Erdoğan: Bilseler aldığımız oylar daha çok olurdu

Erdoğan: AK Parti teşkilatlarının yapılan hizmetleri anlatması gerekir. Zannetmeyin ki, herkes bunları biliyor. Bilseler aldığımız oylar daha çok olurdu.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Ağustos 2017 19:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Bilseler aldığımız oylar daha çok olurdu

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Geçtiğimiz 4 yılda kesintisiz bir şekilde maruz kaldığımız saldırılar ve bunlara karşı milletimizle birlikte verdiğimiz mücadele, geleceğimize damgasını vuracaktır. Türkiye bir yol ayrımındadır. Bir tarafta yeniden 1990'ların, yeniden tek parti CHP'si döneminin zayıf ülkesi olma tehlikesi var. Diğer tarafta ise Demokrat Parti'den başlayan ve günümüzde AK Parti ile süren güçlü, büyük, müreffeh Türkiye'yi inşa etme fırsatı var." dedi.

Erdoğan, Çamlık Açık Hava Tiyatrosu'nda düzenlenen AK Parti Denizli İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılarak partililere hitap etti.

Kuruluşundan bugüne kadar Denizli'de AK Parti teşkilatlarında görev yapmış olanlara en kalbi şükranlarını sunan Erdoğan, ahirete irtihal etmiş olanlara da Allah'tan rahmet ve mağfiret diledi.

Yaklaşık 5 aylık bir aranın ardından bir kez daha Denizli'de bulunmaktan, hasret gidermekten büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, Denizli'nin Osmanlı döneminde sancak ve vilayet, Cumhuriyet döneminde de il olduğunu anımsattı.

Denizli'yi bugün gıptayla bakılan konumuna Demokrat Parti döneminden itibaren yaptığı atılımların ulaştırdığını belirten Erdoğan, şehri ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal'in bile büyükçe bir köy olarak tarif ettiği Denizli'den, bugünkü büyükşehir Denizli'ye nasıl gelindiğinin hikayesinin Türkiye'nin hikayesi olduğunu kaydetti.

Erdoğan, Denizli'nin, Cumhuriyetle siyasi bağımsızlığını kazanan, Demokrat Parti ve merhum Adnan Menderes ile iktisadi bağımsızlığı için mücadele başlatan Türkiye'nin örnek şehirlerinden biri olduğunu vurguladı.

AK Parti döneminde de Türkiye'nin altyapıda, yatırımlarda, ihracatta, istihdamda, eğitimde, sağlıkta, ulaştırmada, sanayide, ticarette katettiği mesafenin en iyi ölçülebileceği yerlerden birinin Denizli olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yeni iktidar olmuştuk. Sene 2002 ve Aydın'a gelmiştim. Oradan Denizli... Yaklaşık 125 kilometrelik bir sıkıntı var. Burada üretilenler yurt dışına gönderilemiyor. Çünkü tek gidiş. Bütün sıkıntı orada. O zaman bir söz vermiştim. Dedim ki, 'Bölünmüş yolu yapacağız.' Partinin Genel Başkanıyım, sözü verdik ve süratle kısa zamanda da Aydın-Denizli bölünmüş yolunu, 125 kilometreyi yaptık. Bugün Aydın-Denizli bölünmüş yolu, o günün eseridir. Çünkü biz 'Ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız' demiştik. Bununla ulaşımda öyle adımlar attık ki işte 15 yılda... 79 yılda 6 bin 100 kilometre Türkiye'de bölünmüş yol yapanlar, biz geldik işte şu süre içerisinde 19 bin kilometre bölünmüş yol ve otoyol yaptık. Aramızdaki fark bu."

Erdoğan, Denizli'ye 15 yılda 2 bin 800'ün üzerinde derslik yapmak ve 20 yeni sağlık tesisi kurmakla kalmadıklarını ifade ederek, şimdi de ihale aşamasında olan bin yataklı şehir hastanesini kazandıracaklarını söyledi.

TOKİ kanalıyla Denizli'de çoğu hak sahiplerine teslim edilmiş olan 8 bin 244 konut bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, göreve geldiklerinde Denizli'deki bölünmüş yol uzunluğunun 65 kilometre olduğunu, bunu 357 kilometre ilaveyle 422 kilometreye çıkardıklarını kaydetti. Erdoğan, "Biz buyuz." dedi.

Denizli'de halen yatırım tutarı 1,2 milyar lira olan 11 ayrı yol projesiyle ilgili çalışmaların sürdüğüne işaret eden Erdoğan, Denizli'nin içme suyu ihtiyacını 2050 yılına kadar karşılayacak şekilde 14 baraj inşa ettiklerinin altını çizdi.

- "Laf değil, iş üretiyoruz"

Ege Gelişim Projesi kapsamında Denizli'nin içinde bulunduğu bölgeye 28 milyar liralık yatırım yaptıklarını anlatan Erdoğan, şöyle dedi:

"Laf değil, iş üretiyoruz iş. Öyle kalk sözde adalet yürüyüşü yap. Ondan sonra İzmir'de işçiler 'yandım, yandım' diyorlar. Ya adaleti önce İzmir'e getir. Şişli, İstanbul'da çöplük ve temizlik işçileri Şişli'de yürüyüş yapıyor, 'adalet' diyorlar, adalet. Ey gidi Kılıçdaroğlu aynaya bak aynaya. Ama bunlar, buraları görmüyorlar ki. Ben İstanbul'a belediye başkanı oldum, İstanbul çöp dağlarıyla doluydu. Geldik, pırıl pırıl İstanbul yaptık. Niye? Çünkü bizim mayamızda bu var. Ama bunlarda böyle bir şey yok."

AK Parti döneminde Denizli'ye getirilen hizmetlerin listesinin tek tek sayılmaya kalkılması halinde nefes yetmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Zaten görüyorsunuz, öyle mi? Biliyorsunuz. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz buna bakacağız. AK Parti teşkilatlarında görev yapan arkadaşlarımızın bu hizmetleri her fırsatta vatandaşlarımıza hatırlatması şart. Yoksa biz kendimiz konuşur, kendimiz dinleriz. Anlatacağız, her yere ulaşacağız. Zannediyorsunuz ki herkes bunları biliyor, bilmiyorlar kardeşim, bilmiyor. Anlatacağız. Hayır, hayır kendimizi aldatmayalım. Benim vatandaşım vefalıdır, bilseler aldığımız oylar çok daha yüksek olur. 'Ya ciddi mi, bunlar da yapıldı mı?' Bilmiyor. İşte onun için ne yapacağız? Anlatacağız. Nereden geldiğimizi bileceğiz ki gideceğimiz yönü şaşırmayalım. Daha ülkemize ve Denizli'ye yapacağımız çok hizmetler var."

- "Türkiye bir yol ayrımındadır"

Erdoğan, bin yıldır yaşanılan bu topraklarda her günün mücadeleyle geçtiğine dikkati çekerek, bazı dönemlerde yaşanılan hadiselerin mahiyeti itibarıyla sonraki asrı biçimlendirdiğini vurguladı.

Son 15 yıldaki AK Parti döneminin de böyle bir öneme sahip olduğuna inandığının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bilhassa geçtiğimiz 4 yılda kesintisiz bir şekilde maruz kaldığımız saldırılar ve bunlara karşı milletimizle birlikte verdiğimiz mücadele geleceğimize damgasını vuracaktır. Türkiye bir yol ayrımındadır. Bir tarafta yeniden 1990'ların, yeniden tek parti CHP'si döneminin zayıf ülkesi olma tehlikesi var, diğer tarafta ise Demokrat Parti'den başlayan ve günümüzde AK Parti ile süren güçlü, büyük, müreffeh Türkiye'yi inşa etme fırsatı var. Birileri bizi ısrarla geçmişiyle bağını kesmiş, geleceğe dair hedefi ve ümidi olmayan eski Türkiye'ye yöneltmek istiyor. Biz ise milletimizle birlikte ne diyoruz? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet."

"Peki bu tek millette ne var?" diye soran Erdoğan, "Türk'ü var, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Boşnak'ı, Arnavut'u, 80 milyonu var. Öyle mi? 80 milyon biz ne diyoruz? Tek millet. İki, tek bayrak. Şu bayrağımızın güzelliğine bak ya. Görüyorsunuz. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanından geliyor, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bizim vatanımız 780 bin kilometrekare. Burada kimse operasyon yapabilir mi? Böyle hayaller içinde olanlar var mı? Var. Ama o hayaller içinde olanlara Cudi'yi, Gabar'ı, Tendürek dağlarını, Bestler'i, buraları mezar yaptık mı? Yapmaya devam ediyor muyuz? Edeceğiz. Asla bu yollara tevessül edenler oralarda hayat bulamayacaklar. Şehitlerimiz var ama şehitlerimize de Rabbim mekanını hazırlamış." ifadelerini kullandı.

- "Bu mücadelenin kadim bir mücadele olduğunu bilmiyorlar"

Konuşması sırasında Bakara Suresi'nin 154. ayetini okuyan Erdoğan, şunları kaydetti:

"İşte mesele bu. 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler ancak siz anlamaz, bilemezsiniz.' Bütün mesele bu. Zaten 15 Temmuz'da da yürüyenler böyle yürümedi mi? Ne diyordu? 'Yeğenim bak olur ki belki bir daha görüşemeyiz, hakkını helal et.' Buna inanmak. Bu bir aşk. Rabbim inşallah bizlere de o makamı nasip etsin. Hep beraber buna inanmamız lazım. Buna inandığımız anda şu, bu Batı, matı hepsi hikaye. İşte şu anda onları da görüyoruz. Tutmuşlar yine konuşuyorlar. Bu mücadelenin kadim bir mücadele olduğunu bilmiyorlar. Bilecekler.

Dördüncü neydi? Tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz var mı? Yok. Ama birisi ne diyor paralel yapı, öbürü PKK, kendine göre bir devlet, birisi 'PYD' diyor, birisi gidiyor Suriye'nin kuzeyinde bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kuramayacaksınız, vatanımızı bölemeyeceksiniz. Gereği neyse bunu yapacağız, yapacağız. Onlara gereken dersi bulundukları yerde vereceğiz, hiç bu işin şakası yok."

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'daki Türk seçmenlere yaptığı çağrıya ilişkin, "Tabii rahatsız oldular. Hemen hop oturup hop kalkmaya başladılar. Daha çalışacağız, gayret etmemiz lazım. Şu anda Avrupa'da bizi dinleyen kardeşlerime sesleniyorum, demokratik hakkınızı sandıklarda en ideal şekilde vermek suretiyle bir defa bunlara orada en güzel dersi vermelisiniz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çamlık Açık Hava Tiyatrosu'nda düzenlenen, AK Parti Denizli İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılarak, partililere hitap etti.

Türkiye'nin halk oylamasını yaptığını anımsatan Erdoğan, Almanya ve Hollanda'nın bu dönemde Türkiye ve AK Parti aleyhinde kampanyalar yaptıklarını ifade etti.

Kampanya yapanların bir çoğunun milletvekili ve bazılarının partilerinin eş başkanları olduğunu "Hayır" kampanyasına destek verdiklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim Almanya'ya girmemi kabullenemediler, Dışişleri Bakanımızın aynı şekilde Avrupa'ya girmesini kabullenemediler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızı bir bayan onun girişini hazmedemediler. Niye? Bu korku niye? Şimdi ben cuma günü bir açıklama yaptım dedim ki, 'Ey benim Avrupa'daki kardeşlerim, Almanya'daki kardeşlerim, şimdi size bir hatırlatma yapıyorum inanıyorum ki siz Almanya'daki seçimlerde birilerine bir ders vereceksiniz. SPD, CDU, Yeşiller bunlar Türkiye'nin aleyhinde kampanyalar yürüttüler, hala da yürütüyorlar, siz Türkiye'ye dost olana dost olmalısınız' dedim. Tabii rahatsız oldular. Hemen hop oturup hop kalkmaya başladılar. Daha çalışacağız, gayret etmemiz lazım. Şu anda Avrupa'da bizi dinleyen kardeşlerime sesleniyorum, demokratik hakkınızı sandıklarda en ideal şekilde vermek suretiyle bir defa bunlara orada en güzel dersi vermelisiniz. 'Ya ama eğer benim oyum şuraya vermezsem zayi olur, buraya vermezsem zayi olur' deme, sen oyunu Türkiye'ye düşmanlık yapmayana ver. Çünkü ben Almanya'nın başındaki hanımefendiye 4 bin 500 teröristin dosyasını verdim ve bu teröristlerin dosyaları maalesef kabul görmedi, hala onlarda ama o kendisi benden bir kişinini, iki kişinin, üç kişinin iadesini istedi kusura bakma sende yargı varsa bizde de yargı var. Aynı şekilde ortağı olan muhalefet partisindeki kişi o da ikide bir gördüğü zaman hep o da bunları söyler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Hele hele şimdi bir Dışişleri Bakanları var, aman ya Rabbi, evlere şenlik. Hiç haddini falan bilmiyor. Sen kimsin ki Türkiye'nin Cumhurbaşkanına konuşuyorsun, sen Türkiye'nin Dışişleri Bakanı ile konuş. Haddini bil. Kalkıp bize ders vermeye kalkıyor. Senin siyasetteki geçmişin ne, kaç yaşındasın? Hayatımız bizim siyasette bu mücadelelerle geçti. Onun için Almanya'nın kapısını açarsınız açmazsanız hiç önemli değil. Bize bu kapılar yetiyor. Kapısını açan ülkelere de seve seve gideriz, biz de onlara kapımızı açarız, o kadar. Biz düşman çoğaltmanın gayreti içerisinde değiliz, azaltmanın gayreti içerisindeyiz, dostları çoğaltmanın gayreti içerisindeyiz ama karşımızdakiler eğer bize böyle yapıyorsa ne yapacağız? Arapların güzel bir atasözü var 'men dakka dukka', biz de gereği neyse onu yaparız, bu iş böyle."

Erdoğan, "Bazıları bizim tarihimizin bir asır önce başladığını sanıyor, vah zavallılar. Yıllarca okullarımızda tarihimizi çocuklarımıza doğru dürüst anlatamadığımız için maalesef bu kısır düşünceye kapılanlar oluyor. Halbuki bugün Doğu Avrupa ve Balkanlardan Orta Asya'ya ve Kuzey Afrika'ya kadar çok geniş bir coğrafyada nereye giderseniz gidin, ecdadımızın eserleriyle, izleriyle, hala hürmetle yad edilen hatıralarıyla karşılaşırsınız." dedi.

- "Ben milletimin ne dediğine bakarım"

AK Parti'nin 15 yıllık iktidarı döneminde yaptığı işlerden birinin de Balkanlardan Moğolistan'a, Ukrayna'dan Sudan'a kadar dünyanın dört bir yanındaki ecdat yadigarı eserlere sahip çıkmak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu şanlı geçmişe rağmen bizi ısrarla tıpkı Sevrcilerin yapmaya çalıştığı gibi bir avuç toprağa sıkıştırmaya çalışanlara eyvallah etmediğimiz için bunca sıkıntıyla karşı karşıyayız. 'Ellerin yurdunda çiçek açarken bizim ile kar geliyor gardaşım, bu hududu kimler çizmiş gönlüme dar geliyor, dar geliyor gardaşım'. Bize olan tahammülsüzlüğün gerisinde gönlümüze dar gelen hudutları kırıp atma iradesini ortaya koymamız, sadece lafta kalmayıp bunu hayata geçiriyor olmamız yatıyor. Hep söylediğim gibi ben George'un, Hans'ın, şunun, bunun ne dediğine değil milletimin ne dediğine bakarım, kardeşlerimin ne dediğine bakarım." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de "Her şey Türkiye için", 2007'de "Durmak yok yola devam", 2011'de "Hedef 2023", 2015'te "Huzur ve istikrar" dediklerini ve her seferinde de milletten bir heyecan aldıklarını belirterek, "İhtiyacımız olan desteği, cevabı aldık. En son 16 Nisan'da ne yaptık, milletimizin kapısını çaldık. Hem ülkemizin yeni yönetim ilgili tercihini sorduk hem de bir anlamda genel olarak izlediğimiz politikalara yaklaşımını test ettik. Gördük ki milletimiz bizden Türkiye'nin bizden istiklal ve istikbal mücadelesini tavizsiz bir şekilde sürdürmemizi istiyor. İnşallah bu tarihi mücadeleyi saferle neticelendirecek ve milletimize de Allah'ın mahcup olmayacağız." diye konuştu

- "El ovuşturanlara bekledikleri fırsatı Allah'ın izniyle vermeyeceğiz"

"Şimdi önümüzde yeni bir imtihan var." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşlerini paylaştı:

"Hem 2019 seçimleri hem de o tarihe kadar yapmamız gerekenler ülkemizin gelecek asrını şekilendirecek öneme sahiptir çünkü öyle bir mücadelenin içinden geçiyoruz ki ne ekonomide ne güvenlikte ne yatırımlarda ne uluslararası ilişkilerde hiçbir şeyi yarım bırakamayız. 15 Temmuz'da hep birlikte bir şey gördük, ülkemizin ve milletimizin düşmanları hem içeride hem dışarıda ne yapıyor? Pusuda bekliyor. Türkiye'nin en küçük bir zaafiyet göstermesi halinde üzerimize çullanmak üzere el ovuşturanlara bekledikleri fırsatı Allah'ın izniyle vermeyeceğiz. Bunun için öncelikle bize, AK Partili'lere çok büyük görev düşüyor. Hep söylüyorum, Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin kaderi birbiriyle bütünleşmiştir, bunu böyle biliniz. Biz zayıf düşersek unutmayın Türkiye de zayıf düşer. Biz çok çalışır, çok üretir, çok terlersek Türkiye'de o derece güçlü olur."

Yeni sistemde başarı çıtasını kendi elleriyle yükselttiklerini ve seçimlerde en az yüzde 50+1 oy almak gerektiğine işaret eden Erdoğan, bunun cumhurbaşkanı için gerekli olduğunu ifade ederek, vatandaşlara, "Buna hazır mıyız? Kapı kapı dolaşmaya ana kademeye sesleniyorum, hazır mıyız? Kadın kollarımıza sesleniyorum, hazır mıyız? Gençler size sesleniyorum hazır mıyız? Durmak yok." dedi.

Gençlerin, "Dik dur eğilme ak gençlik seninle" şeklindeki tezahüratları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gençler şunu unutmayacaksınız, biz sadece rükuda Allah'ın huzurunda eğiliriz. Bunun dışında hiçbir gücün karşısında eğilmemiz söz konusu değildir." karşılığını verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Öncelikle reforma nereden başlayacağız? Kendimizden başlayacağız. Tüm şartların aynı kaldığı bir süreçten yeni sonuçlar doğmasını beklemek pek akıllıca olmaz. Buna ihtiyacımız var. Kimse bundan rahatsız olmayacak. Madem 'Büyük, güçlü Türkiye' diyoruz, madem 'Kendisiyle birlikte dostlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye' diyoruz, öyleyse önce AK Parti'yi, bunları yapabilecek kapasiteye çıkarmamız şart." dedi.

Erdoğan, Çamlık Açık Hava Tiyatrosu'nda düzenlenen AK Parti Denizli İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılarak partililere hitap etti.

Türkiye'nin önündeki meselelerin büyük, verilmesi gereken mücadelenin ise çetin olduğunu belirten Erdoğan, bunların üstesinden geleceklerini söyledi.

AK Parti'nin dönemin gereklerine ve ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, AK Parti çatısı altında şehrine, ülkesine hizmet eden herkesin kendisi için değerli olduğunu belirtti.

Her fırsatta dile getirdiği değişim ihtiyacının teşkilattakilerin başarısızlığından kaynaklanmadığını belirten Erdoğan, AK Parti'yi yeni şartlara hazırlama zorunluluğundan değişime gidildiğini dile getirdi.

Erdoğan, kimsenin bu değişiklikten rahatsız olmaması gerektiğini ifade ederek, "Öncelikle reforma nereden başlayacağız? Kendimizden başlayacağız. Tüm şartların aynı kaldığı bir süreçten yeni sonuçlar doğmasını beklemek pek akıllıca olmaz. Buna ihtiyacımız var. Kimse bundan rahatsız olmayacak. Madem 'Büyük, güçlü Türkiye' diyoruz, madem 'Kendisiyle birlikte dostlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye' diyoruz, öyleyse önce AK Parti'yi, bunları yapabilecek kapasiteye çıkarmamız şart." diye konuştu.

- "Türkiye'nin geleceğini inşa edecek AK Parti'yi biçimlendirmenin gayreti içinde olacağız"

İlçe ve il kongrelerinde, ardından büyük kongrede daha sonra da mahalli idareler ve milletvekilliği seçimlerinde Türkiye'nin geleceğini inşa edecek bir AK Parti'yi biçimlendirmenin gayreti içinde olacaklarını dile getiren Erdoğan, şu anda belde seçimlerini, atamaları bitirdiklerini, ilçe seçimlerine başlayacaklarını, daha sonra da il seçimlerine başlayacaklarını aktardı.

Herkesten bu sürece katkı sağlamalarını beklediğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kimse 'Ben ne yaptım, niçin alınıyoruz?' gibi bir yaklaşımın içerisinde olmayacak. Türkiye'nin tüm ilçelerinde ve illerinde yaşayan, ülkemizin ve milletimizin geleceği için kafasında projesi, yüreğinde sevgisi, bedeninde enerjisi olan dava bilinci sahibi herkesi AK Parti saflarında siyaset yapmaya, sorumluluk üstlenmeye davet ediyorum. AK Parti, alışılmış bir parti değildir, partilerden bir parti hiç değildir. AK Parti'nin bir davası vardır. Kurarken adalet dedik, kalkınma dedik ve partimizin adını 'Adalet ve Kalkınma' böyle koyduk. Bunu yaparken de bu kardeşiniz cezaevinden çıktıktan hemen sonra 42 bin donör üzerinde kamuoyu araştırması yaptık, 81 vilayetin tamamında. Bu deneklerden aldığımız cevabı masaya yatırdık, değerlendirmelerini yaptık. Partimizin adı ne olmalı? Amblem ne olmalı? Bunların üzerinde çalıştık. Onlardan sonra 'adalet ve kalkınma' kararlılığına vardık."

AK Parti'nin sağ veya sol parti olmasının kararını da yaptıkları değerlendirmeler sonrası verdiklerini belirten Erdoğan, "Sağ parti var zaten Türkiye'de, sol parti de var. Bunların aşırıları da var ama Türkiye'nin merkezinde bir parti yoktu. Dedik ki 'Biz merkeze oturan bir parti olacağız.' Hatta bazı siyaset bilimciler, şu ifadeyi kullandılar, 'Merkezde parti olur mu?' Dedik, 'Olacak, sizler de bunu göreceksiniz.' Yaptık, oldu. Birileri Ankara'dan İstanbul'a yürüyor. Sen çok geç kaldın, çok. Biz partimizi kurarken, bu adalet kavramı üzerine kurduk zaten." açıklamasını yaptı.

Erdoğan, "Eğer sen 29 gün bu yürüyüşü rahat yaptıysan AK Parti'nin iktidarına teşekkür et. Rahat rahat yürüdün. Akşamları da karavanda istirahat ettin. Mitingini de yaptın. Sana bu imkanı sağlayan AK Parti hükümeti. Bu gerçekleri göreceksin." dedi.

"Kökleriniz ne kadar derindeyse yukarıya doğru yükseldiğinizde o kadar güçlü ve emin olursunuz." diyen Erdoğan, Türkiye'nin kökleri derinde olan bir ülke, Türk milletinin de kökleri derinde olan bir millet olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Onun için 2023 hedeflerimiz de 2053 ve 2071 vizyonlarımız da ülkemiz, milletimiz için asla hayal, ulaşılmaz değildir. 26 Ağustos'ta neredeyiz? Geliyor musunuz Malazgirt'e? Sultan Alparslan nasıl geldiyse siz de öyle yürümelisiniz. Oradayız. İnşallah bu yıldan itibaren nasıl her yıl Çanakkale'yi Çanakkale'de bir farklı kutluyorsak, inşallah Malazgirt'i de öyle kutlayacağız. Bu yıl ikincisi oluyor ama bir başka olacak."

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı Avrupa ülkelerinin, Türkiye'yi birlik fonlarından Gümrük Birliğine kadar akıllarına gelen her alanda tehdit emeyi alışkanlık haline getirdiğini belirterek, "Sanki Türkiye, Avrupa Birliğinden ve Avrupa ülkelerinden yüz milyarlarca avro karşılıksız destek alan bir ülke de böyle bir tehdide maruz kalıyoruz. Avrupa ile ilişkilerimizde kar-zarar hesabına girersek Avrupa Birliği üyeliği süreciyle ilgili kesinlikle zararlı, genel ticari ilişkilerimizde de ancak başa baş çıkarız. Bugüne kadar bize verdikleri sözleri tutmayanların şimdi dönüp bir de mevcut durumla ilgili tehditler savurmaları, eğer şayet hala Avrupa Birliği değerleri denen bir şey varsa, onun iflasının ilanıdır." dedi.

Erdoğan, Çamlık Açık Hava Tiyatrosu'nda düzenlenen AK Parti Denizli İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda, Türkiye'nin yaşanan badirelere, fırtınalara, oyunlara, kumpaslara rağmen dimdik ayakta durduğunu, bunun nedeninin ise ülkenin köklerinin derinliği olduğunu söyledi.

"Önemli olan düşmek değil, her seferinde kalkıp koşmaya başlamaktır." sözünü hatırlatan Erdoğan, Türkiye'nin, çıkartılan engeller sebebiyle bazen zaman kaybına uğradığını, enerjisini boşa harcadığını, imkanlarının bir kısmını heba ettiğini belirtti.

Bunlara rağmen milletin feraseti sayesinde Türkiye'nin her seferinde yeniden yoluna devam etmesini bildiğini vurgulayan Erdoğan, "Tek parti CHP'si düşüşse, 'Yeter söz milletindir' diyen Demokrat Parti yeniden yükseliştir. 1960 darbesi düşüşse, hemen ardından başlayan kalkınma çabaları yeniden yükseliştir. 1980 darbesi düşüşse, merhum Özal'ın başlattığı ve kendi deyimiyle ülkemize çağ atlatan reformlar yeniden yükseliştir. 28 Şubat müdahalesi ve koalisyonlar dönemi düşüşse, AK Parti'yle birlikte başlayan büyük demokrasi ve ekonomi hamlesi yeniden bir yükseliştir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokaklarda kaos çıkartarak, emniyetten yargıya ve orduya kadar Türkiye'nin tüm kritik kurumlarına sızarak, darbe girişiminde bulunarak, terör örgütlerini Türkiye'nin üzerine salarak, ülkeyi düşürme çabalarına verilen en iyi cevabın, Türkiye'yi yeniden yükselişe geçirmek olacağını dile getirdi.

Bunun işaretlerini her alanda görmeye başladıklarını söyleyen Erdoğan, Suriye'de tümüyle dışlanmaya çalışılan Türkiye'nin her gün yeni kazanımlarla gücünü göstermeye başladığını bildirdi.

PKK'dan DEAŞ'a kadar tüm terör örgütlerine tarihin en büyük darbesinin vurulduğunu aktaran Erdoğan, ekonomide atılan adımları anımsatarak, ilk çeyrekteki yüzde 5'lik büyüme oranını ikinci çeyrekte en az yarı yarıya artırmayı hedeflediklerini belirtti.

Yıl sonu büyümesinin de yüzde 5'in üzerine çıkacağının işaretlerinin şimdiden alındığını anlatan Erdoğan, dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firması listesinde 46 firmayla ikinci sırada yer alındığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ihale hacminde ise Almanya ve Japonya'yı geride bırakarak 7'nci sıraya yükseldiğini, otomotiv üretimi ve ihracatında da rekorların sürekli kırıldığı bir dönemden geçildiğine dikkati çekti.

Bunların, Türkiye'nin en zor yılı olan 2016'da elde ettiği başarılar olduğunu söyleyen Erdoğan, aynı başarının diğer sektörlerde de gösterileceğine inandığını dile getirdi.

- "AB değerleri denen bir şey varsa, onun iflasının ilanıdır"

Erdoğan, güzel haberlerin ardı ardına alındığını, enflasyonun tek haneli rakama indiğini, işsizlikte de önümüzdeki ay bir müjde beklendiğini bildirdi.

Turizmde geçen yıla göre başarılı bir sezonun yaşandığını kaydeden Erdoğan, bazı Avrupa ülkelerinin tüm sabotaj çabalarına rağmen uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye ilgisinin artarak sürdüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bazı Avrupa ülkeleri bizi birlik fonlarından Gümrük Birliğine kadar akıllarına gelen her alanda tehdit etmeyi alışkanlık haline getirdiler. Sanki Türkiye, Avrupa Birliğinden ve Avrupa ülkelerinden yüz milyarlarca avro karşılıksız destek alan bir ülke de böyle bir tehdide maruz kalıyoruz. Avrupa ile ilişkilerimizde kar-zarar hesabına girersek Avrupa Birliği üyeliği süreciyle ilgili kesinlikle zararlı, genel ticari ilişkilerimizde de ancak başa baş çıkarız. Bugüne kadar bize verdikleri sözleri tutmayanların şimdi dönüp bir de mevcut durumla ilgili tehditler savurmaları, eğer şayet hala Avrupa Birliği değerleri denen bir şey varsa, onun iflasının ilanıdır."

Gümrük Birliği'nin, Türkiye kadar Avrupa'nın da faydasına bir uygulama olduğunun altını çizen Erdoğan, her iki tarafın da kazandığı bu statünün geliştirilerek devam etmesinden yana olduklarını, bunun için üzerlerine düşeni de yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini söyledi.

Birilerinin, Gümrük Birliğini kendi mecrasından çıkartarak Türkiye'ye yönelik siyasi bir baskı aracı haline getirmeye kalkmasına izin vermeyeceklerine işaret eden Erdoğan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'ye dönerek, "Nihat Bey sakın ha, hiç bu işte gevşek davranmaya gerek yok." dedi.

- "Türkiye, kaybı göze alınamayacak kadar büyük bir ülke"

Gümrük Birliğine ilişkin, "Burada 'Kazan, kazan.' Sen de kazanacaksın, ben de." diyen Erdoğan, Türkiye'nin yıllar önce Gümrük Birliğine alındığını hatırlattı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi, yok artık. Yoksa yok canım. 6 milyona yakın insanımız var. Şu anda biz ne kadar Avrupa Birliği, Gümrük Birliği diyorsak en az o kadar Avrupa Birliği üyesi ülkelerin de buna ihtiyacı var. Bunu böyle bileceğiz. Efendim işte, 'Yok şu kadar ihracat yapmışız, bu kadar.' İhtiyacı var da onun için alıyor, ihtiyacı olmayan şeyi alır mı? Bunları da böyle bileceğiz. FETÖ'den PKK ve DHKP-C'ye kadar tüm terör örgütlerinin cirit attığı Avrupa ülkelerinin, Türkiye'nin terörizmle mücadelesine destek vermek yerine böyle bir yola yönelmeleri kendi elleriyle kendi iplerini çekmeleri demektir. Biz, Avrupa Birliği kurumlarının ve birliğin aklı başında üyelerinin böyle bir yanlışa düşmeyeceklerini ümit ediyoruz. Türkiye, kaybı göze alınamayacak kadar büyük bir ülke, büyük bir ortak, büyük bir potansiyeldir, bu böyle biline. Kimse Türkiye'yi küçük görmesin. Sen Kemal Kılıçdaroğlu musun? O, Türkiye'yi küçük görebilir ama biz görmeyiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek'in bir şiirindeki, "Sen bir devsin, yükü ağırdır devin. Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin." dizelerini okuyarak, "Sen bir devsin, sen sıradan bir ülke değilsin. Varsın Kemal Kılıçdaroğlu gitsin Avrupa Birliği ülkelerine Türkiye'yi şikayet etsin, bırak şikayet etsin. Onun Türkiye diye bir derdi, aşkı yok ama bizim aşkımız, derdimiz var. Biz bu millete sevdalıyız, bu vatana sevdalıyız ama onun öyle bir derdi asla yok. O, Türkiye'ye düşman olanlarla el ele kol kola dolaşıyor, varsın dolaşsın." şeklinde konuştu.

- "Türkiye karşıtlığı moda haline geldi"

Avrupa ülkelerinde Türkiye karşıtlığını merkeze alan ucuz seçim kampanyalarının moda haline geldiğine dikkati çeken Erdoğan, işbirliğine zarar veren, aklıselimi esir alan bu tablodan üzüntü duyduklarını bildirdi.

Bunun yerine Türkiye dostluğu üzerine yapılacak kampanyanın tüm tarafları için isabetli ve faydalı olacağını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarında kalbiyle, desteğiyle yanında bulunan kardeşlerini asla unutmadığını ve unutmayacağını ifade etti.

Hindistan Müslümanlarının, Pakistan'da yaşayanların savaş döneminde bileziklerini gönderdiğini anımsatan Erdoğan, Libya'da yaşayanların da gönüllerde ayrı bir yerinin olduğunu söyledi.

"Kafkasya'daki mücadeleleriyle Anadolu'ya siper olan kardeşlerimizin kalbimizde önemli bir yeri vardır, değil mi? Azerbaycanlı, Kıbrıslı kardeşlerimizin gönlümüzdeki yeri bir başkadır." ifadesini kullanan Erdoğan, aradan geçen yaklaşık bir asra rağmen uzatılan her yardım elini ve duayı muhabbetle hatırlıyor olmanın önemli olduğuna işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de verilen büyük mücadelede Türkiye'nin yanında olarak destek verenlerin ileride hatırlanacağını belirtti.

Sadece düşmanların hoyratlığının değil, aynı zamanda dost bilinenlerin sükutunu da hatırlanacağını aktaran Erdoğan, Türkiye'nin yanında olan "hakiki, dost ülkelere" teşekkür etti.

Toplantının hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Erdoğan, partisinin kadın ve gençlik kolları teşkilatlarına seslenerek, seçimler kapıya dayandığında değil şimdiden çalışılmasını istedi.

Erdoğan, 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, kadın kolları teşkilatının ev ziyaretlerine gidildiğinde verilmek amacıyla üzerinde, "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır" yazılı kahve paketi hazırlanması düşüncesini kendisiyle paylaşıldığını anımsatttı.

Kendisinin, "Bir fincanlık kahve mi düşünüyorsunuz? Hayırlı olsun, güzel bir şey olur ve 40 yılda hatırlanır durumda oluruz." dediğini aktaran Erdoğan, hala kendisinin o kahveyi hatırladığını söyledi.

Alanda bulunan Kadın Kolları Teşkilatı üyelerine "Nasıl güzel bir şey değil mi? Buna benzer şeyler yapılabilir." diyen Erdoğan, Denizli'den seçimlerde iyi bir sonuç beklediğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara gösterdikleri muhabbet ve vefa için teşekkür etti.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin kızı Fatma Zeybekci'nin düğününe katılacağını kaydederek, Fatma Zeybekci'ye mutluluklar dileyen Erdoğan, alanda bulunanların, Kurban Bayramı'nı tebrik etti.

"Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız." vurgusu yapan Erdoğan, konuşmasını, "Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey Denizli'yi hatırlatıyor." sözleriyle tamamladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber