AYM'nin emekli ikramiyesi kararı kimleri ilgilendiriyor?

Anayasa Mahkemesinin yeni iptal kararı sonrasında memurluktan ayrılıp işçi veya esnaf olarak çalışanlar, Sosyal Güvenlik Kurumundan almış oldukları düşük tutarlı ikramiyelerini güncel değerler üzerinden alabilecek mi?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 03 Ağustos 2017 17:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
AYM'nin emekli ikramiyesi kararı kimleri ilgilendiriyor?

Memur olarak çalışmakta iken ayrılan ve işçi veya esnaf olarak çalışmaya devam edenler, işçi, esnaf veya memur olarak aylık bağlandığı zamanda memurluk sürelerine emekli ikramiyeleri 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu Madde 89 hükmünde yapılan yasal değişikliklerle mümkün olmuştu.

Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumunca Madde 89 hükmünün gereği sonucunda, ilgililerine yapılan ödemelerde aylık bağlanma tarihi hangi yılda ise o yıl uygulanan emekli ikramiyesi hesaplama sistemi üzerinden tutarlar hesaplanmıştır. Bu durum ilgilileri bir anlamda çok büyük bir mağduriyet içerisine sokmuştu. Yani, Anayasa Mahkemesinin yeni kararında da örnek olarak gösterildiği şekilde çok eski yıllarda aylık bağlanan kişilerin hizmet süreleri fazla veya az olması fark etmeden ödenen tutarlar kuruşlarla hesap edilmiştir.

Bu konu Emekli Sandığı Kanunu Madde 89 hükmünde yer aldığından, bu madde hükmü değişmediği sürece ödeme şeklinin de değişmesi mümkün olmamaktaydı. Bu konu Kamu Denetçiliği Kurumunun tavsiye kararına da konu olmuş bu konu basın ve yayın organları kanalı ile de duyurulmuştur.

Bu defa Anayasa Mahkemesi konu ile ilgili olarak yapılan bireysel başvuru sonucunda emekli ikramiyelerinin güncel tutardan mı, aylık bağlandığı tarihten mi ödenmesi konusunda zararın giderilmesi gerektiği yönünde önemli bir karar vermiş bulunmaktadır.

Kararı görmek için tıklayınız. http://www.memurlar.net/haber/684969/

Anayasa Mahkemesi nin 02/08/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 25/7/2017 Tarihli ve 2014/7621 Başvuru Numaralı kararı ile geçmiş yıllarda emeklilik statüsünde aylık bağlanan kişilere memurluk hizmetleri karşılığı ödenen tutarların hak kaybına yol açmış olduğu, mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçeleriyle ödenen tutarların bir anlamda güncel tutarlar üzerinden ödenmesi gerektiğini belirtmiş bulunmaktadır. Karar yayımı tarihinde yürürlükte olup, uygulama için bir süresi bulunmamaktadır.

Bu karar hangi sonucu getirir, bu konudaki değerlendirmelerimiz:

-Karar bireysel başvuru sonucu verilmiş bir karar olup öncelik olarak ilgilisine uygulanması gerekecektir.

-Anayasa Mahkemesi kararları Anayasa hükmü gereği geçmişe uygulanamaz ilkesi karşısında daha önce düşük tutarlar, yani kuruşlarla ifade edilecek tutarda emekli ikramiyesi alanlar hakkında uygulanamaz.

- Ancak, daha önce konu ile ilgili dava açmış olanlar ile söz konusu karar esas alınmak suretiyle mahkemeler nezdinde dava açacak olanların daha önce almış oldukları tutarlarını yükseltmelerinin mümkün olacağını değerlendirmekteyiz.

-Dava açmamış olanlar hakkında yeni karar uygulanamaz. Uygulanması için konu ile ilgili yeni bir düzenleme yapılması gerekir.

-Dava açacak olanların kendileri tarafından veya hak sahibi olarak aylık alıyorlarsa hak sahipleri tarafından Anayasa Mahkemesi kararını gerekçe göstermek suretiyle dava açmalarının yeterliği olacağını düşünmekteyiz.

-Anayasa mahkemesine konu olan karar, memurluk hizmetleri ile beraber işçilik veya esnaflık süreleri de olanlar, yani aylık bağlanmasında esas alınan hizmet süreleri hizmet bütünleşmesi suretiyle gerçekleşen hizmetler toplamı üzerinden yapılan kişileri ilgilendirmektedir. Aylık bağlanması işlemleri sadece memurluk hizmetleri üzerinden yapılanlarla bir ilgisi bulunmaz.

-İlgililerin hareket şeklinin şu şekilde olmasında fayda görmekteyiz. Öncelikli olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılı müracaat ile düşük tutar üzerinden almış oldukları paraların artırılmasını talep eder, olumsuz cevap alındıktan sonra 2 aylık dava açma süresini kaçırmadan veya müracaat sonrasında 2 ay içerisinde olumlu veya olumsuz cevap alınamaması durumunda vakit geçirmeden mahkemeler nezdinde dava açılabileceğini söyleyebiliriz.

Sonuç değerlendirmemiz:

Anayasa Mahkemesi kararı ilgililerin oluşmuş olan mağduriyetlerini giderme açısından olumlu olduğunu düşünmekteyiz.

Emekli ikramiyesi konusuyla ilgili olarak eski memur yeni memurlar açısından ayrı bir değerlendirmemiz:

Eski memurlar alıyor, yeni memurlar ile hak sahipleri alamayacak

Başlığımızdaki konu eski ve yeni memurlara ödenen/ödenecek olan emekli ikramiyesi konusuyla ilgilidir. Bu konuyu değerlendirmekteyiz.

Memurlara emekliliklerinde emekli ikramiyesi ödenmesine ilişkin kurallar 2008 yılı Ekim ayından önce veya sonra çalışmaya başlayan memurlar hakkında 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu kuralları uygulanmaktadır.

Emekli aylığı alırken veya görevde iken vefat etme halinde de dul ve yetimlerine emekli ikramiyesi ödenmesinde memurlar hangi kanun kurallarına tabi ise o kurallar dul ve yetimleri hakkında uygulanmaktadır.

Bu kurallar:

2008 yılı Ekim ayından önce çalışmaya başlayan memurlar için 5434 sayılı Kanun Madde 89 hükmünde;

2008 yılı Ekim ayından sonra çalışmaya başlayan memurlar içinse 5434 sayılı Kanun Ek Madde 82 hükmünde;

Bulunur..

Birincisi: 2008 yılı Ekim ayından önce çalışmaya başlayan memurlara emekli ikramiyesi ödenmesi kuralları 5434 sayılı Kanun Madde 89 hükmündedir. Buna göre:

-Emekli ikramiyesi, memurlara emekli aylığı, adi malullük aylığı, vazife malullüğü aylığı bağlanması esnasında veya aylık bağlanmasına yeterli hizmetleri olmayıp da toptan ödeme yapılması gereken işlem sırasında her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı emekli ikramiyesi olarak veriliyor.

-Memurun aylık bağlanmasındaki hizmetlerinin tamamı memurluk hizmet süresi ise emekli ikramiyesi ödenmesinde bir koşul aranmamaktadır.

-Ancak, memurun aylık bağlanmasındaki hizmetleri memurluk, işçilik veya esnaflık hizmetleri şeklinde farklı statülerde geçmiş hizmetler bulunuyorsa emekli ikramiyesi ödenmesinde koşul aranmaktadır. Bu koşul, 1475 sayılı İş Kanunu Madde 14 hükmünde belirtilen, işten ayrılmanın kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olması gerekiyor. Hak kazanamıyorsa memura emekli ikramiyesi ödenmiyor. Yani bir memurun işçilik ve memurluk hizmeti var ve bu memurun görevine Kurumu tarafından son verilmişse memurluk süresine ikramiye alamıyor. Bu konuda değerlendirmelerimiz için

-Memura emekli ikramiyesi ödenmesinde ister son görev yaptığı statü memurluk, ister işçilik, ister esnaflık görevi olsun farketmiyor. Sadece kendisine memurluk, işçilik veya esnaflık statüsü üzerinden aylık bağlanması gerekiyor.

-Memurun kamu işyerlerinde geçen sigortalı süreleri varsa, bu sürelere emekli ikramiyesi ödenmesinde, memurun kamu işyerlerinde geçirmiş olduğu işinden kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde ayrılmış olması ve kıdem tazminatı almamış olması şartı aranıyor. Bu şekilde olup da bir tutar almamışsa emekli olduğunda bu sürelerine de emekli ikramiyesi alabiliyor.

-Emekli ikramiyesi ödenmesinde üst sınır olarak kısıtlayıcı bir hizmet süresi bulunmuyor. Memur ne kadar çalışmışsa o sürelerin her tam yılına emekli ikramiyesi alabiliyor.

-Memur çalışırken vefat ederse yukarıda belirttiğimiz şekilde memurun dul ve yetimlerine de emekli ikramiyesi ödeniyor.

İkincisi: 2008 yılı Ekim ayından sonra çalışmaya başlayan memurlara emekli ikramiyesi ödenmesi kuralları 5434 sayılı Kanun Ek Madde 82 hükmündedir. Buna göre de:

- Emekli ikramiyesi, memurlara aylık bağlandığı sırada ödeniyor. Emekli ikramiyesi tutarının hesaplanmasında eski memurlar emsal alınıyor. Yani eski memur için derece kademe, gösterge, ek gösterge, kıdem aylığı, tazminat oranı gibi unsurlar üzerinden yapılan hesaplama şekli yeni memurlar için de uygulanacaktır.

-Bunlara emekli ikramiyesi ödenmesi için, vefat edenlerinde dul ve yetimlerine emekli ikramiyesi ödenmesi için memurun mutlaka son görev statüsünün memurluk olması gerekiyor. Memurluk görevi değil de son statüsü işçi veya esnafken aylık bağlanması talebinde bulunmuşsa veya vefat etmişse hem kendisine hem de dul ve yetimlerine emekli ikramiyesi ödenemiyor. Eski ve yeni memurlar açısından en önemli husus budur.

- Üst hizmet sınırı yoktur. Eski memurlar emsal alındığı için ne kadar süre çalışmışlarsa bu sürelerin her tam yılına emekli ikramiyesi ödenebiliyor.

- Memurun kamu işyerlerinde geçen sigortalı süreleri varsa, bu sürelere emekli ikramiyesi ödenmesinde, memurun kamu işyerlerinde geçirmiş olduğu işinden kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde ayrılmış olması ve kıdem tazminatı almamış olması şartı aranıyor. Bu şekilde olup da bir tutar almamışsa emekli olduğunda bu sürelerine de emekli ikramiyesi alabiliyor.

-Bu hükümde 1475 sayılı Kanun Madde 14 hükmü kıyas alınmıyor. Belirttiğimiz gibi kısıtlayıcı bir hüküm olan mutlaka emekli ikramiyesi ödenmesi için kişinin son defa görev statüsünün memur olması gerekiyor.

Sonuç değerlendirmemiz:

Eski memurlar için 2009 yılına kadar emekli ikramiyesi ödenmesi için son defa görev yapılan görevin memurluk görevi olması şartı aranmakta idi. Anayasa Mahkemesi 5 Haziran 2009 tarihli resmi gazetede yayımlanan kararıyla eski memurlar için uygulanan ve 2829 sayılı Kanun madde 8 hükmünde bulunan " Son defa T.C.Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve,,.." ibaresini iptal etmişti. İptal hükmü neticesinde 5434 sayılı Kanun Madde 89 hükmü yeniden oluşturulmuş ve emekli ikramiyesi ödenmesi için son defa memur olma koşulu kaldırılmıştır. Bununla birlikte ödenme şartları olarak iş kanunu kıyas alınmıştır. Sonuçta eski memurların memuriyet hizmet sürelerine1475 sayılı Kanun madde 14 hükmü kurallarını taşımaları kaydıyla ikramiye almaları mümkün olabilmektedir.

Yeni memurlar için durum farklıdır. Bunlara uygulanacak olan ek madde 82 hükmünde ise, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği hükümle aynı sonucu doğuran hüküm mevcuttur. Yani bir memur aylık bağlanması talebinde bulunduğu sırada veya vefat ettiği sırada şayet memurluk görevinde değilse bu hizmetlerine hem kendisi, vefat halinde de dul ve yetimleri emekli ikramiyesi alamayacaktır.

Yani 26 yıl memurluk hizmetinde bulunmuş kişi görevinden ayrılıp 1 ay, 5 ay, 1 yıl, 3 yıl, 8 yıl gibi işçi olarak çalıştı ve kendisine veya dul ve yetimlerine aylık bağlandığında 26 yıl hizmet süresine emekli ikramiyesi alamayacaktır. Yine 20 yıl memurluk hizmetinden sonra 1 ay, 5 ay veya daha fazla çalışırken vefat eden kişinin dul ve yetimleri de bu memurun 20 hizmet yıllık emekli ikramiyesini alamayacaktır. Oysa aynı durumdaki eski memur veya dul ve yetimleri alabileceklerdir.

Bu uygulama farklılığı yeni memurlar açısından hak kaybına yol açacak sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Temennimiz, Anayasa mahkemesinin 02/08/2017 tarihli resmi gazetede yayımlanan karar esas alınmak suretiyle bu konuda da yeni bir düzenlemenin yapılması ve emekli ikramiyesi ödenmesi için mutlaka son görevin memur olma zorunluluğunun aranmaması gerektiğidir. Yeni bir düzenleme yapılmaması durumunda yeni memurlar açısından emekli ikramiyesinin ödenmesinde farklı statülerde hizmetleri olanlar için aynı karmaşık durumun devam etmesi kaçınılmaz olacaktır.

NOT: Yapmış olduğumuz değerlendirmelerin kapsamı tamamıyla işçi/esnaf/memurluk hizmetlerinde görev yapmış olanları ilgilendirir. Bütün çalışmalarının tamamı memurluk olan ve sadece memurluk hizmeti üzerinden aylık bağlananları ilgilendirmez.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber