çatışmada iki silah arkadaşıyla birlikte şehit oldu. Anne Tanrıverdi, oğlunu gözyaşları arasında toprağa verdiğinin üçüncü günü "Oğlumu yazacağım" diyor ve oğlunun doğumundan şehadetine kadar geçen süreci gözyaşları dökerek kaleme alıyor. Kitabı yazan anne Gafure Tanrıverdi son telefon görüşmesini şöyle anlattı: "İbrahim'in sesini son kez böyle duydum. Bilseydim kapatır mıydım telefonu? Gidip alırdım onu oradan."

BU YOLA ŞEHİT OLACAĞIMIZI BİLEREK GİRDİK

Kitapta İbrahim Tanrıverdi, 2014 yılında şehit olan silah arkadaşı Emre As'ı uğurlamak için gittiği Tokat'taki cenazede, "Emre gitti, bıraktı bizi" diyerek ağlayan arkadaşlarına şöyle konuşuyor: "Gitsin, biz şehit olacağımızı bildiğimiz halde girmedik mi bu yola ha? Öğretmediler mi bize bu mertebeyi? Sakın ağlama! Dik dur! Yakışmaz! Şimdi bize yakışan sadece onun intikamını almaktır."

GÖZYAŞLARI MÜREKKEP OLDU KAĞIDA DÖKÜLDÜ
Anne Gafure Tanrıverdi, "Yüzyıl da geçse, binlerce sene geçse de anne duygusu bitmez, evlat acısı hiçbir zaman bitmez. Kitap belki benim için çok zor oldu. Dedim ya, belki ben o kalemi elime aldığım zaman kalbime hançer sıkıldı, bütün gözyaşlarım mürekkep oldu kitaba dökmek için. Şimdi bana soruyorlar ki, 'Nasıl hatırladın?' Şuanda verseler belki yazamam, ama o acıyla öyle döküldü ki içime, bilmiyorum yani, yazdım bir kelimesini aksatmadan, her şeyini, konuşmasını, hareketlerini, gülüşünü, hele de gülüşünü." şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber