Gar saldırısı sanıklarının tutukluluk hallerinin devamına kararı verildi

Ankara'da 13 Mart 2016'da Kızılay'daki Güvenpark otobüs duraklarında bomba yüklü otomobille düzenlenen, 36 kişinin öldüğü, 349 kişinin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili davada tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Haziran 2017 12:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Gar saldırısı sanıklarının tutukluluk hallerinin devamına kararı verildi

Başkentte, 13 Mart 2016'da Kızılay'daki Güvenpark otobüs duraklarında bomba yüklü otomobille düzenlenen, 36 kişinin hayatını kaybettiği, 349 kişinin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili davada, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları ile patlamada yaşamını yitirenlerin yakınları ve avukatları katıldı.

Duruşmada sanıklara, katılma taleplerine ilişkin söz verildi. Sanıklar katılma taleplerine karşı takdirin heyette olduğunu belirterek itirazda bulunmadı.

Sanık Azamettin Karakoç, bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmasının yanlış sonuçlar doğuracağını ifade ederek, "Bu işin neresindeyim bilmiyorum. Arkadan destek bekliyorum. Ben suçsuzluğumu nasıl ispat edeyim." dedi.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Bunu kimsenin desteğiyle yapamazsın. Arkadan koro halinde 'Bu suçsuzdur' deseler fark etmez. Suç, suçsuzluk delille ispatlanır." ifadelerini kullandı.

Sanık Sabahattin Karakoç da hayatını kaybedenlerin ailelerinin karşısına "Çocuklarınızın katili budur" diye çıkarıldığını ancak suçsuz olduğunu savundu.

Karakoç, "O bidonda patlayıcı madde olduğunu bilseydim amcamın dükkanına bırakmazdım. Aylarca demir kesme makinesinin yanında kaldı o bidonlar. Orası bir cam dükkanı, devamlı insanlar girip çıkıyor. Bir patlayıcıyı bilerek oraya nasıl koyabilirim?" savunmasını yaptı.

Sanık Uğur Ayçil de ağabeyi Vahit Ayçil'in iştirak ettiği suçtan dolayı yakalanamadığını, onun yerine kendisinin mahkemeye çıkarıldığını ileri sürdü. O tarihte Ankara'da bulunmadığını ileri süren Ayçil, eyleme katılmasının mümkün olmadığını savundu.

Sanık Velat Cin de hiçbir şekilde bu olayın içinde olmadığını iddia ederek, vicdanen rahat olduğunu kaydetti.

Duruşmaya verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı Giray, ara kararı okudu.

Buna göre, yokluğunda tutuklama ve yakalama kararı verilen sanıklar hakkındaki kararlarının devamı ile infazlarının beklenmesi kararlaştırıldı.

Türkiye Barolar Birliği ve Ankara Barosunun suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle davaya katılma talepleri reddedilirken, suçtan zarar gören müşteki ve mağdurların katılma talepleri kabul edildi.

Sanıkların duruşmadan vareste tutulma ve adli kontrol talepleri kabul edilmezken, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı kararlaştırıldı. Duruşma 18 Eylül'e bırakıldı.

- Davanın geçmişi

Terör örgütü PKK/KCK mensuplarınca, 13 Mart 2016 saat 18.45 sıralarında Atatürk Bulvarı'ndaki Güvenpark otobüs durakları önünde bomba yüklü 34 HGH 44 plakalı aracın, örgüt mensubu Seher Çağla Demir ile Özgür Ünsal tarafından patlatılması sonucu 36 kişi hayatını kaybetmiş, 349 kişi yaralanmış, 107 kişi veya kuruma ait araç ve bina da zarar görmüştü.

Saldırıya ilişkin hazırlanan iddianamede, Türkiye'de PKK/KCK'nın düzenlediği siviller ve kamu personeline yönelik terör eylemlerinin, örgütün "TAK" isimli alt birimince üstlenildiği kaydedilerek, "Örgütün 2004 sonrasında metropol ve şehir merkezlerindeki sansasyonel şiddet eylemlerini gerçekleştirmeye yönelik kurduğu TAK isimli yasa dışı alt birimini, terör örgütü PKK/KCK'nın uluslararası alandaki terörist imajından kurtulmak ve örgüt üzerindeki baskıyı hafifletmek amacıyla kullandığı" ifadelerine yer verilmişti.

Sanıklardan Vahit Ayçil, Mehmet Veysi Dolaşan, İbrahim Halil Demirer, Velat Cin ve Suphi Akbaş'ın "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan bir, 36 kişiyi öldürmekten 36 kez olmak üzere toplam 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra "349 kişiyi öldürmeye teşebbüs", "nitelikli mala zarar vermek", "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak" suçlarından da toplam 7 bin 646'şar yıla kadar hapsi isteniyor.

PKK/KCK yöneticisi konumundaki şüphelilerin, TCK'nın 220/5'teki, "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır" hükmü uyarınca aynı cezalara çarptırılması istenen iddianamede, şüphelilerden Uğur Ayçil, Sebahattin Karakoç, Azamettin Karakoç, Semih Yürek, Necati Utku Kiraz ve Rıdvan Tekin'in "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisleri talep ediliyor.

Vehbi Karakoç, Baran Ergin, Hüsamettin Atar, Hamza Yılmaz, Seydi Ayçil'in "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla 15'er yıla kadar hapisleri istenirken, şüphelilerden Vehbi Karakoç, Azamettin Karakoç ve Sebahattin Karakoç için "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak" suçundan ayrıca 24'er yıla kadar hapis talebinde bulunuluyor.

Şüphelilerden Neval Basut'un "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 5 yıla kadar hapsi talep edilen iddianamede, saldırıda kullanılan otomobilde bulunan Özgür Ünsal'ın annesi Gülsevim Kalay'ın, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten" 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber