Tarımsal mevzuatta tek eksik, fazlalığı!

Tarımsal mevzuat, genelde toplumun, özelde tarımsal faaliyet kapsamında rol alan paydaşların faydasına ve işlevine uygun olarak yeniden dizayn edilmek zorundadır.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 05 Haziran 2017 09:49, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Tarımsal mevzuatta tek eksik, fazlalığı!

M. MURAT GÜN

TARIMDA MEVZUAT MEVZUUSU

Kırmızımsı Kahverengi Fasulyelerin Mevzuatla İmtihanı!

Bilmem kaç zamandır devam eden muhabbet; "Mevzuat böyle!"...

Vatandaş sorar: "Bir imkanı yok mu?"

Cevap verilir: "Yok! Mevzuat böyle!"

Bir tarafta Mevzuat; bir zırh, bir kalkan, bir esir alış, aslında bir nevi akıl donması.

Bir tarafta; bir mağduriyet, bir umutsuzluk, bir serzeniş, belki mecburen teslimiyet.

Bir ülkede yürürlükte bulunan ve o ülkenin her alanda yürüyüşünü belirleyen, yasa, tüzük, yönetmelik, kararname, talimat vb.nin tümü mevzuat olarak kabul edilmektedir.

Bir açıdan mevzuat sihirli bir değnektir. Bu durumda öne çıkan, sihirli değneğin özellikleri ve bununla, kimin? Neye? Niçin? Nasıl? dokunacağıdır.

Her alanda olduğu gibi tarım alanında da mevzuat olmazsa olmazlardandır. O halde tarımsal mevzuat, genelde toplumun, özelde tarımsal faaliyet kapsamında rol alan paydaşların faydasına ve işlevine uygun olarak yeniden dizayn edilmek zorundadır. Gelinen nokta bize bunu vazetmektedir.

Mevzuatsız olur mu? Elbette olmaz. Ancak mevzuat, "kolaylaştırınız zorlaştırmayınız", belki biraz da "abartmayınız", cihetinden olmalı. Mağdurları çoğaltmamalı, üreteni, üretimi engellememeli, bizzat teşvik etmeli, eşitlik ilkesine uygun olmalı...

Aklımız ve tecrübemiz bunu yapmaya yeter mi? Elbette yeter.

Tarımla ilgili mevzuatın ahvaline yönelik birkaç ilginç örnekleme yapacak olursak;

- Tohumluk fasulyenin kahverengili tohumlusuna belge verilmektedir. Bu belgeli tohum, üreticisine ciddi para kazandırmaktadır. Ama o yıl en çok üreten üreticilerden bazılarının fasulyeleri biraz kırmızımsı-kahverengi olmuştur. Yani tam kahverengi olmamıştır. Bu yüzden mevzuata göre belge alamayacaktır. Hemen talimatla bir değişiklik yapılır. Artık fasulyenin kahverengisine, kırmızımsısına bakılmayacak, fasulyenin fasulye olması yeterli görülecektir. Yani hepsine belge verilecektir. Peki önceki yıl kırmızımsı-kahverengi fasulyelerine belge alamayan ve fasulyesi tohumluk olarak değerlendirilmeyen üreticinin hakkı ne olacaktır? O zaman mevzuat öyleydi! Yapacak bir şey yok/mu diyeceğiz. Bu sene kırmızımsı-kahverengi fasulye tohumu üreten üreticilerin önemi nedir ki mevzuat değişmiştir!...

- Görevli görevini yapmıştır. Mevzuata göre işletmeyi denetlemiş, eksiklerini tespit etmiş, raporunu hazırlamıştır. Karar; işletmenin tarımsal faaliyetlerinin askıya alınmasıdır. Ama karar bir türlü verilememektedir. Ya da verilen karar uygulanamamaktadır...

- İşlem süresi mevzuatta bellidir. Peki bu sürede işlem bitirilmiş midir? Bitirilmemiştir. Üretici sonuç beklemektedir...

- Mevzuata göre, üreticiye, müracaatının akabinde; işlemler henüz yapılmadan, testler olumlu sonuçlanmış gibi üretip satma hakkı verilmiştir. Yani sen, üret, sat, 2-3 yıl sürecek testlerin sonucu olumsuz çıkarsa ben iptal ederim mantığı. Bu durumda, yıllarca test yapmanın veya olumsuz sonuçlanma ihtimali olan ürünü piyasaya sürmenin anlamı nedir?!

- Çiftçi bir bitki çeşidi geliştirmiştir. Bitkisini kendi adına kaydettirmek istemektedir. Koyulur yola, gider ilgili kuruluşa. Geliştirdiği bitkiyi kendi adına kaydettirmek istediğini bildirir. Sorulur ona; Islahçı belgen var mı? Çiftçi der; O da ne!? Islahçı belgen yoksa senin adına kaydedemeyiz. Mevzuat böyle...

- Daha net bir örnek verecek olursak; revizyona ihtiyaç duyulduğu açıkça görülen 5553 sayılı tohumculuk kanunu ve buna isnaden çıkarılan yönetmelik ve diğer belirleyici unsurlar, tohumculuk alanında tarımsal STK'ların eline öyle bir sihirli değnek vermektedir ki; Bu sihirli değnekle kurulan tarımsal birlik ağı, kurucularını bu alanda büyük güç sahibi haline getirirken çiftçiyi ve üreticiyi adeta boğmaktadır. Bu kanunla, kurulmasından-faaliyetlerine kadar devletin, büyük güç ve yetki verdiği, toplantılarında ve muhataplıklarında en üst düzey bürokratlarını seferber ettiği bu tarımsal STK'lardan, çiftçiler ve üreticilerin çok azı hariç umduğunu bulamamıştır. Çiftçi ve üretici zorunluluk hariç bu birliklerden kaçıp devlete sığınmayı tercih etmektedirler. Öyleyse bu kanunda eksik olan nedir?

Kanunda eksik olan fazlalığıdır! Bu kanun, dahilinde kurulan tarımsal STK'lara bol gelmektedir. İçini dolduramamaktadırlar. Çünkü öncelikle vizyon eksikliği vardır. Bu STK'lar çiftçi ve üretici endeksli değildir. Merkeziyetçi yaklaşım hakimdir. Oysa tarımsal alan merkeziyetçi anlayışın başarılı olacağı bir alan değildir. Bu kanunla tamamen bağımsız bir güç haline gelen bu STK'lar, asıl sorumluluğunu üstelendiği tohumculuk sektöründe göstermesi gereken atılımı 11 yılda gösterememiş, tartışmalı bir hal almıştır.

Dünyadaki örneklerinde görülen ise, mevzuatla önü açılan sektörün, özel tarımsal kuruluşlar ve STK'lar öncülüğünde almış yürümüş ve alanında söz sahibi olmuş olmasıdır. Biz de ise bu manada bir gelişme sağlanamadığı gibi patinaja düşülmüş, devlete de ikilem yaşatılmıştır.

Ayrıca bu durum yetkilileri de tembelliğe sevk etmektedir. Yetkililer tarımsal alanda yeni bir arayış veya çıkış yolu bulmak yerine sorumluluklarının önemli bir kısmını bu birliklere yükleyerek kısır döngünün devamını sağlamakta adeta bu alanın aktörleriyle kendi aralarında top çevirmektedirler. Öyleyse kanundaki STK'lara tanınan bu bolluk giderilmeli daha makul hale getirilmelidir.

Örnekleri tarımın diğer alanlarına yayarak çoğaltmak mümkündür.

Bu durumda yapmamız gereken nedir? Örneklerde görüldüğü gibi, uygulamadaki beklenmedik etkilerle, akış yatağı değişen/değiştirilen mevzuatı ve işleyişini, işin akışına bırakarak "mevzuat böyle" diye kolaycılığa mı kaçacağız? Yoksa mevzuatı karşımıza alıp "bak mevzuat bu böyle olmuyor! Seni yazarken bu günleri düşünmemiştim, seni yeniden yazmalıyım" diyerek yorulmayı mı tercih edeceğiz?

Bilinen o ki, mevzuat hazırlamak ve uygulamak büyük sorumluluk istiyor. Bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirebilmek için her yönüyle göz önüne almamız gereken şu kriterler bize yardımcı olabilir;

1. Mevzuat insan içindir. "Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız" prensibi ana başlığımız olmak zorunda.

2. Mevzuata göre iyi, mevzuata göre kötü olmaz. İyi vardır, kötü de vardır. Mevzuat, iyinin de kötünün de doğal haliyle ortaya çıkmasını sağlamak için olmalıdır. İyinin lehine kötünün aleyhine verilecek olan kararı belirlemelidir.

3. Mevzuatın hazırlanmasında sahadaki uygulamalar ve bu uygulamaları gerçekleştiren uygulayıcıların görüşleri önemlidir.

4. Uygulayamayacağımız veya herhangi bir çekinceden dolayı yaptırımını gerçekleştiremeyeceğimiz maddeleri mevzuata koymamız anlamsızdır.

5. Teknik konularda hazırlanan mevzuatta bilimselliği önceleyerek kural oluşturmak önemlidir.

6. Sınav, eğitim, kontrol, vb... gibi durumlar hariç, mevzuatta bazı işlemler için kesin bir tarih belirtmek çok risklidir. Gerekli esneklik sağlanmalıdır. Tarımsal konularda en uygun tarih, sezon bazlı çalışmaktır.

7. Yapacağımız/yaptığımız mevzuatın muhatabı olan kitlenin görüş ve istekleri dikkate alınmalıdır. Bu anlamda güven önemlidir.

8. Mevzuatın ilgili taraflarının beklentileri esnek ama eşit bir şekilde ele alınmalıdır. Mevzuatta çiftçinin, üreticinin yeri, STK'ların yerinden daha belirgin olmalıdır.

9. Mevzuatın uygulayıcıları, mevzuatı nasıl kullanmak istiyorlarsa, öyle yorumlamalarına izin vermeyecek şekilde dizayn edilmelidir.

10. Üye olduğumuz uluslar arası organizasyonlarda alınan kararlar mevzuatımızı da etkilemektedir. Dolayısıyla bu organizasyonlarda alınan kararlarda etkin rol almak zorundayız.

11. Arazide çalışan personelle, büroda çalışan personelin mevzuatı yeniden düzenlenmelidir. Sonuçta üretim arazide gerçekleşmektedir.

"Mevzuat böyle" sözü, her an, her yerde karşımıza çıkabilir. Çıksın da. Ancak doğru yerde doğru bir kararla çıksın. İşimizi zorlaştırmasın, kolaylaştırsın. İşgüzarlara fırsat vermesin.

İnsan olarak; İnsanlar mı mevzuatı yönetiyor? Mevzuat mı insanları yönetiyor? Diye bir soruda sorabilirsiniz. Ama sonuçta buna cevap verecek olanda insandır!

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber