İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Bakan Bozdağ: Ben istifa çağrısı yapıyorum

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP'nin "Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına talimat gönderdiği" iddialarına ilişkin, "Ben istifa çağrısı yapıyorum. Çünkü Kemal beyin söylediği kendini bağladı. İddiasını doğrulamak için ortaya koyduğu belge de kendisini tekzip eden belge. Bu bir talimat değil. Burada bir suç duyurusu yapılıyor." dedi.

Haber Giriş : 23 Haziran 2017 14:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bakan Bozdağ: Ben istifa çağrısı yapıyorum

Bozdağ, Kanal 24 televizyonunda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

CHP'nin "Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına talimat gönderdiği" iddialarının hatırlatılması üzerine Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Ben ispat edemezsen namuslu ve şerefli bir adamım görevden ayrılırım." sözlerini hatırlattı.

Kılıçdaroğlu'nun kendi kendini bağlayan önemli bir iddiada bulunduğunu ifade eden Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinden gönderilen yazıyı göstererek, yazının konusunun suç duyurusu olduğunu bildirdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının konuya ilişkin soruşturma başlattığını anlatan Bozdağ, "Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veriyor. Bu ne biçim talimat ki Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuyor, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da bu talimata aykırı hareket ediyor, kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor. Kılıçdaroğlu'nun yaptığı büyük bir çarpıtmadır, milleti aldatmadır." ifadesini kullandı.

Önceki cumhurbaşkanları döneminde de yazılan yazıların formatının aynı olduğunu aktaran Bozdağ, suç duyurusunda bulunulduktan sonra sonucundan da bilgi talep edildiğine dikkati çekti.

"İSTİFA ÇAĞRISI YAPIYORUM"

Devletin gönderdiği yazılarda sonucundan bilgi talep edilmesinin devletin işleyişinde rutin bir uygulama olduğunu söyleyen Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Yardımcılığının yaptığı suç duyurusu ile vatandaşların yaptığı suç duyurusu arasında bir fark olmadığını belirtti.

"Belgeyi gösteren, Kemal beyle birlikte açıklayan Bülent Tezcan bey hukukçu. Nasıl böyle bir hataya düşüyor?" sorusu üzerine Bozdağ, "Sayın Kılıçdaroğlu böyle hukukçulara danıştığı için altından kalkamayacağı laflar ediyor. Sonra da altında kalıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun iddialarını ispat edemediğini dile getirdi.

Yazışmaların nasıl yapıldığının CHP tarafından bilinmediğini, iddiaların cehaletten ya da milleti aldatmak için ortaya atıldığını söyleyen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Ben istifa çağrısı yapıyorum. Çünkü Kemal beyin söylediği kendini bağladı. İddiasını doğrulamak için ortaya koyduğu belge de kendisini tekzip eden belge. Bu bir talimat değil. Burada bir suç duyurusu yapılıyor. 'Sonucundan bilgi ver' diyor, işte 'talimat veriyor' diyorlar. Yasalar böyle bir suç işleyenle ilgili neyi emrediyorsa usul kuralları onu yap, şu kararı ver bu kararı ver demiyor. Ne yapmış savcılık, yasanın emrettiği şikayeti, ihbarı işleme koymuş. Ondan sonra da gereğini yapmış. Arkasından da savcılık bununla ilgili takipsizlik kararı veriyor. İnceliyor, soruşturuyor, her şeyi yapıyor, şüpheli hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor. Talimat vermiş olsa böyle bir karar çıkar mı? Bu rutin bir iştir. Vatandaşlarımız ihbarda bulunuyor, şikayette bulunuyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin de cumhurbaşkanlarıyla ilgili bir suç olduğu zaman ihbarda bulunmak onların yapması gereken asli görevlerden bir tanesi."

Kılıçdaroğlu'nun yargıya yönelik yaptığı eleştirileri hatırlatan Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun partisinin TBMM'deki Grup Toplantısındaki konuşmasından Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) ilişkin ifadelerini okudu.

Hakaret ve tehdidin kanunlardan suç olduğunu bildiren Bozdağ, YSK Başkanı Sadi Güven ve üyeleriyle ilgili yapılan açıklamaları okuduğunda yüzünün kızardığını vurguladı.

Adalet Bakanı Bozdağ, yargıya hakaret eden Kılıçdaroğlu'nun istediği karar çıktığında o yargı mensuplarını övdüğünü, istemediği karar çıktığında da onları yerin dibine soktuğunu belirtti.

"Sayın Kılıçdaroğlu yaptığı hakaret ve tehditlerle suç işlemektedir." diyen Bozdağ, yargılama süreçlerini etkilemeye teşebbüsün de suç olduğunu hatırlattı.

"ADAM KÜFRETMEDEN, HAKARET ETMEDEN, TEHDİT ETMEDEN KONUŞAMIYOR"

Yargı kararlarının denetimlerinin itiraz, istinaf, temyiz, bireysel başvuru ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaatta bulunularak yapılabileceğini anlatan Bozdağ, mahkeme kararlarının yolda yürünerek denetlenmeyeceğinin altını çizdi.

Bozdağ, MİT tırlarının durdurulduğu olayın mimarının Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olduğunu aktararak, MİT mensuplarına yapılan müdahaleyi gördüğünde kanının donduğunu ve çok incindiğini anlattı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarındaki üsluplarını eleştiren Bozdağ, "Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye'nin anamuhalefet lideri. Üslubuna bakıyorsunuz, yargıya karşı, küfür, hakaret. Bir düşünce yok. Bir basitlik var. Bir anamuhalefet lideri eleştiri yapamaz mı? Yapar. Küfretmeden, hakaret etmeden, tehdit etmeden yap. Adam küfretmeden, hakaret etmeden, tehdit etmeden konuşamıyor. Bu fikri acziyetin ifadesidir. Kendine, fikrine güvenen kişi hakarete, tehdide, küfre başvurmaz." diye konuştu.

Türkiye'de genel başkan düzeyinde, FETÖ'nün projesi olan "kontrollü darbe" iftirasının müdafiliğini Kılıçdaroğlu'nun yaptığına dikkati çeken Bozdağ, şunları kaydetti:

"Ben şimdi soruyorum, Sayın Kılıçdaroğlu bu yürüyüşü gerçekten Berberoğlu için mi yapıyor, yoksa başka hesapları da var mı? Onu açıklaması lazım. FETÖ için yapıp yapmadığını, 'FETÖ'cülere ümit olsun' diye yapıp yapmadığını da açıklaması lazım. Şimdi baktığınızda burada herkesin gözü önünde olan şey. Ya öngörüsüzlükten ya cehaletten yapıyorlar. Yani bu kadar etkin ve yetkin görevlerde olan, bunca siyasal birikim, tecrübe sahibi olan insanlar için bunu söylemek doğru olabilir mi? Olmaz. Ama buradan çok net bir şekilde gözüküyor ki bu terör örgütünün projeleri AK Parti'ye zarar verebilir, hükümete buradan bir darbe indirebiliriz diye alıp onları kullanıyor. Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur. O terör örgütlerinin ortaya attığı iftiralara siyasetin kendi kendine karşı durması ve onları kullanmaması lazım. Onlara karşı durması lazım ama şimdi durmuyor."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber