'Öyle lobi var ki, Türk'e Türk malı satamıyoruz'

Asfalt fabrikası üreten Simge Group, üretim sürecini değiştirerek önemli teknolojiler geliştirdi. Ancak en büyük engel bu topraklarda; şirketin ikinci kuşağı Emre Gencer, "Almanya'ya ihraç etmek Türk müteahhite satmaktan kolay. Lobileri aşamıyoruz" diyor.

Kaynak : Dünya
Haber Giriş : 24 Nisan 2017 21:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Öyle lobi var ki, Türk'e Türk malı satamıyoruz'

Asfalt fabrikası üreten Simge Group, üretim sürecini değiştirerek enerji tüketimini ve toz emisyonu salımını yüzde 50'ye kadar azaltan bir teknoloji geliştirdi. Yeni fabrikaları Almanya'dan Afrika'ya tüm dünyaya ihraç ediyorlar. Ancak en büyük engel bu topraklarda; şirketin ikinci kuşağı Emre Gencer, "Almanya'ya ihraç etmek Türk müteahhite satmaktan kolay. Lobileri aşamıyoruz" diyor.

Türkiye'de sanayiciler ayakta kalabilmek için pek çok alanda inovasyon yapıyor ve global arenada bunun gururunu yaşıyor. Asfalt üretiminde yüzde 50'ye varan enerji tasarrufu sağlayan teknolojiyi geliştiren Simge Group gibi... Sektörün en önemli uluslararası fuarı Bauma'da dinlemeye değer bulunan 4 inovasyondan birine imza atan şirketin ikinci kuşak yöneticisi Emre Gencer, bu yeni teknoloji ile ihracatta yeni bir aşamaya geçeceklerini anlatıyor. Peki ya Türkiye? Gencer, "Türkiye'de Türk müteahhitlere satış yapmak ihracattan daha zor. Önyargıları, lobileri aşamıyoruz" diyor.

Asfalt, döküldüğü yere yakın üretilmesi gereken bir ürün. Bu ihtiyaç, asfalt tesisleri geliştiren firmaları da beraberinde getiriyor. Ancak bu firmalar çok sayılı, gelişmiş ülkelerde hızla devleşen bu firmalara Türkiye'den de bir rakip var. Türkiye'de alanında tek olan Simge Group, global rekabette sürekli yeni teknolojiler geliştirerek ayakta kalıyor. Geliştirdiği en yeni teknoloji, sadece enerji tasarrufu sağlamıyor; üretimde toz emisyonlarını da yüzde 37 ile yüzde 49 arasında azaltıyor. Dünyada uçaklardan sonra en fazla karbon emisyonu salgılayan tesisler asfalt fabrikaları. Yeni teknoloji karbon emisyonlarını da düşürüyor. Emre Gencer, sanayileşirken çevreye zarar vermek gerekmediğini, yeni teknolojilerin burada önemli çözümler sunduğunu anlatıyor.

Bugüne kadar dünyada 160 tesis kurmuş Simge. Sibirya'da bile çalışan Made In Turkey asfalt tesisi var. Afrika'nın kuzeyinden Nijerya'ya pek çok ülkeye ihracat yapılmış. Balkanlar'da pek çok ülkeye TIR'lara asfalt fabrikası göndermiş. Rusya'ya tam ihracat yapılacakken uçak krizi olmuş. Almanya da Simge'nin tesis ihraç ettiği ülkelerden biri. Bu yıl ilk kez Endonezya'da bir fuara katılacaklar.

Hurdalıktan makine yaptı

Sanayi, inşaat, makine ve Gencer'in g'sinden oluşan Simge'nin başarı öyküsü, Karayolları Müdürlüğü bünyesinde Tatvan'da çalışırken hurdalıktan topladığı parçalarla asfalt makinesi üreten Nezir Gencer'in görevinden istifa etmesiyle başlıyor. Emre Gencer şöyle anlatıyor: "Babam müthiş bir mucittir. Hurdalıktan parça toplayıp yaptığı makineyi müdürü görüp de 'sök at bunu' deyince, işte o an bir dönüm noktası oluyor. Devlette gidebileceği yerin sınırını anlayıp istifa ederek kendi şirketini kuruyor." Emre Gencer, ABD'deki eğitimini tamamladıktan sonra babasına katılıyor ve şirketin ihracattaki atılımına imza atıyor.

Su ile savaşın inovasyonu

Asfalt süreci su ile bir savaş. Agreganın içindeki nemi yok etme savaşı verilen asfalt üretim tesislerinde inovasyon da hep bu alanda. İnovatif ürünleri ile kendini Avrupa'da kanıtlamış Simge Group. Emre Gencer, "Bizim adımızı,markamızı Avrupa'da bilmeyen yoktur. Türkiye'de bilinirliğimiz daha mütevazı seviyede" diyor.

Simge'nin ürettiği asfalt tesislerinin her birinin fiyatı yaklaşık 900 bin euro. Fiyat, kapasiteye göre artıyor. Almanya'ya ihraç edilen tesisin fiyatının 3 milyon euro olduğunu açıklıyor Emre Gencer. 40 yıllık bir firma olarak 100 yıllık Avrupalı rakipleri ile mücadele ederlerken inovasyon ve maliyet avantajı silahlarını kullanıyorlar. "Biz artık tavsiye edilen, bilinen bir markayız. Örneğin Suudi Arabistan'da tavsiye edilen bir marka haline geldik" diye anlatıyor Emre Gencer.

İhracatın önünü açan mektup

İlk ihracat, Emre Gencer'in şirkete katıldığı 2001 yılında Irak'a yapılmış. Daha sonra Suriye'de 8 tesis için açılan bir ihaleye katılınmış. İhracatta kendilerine yeni bir yol açan bu ihale sürecinde yaşananları Gencer şöyle anlatıyor: "En iyi biz teklif vermişiz, teknik yeterlilikten geçmişiz. Yine de ihaleyi bize vermiyorlar. İtalyan lobisi çok güçlü orada. Abdullah Gül dışişleri bakanı. İstanbul'a dönerken tarifeli uçaktayım, uçak bekledi, meğer Abdullah Gül bekleniyormuş. Tarifeli uçak. Yanına gittim ve anlattım durumu. Çok ilgilendi ve ihale makamına bir mektup yazdırdı; 'Bu firma hak ettiği halde bu ihaleyi alamazsa üzülürüz' tonunda... Hemen akabinde onaylandı ihale ve bizim ihracatımız o sayede açıldı."

Bize en önyargılı olanlar Türkler

İhracat yapamayacakları bir yer olmadığını söylüyor Emre Gencer. Peki ya iç pazar? Türkiye'de 1000'i aşkın asfalt tesisi var. Bunlardan en fazla 100'ü Simge Group'un imalatı. "Bir ithalat geçmişi var sektörde" diyen Gencer, Türkiye pazarında yerli ürüne karşı önyargının kendileri için dış pazarlarda yayılma açısından da bir engel olduğunu vurguluyor:

"Türkiye'nin en büyük müteahhitlerine mal satmakta çok zorlanıyoruz. Bu şirketler içinde ithalat lobilerinin yıllar içinde oluşturduğu yapılanma kolay aşılamıyor. 10 tane tesis almış Almanya'dan, 11'inciyi Türkiye'den alayım diyemiyor, yine Almanya'ya gidiyor. Ama bu müteahhitler bu topraklardan para kazanıyor. Türkiye'de müteahhitlik yapabilecek çok aday var. Eğer x biri yapıyorsa, onun ülkesine karşı bir duyarlılığının, şükranının olması lazım. Ülkesinin sanayisini desteklemesi lazım. Bir kere biz olmasak Almanya'dan o fiyatları alamaz. Biz ülkeye kazandırıyoruz. Ama yerli sanayi desteklenmiyor, burada zorlanıyoruz. Türk müteahhitler yurtdışında çok güzel işler yapıyor. Onlarla pek çok ülkeye gidebiliriz aslında ama lobileri aşamıyoruz. Neredeyse Almanya'ya satmak daha kolay Türk müteahhitlere satmaktan. Türklere karşı en çok önyargısı olan millet, yine Türkler. Bizim sektörümüzde Hidromek diye bir firma vardır örneğin; Hasan Basri Bozkurt'un kurduğu marka. Biz o kategorideki makinelerde sadece Hidromek kullanıyoruz. Türk markası, gururla kullanıyoruz, çok da memnunuz. Bizden de çok memnun olanlar var; İstanbul Büyükşehir 3'üncüyü almazdı memnun olmasa. Kazak müteahhit almazdı. Ancak biz büyük Türk müteahhitlere satış yapmakta çok zorlanıyoruz."

Yazının devamı için Tıklayınız

Özlem Ermiş BEyhan

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber