İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

'Dünya liderleri Erdoğan'la fotoğraf vermekten onur duyuyor'

Bozdağ, "Söylediği laf şu, 'Kimse Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çektirmek istemiyor, yan yana gelmek istemiyor.' Tam bu lafı söylerken aynı televizyonun ekranına Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Trump'la görüşmesine ilişkin fotoğraflar düştü. Hani derler ya 'Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.' Ama bunların mumu bırakın yatsıyı bir dakika bile yanmıyor." diye konuştu.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 24 Eylül 2017 18:47, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Dünya liderleri Erdoğan'la fotoğraf vermekten onur duyuyor'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı kim ne derse desin bütün dünya liderlerinin birlikte fotoğraf vermekten onur duyduğu bir dünya lideridir. Saygın bir dünya lideridir." dedi.

Bozdağ, Yozgat'ta Çandır Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği konferans salonunda düzenlenen AK Parti ilçe kongresinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, katıldığı bir televizyon programındaki konuşmasını eleştirdi.

Bozdağ, "Söylediği laf şu, 'Kimse Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çektirmek istemiyor, yan yana gelmek istemiyor.' Tam bu lafı söylerken aynı televizyonun ekranına Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Trump'la görüşmesine ilişkin fotoğraflar düştü. Hani derler ya 'Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.' Ama bunların mumu bırakın yatsıyı bir dakika bile yanmıyor." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı vesilesiyle gittiği New York'ta Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, NATO Genel Sekreteri ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile görüştüğünü ifade eden Bozdağ, 6 devlet başkanı, cumhurbaşkanı, 7 başbakan ile 20 civarında uluslararası düzeyde görüşme yaptığını hatırlattı.

Bunların, ülkelerinin en üst düzeyde yöneticileri, cumhurbaşkanları, başbakanları ve diğer yetkilileri olduğunu kaydeden Bozdağ, şunları söyledi:

"Ama Türkiye'nin ana muhalefetinin lideri utanmadan televizyonda diyor ki 'Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı ile kimse yan yana gözükmek istemiyor. Kimse fotoğraf çektirmek istemiyor.' Sen görmek istemezsen biz nasıl göstereceğiz bu fotoğrafları. Televizyonlara da demek ki bakmıyor, dünyayı takip etmiyor ama televizyonu da takip etmiyor. Sade bir televizyona bakıyorsa onlar da gösteriyor aslında, demek ki orayı da tam takip etmiyor. Dünyayı takip etmezsen, ikide bir yalanlanan bir siyasetçi pozisyonuna düşer insan ve şimdi düştüğü pozisyon. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı, kim ne derse desin bütün dünya liderlerinin birlikte fotoğraf vermekten onur duyduğu bir dünya lideridir. Saygın bir dünya lideridir. CHP'nin Genel Başkanı bunu kabul etse ne olur, etmese ne olur, bir kıymeti yok ama insan bununla iftihar eder."

Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna giden Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanıyla, cumhurbaşkanlarının, devlet başkanlarının, başbakanların görüşme yapmaktan onur ve gurur duyduklarını vurgulayan Bozdağ, şöyle konuştu:

"Ama öyle değil, görüşme yapmasından rahatsız, görüşme yapmamalarından memnun bir pozisyonda. İstiyorlar ki Türkiye'yi uluslararası güçler dışlasınlar, başka ülkelerin cumhurbaşkanları, başbakanları, devlet yöneticileri Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ile diğer yöneticileri ile görüşmesinler. Türkiye'ye kısıtlamalar getirilsin, yaptırımlar uygulansın. Bu beyefendi de hiç uğraşmadan halka dönüp, 'Bak, dünya bunları istemiyor, siz niye istiyorsunuz, dünya bizi istiyor.' diyerek halkan oy alacak. Türkiye'de halk Amerika'nın istediğini iktidar yapmıyor. Almanya'nın isteğini de iktidar yapmıyor, Fransa'nın istediğini de iktidar yapmıyor, başka ülkelerin istediğini de iktidar yapmıyor. Halk kimi iktidar yapıyor, hep gördük. Kendi istediğini iktidar yapıyor, halk kimi istiyorsa onu iktidar yapıyor. Bir dünya bir araya gelse bir kıymeti var mı? Yok. Kıymeti olan, Türk milletinin iradesidir, kıymeti olan Türk milletinin sandığa attığı reydir, sonucu bunlar belirliyor. Bizim gücümüz milletten gelen güçtür ve bugüne kadar iktidardaysak bu kadro milletin iradesiyle iktidarda kalmıştır. Bundan sonra yolumuza devam edeceksek yine milletin iradesiyle devam edeceğiz. Biz, Türkiye'nin düşmanlarından bilumum terör örgütlerinden medet umma zavallığına hiç düşmedik, bundan sonra da düşmeyeceğiz. Eğer Türkiye'nin düşmanlarının ve Türkiye'ye saldıran terör örgütlerinin yaptıklarının bize bir faydasını bir an olsun düşünme noktasına gelirsek Rabbim bize hiçbir imkanı, hiçbir gücü, hiçbir iktidarı nasip etmesin. Böyle düşünenlerle de bizi yan yana bulundurmasın."

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Oturuyorlar konuşuyorlar, efendim 'Türkiye'nin yüzde 50'si Tayyip Erdoğan'a AK Parti iktidarına karşı.' Peki nasıl iktidarda duruyor o zaman? Şunu demiyor, 'Türkiye'nin yüzde 50'sinden fazlası Türkiye'nin cumhurbaşkanını destekliyor, onu iktidarda tutuyor' demiyor. Hep başka yerden bakıyor, 10 partiye oy veren vatandaşlarımızın hepsini tek parti gibi lanse etmeye, uluslararası alanda öyle göstermeye devam ediyor." dedi.

Bozdağ, Yozgat'ta Çandır Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Konferans Salonunda düzenlenen AK Parti ilçe kongresinde, 16 Nisan referandumunda halkın yüzde 50'sinden fazlasının yeni hükümet sistemine 'evet' dediğini hatırlattı.

Bu referandumda "hayır" diyenleri CHP'nin kendi cebinde gördüğünü vurgulayan Bozdağ, şöyle konuştu:

"Ben ne dersem 'hayır' diyenlerin hepsi orada durur. Ben kimi aday gösterirsem 'hayır' diyenler 2019'da ona oy verir.' Oturuyorlar konuşuyorlar, efendim 'Türkiye'nin yüzde 50'si Tayyip Erdoğan'a AK Parti iktidarına karşı.' Peki nasıl iktidarda duruyor o zaman? Şunu demiyor, 'Türkiye'nin yüzde 50'sinden fazlası Türkiye'nin cumhurbaşkanını destekliyor, onu iktidarda tutuyor' demiyor. Hep başka yerden bakıyor, 10 partiye oy veren vatandaşlarımızın hepsini tek parti gibi lanse etmeye, uluslararası alanda öyle göstermeye devam ediyor."

AK Parti'nin tek başına yüzde 50 oy aldığına dikkati çeken Bozdağ, "10 parti bir araya geliyorsunuz, bir AK Parti etmiyorsunuz. Ondan sonra kalkıp, dışarıdan diyorsunuz ki 'yüzde 50'si AK Partiyi istemiyor.' CHP'yi yüzde kaçı istemiyor, o zaman o mantıkla? Bu toplumun yüzde 75'i CHP'yi istemiyor o zaman, bu toplumun yüzde 90'ı HDP'yi istemiyor o zaman. O mantıkla baktığında senin toplumda karşılığın ne? Sıfır noktasında. Halbuki demokratik değerlendirmeyi doğru yapmak lazım." ifadelerini kullandı.

Bozdağ, sandıktan çıkan sonuçlara saygı duymanın esas olduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar sandıktan çıkan sonuçlara bir türlü saygı duymayı öğrenemediler. Sandıklara her seçimden sonra hile karıştırıldığı iddiasını ifade ediyorlar. En son 16 Nisan'da yaptılar. 2019'a doğru gidiyoruz. 2019'a doğru şimdiden seçimi kaybedeceklerini gören bu malum çevreler sandıkta hile iknasına, iddiasına 'biz halkı nasıl inandırırızın' zihinsel çalışmalarını yapıyorlar. Geçmişte bazı sivil toplum örgütleri de çıktı, 'temiz seçim, temiz siyaset' diye bir takım çalışmalar yaptılar. Tek amaçları vardı, sandıktaki seçimi kirletmekti ama millet buna izin vermedi. Şimdi tekrar aynı senaryoyu Türkiye'nin gündemine taşımak için ağır ağır çalışıyorlar. Ben buradan diyorum, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yaptığı en iyi işlerin başında seçim gelir. Seçim güvenliği gelir. Milletin sandıkta verdiği reyin muhafazası gelir."

-"Yüksek Seçim Kurulu bir güven müessesesidir"

Yüksek Seçim Kurulunun bir güven müessesesi olduğuna işaret eden Bozdağ, bu müesseseyi iftira, yalan ve dolanla kimsenin zedeleyemeyeceğini belirtti.

"Biz biliriz CHP'nin seçimlerini. Oylar açık verildi, gizli sayıldı. Şimdi kalkmışlar demokrasi öğretiyorlar." diyen Bozdağ, "Aslında onlar böyle bir seçim düzeni olsa çok rahat iktidar olacaklarını düşünüyorlar ama Türkiye'de demokratik hukuk devletine uygun bir seçim düzeni var. Bu da bundan sonra Allah'ın izni ile devam edecektir. O nedenle 2019 seçimi hepimizin birlikte daha güçlü bir dayanışma içinde olmamızı gerektiren bir seçimdir." ifadelerini kullandı.

2019 seçimlerinin, Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 100. yıl dönümüne rastladığını hatırlatan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Kurtuluş mücadelesinin başlangıcından bu noktaya gelinceye kadar çok değişimler yaşadı. Yeni bir yüzyılın başındayız. Türkiye, yeni yüzyıla yeni bir hükümet sistemiyle giriyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile. Bunun anlamı, yeni atılımlar, yeni reformlar, yeni dönüşümler, büyük Türkiye demektir. Şimdi büyük Türkiye'nin önünü kapamak isteyen bütün çevreler, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin uygulanmasını engellemek için şimdiden pusuya yatmış vaziyetteler. Çünkü Türkiye Cumhuriyet Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi, yeniden cumhurbaşkanı seçilirse Türkiye'nin önü, ufku başka açılacak ve yeni hükümet sistemi artık Türkiye'yi daha güçlü geleceğe taşıma konusunda büyük bir görev ifa edecektir. Bunu engellemek istiyorlar. Buna Allah'ın izni ile bu milletten izin çıkmayacaktır. 2019, Türkiye'miz için yeni bir başlangıç olacak. Büyük Türkiye'nin her alanda güçlü bir Türkiye'nin daha hızlı yoluna devam etmesi için milletimizin kararıyla yolu daha güçlü bir şekilde açılacaktır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber