Rekabet Kurulunun Banka Karteline İlişkin Kararına Dayalı Tazminat Davaları

Yargıtay 11. HD'nin vermiş olduğu önce vermiş olduğu kararlarda, Rekabet Kurulu'nun vermiş olduğu kesinleşmiş kararlara dayanarak ilgili rekabeti sınırlayıcı anlaşmalardan zarar görenlerin 4054 sayılı Kanunun 58'inci maddesi uyarınca üç kat tazminat talep etme hakkına sahip oldukları teyit edilmiştir (E. 2013/7687 K. 2014/13657; E. 2015/5134 K. 2016/2543). Bu nedenle, Rekabet Kurulu'nun 13-13/198-100 sayılı kararıyla tespit edilen kartel nedeniyle zarara uğrayan kişilerin de, bu zararlarını 58'inci maddenin hükmü uyarınca üç kat oranında talep etmelerinin önünde bir engel bulunmamaktadır

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 15 Mayıs 2017 11:30, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Rekabet Kurulunun Banka Karteline İlişkin Kararına Dayalı Tazminat Davaları

Rekabet Kurulu'nun 13-13/198-100 sayılı kararıyla, Kurulun yürütmüş olduğu soruşturma neticesinde, sektörün önde gelen on iki bankası arasında rekabeti sınırlayıcı bir anlaşmayla (kartel) kredi faizlerini piyasada oluşacak faiz oranlarının üzerinde belirlendiği saptanmıştır. Kurulun vermiş olduğu karara karşı, bankalar tarafından idare mahkemesinde dava açılmıştır ve bu davalar sonucunda Danıştay 13. Dairesinin kararlarıyla Kurulun kararı kesinleşmiştir.

Anayasanın 167'inci maddesinin ilk fıkrası "Devlet, (...) piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler" hükmünü içermektedir. Bu hükmün anlamı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, kural olarak, piyasa ekonomisini ülkede geçerli ekonomik düzen olarak kabul ettiğidir. Nitekim, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun da piyasa ekonomisinin işlerliğini sağlamak için kabul edilmiş en önemli araçlardan biridir.

4054 sayılı Rekabet Kanunu'nun 4'üncü maddesi uyarınca, teşebbüslerin birbirleri arasında rekabeti bozucu, engelleyici, kısıtlayıcı anlaşma yapması yasaklanmıştır. Zira, teşebbüsler, rekabet etmek yerine, birbirleriyle anlaşma yaptıklarında, piyasada oluşacak fiyatı manipüle edebilmekte ve böylece fiyatın tüketiciler aleyhine daha yüksek bir düzeyde oluşmasını sağlayabilmektedir.

Rekabet Kanunu'nun 58'inci maddesinin ilk fıkrasında, rekabeti sınırlayıcı anlaşma, uyumlu eylem, hakim durumun kötüye kullanılması ve birleşme devralmaların özel hukuk alanındaki sonuçlarıyla ilgili olarak, "Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilir." Aynı maddenin ikinci fıkrasına göreyse; "Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir."

Bu yönüyle, Rekabet Kurulu'nun kararında rekabeti sınırlayıcı anlaşma yaptığı tespit edilen 12 bankadan, rekabeti sınırlayıcı anlaşmalara dahil oldukları dönemler içerisinde, mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanların, kartel nedeniyle uğramış oldukları zararları, üç katıyla, talep etme hakkı bulunmaktadır.

Bankalar arasındaki kartelin, farklı banka grupları arasında çeşitli tarihlerde olmak üzere, 2007-2011 yılları arasında gerçekleştiği Kurul tarafından saptanmıştır. Bu bakımdan, ilgili bankalardan kredi çekenlerin kendilerine kartel faizi (piyasada oluşması gereken faizden daha yüksek bir faiz) uygulanıp uygulanmadığını saptamaları için, kredi çektikleri bankanın Kurul kararında tespit edilen dönemlerde kartele dahil olup olmadığını belirlemeleri gerekmektedir. Kredi çektikleri dönemde kendilerine kartel faizi uygulandığını anlamaları halinde ise, kartel nedeniyle yüksek uygulanan faiz ile piyasada oluşması gereken faiz arasındaki farkın üç katını tazminat olarak talep etmeleri mümkün olacaktır.

Örneğin, Kurul kararının 166'ncı paragrafında, bir banka yönünden, 2008 yılında yapılan kartelle 1-120 aylık konut kredileri yönünden aylık %0.15'lik bir faiz artışına gidildiği saptanmıştır. 2008 yılına ilişkin bankalarca uygulanan yıllık kredi faiz oranlarındaki değişim aşağıda sunulan şekildeki gibidir:

Şekil 1: Bankalarca Açılan Kredilere Uygulanan Ağırlıklı Ortalama Faiz Oranları

Kaynak: TCMB

Aynı dönemde Merkez Bankasının bankalara verdiği kredilerin yıllık faiz oranı ise aşağıdaki şekildeki gibidir:

Şekil 2: TCMB Tarafından Bankalara Uygulanan Faiz Oranları

Kaynak: TCMB

Dolayısıyla 2008 yılında önceki aylarda yıllık faizlerin ve bankaların kredi verirken maliyetlerinde en önemli kalemlerden biri olan Merkez Bankasının bankalara açtığı kredi faiz oranlarının seyrine bakıldığında, Rekabet Kurulu kararında kartel tarihi olarak baz alınan 2008 yılı Ekim ayında, piyasadaki olağan akış içerisinde, faizlerde artış yönünde bir eğilim olmadığı görülmektedir. Bu bakımdan, yukarıdaki örnekte, ilgili bankanın konut faizlerindeki aylık %0,15'lik artışın büyük oranda kartelden kaynaklanan bir artış olduğu genel olarak söylenebilir. Aylık faizdeki böyle bir artışın tamamının kartelden kaynaklandığı varsayımı altında; bu faiz oranında 120 aylık 100.000 TL tutarında konut kredisinden faydalandırılan bir kişinin kartel nedeniyle yüksek tutulan faizden dolayı uğradığı aylık zarar 106 TL'lik bir tutara denk gelmektedir.[1] Bu zarar 120 ay ile çarpıldığında, 12.720 TL'lik bir zarar hesaplanabilmektedir ki; Rekabet Kanunu m. 58 uyarınca 3 kat tazminat talep edilebilmesi halinde, talep edilebilecek tutar 38.160 TL'lik bir meblağa karşılık gelmektedir.[2]

Kanunda özel bir hüküm yer almadığından, 4054 sayılı Kanunun 58'inci maddesine göre açılacak davalar yönünden görev ve yetkiye ilişkin genel hükümler uygulama alanı bulmaktadır. Bu bakımdan, tüketici kredileriyle ilgili olarak Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tüketici mahkemeleri, ticari kredilerle ilgili olarak ise Ticaret Kanunu uyarınca ticaret mahkemeleri görevli olacaktır.

Nitekim Yargıtay 13. Hukuk Dairesi de 2016/12718 E. 2016/18811 K. sayılı ve 19.10.2016 tarihli kararında, Rekabet Kurulunun anılan kararına ilişkin olarak 4054 sayılı Kanun m. 58'e göre açılan bir dava yönünden, konunun tüketici kredilerini ilgilendirmesi halinde, tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu saptamıştır. Yetki bakımından da ilgili kanunların (TKHK ve HMK) yetkiye ilişkin hükümleri uygulama alanı bulacaktır.

Yargıtay 11. HD'nin vermiş olduğu önce vermiş olduğu kararlarda, Rekabet Kurulu'nun vermiş olduğu kesinleşmiş kararlara dayanarak ilgili rekabeti sınırlayıcı anlaşmalardan zarar görenlerin 4054 sayılı Kanunun 58'inci maddesi uyarınca üç kat tazminat talep etme hakkına sahip oldukları teyit edilmiştir (E. 2013/7687 K. 2014/13657; E. 2015/5134 K. 2016/2543). Bu nedenle, Rekabet Kurulu'nun 13-13/198-100 sayılı kararıyla tespit edilen kartel nedeniyle zarara uğrayan kişilerin de, bu zararlarını 58'inci maddenin hükmü uyarınca üç kat oranında talep etmelerinin önünde bir engel bulunmamaktadır.

Av. Hacer Ülkü Doğan

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber