İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

'Erdoğan'a karşı çıksaydım kepaze olurduk'

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesinin önündeki engeli kaldıran düzenlemeye destek vermesiyle ilgili açıklama yaptı.

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 19 Ağustos 2017 19:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Erdoğan'a karşı çıksaydım kepaze olurduk'

CHP eski Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, kendisine her zaman sorulan 2002 yılında AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilebilmesine karşı çıkmama sebebini ,"Eğer Recep Tayyip Erdoğan o dönem referanduma gitseydi kepaze olurduk" sözleriyle noktaladı.

Deniz Baykal, memleketi Antalya'da sanayi esnafıyla kahvaltıda bir araya geldi. Eski sanayi sitesi içindeki parkta verilen açık hava kahvaltısında esnafla bir araya gelen Baykal, sohbet edip sorunlarını dinledi. Baykal'a Antalya eski Milletvekili Tuncay Ercenk ile Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi Songül Başkaya eşlik etti. Kahvaltı ardından Türk kahvesi içen ve esnafla selfie çektiren Baykal, ülke gündemine ilişkin görüşlerini esnafla paylaştı. Türkiye'nin sağ duyuya, müzakereye, konuşmaya ihtiyacı olduğunu söyleyen Deniz Baykal, şöyle dedi:

"Bizim sağ duyuyu en kısa sürede hakim kılmamız lazım. Siyasi kavgayı mahkemede çözmek kadar tehlikeli bir şey yoktur. Siyasi kavgayı mahkemede çözmek yanlış iştir. Siyasetin zemini ayrı. Siyasetin tarafı hakim polis değil. Siyasetin tarafı halk, işçi, memur, kadın, emekli, yatırımcı, girişimci taraftır. Bunların dili başka, mahkemenin dili başka. Mahkemede alet kelepçe. Siyasette alet kelepçe değil. Siyasetin aleti 'sen ne diyorsun kardeşim' diyerek sormak ve dinlemektir."

"ÇOK CİDDİ SIKINTILAR VAR"

Ülkedeki her şeyin hukuk ve demokrasi zemininde, insana saygı ve siyaset zemininde yeniden şekillendirmesi gerektiğini belirten Deniz Baykal, şöyle devam etti:

"Memleketimizde çok önemli olaylar tartışmalar yaşıyoruz. Türkiye'de her düşünceye her anlayışa her sese ihtiyaç var. Sen sus kardeşim ben biliyorum seslerine ihtiyacımız yok. Bir müzakere bir paylaşma bir tartışma ortamı yaratılamadı. Herkes dediğim dedik anlayışını dayattı. Gücü olan anlayışını dayattı sonra her şey sıkıştı. Çok ciddi sıkıntılar var. Bir oturalım konuşalım. Partiler dinlesin, değişik görüşler dinlesin. Ülkenin yararına milletin yararına ne varsa ona bakalım. Herkesin bir kendi yararı var. Bir de milletin yararı var. Milletin yararı ile siyasetçinin kendi siyasi anlayışının yararı üst üste çakıştırılabildiyse mesele yok. Bazen siyasetçinin yararı ile milletin yararı çelişiyor. Siyasetçi bir şey istiyor milletin işine gelmiyor. Ama o dayatıyor sonra işler sıkışıyor."

Siyasi hatanın siyasetle düzeltilmesi gerektiğini kaydeden Baykal, "Hukuk, siyaset karşı karşıya mücadele eder hale geldi mi siyaset de kaybeder hukuk da... Siyaset ile hukuku çatıştırmamak lazım. Siyaset kendi zemininde yürüyecek hukuk kendi zemininde. Siyasetçi vay bu gelişme beni rahatsız etti hukuk sopasını kullanarak hallederim demeye başladı mı iş sıkıntıya girer" dedi.

"TEMELDE SİYASET BOZULDU"

Asker, hukuk ve politikanın bozulduğunu anlatan Deniz Baykal, şöyle devam etti:

"Bunlarla birlikte temelde ne bozuldu buluyor musunuz? Siyaset bozuldu. Siyasette denge bozulunca hükmetmeye başladı. Her yere kesinlikle bulaşmaması gereken yerlere. Mesela orduya, yargıya, diyanete, son dönemlerin en kritik olayı diyanete bulaşması. Siyasette denge kaybolunca tüm dengeler bozuluyor. Hukuk düzeni yönetim düzeni olağanüstüye geçiyor. Yargı yargı olmaktan çıkıyor. Asker bir tuhaf oluyor. Diyanette bir başka şekle giriyor. Bunların çaresi vatandaşta."

"PARTİ DEVLETİNİN SONU KÖTÜ"

Yeni Anayasa'nın işleri tamamen çığrından çıkardığını ileri süren Baykal, şunları söyledi:

"Anayasa herkese eşit, hür, herkese yukardan bakar, herkesi kucaklar ayrım yapmaz, devlete devlet mualemesi yapar devlete parti muamelesi yapmaz. Parti üstüdür. Parti anayasası olursa parti devleti olursa bunun sonu kötü. Etrafınıza bakın görüyoruz, acı, gözyaşı, ızdırap. Buna bir dur dememiz lazım. Bir fırsat geçse buna dur demek lazım. Anayasa partiler üstü bir anayasa olur değil mi? Bizdeki toplumun yarısının hayır dediği bir anayasa olur mu? Bu tablonun sürekliliğine geleceğine yatırım yapılır mı? Bu gitmez artık."

"KEPAZE OLURDUK, KAYBEDERDİK"

Erdoğan'ın engel olunduğu vakit referanduma gitmesi halinde durumun kendileri için iyi bir sonuç olmayacağını söyleyen Baykal, "Eğer biz deseydik ki 'Senin yasakların var, sen milletvekili olamazsın'. O adam da çıkıp millete deseydi ki, 'Arkadaşlar benim milletvekili olmama engel oluyorlar. Bir parti kurduk eksik olmayın itimat etiniz, Meclis'in üçte ikisini teslim ettiniz, bakanlar kurulu, başbakan bizim partimizden olacak, hükümet bizde, Meclis'in çoğunluğu bizde, çağdaş demokrasi anlayışı bizim yanımızda, şimdi benim milletvekili olmamı engelliyorlar. Niye? Çünkü Kenan Evren bir kanun çıkarmış. Kenan Evren'den önce böyle bir kanun var mıydı? Yoktu. Atatürk'te var mıydı böyle bir şey? Yoktu. Kimsede yoktu. Kim yapmış bunu? Evren. Bu Allah'ın kanunu değil, hükmü değil, ayet değil. Ne bu böyle? Ben bunu referanduma sunuyorum' deseydi. 'Gelin bunu referandumda halledelim' deseydi biz ne yapacaktık" diye konuştu. Baykal'ın bu sözlerine CHPli bir vatandaştan 'En başta biz evet derdik' cevabı geldi. Bunun üzerine Baykal da, "Ne konuşuyorsun o zaman. 'Demokrasi adına bunu yaptın ama iyi yapmadın' demek istiyorsun. Ben de diyorum ki, bunun iyisi kötüsü yok. Bu gerçek kardeşim. Oyunu kuralına göre oynayacaksın" diye cevap verdi.

Konuşmasını sürdüren Baykal son olarak şunları söyledi:

''Hem demokrasi olacak hem birilerine yasak koyacak. Referandumda biz 'Hayır sen buna oy veriyorsun ama Kenan Evren'in yasağı daha mukaddestir, daha doğrudur hukuken, ahlaken, siyaseten, demokrasi, insan hakları bakımından Kenan Evren'in getirdiği düzenlemeyi devam ettirelim arkadaşlar' diye bir kampanya mı yapacaktık? Yapsak ne olurdu? Kepaze olurduk. Kaybederdik. Demek ki ondan sizi kurtarmışız biz. Benden daha çok mücadele eden var mı onunla? E hakkını vermişin, vereceksin tabi. Ben vermemişim onu anayasa vermiş, hukuk vermiş, Allah vermiş. Kim alacak, ne diye alacağız. Birisi almış işte, onun peşinden mi gideceğiz''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber