Her icrası olan memura, soruşturma açmak şart mıdır?
Kamu kurumlarında görev yapan memurlara borçlarında dolayı gelen icralarla ilgili olarak disiplin soruşturması açmak şart mıdır ?
Ülkemizde artan enflasyon rakamları sonucu memur maaşının erimesi, ayrıca bankalardan çekilen ihtiyaç, taşıt veya konut kredileri ile birlikte son yıllarda artan ölçüsüz kredi kartı kullanımı sonucunda bankalara borçlarını ödeyemeyen kamu görevlilerine gelen hacizler gün geçtikçe artıyor.
Bu durumda olan memurlar hakkında icra dairelerince başlatılan işlemlerin memurun çalıştığı kamu kurumuna resmi yazı ile gönderilmesi sonucunda disiplin amirleri konudan haberdar oluyor. Bunun sonucunda, bazı disiplin amirleri olayı derinlemesine araştırmadan ve icranın sebebini incelemeden doğrudan soruşturma açmakta ve hatta memuru disiplin cezasına maruz bırakmaktadır.
Peki işin yasal boyutu nedir ? Her icrası gelen memura soruşturma açılması şart mıdır ? Disiplin cezası verilmeli midir ? Yazımızda bu konu hakkında yargı kararları çerçevesinde değerlendirmede bulunacağız.
Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun disiplin cezalarını sıralayan 125 nci maddesinin (B) fıkrasının (k) alt bendinde; "Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak" eylemi "KINAMA" cezasına karşılık gelmektedir. Bu hüküm çerçevesinde, disiplin amirleri memurun borcunun neden kaynaklandığı veya borcu ödememe noktasında kasıt olup olmadığı hakkında hiçbir inceleme yapmadan kişiler hakkında doğrudan soruşturma açmaktadırlar.
Oysaki icra dairesinden gelen haciz yazısındaki tutar üzerinden doğru bir değerlendirme yapılması amacıyla, memurdan icranın sebebi ile ilgili bilgi almak amacıyla yüzyüze konuşulması veya yazılı olarak savunmasının istenmesi başlangıç için uygun olacaktır.
Kendisinden alınan bilgiler ışığında; memurun maaşına gelen icra tutarının gelirinin çok üzerinde olması, memurun geliri olmasına rağmen borcunu kasten ödemediği veya memurun ticari faaliyetlerle uğraştığından dolayı borçlanması gibi durumlar tespiti yapıldığı takdirde soruşturma aşamasına geçmesi daha uygun olacaktır.
Ayrıca, soruşturma aşamasına geçtikten sonra memurun borçlanmasına sebep olan durumun ne olduğu ve borcunu ilgili yerlere ödememede kastının olup olmadığı hususları iyice netliği kavuşturmadan disiplin cezası verilmesi yanlış bir işlem olacaktır.
Nitekim Danıştay Onikinci Dairesinin 16/12/2014 tarih ve 2014/9072 sayılı Kararında; "...davacı hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/B-k maddesi uyarınca işlem tesis edilmiş olup; ilgili memura üzerine atılı disiplin suçunun oluşması yönünden kasıt unsurunun varlığı öngörülmüş iken, madde kapsamında yer alan fiilin kasıt olarak işlendiğini gösterecek nitelikte, davacının borcunu ödeme imkanı bulunmasına rağmen ödemediği yönünde bir tespit yapılmadan hakkında tesis edilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir." denmektedir.
Danıştayın bozma gerekçesinde de vurgulandığı gibi icrası olan memura disiplin cezası verebilmek için borcun ödenmemesinde "KASIT "unsurunun tespitinin somut olarak yapılması gerekmektedir.
Bu bakımdan, disiplin amirlerinin memurlar hakkında gelen haciz yazılarından dolayı yapacakları işlemlerde yukarıda belirttiğimiz hususlara dikkat etmeleri gerektiğini düşünüyoruz.
Yavuz Selim KAPLAN