İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

'Zombilerin' çoğalmaması için rehabilitasyon şart

Sokaklarda her gün içler acısı görüntülerle karşımıza çıkan madde bağımlılarının tedavi yöntemleri tartışılıyor. AYBUDER, yetkilileri devletin ilaç tedavisine yoğunlaşmasını eleştirerek, yeni rehabilitasyon merkezlerinin kurulması gerektiğini söylerken AMATEM Sorumlusu Doç. Dr. Cüneyt Evren ise ilaç tedavisinin bağımlılıların maddeden arınması için şart olduğunu belirtiyor

Haber Giriş : 21 Haziran 2017 08:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

KENAN BUTAKIN

İstanbul başta olmak üzere özellikle büyükşehirlerdeki madde bağımlılarının içler acısı görüntüleri, gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı tartışmalarına yol açtı. Bonzai adıyla bilinen sentetik uyuşturucular dışında, 'yavşan otu' ve 'damiana çayı' gibi bitkilere püskürtülen zehirli kimyasal maddelerle üretilen uyuşturucularla mücadele eden bazı dernekler de, bu konuda yetkililerin gerekli önlemleri almadığını iddia etti. Bunlardan Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği (AYBUDER) Kurucusu Yavuz Tufan Koçak, Türkiye'de madde bağımlılarının tedavisi için rehabilitasyon merkezleri kurulması gerektiğini söyleyerek, ilaç tedavisinin çözüm olmadığını savundu. Koçak, "Sokaklarda gördüğümüz uyuşturucu kullanan çocuklar yok olma duygusuyla bu maddeleri kullanıyor. Sorun en başta ailelerin bilinçsiz olması. Ama devletin yapması gereken çok önemli bir şey var. O da Türkiye'de rehabilitasyon merkezi yok. Bir an önce rehabilitasyon merkezleri kurulmalı. Devlet uyuşturucu kullanan çocukları zorunlu olarak rehabilitasyon merkezine göndermeli" dedi.

Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezleri'nin (AMATEM) yeterli olmadığını iddia eden Koçak şunları söyledi: "Bana yetki verseler AMATEM ve özel hastanelerdeki uyuşturucu tedavi bölümlerini kapatırdım. Çünkü bu yerler tedavi merkezi değil. Madde bağımlılığı ömür boyu süren bir hastalık. Bizim dernek olarak merkezilerimizde rehabilitasyon şeklinde uygulamalarımız da var. Asla ilaç vermiyoruz. Özgüvenlerini kaydeben, yok olmak isteyen çocuklara, yaşam sevinci aşılıyoruz. Çeşitli etkinlikler ve eğitimlerimiz oluyor. Bunlar üzerine yoğunlaşıyoruz. Yapabildiğimiz ölçüde yardımcı oluyoruz. Uyuşturucunun asıl tedavisi de bu. Ayrıca, zehir satıcıların yönelik daha sert kanuni yaptırımlar getirilmeli."

Koçak'ın madde bağımlılarının tedavisinde ilaç tedavisinin yeterli olmadığı iddialarına karşın Karar'a konuşan Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM Kliniği Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Cüneyt Evren ise bu sürecin bir arınma süreci olduğuna dikkat çekti. Evren, "Tüm dünyada uyuşturucu tedavisinin ilk aşaması arındırma tedavisidir. Bu süreçte bazı ilaçları kullanmak durumundayız. Bu belli bir dönemdir. İlaçsız başarılı olunamaz. Bu süreçte madde vücuttan atılır. Madde eksildiği zaman kişide, yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Sıkıntılar yaşanır. Kişi o dönemde yine madde kullanma ihtiyacı hisseder. Bu nedenle arınma için ilaç kullanırız. Hemen ardından da bilinçlendirme süreci başlar. Bu hastalıkla nasıl mücadele edeceklerini anlattığımız bir program. Arkasından terapi başlıyor. Bu ayakta veya yatarak da olabiliyor. En az bir yıl gelmelerini söylüyoruz. Artı bir yıl kadar AMATEM'e ait rehabilite merkezinde mesai saatlerinde terapi programlarımız oluyor. Bu programlar onları hayata hazırlayan programlar. Sonuçta yaşam boyu süren bir hastalıktan bahsediyoruz" şeklinde konuştu.

'BONZAİNİN 700 ÇEŞİDİ VAR'

Doç. Dr. Evren ayrıca, Türkiye'de madde bağımlılığı tedavisinde çok sayıda kurumun devrede olduğunu ama belli sayıda rehabilitasyon merkezleri ve bağımlılık merkezlerine de ihtiyaç olduğunu söyledi. Son dönemlerde artan uyuşturucu maddelere de değinen Evren, "Kullanımı sıkça artan uyuşturular 2010'da madde bağımlıları tarafından kullanılmaya başlandı. Kolay ulaşılan bu maddeler bitkilerin üzerine spreyle sıkılarak kurutularak kullanılıyor. Doğalmış gibi, bitkiymiş gibi yansıtılıyor. Hatta bitkilere doğrudan hiçbir madde etkisi olmadan sadece zehir etkisi olabilecek şeyler de sıkıyorlar. Kullanılan bazı maddeler sürekli yasaklı maddeler arasına katılmalı. Sadece bonzai dediğimiz uyuşturucunun 700 ayrı çeşidi var. Giderek yapıları değiştirip yeni maddeler oluşturuyorlar. Bu uyuşturucuların sentetik ham maddeleri yurtdışından getirtiliyor. Toz halindeki bu maddeler çözündürülüp bitkilerin üzerine uyguluyorlar" dedi.

Kaynak: Karar Gazetesi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber