Teyzeler Silivri nöbetinde

Silivri'de görülen 15 Temmuz davaları tüm hızıyla devam ediyor. Hava Harp Akademileri Davaları'na iki hafta ara verildikten sonra bu hafta da "Mahrem İmamlar" davası başladı. Geçtiğimiz Salı günü biz de bu davaları takip etmek üzere yola çıktık. İstanbul'da hayatı durma noktasına getiren sağanak yağışa rağmen halk, mahkeme salonu önündeki yerini almıştı. Ellerinde Türk bayraklı şapkaları ve 15 Temmuz logolu tişörtleriyle mahkeme salonuna girmeye sabırsızlanan halkın çoğunu ise kadınlar oluşturuyordu. Duruşma saatinin gelip kapıların açılmasıyla birlikte biz de bu teyzelerin yanında yerimizi aldık. Teyze diyoruz çünkü çoğunun yaşı 45 yaş ve üzeriydi. Eşleri ve arkadaşlarıyla gelen bu teyzeler duruşma boyunca sanık savunmalarını dinlerken de yerinde duramadı. Hatta bir teyzemiz öfkesini bastırmak için bir yandan örgü ördü bir yandan da sanıkların yalan ifadelerine söylenip durdu. Biz de duruşma aralarında teyzelerimizle ve 15 Temmuz gazisi Özcan Öztürk ile bir araya gelerek bu davaların onlar için ne ifade ettiğini konuştuk.

HAİNLERİ DİNLEDİKÇE ÖFKELENİYORUZ

Duruşmalara Pendik'ten katılan Şengül Çeşme, 15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı o geceyi unutamadıklarını söyleyerek Silivri'ye gelme nedenini şöyle anlatıyor: "Bizim 250 şehidimiz ve binlerce gazimiz var. Onların hakkını savunmayacak mıyım? Onlara destek olmayacak mıyım? Bu vatanın ekmeğini yiyip de ihanet edenler en ağır cezayı alsınlar diye buradayım." Ardından duruşma salonundan izlenimlerini paylaşıyor: "Savunmaların hepsi yalan. Hainleri dinledikçe öfkemiz artıyor, hakim bizi salondan çıkarmasın diye sabrediyoruz. Dünyanın neresinde olursam olayım davaları takip etmeye geleceğim. Şehit anaları ve gazilerimizin her zaman yanındayız. 15 Temmuz'da sokaklardaydık. Havalimanına gittik. Sabahlara kadar bekledik. Yeni nöbet yerimiz de Silivri. Nöbetimizi burada tutacağız."

İDAM GELMEZSE BUNLAR AKILLANMAZ

Ayşe Arslan da idamın getirilmesini istediklerini belirterek "İdam istiyoruz. Yoksa bu hainler temizlenmeyecek. İdam gelmezse bunlar akıllanmaz. Bir komşumuzun çocuğu şehit olmuştu. Ben o annenin acısına birebir şahit oldum. Acısı hala dinmedi. O gözyaşı dökerken ben evde oturamazdım. Bu davalarda şunu gözlemledim. Sanık yakınları şehit ailelerinden daha rahattılar. Sanki yakınları yakında tahliye olacakmış gibi davranıyorlar. Sanıklara el sallayıp gülüyorlar. Onların canı yanmadığı için yakınlarını toprağa vermediği için bu kadar rahatlar. O kadar masum olduklarını düşünüyorlarsa 15 Temmuz'da neden sokağa çıkmamışlar" şeklinde konuşuyor. Meral Özdemir ise sanıkların ukala ve pişkin hareketlerine tahammül etmeye zorlandığını ifade ederek "Allah şehit yakınlarına ve gazilerimize sabır versin. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Biz zor dayanıyoruz, onlar ne yapsın? Biz de onların yanında olduğumuzu göstermek için bu davaların takipçisi olacağız" diye konuşuyor.

ZAMAN YAŞADIKLARIMIZI UNUTTURMAMALI

Duruşmalara ilk kez katıldığını söyleyen Gülberen Kurum, "Sanıklar kendilerini çok rahat ifade ediyor. İyi paralar verip ağzı laf yapan avukatlar da tutmuşlar kendilerine. Zaten zengin bunlar. Bank Asya'da hesap hareketlerindeki artışı reddediyorlar. Yıllarca FETÖ'nün okulunda öğretmenlik yapmışlar ama sohbetlere katılmadık diyorlar. Her ay bir telefon numarası değiştirmiş sanığın tüm numaralarında ByLock çıkmasına rağmen bunu reddediyor. Bunların tüm yalanlarını ortaya çıkarmalıyız. Uyanık olmalıyız. Biz burada oldukça adalet yerini bulacak" şeklinde konuşuyor. Tüm Türk halkının bir defa da olsa mahkeme salonlarına gelip duruşmaları takip etmesi gerektiğini ifade eden Sevilay Dursun, "Bu salonlar daha kalabalık olmalı. Bu davalar asrın davası. Bu ülke için çok önemli birkaç şehit ailesiyle görüştüm. Yalnızlıklarından şikayetçi çoğu. Biz şehit ailelerimizi yalnız bırakmıyoruz. Burada da destek bekliyorlar. Buradan alınması gereken büyük bir ders var. Zaman yaşadıklarımızı unutturmamalı" ifadelerinde bulunuyor.

DURUŞMALARA SAKİN KİMSELER GELMELİ

15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı'na giderek darbeci askerler tarafından vurulan Özcan Çetinkaya ise duruşmalara ilk günden beri katıldığını ifade ederek " O gece, bacağımdan yaralandım. Kalıcı hasarım yok ama eğer olsaydı da vatanım için feda olsun. İçeride insanın tahammül edemeyeceği olaylar gerçekleşiyor. Bir gerçek var ki onların bu hareketi suçluluk psikolojilerinden kaynaklanıyor. Mahkemelerin uzaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Biz duruşma boyunca sakin kalmaya çalışıyoruz. Çünkü biz tepki gösterdiğimiz zaman hemen AİHM'e gidecekler. Bunun için fırsat kolluyorlar. Bu nedenle buraya sakin toplulukların gelmesi gerekiyor. Onların bu tahriklerine kapılmayacak, bu işin hem maddi hem de manevi yarasını almış olan insanlar olarak söylüyorum. Onların tahriklerine kapıldığımız an onlar hedeflerine ulaşmış olacak. Onlara fırsat vermeyeceğiz. Biz buraları bir gün değil bir saniye bile boş bırakmayacağız" diye konuşuyor.

ZİNDANDA ÇÜRÜSÜNLER

Nurten Şahin ise 15 Temmuz gecesi Türkiye'nin Suriye gibi parçalanmasından korktuğu için sokağa çıktığını belirterek "O gece ben Trabzon'da, çocuklarım da İstanbul'da sokaktaydı. Onların geleceği için çok endişelendim. Ben idamın bunlar için kurtuluş olduğunu düşünüyorum. Bunları öldürmesinler, hücrede çürüsünler. Bir lokma ekmek ve su versinler. Benim vergimle beslenmesinler. Beni bu davalarda en sinir eden olay ise sanıkların aileleri ve sanıkların kendi aralarında gülüşmeleri oldu. Birbirleriyle el, kol işaretleriyle anlaşıyorlar. Tıpkı 15 Temmuz'da sokakta hainlerin karşısına dikildiğimiz gibi burada da onların karşısındayız. Onların yüreklerine korku salmak için buradayız" diyor.

Aylin İzmir