Afrika'ya milli iş adamı şart

Somali Eski Büyükelçisi, AK Parti Bursa Milletvekili Dr. Cemalettin Kani Torun, Afrika'da faal olarak ticaret yapan FETÖ'cülerin, başka ülkelerdeki ticari faaliyetleri engellemeye de çalışabileceklerini söyleyerek, "Bu nedenle bizim bu ülkelere iş adamlarımızla girmemiz çok önemli" dedi. Torun, bölgedeki iş ağının yeniden oluşturulması gerektiğini söyledi

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 22 Temmuz 2017 08:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Afrika'ya milli iş adamı şart

Aybike Eroğlu

Somali Eski Büyükelçisi, AK Parti Bursa Milletvekili Dr. Cemalettin Kani Torun, FETÖ'nün Afrika'yı nasıl kıskacına aldığını anlattı. Türkiye'nin 15 Temmuz'dan sonra başlattığı mücadelenin henüz o bölgedeki iş adamlarının para ağını engelleyemediğini belirten Dr. Torun, "Bu bölgedeki iş ağının yeniden oluşturulması FETÖ'ye para akışına da büyük oranda darbe vurur. MÜSİAD ve DEİK eliyle Afrika'da yeni ticaret altyapısı oluşturulmalı" dedi.

CİDDİ PARA KAYNAĞI VAR

FETÖ'nün yurt dışındaki okulları paravan olarak kullanarak ülkelerdeki zenginler, bürokratlar ve siyasilere ulaştığını hatırlatan Torun, "Bu çocukları eğiterek, ülkelerde ciddi bir alt yapı kurdular. Şu anda Afrika'nın önde gelen isimlerinin bir çoğunun çocukları bunların okullarından mezun. 15 Temmuz'da da gördük ki, böyle bir alt yapıyı ülke menfaati için değil, kendi menfaatleri için kullandılar" diye konuştu. Torun, "Siyasi yollarla okulların Maarif Vakfı'na devredilmesi için çalışılıyor. Sadece bu okulların devredilmesi Afrika'da FETÖ'yü bitirmez, burada örgütün ciddi bir para kaynağı var. O kaynağı da devlet eliyle sonlandırmamız mümkün değil, ticaret yapıyorlar mal alıyorlar ve satıyorlar" ifadelerini kullandı.

TİCARET AĞI KIRILMALI

Türk iş adamlarının bir dönem TUSKON üzerinden yurt dışına çıktığını anlatan Torun, "Afrika'da ticaret yapmak isteyen iş adamları TUSKON'a başvuruyordu. TUSKON faal rol üstlendiği ülkelerde 'business network' kurarak ticaret yapmaya başladı. 2013'ten sonra bu döngünün kırılması için girişimler başladı ancak yeterli değil" dedi. Yalnızca Türk okullarının Maarif Vakfı'na devredilmesinin yeterli olmadığını savunan Torun, "Örgütün Afrika'da kurduğu iş ağının kırılması şart. Burada çok sistematik bir şekilde DEİK ve MÜSİAD gibi kurumların ülke bazlı çalışması gerekiyor. Satılacak ve alınacak ürünlerle ilgili envanter çıkarılmalı ve iş adamları bu ülkelere yönlendirmeli. FETÖ'nün ticari ağı bu sayede kırılarak, uluslararası ticaret ülkemizle bağlantılı hale getirilir. Aksi halde yurt dışındaki FETÖ'cüler ticaret yaparak, örgüte para aktarmaya devam eder" şeklinde konuştu.

FETÖ'CÜLER HALA FAAL

Afrika'da faal olarak ticaret yapan FETÖ'cülerin, başka ülkelerdeki ticari faaliyetleri engellemeye de çalışabileceklerini söyleyen Torun, "Yani diyelim bir ülkede altın var, oradaki altınla ilgili başka ülkelerle de çalışıyorlar. Ekonomimiz güçlenmesin diye Türkiye'den mal alımını da engelleyebilirler. Bir ülkeye sattığımız malı bu örgütün engellemesi nedeniyle satamaz hale gelebiliriz. Bu nedenle bizim bu ülkelere iş adamlarımızla girmemiz çok önemli" dedi. Torun, Türk devletinin FETÖ'cü iş adamlarının pasaportlarına el koyduğunu da hatırlattı.

AVRUPA MALI YERİNE TÜRK MALI

Türkiye'nin 2005 Afrika yılından bu yana kıta için ciddi şekilde çalıştığını anlatan Torun, "Bunun sonucunda Türk Hava Yolları destinasyonu 4'tü, şu an 50'yi geçti. Büyükelçilik sayısı 12'ydi şu an 39 oldu. Bu sayı daha da artacak. Bunların haricinde iş dünyasının Afrika'ya yatırımları çok arttı. Büyük inşaat şirketlerimiz var Afrika'ya ciddi yatırımlar yapıyor. Ayrıca Türk dokuma ürünleri Afrika'nın pek çok yerinde oldukça revaçta. Ben Doğu Afrika için söylüyorum Türk malları Avrupa malıyla eşdeğer görülüyor ama fiyat olarak Avrupa malından daha uygun. Eskiden bir malın fiyatına itiraz edilince ama bu Avrupa malı deniliyordu, şimdi ise Afrika'da 'ama bu Türk malı deniliyor.' Bunun haricinde Türkiye'nin kalkınma yardımları ve insani yardım çalışmaları Afrika'da sempati oluşturdu" diye konuştu.

Din eğitimini papaz verdi!

2007'de Gine'deki FETÖ okulunu ziyaret eden bir iş adamının başından geçenleri aktaran Torun, "Okuldaki din derslerini bir papaz veriyormuş. İş adamımız ağırına gittiğini belirterek, 'Öğretmenin maliyeti neyse karşılayacağım. Yeter ki Müslüman bir din dersi öğretmeni getirin' demiş, ancak getirmemişler" ifadelerini kullandı. FETÖ'nün takiyye yöntemlerine de değinen Torun, "Gana, Hristiyan nüfusun ağırlıkta olduğu bir ülke. FETÖ'cüler İslami yapının güçlü olduğu yerlerde, İslami eğitim veriyorlar. Takiyyeye ihtiyaç duymuyorlar. Fakat Hristiyan nüfusun ağırlıklı olduğu ülkelerde, onlara şirin görünmek için ellerinden geleni yapıyorlardı" dedi.

İade etmez kullanırlar

FETÖ'nün üst düzey yöneticilerinin yurt dışında firari olduğunu hatırlatan Torun, Batı ülkelerinin iadeye yanaşmamasını da değerlendirdi. 11 Eylül saldırısından sonra ABD'nin İngiltere'de yaşayan iki kişi için başvuruda bulunduğunu anlatan Torun, "ABD biri İngiliz vatandaşı olan iki kişi için 'El Kaide'ye internet ortamında yardım ediyorlar' iddiasıyla başvurdu. Bu kişilerin iade süreci yaklaşık 10 yıl sürdü. Hatta İngiliz vatandaşı olan kişi iade bile edilmedi. Olay mahkeme sürecindeydi ve hükümetler de bir şey yapamadı. Bizim meselemizde iade sürecini diğer devletlerin de çok istediği kanaatinde değilim. Diğer devletler kullanılmaya müsait bir örgütün militanlarını iade etmez. Türkiye'de kullanmazsa başka yerde kullanırlar" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber