Konseyin savunma taktiği üç maymun

Darbeci 'Yurtta Sulh Konseyi'nin yargılandığı davanın ilk duruşmasında şüpheliler yalana sarıldı. Savunmalarında 'üç maymun' taktiğini uygulayan cuntacılar savcılıkta verdikleri ifadeleri 'kafa travması' gibi tuhaf gerekçelerle reddedip, kendilerini aklamaya çalıştı. Örgüt lideri Fetullah Gülen sorulduğunda espri yapanlar bile oldu

Haber Giriş : 26 Mayıs 2017 08:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Konseyin savunma taktiği üç maymun

HİLAL ÖZTÜRK

Türkiye'ye tarihinin en ağır travmasını yaşatan, 250 vatandaşın şehit olduğu, 2 bin 735 kişinin de öldürülmeye teşebbüs edildiği 15 Temmuz darbe girişiminde, Yurtta Sulh Konseyi adı verilen cuntanın hakim karşısına çıktığı duruşmada sanıklar savunmalarını yalanlar üzerine kurdu. İhanetin kilit isimleri Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın ilk duruşmasında, savcılıkta verdikleri ifadelerden çarketti. Kimi sanıklar da üç maymun taktiğini kullandı. Ne örgütten ne de darbe girişiminden haberdar olmadıklarını söyleyen şüpheliler, 'kafa travması', 'DEAŞ saldırısı', 'üzerine olmayan üniformayla darbe yönetilmez' gibi tuhaf savunmalarla kendilerini temize çıkartmaya çabaladı. İşte Yurtta Sulh Konseyini 'yalan konseyi' dönüştüren o ifadeler:

'KISA PANTOLONLA DARBE Mİ OLUR?'

YAŞ Üyesi Orgeneral Akın Öztürk: "15 Temmuz'da Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ın Ankara'ya geleceği bilgisini alınca, Çolak'ın geldiği uçakla Ankara'ya geçmeye karar verdim. Bu kararımda eşimin rahatsızlığı da etkili oldu. 15 Temmuz öğle saatlerinde Ankara'ya geldim, torunlarımı görmek için Akıncı 4. Ana Jet Üssü lojmanlarıa geçtim. Eşimin rahatsızlığı nedeniyle o geceyi orada geçirme kararı aldık. ... Abidin Paşa beni aradığı zaman televizyonda 'Ankara üzerinden uçaklar uçuyor' yazısını gördüm. Akabinde Hulusi Akar bana 'Git şunlarla bir konuş, ikna et, bu iş burada bitirsinler, daha fazla uzatmasınlar.' dedi. Darbecileri engelleyebilmek, Komutanın ifadeleriyle yaptıklarının yanlış olduğunu, bu işten vazgeçmeleri gerektiğini tekrarladım. Bu personelin beni tanımaması ve davranışlarının uygun olmaması üzerine, emir astsubayım İsmail Keskin'e üniformamı getirmesini söyledim. Bana kısa gelen bir pantolon ile üzerime tam oturmayan bir kıyafet giydim, gülünç durumdaydım. Üzerime tam uymayan bir üniformanın içinde bir darbe liderliği, konsey başkanlığı yapmanın ne kadar komik olacağını takdirlerinize sunuyorum"

GÜLEN İLE İLGİLİ ESPRİ BİLE YAPTI

Orgeneral Akar'ın derdest edilmesinden sonra karşısında gördüğü ve 'ürkütücü' diye tanımladığı Kurmay Albay Fırat Alakuş: Darbe girişimini kim, kimler, ne zaman, ne şekilde planladı bilmiyorum. Darbe teşebbüsünde doğrudan ya da dolaylı bir şekilde icraatım olmadı diye düşünüyorum. Genelkurmay Başkanlığının emniyetini sağlamak için emir komuta içinde görevimi icra ettim. Ben ve timimim darbeciler tarafından tuzağa düşürüldüğüne inanıyorum. Alınan bir istihbarata dayalı olarak terör örgütlerinin muhtemel bir eyleme karşı genelkurmay başkanlığının takviye edilmesiydi. Görevi bizzat ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı'dan aldım. Görevin detayını ise Albay Ümit Bak'tan öğrenmem söylendi. Mahkeme Başkanının "Gülen için ne diyeceksin?" sorusu üzerine Alakuş gülerek, "Orada değildi, onu söyleyebilirim" espirisi yapınca salondan tepki aldı. Ev ve işyerinde yapılan aramalarda ele geçirilen 'darbe123' yazılı küçük not kağıtları için bilgisayar şifresi savunması yaptı. Alakuş "TSK subayı olarak darbeyle yatıp kalkmıyoruz. 1996'da bana ilk verilen telsiz kodu 'darbe' idi. 'Akılda kalan hususları şifre yapın.' denmişti. Ben de 'darbe' kelimesini klavyede de kolay yazıldığı için bilgisayar şifresi olarak seçtim." şeklinde savunma yaptı.

'EMİR TERZİ'DEN ALDIM, DARBEYE KATILDIM'

Marmaris'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminde bulunan timin başındaki eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'ten Ankara'ya getirilmesi emrini Semih Terzi'den aldım. Görevi emir komuta zinciri dahilinde gerçekleştirdim. Ne yazık ki ölmüştür, keşke ölmeseydi. Semih Terzi'nin bu işte tepe başı olduğunu düşünmüyorum. Onun da bir üstü vardır, emir alıyordur. Öldüğü için cevabını alamıyoruz. Çarşamba gününden itibaren ihtilal sözü geçiyordu. Benim bildiğim bu emir-komuta içerisinde olacaktı. Sönmezateş'in bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, "'Darbeciyim diyorsunuz yani?" sorusunu yöneltti. Sönmezateş, "Ben darbeciyim demiyorum. Darbeye katıldım, ihtilale katıldım" cevabını verdi. Kendini İskoçya'nın kurtuluşunu 'Cesur Yürek' filmindeki başrol karakteri Mel Gibson'ın canlandırdığı 'William Wallace'a benzeten Sönmezateş, kendisine de Wallace'a ihanet eden kralı gibi ihanet edildiğini söyledi. Bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı'nın 'Kralınız kim' sorusuna Darbeci general bunu Akıncı Üssü davasında açıklayacağını söyledi.

'DAĞILMIŞTIM SAMİMİ DEĞİLDİM'

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın emir eri Yarbay Levent Türkan: İk ifadem işkence altında alındı. Benim öyle bir samimi ifadem yok. Benim her yanım dağılmış, 10 gün kendime gelememişim, ölmemden korktukları için serum bağlandı, röntgenim çekildi. Samimi ifadem yok, sanıklar hakkındaki iddialar buna dayandırılmasın."

'TANIMADIĞIM BİRİ AKINCIYA ÇAĞIRDI'

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Teşkilat Şube Müdürü Kurmay Albay Bilal Akyüz: 15 Temmuz saat 20.30 civarında tanımadığım biri tarafından gizli terörle mücadele harekatına başlanacağı söylenerek Harekat Merkezi'nden arandım. 21.00-21.30 civarında Akıncı'ya gittim. Nizamiyeden Kara Kuvvetleri temsilcisiyim diyerek 143. Filo'ya gittim. Bir karmaşa vardı. Kimse benimle ilgilenmiyordu. Bir oda bulup birlikleri aramaya başladım. Sadece telefonla aramalar yaptım. Harekat merkeziyle görüşmelerim oldu. Sabaha kadar bir odada kaldım. Bana kumpas kurulduğunu düşünüyorum. İddia edilen toplantıların hiçbirine katılmadım. Kendilerini kurtarmak için personelimin bana iftira attığını düşünüyorum.

'ASKERİ GÖRÜNÜMLÜ SİVİL DARBE'

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kuvvet Geliştirme Daire Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha: Bu vahim darbe girişimi Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ve MİT Başkanı Hakan Fidan'ın bilgisi ve kontrolünde olmuştur. Huzurda gelip dinlendiklerinde bu durum ortaya çıkacaktır. 15 Temmuz, istihbarat kanallarından gelen bir istihbarat ile TSK sözde bir darbe kumpasının içine itilmiştir. TSK, bir KHK ile kaldırılarak yerine yeni bir ordu tahsis edilmiştir. Kimdir bu hain planın arkasındaki? Kimler her kumpasın ardından yerini sağlamlamışsa bu darbe girişiminin arkasında da onlar vardır. Bu ülkede, ülkenin çağdaş yüzüne karşı bir sivil darbe yapıldığını düşünüyorum

Kaynak: Karar Gazetesi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber