Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü, kardeşini fakülte sekreteri yapmıştı

Son günlerde rektörler tarafından yapılan eş-akraba atamaları sonrasında, her gün farklı bir üniversiteye ilişkin bir iddia dile getiriliyor.

Bunlardan biri de, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'nde yaşanmıştı. AİÇÜ Rektörü İrfan Aslan, imam-hatip olan kardeşini bir Meslek Yüksek Okulu'nda en üst düzey idari pozisyon olan MYO sekreterliğine atamıştı. Ardından da İİBF'ye fakülte sekreteri olarak getirmişti.

Fakülte Sekreterliği, bir fakültede dekandan sonra en yüksek idari pozisyon olarak biliniyor. Özlük hakları da bir imam-hatiple kıyaslanmayacak kadar iyi.

Bir öğretim üyesi bunu kendine dert edindi. Rektörün kardeşinin bu şekilde atanmasında bir kamu yararı olmadığına, üstelik bu tür atamalarla birlikte hem imam-hatip açığının daha da arttığına hem de bu önemli idari pozisyona hakkıyla gelebilecek bir gencin işsiz kalmasına neden olduğuna işaret ederek itiraz etti.

Öğretim üyesinin 8 Nisan 2015 tarihinde yazdığı dilekçenin ilgili kısmı şöyle:

"13.04.2005 tarihli Resmi Gazete'de Başbakanlık tarafından yayımlanan Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 14. Maddesinde şöyle denmektedir (bkz. Ek:Belge-A):

Madde 14 Kamu görevlileri; görev, unvan ve yetkilerini kullanarak kendileri, yakınları veya üçüncü kişiler lehine menfaat sağlayamaz ve aracılıkta bulunamazlar, akraba, eş, dost ve hemşehri kayırmacılığı, siyasal kayırmacılık veya herhangi bir nedenle ayrımcılık veya kayırmacılık yapamazlar.

Fakültenizde Fakülte Sekreteri olarak istihdam edilen Ahmet Aslan'ın esas mesleği imam-hatipliktir. Kendisi üniversitemiz rektörü İrfan Aslan'ın kardeşi olduğundan dolayı bu pozisyona atanmıştır. Ahmet Aslan'ın, bu idari pozisyona atanması herhangi bir kamu yararı içermemekte, bilakis yukarıda zikredilen Yönetmelik'in 14. Maddesine alenen aykırılık teşkil etmektedir."

Öğretim üyesi bu dilekçeyi yazdıktan kısa bir süre sonra kendisine rektörlükten bir yazı gelir. Verdiği dilekçe ile ilgili olarak, bu etik dışı atamayı yapanlar hakkında değil, bunu kendisine dert edinen bu öğretim üyesi hakkında soruşturma açılmıştır.

Ve sonuç: Bu dilekçe nedeniyle, öğretim üyesine disiplin cezası verilir (disiplin cezasını teklif eden muhakkikin KHK ile ihraç edildiğini de not düşmek gerek).

Öğretim üyesi bu cezayı mahkemede iptal ettirir, ancak Rektör o kadar kızmıştır ki iptal kararını uygulamaz bile. Bir süre sonra bu öğretim üyesi, izinli olduğu günlerde tutulan "işe gelmedi" tutanaklarıyla görevden atılır (Bu arada "işe gelmedi" tutanağını tutan şahıs da FETÖ ile bağlantısı nedeniyle KHK ile ihraç edilmiştir).

Memurlar.net olarak, kamuda atamalara etik standartlar getirmek amacıyla 13.04.2005 tarihli Resmi Gazete'de Başbakanlık tarafından yayımlanan Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin, yetki sahibi herkes tarafından dikkate alınmadığı sürece bu tür etik dışı davranışların görülmeye devam edeceğine dikkat çekmek istiyoruz.