İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

'İslamofobi ana akım siyaseti etkisi altına alıyor'

İslamofobi'ye karşı 3 ayaklı mücadele stratejisi geliştiren Diyanet İşleri Başkanlığı ilk toplantısını gerçekleştirdi. Başkan Görmez, yurtdışında görev yapan din hizmetleri müşavirleri ile biraraya geldi. İslamofobi'nin 'terorik bir nefret suçu' olmaktan çıkarak fiziki saldırılara dönüştüğünü söyleyen Görmez, "Ana akımı siyaseti de etkisi altına almaya başladı" uyarısını yaptı

Haber Giriş : 23 Mayıs 2017 08:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'İslamofobi ana akım siyaseti etkisi altına alıyor'

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İslamofobiye karşı izlenecek yol haritasını belirlemek için daha önce açıklanan üç ayaklı stratejinin ikinci ayağında yurtdışı din hizmetleri görevlileri ile bir araya geldi. 4 gün sürecek konferanslar dizisinde ortaya çıkacak öneri ve görüşler derlenecek. Son toplantı ise diğer dinlerin temsilcileri ile yapılacak. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, yurt dışında görev yapan din hizmetleri müşavirlerinin katılımıyla Sapanca'da bir otelde düzenlenen "İslamofobiye Karşı Ortak Stratejiler" konferansında yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Teşkilatının hem Türkiye'de hem de 7 kıtada tüm insanlığın hizmetinde olmasının büyük önem arz ettiğini söyledi. Ülkeler için en önemli hususun, ülkelerdeki dini istikrar olduğunu ifade eden Görmez, şöyle devam etti: "Ülkelerin dini bütünlüğü, din güvenliği artık o ülkelerin barışı, huzuru için olmazsa olmaz olmuştur. Suriye, Irak, Yemen, Libya ve İslam alemi Türkiye'ye adeta sesleniyor ve diyor ki 'Ey tarih boyunca umudumuz olan Türkiye bizim konumumuza düşmemek için dini istikrarınızı bozmayın, rahmet olarak gelen dini zahmete çevirmeyin, din üzerinden çekişmeyin.' Türkiye'nin dini istikrarı için üç müessese çok önemlidir; imam hatip liseleri, ilahiyat fakülteleri ve Diyanet İşleri Başkanlığımız. Bu üç müessese içerisinde zaman zaman yanlışlarımız, eksiklerimiz ortaya çıkmış olabilir. Fakat bu üç müessesenin ortaya koyduğu ortak akıl, ortak ruh, ortak gönül, kalp, bilgi, hikmet; bu ülkenin teminatıdır."

Görmez, İslamofobiye karşı bilgi, hikmet eylem planı yapacaklarını, bir yol haritası belirlemek için toplantının düzenlendiğini dile getirdi. Diyanet İşleri Başkanlığının, tüm dünyada hizmet veren din görevlileri ve ataşelerin gönderdiği raporları tek tek incelediğini belirten Görmez, Avrupa'da, Amerika'da, Avustralya'da, Kanada'da görev yapanlardan istedikleri İslamofobi raporları neticesinde çalışmaları sürdürdüklerini kaydetti. Görmez, İslamofobinin bir teorik suç, nefret ve düşünce suçu olmadığını, kişisel ve fiziki şiddet içeren saldırılara dönüştüğünü anlattı. Bu saldırıların kutsal mabetlere de yöneldiğini dile getiren Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İnanç ve ibadet özgürlükleri İslamofobinin oluşturduğu iklimden yaralanarak kısıtlamalara dönüşmüştür. Güvenlik adı altında yapılanlar, İslamofobik nefretin hangi boyutlara vardığını göstermektedir. İş bulmada, konut kiralamada, çocukların eğitim yerlerinden istifade edilmesinde ciddi ayrımcılıklar başlamıştır. İslamofobi sadece belli çevrelerde işlenen bir suç değil, ana akım siyasi söylemi tesiri altına almıştır. Artık İslamofobi yargıya ve hukuka yansıyan kararlara dönüşüyor. İslamafobik nefret suçlarının bir meşruiyet kazanmaya başlaması da en tehlikeli hususlardan bir tanesi."

Görmez, daha sonra İslamofobiye karşı ortak stratejiler ile bilgi ve hizmet ekseninde yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi verdi. Oturumlar halinde devam edecek konferans, 4 gün sürecek. -SAKARYA AA

PARALEL DİYANETLER BÜYÜK ZARAR VERİYOR

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, FETÖ lideri Fetullah Gülen'e mektup lazdığı iddialarına da isim vermeden sertyanıt verdi. İçinden geçilen bu süreçte üzerine titreyecekleri en önemli hususlardan birinin de dini istikrarın teminatı olan Diyanet İşleri Teşkilatına zarar vermemek olduğunu dile getiren Görmez, şöyle konuştu: "Son zamanlarda içerisinden geçtiğimiz bu zor süreçlerde çeşitli vesilelerle Diyanet İşleri Teşkilatını asrın fitnesi olan FETÖ ile ilişkilendirmek en az 15 Temmuz kadar milletimize zarar verecek büyük bir fitnedir. Herkesi bu fitneden uzak durmaya davet ediyorum. Bu fitne o kadar yaman, kötü, çirkin bir iftiradır ki 15 Temmuz'da bu millete ihaneti, işgali, her türlü darbeyi yapan o terör örgütünün eseri olabilir ancak. Sadece onların ekmeğine yağ sürebilecek bir fitnedir. 15 Temmuz'un en kahraman müesseselerinden biri Diyanet İşleri Başkanlığımızdır. O gece her imam, her müezzin manevi bir orduya dönüşerek bu milleti her türlü kötülükten korumak için seferber olmuştur. Onun için bu ülkede paralel devlet, paralel devlet düşüncesi, bu coğrafyaya ne kadar büyük zarar vermişse paralel diyanetler de bu ülkeye o kadar zarar verir. "

Kaynak: Karar Gazetesi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber