K. Bumin: Öğretim üyesinin üniversite ile ilişiğinin kesilmesine YÖK Genel Kurulu karar verebilir

Haber Giriş : 31 Mayıs 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Düzeltiyorum: Verdiğim bilgi 'kulaktan dolma' değilmiş

Hatırlayanlar çıkacaktır, on gün kadar önce "Kulaktan dolma bir bilgiden hareketle karalanmış bir yazı" başlıklı bir yazı yayımlamıştım...

Mümkün olduğunca temkinli, şüpheciliği elden bırakmayan bir yazıydı.

YÖK'e dairdi. YÖK'ün Erdoğan Teziç'ten önceki dönemine ilişkin bir uygulamasından söz etmiştim.

Doç. Ahmet Özer Kürtçe'ye ve ülkedeki Kürt hareketine olan ilgisinden dolayı "düzelip yola girmesi" için önce Mersin Üniversitesi'nden Isparta'da bulunan Süleyman Demirel Üniversitesi'ne nakledilmiş, ardından da "Hadi size güle güle!" denerek üniversiteden uğurlanmıştı.

Ama Özer haklı olarak davasının peşini bırakmamış ve Teziç başkanlığındaki YÖK Genel Kurulu'nun kararıyla mesleğine tekrar kavuşmuştu. YÖK Genel Kurulu'nun bu yönde yeni bir karar almasına sebep, Özer'in dosyasını inceleyen Danıştay'ın YÖK'e "Siz ne yapıyorsunuz? Bir öğretim üyesinin üniversite ile ilişkisinin kesilmesine YÖK Yürütme Kurulu karar veremez, böyle bir kararın geçerli olabilmesi için Genel Kurul kararı şarttır" mealindeki bir kararıydı.

Siz şu işe bakın; basbayağı bir "yetki gaspı" ile karşı karşıyaymışız da haberimiz yokmuş... Meğer Kemal Gürüz döneminde işler böyle yürütülürmüş...

Kimseyi doğrudan suçlamak istemem ama sormadan da yapamayacağım doğrusu: Doç. Ahmet Özer'in ve diğerlerinin YÖK Yürütme Kurulu kararı ile üniversite ile ilişkileri kesilirken, üyeleri arasında değerli hukukçular da bulunan YÖK Genel Kurulu'nun aklına bu acayip uygulamayı sorgulamak hiç gelmemiş mi?

Belli ki gelmemiş.... Ama bırakın YÖK Genel Kurul üyelerini, YÖK Yasası'nı herhangi bir yasa metnini okuyup yorumlayabilecek herhangi insanın eline bile verseniz, söz konusu yetkinin tabii ki Genel Kurul'un elinde bulunduğunu size söylemez mi?

Yukarıda sözünü ettiğim yazımda hikayeyi anlatmıştım: Bana "kulaktan ulaşan" bu bilgiyi teyit etmek için önce YÖK'ün sitesine girmiş, bir şey bulamayınca da YÖK Genel Sekreterliği'ne telefon ederek "kulağıma ulaşan" bu Genel Kurul kararına nasıl ulaşabileceğimi sormuştum. Aldığım cevabı da aktarmıştım: Mümkün değil, çünkü Genel Kurul kararları açıklanmaz.

Sonra düşündüm de, bu karar yayınlama yasağı da uygunsuzdu aslında.

Genel Kurul'da birileri hakkında meslekten ihraca varan kararlar alınacak, ama bu kararlar açıklanmayacak? Tuhaf bir yönetmelik doğrusu... Yoksa alınan karar, hakkında karar alınan kişiye de mi iletilmiyor ve kararın üzerine total bir sessizlik çöküyor?!

Bana sorarsınız, "saydamlık"tan çokça söz edilen şu dönemde (varsa?) bu uygulama da kaldırılmalı ve Genel Kurul'dan çıkan bütün kararlar arzu edenlerin emrinde olmalıdır.

Benim "kulaktan dolma" diyerek verdiğim bilgiler geçen gün Hürriyet'ten Yalçın Doğan'ın da köşesindeydi. Demek ki, benim yazıma ve Doğan'ın yazısına bugüne kadar bir "düzeltme" uyarısı gelmediğine göre, ortada dolaşan bilgiler gerçeği yansıtmaktadır.

Bu durumda: Pek tabii ki YÖK Yürütme Kurulu'nun önceki dönemlerde aldığı "meslekten ihraç" kararlarının tümü artık düşmüştür. Yani, bugüne kadar söz konusu kurulun üniversite ile ilişkisini kestiği bütün öğretim elemanlarının dosyalarının YÖK Genel Kurulu'nca yeniden görüşülerek yeniden karara bağlanması zamanı gelmiştir.

İyi bir gelişme doğrusu... Bakalım, belki Doç. Özer gibi tamamen keyfi birtakım gerekçelerle meslekten uzaklaştırılan öğretim elemanları iki karar arasında çektikleri sıkıntı ve uğradıkları mağduriyetin onarılmasını eski Yürütme Kurulu'ndan bir biçimde isteyemeyi de unutmayacaklar...

Ama doğrusu aşkolsun! Şu kadar üniversitenin, şu kadar hukukçunun, şu kadar medya mensubunun, şu kadar YÖK Genel Kurulu üyesinin bulunduğu bir memlekette, öğretim elemanları üniversiteden yetkisiz bir kurul tarafından uzaklaştırılıyormuş da haberimiz yokmuş...

Kürşat Bumin

Yeni Şafak

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber