İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Cumhurbaşkanı'ndan 'üzerine yürüyeceksiniz' talimatı

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğünün işgal edilmeye çalışılmasına ilişkin hazırlanan iddianamede "müşteki" olarak yer olan Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan şüphelilerden şikayetçi oldu.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 24 Mayıs 2017 18:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Cumhurbaşkanı'ndan 'üzerine yürüyeceksiniz' talimatı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğünün işgal edilmeye çalışılmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerden şikayetçi olan "müşteki" İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, o gece yaşadıklarını tüm detaylarıyla anlattı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından 2'si emniyet personeli 21'i rütbeli asker olmak üzere 67 şüpheli hakkında hazırlanan 341 sayfalık iddianamede, "musteki" Istanbul Emniyet Muduru Mustafa Calıskan'ın beyanlarına yer verildi.

İddianamedeki ifadesinde darbe girişimi günü saat 21.00 sıralarında makamında teror ve istihbarat şubelerinden sorumlu Emniyet Mudur Yardımcısı Ahmet Metin Turanlı, Terorle Mucadele Sube Muduru Kayhan Ay ve Istihbarat Sube Muduru Serdar Ali Sekkin ile DEAŞ teror orgutune yonelik bir calısma ile ilgili toplantı halinde olduğunu anlatarak, emniyet müdür yardımcılarından birinin telefonla, kendisini arayan askeri bir sahsın sıkıyönetim ilan edildigini soylediğini aktardı.

O sırada mudur yardımcısının soylediginin hayatın olagan akısına ters olması nedeniyle "Arastırın bu normal degil." dediğini belirten Çalışkan, şunları kaydetti:

"Kısa bir sure sonra Koprulerden Sorumlu Sube Mudurum aradı, 30-40 kadar askerin, polislerin silahlarını almaya calıstıgını soyledi. Bunun uzerine 'Kesinlikle kimse silah vermeyecek.' talimatıyla, Mudur Yardımcısı Yener Ulgütol'u bahsedilen yere gonderdim. Derhal ne oldugunu anlamak icin Bogazici Koprusu'ne (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) dogru yola cıktım. Kopruye hareket etmeden odadan cıkarken genel talimat olarak kesinlikle silah verilmeyecegini belirttim. Butun mudurlerin ikinci kanala gecmesini, benim emrimi beklemesini soyledim. Araca binerken de 1. Ordu Komutanı Orgeneral Umit Dündar Bey'i arayıp, konuyla ilgili bilgisi olup olmadıgını sordum. Bilgisi olmadıgını, arastırıp donecegini soyledi. Bu arada korumalar ile suratle Bogaz Koprusu'ne hareket ettik."

"Olayın seyrini değiştiren anons"

Yolda bir iki kez Dündar'la konuştuklarını ve Dündar da kimseye ulasamadıgını ifade edince 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gectiklerini ve orada bulusabileceklerini söylediğini aktaran Çalışkan, "Oraya vardıgımda kopru, Anadolu'dan Avrupa'ya gecis yonu kapatılmıstı. Umit Dündar Bey orada idi. Bir sure sonra il valimiz geldi. Kısa bir degerlendirme yaptık. Ben orada bulunan 15 kadar ozel harekat polisi ile ayakustu bir toplantı yaptım. Kopruyu ele gecirebilecegimizi degerlendirdik. 'Korkan, cekinen varsa ayrılabilir.' dedim. Hicbir polis tereddut etmedi, 'Gerekirse oluruz.' dediler. 22.30 sıralarında teskilatı ayakta tutmak, emir komutayı saglamak ve hareket tarzımızı butun Istanbul polisine iletmek amacıyla tum birimlerime 2. kanala gecmelerini talimat verdim ve 2. kanaldan 'kesinlikle bulundugumuz yerleri terk etmeyecegimizi, silah teslim edilmeyecegini, benim talimatıma gore hareket edilmesini' anons ettim." ifadelerini kullandı.

Çalışkan ifadesinde, bu anonsu binlerce polisin, karsısında tank ve uzun namlulu silah tasıyan askeri gordugunde tereddut yasamamaları ve emir komuta icinde hareket etmelerini saglamak amacıyla yaptığını vurgulayarak, söz konusu anonsun olayın seyrini degistirdiğini kaydetti.

Her polisin ne yapması gerektigini anlayarak, tecrubesini de katarak, oz guvenle hem bulundukları yerleri koruyup hem de halkı yonlendirerek beraber hareket ettiğini anlatan Çalışkan, şöyle devam etti:

"Burada gece boyunca karsımızdakilerin kanunları cignedigini biliyorduk. Fakat bu kisiler, Turk askeri uniformasını ve devletin verdigi silahla karsımızda bulunuyorlardı. Bunlara karsı mecbur kalmadıkca hicbir polisin silah kullanmamasını ancak mecbur kalırlarsa da tereddut etmemelerini defalarca emrettim. Genel olarak Istanbul polisinin tamamına yakını emrime gore hareket etti. Istisnaları sonradan tespit ettik ve islem yaptık. 40 yardımcım, 56 sube mudurum, 39 ilce mudurumden hicbirisi en ufak bir esneme gostermediler. Turk polisine yakısır sekilde gorevlerini yerine getirdiler. Biri dahi tereddut etmedi. Ara ara vali beyle ve ordu komutanıyla degerlendirme yaptık, onlar bir sure sonra ayrıldılar."

İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, vatandasların cogalmasıyla birlikte tanklara dogru yurumeden once bir aracın uzerine cıkarak vatandası sakinlestirmeye calıstığını vurgulayarak, sonra halkla birlikte tankların uzerine yuruduklerini kaydetti.

"Bir saniye dahi hedef kucultmedim"

Ucaksavar ve uzun namlulu silahlarla kendilerine ates edildiğini belirten Çalışkan, "Benim Turk milletine, Turk ordusuna ve Turk askerlerine olan sevgim ve guvenime gore ve yine aldıgım egitimlerde cok iyi biliyorum ki hicbir Turk, hele Turk askeri, halkın uzerine ates etmez inancından dolayı hic dusunmeden darbeci askerlerin uzerine dogru yurudum. Kesinlikle uzerimize ates etmeyeceklerine inanıyordum ancak uzerimize dogru ates etmeye basladılar ve basımızın uzerinden mermiler geciyordu. Benim 7 yasından beri inandıgım birtakım kutsalımı yerle bir ettiler, gozumun onunde yaylım atesi yaptılar, bir degil birkac defa yaptılar. Bir saniye dahi hedef kucultmedim. Boynumu egmedim, dimdik yurudum." şeklinde beyanlarda bulundu.

Çalışkan, bu sırada yakın koruması Munir Alkan'ın sehit olduğunu, Koruma Amiri Mehmet Onay ve Özel Kalem Muduru Ozgur Taşdemir'in yaralandığını ifade ederek, bulundukları yerde hem vatandasları korumak hem de zayiatı azaltmak icin cok dikkatli hareket etmek zorunda olduklarını anlattı.

Ara sıra ates ettikleri zaman askerlerin halka ve kendilerine karsı cok agır karsılık verdiğine dikkati çeken Çalışkan, şunları anlattı:

"4 defa tankla ates actılar, ucaksavarı yuzlerce defa kullandılar, uzun namlulu silahlar sabaha kadar susmadı. Zırhlı arac olarak bir kobramız vardı. Onunla ara ara ates ediyor ve tankın hedefi olmaması icin hareketli tutuyorduk. Bu olaylar esnasında yanımda bulunan Emniyet Mudur Yardımcısı Yener Ulgütol, Ozel Kalem Mudurum ve korumalarımın telefonlarına ve benim iki telefonuma devamlı cevap vermek ya da talimat vermek durumundaydım. Bir taraftan sehrin 26 farklı noktasındaki savunma, saldırı pozisyonlarını yonetmek ve en ufak bir bosluk vermemek icin telsizi aralıksız takip ediyordum, zaman zaman da yapılması gerekenlerle ilgili mudahalede bulunuyordum. Bu arada Sayın Cumhurbaskanımız, Sayın Basbakanımız, Sayın Bakanlarımız, milletvekillerimiz, STK baskanları, gazeteciler ve daha bircok kisiyle de telefonda konusmak durumunda kaldım."

Basbakan Binali Yıldırım'ın kendisini arayarak "Durum nedir?" dediginde "askerlerin kopruyu kapattıgını, olaganustu birtakım gelismeler oldugunu, Istanbul polisi olarak teyakkuzda olduklarını ve gereken neyse onu yapacaklarını" belirttiğini vurgulayan Çalışkan, Başbakan Yıldırım'ın sorularına cevap verdiğini söyledi.

"Sela okunması için müftüyle görüşüldü"

Çalışkan, aynı zamanda hem personelin hem de vatandasların psikolojilerini dusunerek onları ayakta tutmak, moral vermek icin yapılması gereken bircok seyi o an dusunerek yaptıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bunlardan biri de sela okunması konusuydu. Bu hususla ilgili il muftusune ulasıldı, Muftu Bey'in de 'Bu yetki Diyanet İsleri Baskanlıgında...' demesi uzerine Ankara'ya durum iletilmis ve Baskan'a ulasılmıstır. Telsizde zaman zaman hainlerin konusmalarına cevap vermek durumunda kaldım. Karsıdaki hain ve tahrik ediciydi. Ancak bizler devlet gorevlisi olmanın agırlıgını muhafaza ettik. Personelimizi motive edici konusmalar yaptık."

Cep telefonu operatörleri aracılıgıyla halkı sokaga cagıran mesajlar gönderttiklerine vurgu yapan Çalışkan, metrobusler dahi butun aracların kullanılarak tankların ilerlemesinin durdurulduğunu söyledi.

Vatan Caddesi'ne gelen tanklarda bulunan bir yarbayın cep telefonunun ele gecirmesiyle devam eden WhatsApp yazısmalarına ulastıklarına dikkati çeken Çalışkan, bu yazısmalar cercevesinde il icerisinde ve dısarısında tedbirler aldıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı'ndan "Üzerine yuruyeceksiniz" talimatı

Mustafa Çalışkan, hem Canakkale hem de Tekirdag tarafından gelecek birliklere karsı hem o ili ikaz ettiklerini hem de girislerde tedbirler aldıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

"WhatsApp'ta gecen telefon numaralarını arayarak teslim olmasını soyledik. Bu yontem cok etkili oldu. Istanbul polisi gece boyunca cok dikkatli ve dengeli davrandı. Bize ates etmelerine ragmen mecbur kalmadıkca dogrudan ates edilmedi. Gozaltına alınanlara da hicbir sekilde kotu muamele yapılmadı. Belki de bu en zor kısmıydı gecenin, onumuzde vatandaslar sehit edildi, meslektaslarımız sehit edildi, bizler hicbir sekilde hukukun dısına cıkmadık. Sayın Cumhurbaskanımız ile gece boyunca birkac defa telefonla gorustuk. Birincisinde durumu sordu. Koprudeki durumu anlatınca 'Siz de zırhlı araclarınıza binip onların uzerine yuruyeceksiniz.' talimatını verdi. Bir sonraki telefon gorusmesinde havaalanındaki durumu sordu, durumu anlattım, kulenin isgal altında oldugunu soyledim, bu gorusmeden Istanbul'a gelecegini degerlendirdim, kendisine 10-15 dakikada kuleyi kurtaracagımızı arz ettim."

"15 dakikada kule alındı"

Bunun üzerine Havalimanı Muduru Emre Erdoğan ve Ozel Harekat Muduru Kadri Gençkaya'yı aradığını ifade ede Çalışkan, "Ölun, oldurun ama kuleyi cok hızlı bir sekilde alın." emrini verdiğini anlattı.

Bunun üzerine 15 dakika sonra kuleyi aldıklarını vurgulayan Çalışkan, ifadesinde şu beyanlarda bulundu:

"Ben de Sayın Cumhurbaskanımıza durumu bildirdim. Istanbul'a inene kadar Istanbul'a gelecegini bilmiyordum. O gece onlarca personelime 'Gerekirse olun fakat yerinizi terk etmeyin ya da olun, oldurun belirttigim yerleri kurtarın.' seklinde hic de kolay olmayan 'ol' emrini defalarca verdim. Allah'a sukurler olsun ki hicbir personelim milim tereddut etmedi, 'Emredersin' diyerek tabancayla MP-5 ile tankın, helikopterin, uzun namlulu silahların onune cıktı."

"Genelkurmay'ın temsilcisiyim" telefonu

Mustafa Çalışkan, Bogaz Koprusu'ne geldigi esnada telefonunu arayan birisinin Genelkurmay temsilcisi oldugunu belirterek, teslim olmasını istediğini anlatarak, "Ben de ismini soylemesini istedim tekrar 'Genelkurmay temsilcisiyim' deyince 'Adını soylemeyen serefsizden Genelkurmay temsilcisi olmaz.' diyerek telefonu kapattım." dedi.

Çalışkan, Istanbul Cumhuriyet Bassavcıvekili Irfan Fidan'ın hainler icin yakalama kararı cıkartması ve desteginin önemine işaret ederek, provokasyon ihtimaline karşı basın kurulusları, kritik tesisler, devlet buyuklerinin evleri, iletisim merkezleri, parti binaları, yabancılara ait ibadethane, okul, baskonsolosluklar, cemevleri gibi bircok yerde tedbirler aldırdıklarını söyledi.

"Helikopter ailemin de bulundugu konutu dolastı"

Gece boyunca "havada ucan her seye ates" emri verdiğini dile getiren Çalışkan, kopru, Borsa Istanbul, TRT Istanbul Radyosu, CNN Turk binası basta olmak uzere 26 farklı noktada bulunan personellerine emirler vererek yönlendirdiğini belirtti.

İstanbul Emniyet Müdürü Çalışkan, şunları kaydetti:

"Hassas olan butun noktalarda gerekli tedbirler aldık. Ataturk ve Sabiha Gokcen havalimanlarında kontrolu sagladık ve buralarda cok sayıda darbeci gruba gozaltılar yaptık. O gece saat 21.00 sularında 1 helikopter ailemin de bulundugu konutun uzerinde 10-15 dakika dolasmış. Bunu ilk defa boyle bir sey oldugundan saskınlık yasayan ailem söyleyince ogrendim. Turk milletinin demokrasi sınavı olan ve yuz akıyla cıkılan 15 Temmuz kalkısmasına karısanlardan Turk milleti, sehit olan vatandaslarımız, sehit meslektaslarımız, Istanbul Emniyet Mudurlugu ve sahsım adına davacı ve sikayetciyim."

İddianamede, emniyet müdürleri Ahmet Metin Turanlı ile Kayhan Ay ve diğer müştekilerin de ifadelerine yer verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber