İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

'Türkiye'ye her zaman çifte standart uyguladık'

AP, Ankara ile müzakerelerin askıya alınması çağrısı yaptı. Çıkışlarıyla kamuoyunun tepkisini çeken Türkiye raportörü Piri, hem eleştirilerini yineledi hem de 'gönül aldı': Türkiye'ye her zaman çifte standart uygulandı. Vize serbestisinde adil davranmadık

Haber Giriş : 23 Haziran 2017 08:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Türkiye'ye her zaman çifte standart uyguladık'

Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi, Brüksel'deki toplantısında Türkiye raporunu onayladı. AB katılım müzakerelerinin askıya alınması çağrısının yinelendiği rapor, 3'e karşı 51 oyla kabul edilirken, 14 üye çekimser kaldı. Hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü ve yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda geriye gidiş olduğunun savunulduğu raporun bir diğer dikkat çekici önerisi de Gümrük Birliği'nin güncellenmesine yönelik görüşmelere siyasi kriterlerin eklenmesi oldu. Raporun ardından Ankara-Brüksel ilişkilerini değerlendiren Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Raportörü Kati Piri, BBC Türkçe'ye konuştu. Türkiye karşıtı söylemleriyle bilinen Piri, Ankara'ya yönelik benzer eleştirilerini yöneltti ancak yapıcı mesajlar da verdi. Müzakerelerin hemen yarın askıya alınmasını istemediklerini belirten Piri, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Kopenhag kriterlerine aykırı olduğunu iddia etti.

Müzakerelerin sona ermesi halinde Türkiye ile diyalogun bitmeyeceğini kaydeden Piri "Müzakerelerin askıya alınmasının yarardan çok zarar getireceği eleştirisi yöneltiliyor. Buna yanıtınız nedir?" sorusuna "Eleştirilere katılmıyorum. Avrupa'nın kendi değerleri konusunda net bir tutum belirlemesi gerek. Türkiye, bir Çin, bir Rusya değil. Türkiye, amacı AB'ye katılmak olan bir Avrupa ülkesi. En üst standartlara sahip olmalı" cevabını verdi. Hollandalı raportör, göçmen anlaşması kapsamında tarafların birbirine verdiği sözleri tutması gerektiğini bildirdi. AB'nin Türkiye'ye verdiği sözlerde her zaman çifte standart uyguladığını kaydeden Piri, AB'nin vize serbestisi konusunda Türkiye'ye adil davranmadığını bildirerek "Son teknik koşulun da yerine getirilmesi halinde parlamentoda vizelerin kaldırılmasının büyük bir çoğunlukla onaylanacağını düşünüyorum. Biz bir sorun çıkarmayacağız" değerlendirmesini yaptı.

Piri, Gümrük Birliği anlaşmasına da dikkat çekti. "Ekonomilerimiz o kadar birbirinin içine geçmiş, bunun sürdürülmesi lazım" diyen Piri, Ankara'nın yeni başlıkların açılması kriterlerinin gerisinde olduğunu öne sürerek "Olağanüstü hal varken bunu tartışmak ne kadar gerçekçi? Açalım desek, hükümet olağanüstü hali kaldıracak mı? Bu aşamayı geçtik. Yeni fasılların açılmasının Türkiye'de reform sürecine yeni bir ivme kazandıracağını düşünmüyorum" dedi. İdam cezasının modern bir ülkede yeri olmadığını söyleyen Piri "Son 15 yılda elde edilen kazanımların ardından bu tartışmanın üstelik AK Parti iktidarında yeniden gündeme gelmesi çok üzücü. AK Parti kendi mirasını öldürüyor. Umarım sadece iç politikaya yönelik bir söylemdir" yorumunu yaptı.

ALMANYA'DA TÜRKLERE EV YOK

Çok sayıda farklı kültürden insanın bir arada yaşadığı Almanya'da Türkler ve Arapların ev kiralama konusunda ayrımcılığa uğradığı saptandı. Spiegel dergisi ve Bayerische Rundfunk tarafından yapılan araştırmaya göre, ev kiralamak için yapılan başvuruda Alman ismi kullanıldığında dönüş yapılırken Türk, Arap, Polonyalı ve İtalyan isimleri kullanıldığında herhangi bir dönüş olmuyor ya da red cevabı veriliyor. ''Neden Hanna'ya yer gösterme var da İsmail'e yok'' konulu araştırmada 10 farklı kentte verilen 6 bin 570 kiralık ev ilanına farklı isimlerle 20 bin müracaat yapıldı. Müracaatlardan 8 binine verilen cevaplara göre en fazla ayrımcılığın Münih ve Frankfurt'ta olduğu tespit edildi. Bir Almanın rahatlıkla ev bulduğu durumda Arap isimli birinin yüzde 27, bir Türk'ün yüzde 24, Polonyalının yüzde 18, İtalyanın ise yüzde 8 oranında reddedildiği görüldü.

MERKEZ SİYASET AŞIRI SAĞA BAKIYOR

TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı, Avrupa'da Asırı Sagın Yukselisi'ni araştırdı. Asırı sagın mesajının ırkcılık, gocmen karsıtlıgı seklinde ortaya cıkan yabancı dusmanlıgı ve kurulu duzen karsıtlıgı merkezli populizm üzerinde yükseldiğine işaret edilen araştırmada "Dorduncu Asırı Sag Dalga" olarak da nitelendirilen son donemdeki bu yukselisin 2008'de ekonomik kriz ve multeciler nedeniyle başladığı vurgulandı. Araştırmada aşırı sağ partilere verilen destekteki artış oransal olarak ifade edildi. Araştırmada, aşırı sağın yükselişinin "Ana akım siyaset sınıfının genis kitlelerin duyarlılıklarına hitap edecek sekilde kendisini yenilemek yerine asırı sagın basit ve sade 'cozum recetelerini' benimsemesinden kaynaklandığı" belirtildi.

Kaynak: Karar Gazetesi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber