'Etkili olduğum için bana da teklif yaptılar'

İmrekoğlu, her gruptan insan tanıdığını, bu grubun en güçlü olduğu dönemde mağduriyet yaşadığını öne sürerek, ''Öğrencilerle yakınen ilgilenirken bulunduğum yerde etkili olduğum için bana da teklif yaptılar. Baskı karşısında dik durdum. Okuldaki idareciliğim elimden alındı. Aynı düşüncede olmadığım için mobbinge maruz kaldım. Mağdur edilmiş bir kişiyim.'' dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 03 Temmuz 2017 21:19, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Etkili olduğum için bana da teklif yaptılar'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde görev almayıp daha sonra yapılabilecek eylemler için kendilerini gizledikleri iddia edilen aralarında muvazzaf asker ve merkeze alınan vali yardımcısının da bulunduğu 40'ı tutuklu 45 sanığın yargılandığı davaya, sanık savunmalarının alınmasıyla devam edildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşında yapılan binada görülen duruşmada, savunma yapan tutuklu sanık Şakir Er, insanın bir şey olmadığını anlatmasının çok zor olduğunu, Bank Asya'da hesabının hiçbir zaman olmadığını, Kimse Yok Mu Derneğine bağışta bulunmadığını, "Bylock", "Eagle" gibi programlar kullanmadığını, ayrıca telefonunun emniyette bulunduğunu, istenilirse bakılabileceğini söyledi.

Sanık Er, hayatında 2 defa yurtdışına çıktığını, ülkeyi savunmak için 2 kere Kuzey Irak'a gittiğini anlatarak, ''Özel Kuvvetlerde erken terfi sırasındaydım. 5 gün hapis yattım, sabah sporuna normal kıyafetle çıkmaktan. 4. sıradan 16. sıraya düştüm. Subaylık sınavına girdim, başaramadım. Madem kurmaylık sınav soruları veriliyordu, ben de örgüt üyesiymişim ama başaramadım. 15 Temmuz gecesi nöbetçiydim. Nizamiye kayıtlarından da görülecektir. Askerlerin üzerlerindeki şarjörleri tek tek topladım. Askerlere 'şu an bir ihanet söz konusu. Lütfen benim emir komutam dışında bir iş yapmayın. Devlete karşı bir ihanet var' diyerek, mühimmatları topladım. Merkez Komutanlığından alınan tek kişi benim. Ben FETÖ'cü değilim. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.'' diye konuştu.

Tutuklu sanık Alparslan İmrekoğlu da savunmasında, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun olduğunu, 20 yıl aynı mahallede öğretmenlik yaptığını, kendisine bir kişinin askeri liseye girmesini sağlamak şeklinde bir suç isnat edildiğini savundu.

İmrekoğlu, her gruptan insan tanıdığını, bu grubun en güçlü olduğu dönemde mağduriyet yaşadığını öne sürerek, ''Öğrencilerle yakınen ilgilenirken bulunduğum yerde etkili olduğum için bana da teklif yaptılar. Baskı karşısında dik durdum. Okuldaki idareciliğim elimden alındı. Aynı düşüncede olmadığım için mobbinge maruz kaldım. Mağdur edilmiş bir kişiyim.'' dedi.

Bank Asya'da hesabının bulunması iddialarına karşılık İmrekoğlu, çeşitli dönemlerde bankaya para yatırıp çektiğini, babasının mirasını bölüştürdüğünü, bu parayı hesaba yatırdığını, diğer bankalarda ise bu paranın 3-4 katı parasının bulunduğunu ileri sürdü.

Tutuklu sanık Oğuz Küçükkılınç ise savunmasında, havacı teğmen olduğunu, Kuzey Irak'ta görevlerde bulunduğunu, Hakkari, Şırnak'ta PKK ve DEAŞ'a karşı görev yaptığını, tanık Hacı Abdullah Kekilli'nin ifadesi nedeniyle yargılandığını, bu kişiyi tanımadığını, sınavlara hazırlanırken FETÖ'nün kurslarına gitmediğini, askeri liseye kendi imkanlarıyla girdiğini iddia ederek, tahliyesini istedi.

Tutuklu sanık Mustafa Duyarca da savunmasında, deniz astsubay okulundan mezun olduğunu, donanma ve çeşitli gemilerde görev yaptığını, daha sonra ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Astsubay Atama Şube'ye tayin olduğunu, Selahattin Akhun'un kendisinin de arasında olduğu kişiler hakkında ifade verdiğini anlattı.

Duyarca, suçlamaları asla kabul etmediğini, 234 kişilik askeri lisede müfredatın yoğunluğundan dönem arkadaşlarıyla bir araya gelemediğini, Akhun'u 20 senedir görmediğini, birlikte ne yemek yediklerini ne de bir yere gittiklerini savunarak, ''Bu yüzden iftiraya maruz kalıyorum. 4 Ekim 2016 yılında serbest kaldım. Personel Şubede çalıştığım için atamasından memnun olmayanlar vardı. 5,5 yıllık görevimden Selahattin Akhun yüzünden tayin olmak zorunda kaldım. Kimsenin adamı olmadım. Herhangi bir şey peşinde olsaydım 15 Temmuz 2016'da tatilde olmazdım. Tekrar gözaltına 'ByLock'um var diye alındım. Şahsıma kumpas kurulduğu açıktı. 15 Temmuz'da başarılı olamayan örgütün şahsıma kumpas kurduğu gayet açıktır.'' beyanında bulundu.

Serbest kaldıktan 3 gün sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığının neden kendisinin adının da bulunduğu bir liste gönderdiğini anlamadığını ve emniyetin yazısında "ByLock" kullanmadığı ve Bank Asya'da hesabının olmadığının belirtildiğini öne süren Duyarca, borçlu olan Akhun'un birden borçlarının bittiğini iddia edip bu durumun araştırılması gerektiğini dile getirdi.

Mahkeme Başkanı Cem Karaca, ''Deniz Kuvvetleri Komutanlığı araştırmış. Gelen yazıda Akhun ile ilgili herhangi bir sıkıntı olmadığı cevabı yazılmış. Askerlik mesleğinde böyle şeyler ciddi olarak bilinse bu şekilde cevap verilir mi?'' diye sordu.

Sanık Duyarca'nın ''Kendisi, 2002'den itibaren borç aldığı kişiler için şöyle böyle diyor.'' diye cevap vermesi üzerine, Karaca, ''Kıdemli Astsubay Akhun hakkında yapılan tahkikat raporu var. Bu bahsettiğin husus bilinmez mi?'' diye yeniden soru sordu. Duyarca ise ''Neticesini personel bilmez'' yanıtını verdi.

Tutuklu sanık Hasan Önder Demir ise savunmasında, delilsiz ve belgesiz olarak 293 gündür tutuklu olduğunu, 1. derece şeker ve kalp hastası olduğunu iddia ederek, ciddi sağlık sorunları bulunduğu için tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.

Tutuklu sanıkların savunmalarından sonra mahkeme, tutuksuz sanıkların savunmalarına geçti.

Tutuksuz sanıklardan Üret Ahmet Çelebioğlu da savunmasında, eşini 2006 yılında kaybettiğini, otizm hastası oğlu olduğunu, oğlunun maddi ve manevi olarak bakımına muhtaç olduğunu bu sebeplerden dolayı iftiracı kişilerin dediklerini yapmak için imkanı olamayacağını ifade etti.

Sanık Çelebioğlu, örgüt üyeliğiyle suçlandığını ancak örgütün hiçbir eylemine katılmadığını savundu.

Tutuksuz sanıklardan Şaban Erdoğan ise savunmasında, Van Bahçesaray'da kaymakam olarak görev yaparken tanık Bayram Çiftçi'yle sorun yaşadığını, hakkında tutanak tuttuğunu daha sonrasında ise Çiftçi'nin kendisine 2 tane dava açtığını ve iddianamede yer alan Çiftçi'nin iddiasını kabul etmediğini belirtti.

Erdoğan, 27 gün tutuklu bulunduğu süre zarfında İçişleri Bakanlığınca atamasının yapıldığını, bakanlıkta göreve iade edilen 2 kişiden biri olduğunu, iddianamede hakkındaki iddianın bir cümle olduğunu, kurulan 1 cümleden dolayı örgüt yöneticiliğinden yargılandığını söyleyerek, ''FETÖ okul veya dershanelerine gitmedim. 20 yaşında üniversite bitirdim. Hiçbir örgütün kendisinden küçük birilerine ağabeylik yaptırdığını zannetmiyorum. 3,5 yaşında kalp ameliyatından dolayı bilinci kapalı bir kızım var. Hayatımız hastanelerde geçiyor. Bu şartlarda kime hizmet edebilirim. Hem görevimi yapıp hem hasta kızıma bakmaya devam ettim. Suçlamaları reddediyorum. Sanıklarla ortak paydam yoktur. Dosyadan tefrik edilmek istiyorum.'' dedi.

Savunması alınan diğer tutuksuz sanıklar da suçlamaları reddetti.

Tutuksuz sanıkların savunmaları tamamlanırken, avukatı hazır olmadığı için 1 tutuklu sanığın savunması alınamadı.

Duruşma, 7 Temmuz'a ertelendi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber