Başbakan Yıldırım: Dilimizde tüy bitti

Başbakan Yıldırım: - "Dilimizde tüy bitti. Kampanya boyunca, böyle bir şeyin (Meclisin feshi) olmadığını, karşılıklı Meclis seçimlerini ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini yenilemek meselesi olduğunu anlattık. Bu, bu kadar açıktır. Bu Meclis iki sefer feshedilmiştir. Bir 1960, bir de 1980'de. 15 Temmuz'da da feshetmeye çalıştılar, derslerini aldılar. Çünkü milli irade onlara geçit vermedi"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Nisan 2017 17:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Başbakan Yıldırım: Dilimizde tüy bitti

Başbakan Binali Yıldırım, "Dilimizde tüy bitti. Kampanya boyunca, böyle bir şeyin (Meclisin feshi) olmadığını, karşılıklı Meclis seçimlerini ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini yenilemek meselesi olduğunu anlattık. Bu, bu kadar açıktır. Bu Meclis iki sefer feshedilmiştir. Bir 1960, bir de 1980'de. 15 Temmuz'da da feshetmeye çalıştılar, derslerini aldılar. Çünkü milli irade onlara geçit vermedi." dedi.

TBMM Genel Kurulu, Meclisin açılışının 97. yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Kurul'daki konuşmasında, mevcut sistemde cumhurbaşkanına Meclis başkanlarının vekalet edebildiğini, ancak yeni sistemde, bu vekalet görevini cumhurbaşkanı yardımcılarının üstleneceği, bunun da darbe dönemlerinde uygulandığını savundu.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının tamamlamasının ardından, yasama, yürütme ve yargının, kuvvetler ayrılığının esaslarından olduğuna işaret ederek, bunların birbirine karışmamasının, demokrasinin ideal şeklini oluşturduğunu kaydetti.

Kahraman, yasamanın başındaki kişi, Meclis Başkanı olarak, yürütmenin de içinde bulunmanın verdiği sıkıntıyı bildiğini ifade etti.

Birgün toplantı yönetirken, "Sayın Cumhurbaşkanı, şu anda yurt dışına çıktılar. Siz Cumhurbaşkanı'na vekalet ediyorsunuz, başkanlığı bir başka arkadaşa devredin." diye kendisine not geldiğini aktaran İsmail Kahraman, "Devrettik. Oysa ben, yasamanın başındayım, yürütmenin değil." dedi.

Yeniden söz alan Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi, seçimle, milli iradeyle gelenlerin yönetmesini istediğini belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı seçimle gelmiştir. Seçimle gelen bir yurttaşın, vatandaşın, cumhurbaşkanının yerine vekalet edecek kişinin de seçimle gelmesi gerekir. Eğer seçimle gelmiyorsa, milli iradenin saygınlığına gölge düşmüş olur. Ancak ve ancak darbe dönemlerinde seçimle gelmeyenler, Türkiye'yi yönetmiştir. Seçimle gelmeyenlerin, Türkiye'yi yönetmesi 1 gün, 1 saat, 1 dakika, 1 saniye bile olsa bizim kabul edeceğimiz bir demokratik anlayış değildir. Nokta." diye konuştu.

Bu sözler üzerine TBMM Başkanı İsmail Kahraman, danışma kurulunun kararları dışına çıkmayı ve ikili bir müzakere içerisinde girmeyi istemediğini vurguladı.

Kuvvetler ayrılığının demokrasinin ana ve temel esası olduğuna inandığını belirten Kahraman, Türkiye'nin kuvvetler birliğini 1950'ye kadar tatbik ettiğini, şimdi kuvvetler ayrılığına geçtiğini ifade etti.

Kahraman, "İnşallah hayırlı ve güzel olacak. Şunu hatırlatmak isterim: Bu sıralarda bakanlarımız oturuyor. Peki, hepsi seçimle mi geliyor? Dışarıdan getirilen yok mu? Yani sistemin müzakeresine girmeyelim, zira açık oturuma döner. Benim naçiz kanaatim bu, zatıalinizin bu efendim." değerlendirmesinde bulundu.

Bunun üzerine CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, kendilerinin demokratik parlamenter sistemi savunduklarını ifade etti.

Seçimle gelindiğinde her şeyin meşru olacağını kabul ettiklerini anlatan Gök, şunları söyledi:

"Bu herkes için böyle cumhurbaşkanı için de böyle diğer seçilenler içinde öyle olmak durumunda. Genel Başkanımızın ifade ettiği konuyu herhalde yeteri kadar değerlendiremediniz ama siz zaten bugün değerlendirme makamında olacak durumda değilsiniz, siz Meclisi yönetiyorsunuz içtüzüğe göre, tartışmalara katılamazsınız. İçtüzük bu hakkı vermiyor, toplantı yönetme hakkı veriyor. Genel Başkanımızın sözlerine karşı cevap vermesi gereken muhataplar orada. Bundan rahatsızlık duyuyorlarsa kendileri cevap verirler. Siz niye rahatsızlık duyuyorsunuz."

Kahraman da içtüzüğe göre, Meclis başkanının müzakerelere katılmayacağının ancak kendinden bizzat bahsediliyorsa, o zaman söz hakkını kullanabileceğinin belirtildiğini aktardı.

- "Dilimizde tüy bitti"

Söz alarak kürsüye gelen Başbakan Binali Yıldırım, Meclisin açılışının 97. yıl dönümünü idrak ederken, böyle bir tartışmanın içerisinde olmayı arzu etmeyeceklerini, ancak bazı doğruların bilinmesi adına söz aldığını belirtti.

Kılıçdaroğlu'nun, cumhurbaşkanı yardımcısının cumhurbaşkanına vekalet etmesini demokratik bulmadığını söylediğini anımsatan Yıldırım, bunun mevcut anayasada bulunduğunu kaydetti.

Başbakan Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un, başbakan yardımcısı olarak tayin edildiğinde milletvekili olmadığını, ancak başbakana vekalet ettiğini anımsattı.

Anayasada, bakanların Meclis içerisinden olabileceği gibi Meclis dışından da atanacağına dair açık hüküm bulunduğunu kaydeden Yıldırım, "Vekalet, meşruiyet, aslında cumhurbaşkanının seçilmesiyle oluşmuştur. Yürütme görevi yapan cumhurbaşkanı, vekaletini istediğini çalışma arkadaşlarından birine verebilir. Yeni değişiklikte bu da cumhurbaşkanı yardımcısıdır. Milli egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, cumhurbaşkanını seçen de millettir, millet." dedi.

"Meclisin feshedilmesi" iddiasını halk oylaması sürecinde anlattıklarını vurgulayan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Dilimizde tüy bitti. Kampanya boyunca böyle bir şeyin olmadığını, karşılıklı Meclis seçimlerini ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini yenilemek meselesi olduğunu anlattık. Bu, bu kadar açıktır. Bu Meclis iki sefer feshedilmiştir. Bir 1960, bir de 1980'de. 15 Temmuz'da da feshetmeye çalıştılar derslerini aldılar. Çünkü milli irade onlara geçit vermedi. Şimdi mesele bu kadar açıkken görüyorum ki Sayın Genel Başkan hala 16 Nisan öncesinde. 16 Nisan oldu, halk oylaması yapıldı ve milletimiz yeni sistem değişikliğini kabul etti. Bundan sonra önümüze bakmamız lazım, geleceğe bakmamız lazım, ülkemizi milletimizi muasır medeniyetler seviyesinin ötesine taşıyacak düzenlemeler ve çalışmaları bu yüce çatı altında hep beraber gerçekleştirmemiz lazım."

Başbakan Yıldırım'ın açıklamaları sonrası CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yeniden söz aldı.

Yıldırım'ın açıklamalarını dikkatle dinlediğini aktaran Kılıçdaroğlu, Kurtulmuş'un vekaletini reddetmediklerini, çünkü hükümetin parlamentodan güvenoyu aldığını bildirdi.

Hükümetin parlamentodan güvenoyu almasında bir sorun olmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Kim olursa olsun, ister muhtar ister belediye başkanı ister milletvekili ister başbakan ister cumhurbaşkanı, gücünü milli iradeden almıyorsa reddediyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, 9 Ocak'ta Meclis kürsüsünden yaptığı açıklamada, "Bugünkü anayasada da Meclisin fesih yetkisi vardır" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Ben mi söylüyorum, sizin bakanınız söylüyor. Kim söylüyor? Adalet Bakanı söylüyor. Fesih yetkisi var. Evet var. Bugünkü anayasada da var. Ama gerekçe lazım, hükümet hangi koşullarda kurulacaksa onunla ilgili düzenlemeler var. Şimdi siz kalkıyor diyorsunuz ki fesih yetkisi yok. Çoçuk mu kandırıyorsunuz Allah aşkına. Bal gibi fesih yetkisi var ve biz buna karşıyız." diye konuştu.

Konuşmanın ardından Meclis Başkanı Kahraman, demokraside çarelerin tükenmeyeceğini belirterek, "Hep beraber elele olacağız. Çok iyi günlere gideceğiz. Çetin Altan'ı hatırlıyorum. Enseyi karatmaya gerek yok. Lütfen enseyi karartmayalım'" değerlendirmesinde bulundu.

- "Bizim anayasamızda fesih kavramı yok"

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının ardından, söz alan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise anayasa değişiklik teklifinin parlamento görüşmeleri sırasında sorulan sorular üzerine, cumhurbaşkanının, parlamento seçimlerini yenileme yetkisi konusunda tartışmalar yaşandığını ve "fesih" üzerinden kendisine sorular yöneltildiğini hatırlattı.

Bozdağ, "Cevap verirken de ben şunu açıklıkla söyledim: Cumhurbaşkanı eğer seçimleri yenilemesi bundan kasıtsa çok açık, zaten var ve cumhurbaşkanı, 7 Haziran seçimleri sonrası oluşan parlamento seçimlerini yenileme kararını aldı ve bu karar uyguladı. Bu parlamento da bunun üzerine oluşan bir parlamentodur." dedi.

Ama daha sonra geçen zaman içerisinde bu tartışmanın farklı bir boyut kazandığını vurgulayan Bozdağ, şunları söyledi:

"Sanki cumhurbaşkanı, parlamentoyu feshedecekmiş, ben de 'Bu fesih yetkisi var', bunu doğruluyormuşum gibi bir noktaya getirildim. Halbuki benim söylediğim çok açık, çok net. Çarpıtmayın, farklı bir noktaya getirmeyin. Türk Dil Kurumu da kullanıyor. Fesih yetkisi, kapatmak, kapatılma, dağıtma, dağıtılma... Evet, ben kullandım, ne anlamda kullandığım belli, çok açık. Fesih dediğinizde, bu kararı aldığında parlamento kapatılır, milletvekillerinin görevi sona erer. Bizim anayasamızda fesih kavramı yok. Parlamento, cumhurbaşkanı seçimleri yenileme kararı alınca kapatılmadı, milletvekillerinin görevi de sona ermedi. Anayasa aksine devlette devamlılık ilkesi gereği yenileri seçilinceye kadar eskisinin görevine devam edeceğini de açıkça ortaya koyuyor."

- "Karşılıklı seçimleri yenileme ve müeyyide var"

Yeni sisteme göre, cumhurbaşkanı seçim kararı aldığı zaman bundan sonra kendi seçimini de yenileyeceğini ifade eden Bozdağ, "Bu, büyük bir müeyyidedir. Neden müeyyide getiriliyor? Çünkü önceden parlamentodan hükümetin çıkmaması ve belli bir sürenin geçmesi şartına bağlıydı." dedi.

Yeni sistemde, hükümet parlamentodan çıkmayacağı, güvenoyunu parlamentodan değil, sandıkta halktan alacağı için hükümetin kurulamaması diye bir sorunun bulunmadığını belirten Bozdağ, eski sisteme göre bakıp yeni sistemin değerlendirilemeyeceğini vurguladı.

Bakan Bozdağ, şu bilgileri verdi:

"Birinci turda, olmadı ikinci turda mutlaka sandıktan yetkiyi alıyor cumhurbaşkanı ve hükümeti kuruyor. Şimdi yeni dönemde hem parlamentoya, hem cumhurbaşkanına seçimleri karşılıklı yenileme yetkisi verilirken, ikisine de müeyyide getiriliyor. 'Kendi seçimini de yenileyeceksin. Keyfi, kötüye kullanılmasın' diye. Parlamentoya da ilk defa cumhurbaşkanı seçimlerini, kendi seçimlerini yenilemek suretiyle yenileme hakkı veriliyor. Dolaylı bir surette parlamentoya, cumhurbaşkanının görevine son verme yetkisi veriliyor. Şimdiye kadar bu parlamentonun böyle bir yetkisi var mıydı? Yoktu. İlk defa verildi ve parlamento güçlendirildi. Karşılıklı seçimleri yenileme var ve yenilendiğinde de karşılıklı müeyyide var, keyfiliği önlemek için. Her ikisi de parlamentoyu daha güçlü yapmaktadır."

- "Bizim açımızdan maksat hasıl olmuştur"

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, 9 Ocak 2017 tarihinde, anayasa değişikliği teklifinin görüşülmesi sırasında Adalet Bakanı Bozdağ'ın, Mecliste, "Bu anayasa değişikliğinde, bu anayasada fesih yetkisi var." diye konuştuğunu anımsattığını ifade etti.

Bozdağ'ın ise bunu doğruladığını savunan Gök, "Bizim açımızdan maksat hasıl olmuştur. Zaten Sayın Adalet Bakanı'nın, bir konuyu bir gün farklı, bir başka gün farklı şekilde anlatmasına alışkınız. Ama söyledikleri doğrudur. Bu, bir fesih yetkisidir. Zabıtlara da bizzat Adalet Bakanı'nın söylediği sözü olarak geçmiştir. Genel Başkanımız da onu söylemiştir. Bizim açımızdan maksat hasıl olmuştur." diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber