'Bu gözler o hainleri gördü'

Darende: "Şimdi burada çıkmışlar 'ben şunu yapmadım bunu yapmadım' diye anlatıyorlar. Bu gözler gördü ama bu gözler o hainleri gördü. Bunların anlattıklarına, yaptıkları şaklabanlıklara ancak kendileri inanır.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 18 Ağustos 2017 21:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Bu gözler o hainleri gördü'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Sanıklardan eski Astsubay Üstçavuş Fırat Darende, 2008 yılında Kara Harp Okulundan astsubay rutbesiyle mezun olduğunu 2012'de AH-1 W kursunu tamamladıktan sonra Kara Havacılık Komutanlığı Taarruz Helikopter Bolugune silah teknisyeni olarak atandığını anlattı.

Darbe girişimi öncesinde mesaisinin ardından eşi ve yeğenini yemeğe götürmeyi planladığını belirten Darende, sanıklardan baş makinist eski Astsubay Kıdemli Bascavus Tamer Oğüt'ün telefonla arayarak kışlaya çağırması üzerine hamile eşini evde bırakıp birliğe geldiğini söyledi.

Teknisyen arkadaşlarıyla sanıklardan eski Tabur Komutanı Murat Bolat'ın odasına cıktıklarını, odada UH-1 Takım Komutanı Yüzbaşı Nuri Osmancıoğlu'nun da bulunduğunu dile getiren Darende, Bolat'ın kendilerine, "Arkadaslar Genelkurmay'dan gelen emri soyluyorum, seferberlik ilan edildi, terorist faaliyet oldugunu, emre uymayanlar hakkında vatana ihanet ve emre itaatsizlikten islem yapılacak" dediğini öne sürdü.

Komutanın talimatıyla helikopter hangarlarının bulunduğu bölgeye geçtiklerini anlatan Darende, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu esnada silah kıdemlimiz olan Sinan Aygar beni arayarak, nerede oldugumuzu sordu. Ben de yasadıklarımı ve verilen emirleri anlattım. Aygar, bana, 'Bunlara inanmayın, helikopterlerimiz sivil halka ates ediyor. Helikopterlere ulasabiliyorsanız gayri faala dusurun, atmasınlar' dedi. Ben de yanımda bulunan Fatih Sevinç ve Murat Ozel'e, Aygar'ın söylediklerini anlattım.

Normalde Ankara'da dort tane Super Kobra helikopteri vardı. Biz uçuş hattına gittigimizde uc helikopter yerde, biri havadaydı. Bu sırada Ersel Binbası ile Soner Gökçe'nin uçtuğu UH-1 alana indi. Helikopterin kapısı acıldıgında mühimmat getirdiklerini gördüm. Helikopterde Super Kobra ve AH-1 P muhimmatı vardı. Suleyman Nazif Türkoğlu bu helikopterin yanına erleri cagırarak muhimmatı yere indirmeye basladı.

Ardından havadaki Super Kobra da inis yaptı. Helikopterden sanıklardan eski Pilot Binbası Ali Ercan ve burada uçmadığını söyleyen silahçı eski Yuzbası Cebrail Sert indi. Helikopteri kontrol ettigimizde isabet aldığını gördük. Aracın tekrar havalanamayacağını bildirdik. Bu esnada eski Astsubay Omer Gürel yanımıza gelerek, 'Ne gayri faali, ucar o' dedi. Biz ısrarla uçamayacağını söyledik. Ben helikopterin silah sisteminin ateşleme soketini çıkardım. O anda kalksa bile ateş edemezdi."

Helikopterlerden birinin arızalı jeneratörünü, diğerinin de makinalı topunu onarmadıklarını, öteki helikopterlerin de bakıma götürüleceği için uçamayacak durumda olduğunu ifade eden Darende, "Biz istesek çok kısa sürede bu helikopterleri uçabilecek hale getirirdik. Şimdi burada çıkmışlar ben şunu yapmadım bunu yapmadım diye anlatıyorlar. Bu gözler gördü ama bu gözler o hainleri gördü. Bunların anlattıklarına, yaptıkları şaklabanlıklara ancak kendileri inanır. Yüce Türk milletine bu acıları yaşatan FETÖ'den ve bu hain örgütün sözde lideri Fetullah Gülen'den şikayetçiyim. Bu terörist grubun, hak ettikleri cezayı en ağır biçimde alacaklarına inanıyorum." dedi.

- "Helikopterlerin silah sistemini kontrol etti"

Darende, savunmasında hiçbir şeyden haberdar olmadığını öne süren sanıklardan Engin Sarıtaş'ın o gün helikopterlerin silah sistemini kontrol ederek, kendisine gece uçuşunda hedefi işaretlemek için kullanılan lazer pointer arızasını sorduğunu belirterek, gece uçuş olacağını önceden bildiğini düşündüğü Sarıtaş'tan şikayetçi olduğunu söyledi.

Darbe girişiminde helikopterle uçan eski pilotlar Taha Fatih Çelik, Cebrail Sert ve Ali Ercan'dan da şikayetçi olduğunu belirten Darende, kendisine üniformasını giymesi yönünde emirler veren sanıklardan Kenan Akyol ile Sadullah Abra'dan da şikayetçi olduğunu anlattı.

Darende, Sinan Aygar'ın aramasıyla darbeyi öğrendikten sonra helikopterlerin uçmaması için elinden geleni yaptığını belirterek, "Bir takım şeyleri önlediğimizi düşünüyorum. 9 aylık çocuğumu göremedim, fotoğraflarıyla geziyorum. Takdir sizindir, söyleyeceklerim bu kadar." dedi.

Sanıklardan eski Kursiyer Teğmen Fatma İnce de 20 Temmuz'da evleneceğini, düğün hazırlıkları yaparken kendini bu girişimin içinde bulduğunu söyledi.

FETÖ üyesi olmadığını öne süren İnce, "Dünya evine girmeyi beklerken cezaevine girdim. Gelin olacakken sanık oldum. Tüm haklarım ve özgürlüğümden yoksun durumdayım. Bu olayın mağduruyum. Devletime, vatanıma, milletime zarar verecek bir hareket yapmadım. Okulda da bu insanlardan çok çektim. Kara Havacılık Okulunda da uçuş kıymetlendirme kursuna çıktım, elenmek üzereydim. Amirlerim dışında kimseden emir almadım. Eğitim denilerek orada tutuldum. Darbe girişimine yönelik hiçbir eylemim olmadı." diye konuştu.

- Kitaptaki parmak izini kabul etmedi

Sanık eski Kursiyer Teğmen Galip Şimşek de bölük komutanı Emre Erkan'ın 21.45'te tabur komutanı Yasin Candemir'in kursiyerlerle görüşeceğini söylemesi üzerine belirtilen saatte gazinoda toplandıklarını anlattı.

Candemir'in gelip Genelkurmay Başkanlığına terör saldırısı olduğunu, kendi birliklerine de saldırı olabileceğini belirterek kursiyerleri 4-5'erli gruplara ayırması sonrası emir üzerine silah alıp 4 teğmenle nizamiyeye gittiğini anlatan Şimşek, girişteki duvarın dibinde beklediğini söyledi.

Telefonunu ise misafirhanede unuttuğunu iddia eden Şimşek, arkadaşlarından 70-80 metre uzakta beklediğini bu yüzden darbe girişiminden haberdar olmadığını öne sürdü. Şimşek, kalkışmadan sabaha doğru arkadaşlarıyla konuştuktan sonra bilgisi olduğunu iddia etti.

FETÖ'ye üye olmadığını savunan Şimşek, Mamak'ta bir yere bırakılmış poşetteki, Fetullah Gülen'e ait kitapların da yer aldığı bazı kitaplar üzerinde parmak izi bulunduğu iddiasını da kabul etmedi.

Tekrar parmak izi incelemesi yapılmasını isteyen Şimşek, tahliye talebinde bulundu.

Duruşma, pazartesi gününe ertelendi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber