İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Tarlada et yetiştirmeliyiz!

Gelin tarlada et yetiştirelim ve beslenme alışkanlıklarımızı gözden geçirelim

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 26 Eylül 2017 13:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Tarlada et yetiştirmeliyiz!

M. Murat GÜN

Son 20 yılda dünya çapında et tüketimi yaklaşık iki kat artmış durumdadır. Önümüzdeki 40 yılda, yeniden iki kat artacağı tahmin edilmektedir. Çünkü nüfus artmakta, bunun yanında da alım gücü iyi olanların sayısı artmaktadır. Et üretimi, özelliklede kırmızı et üretimi için hayvan yetiştirmek büyük emek istediği gibi, büyük alan, çok miktarda yem ihtiyacı ve su tüketimi gerektirmektedir. Belki dünyanın bir kısmının et ihtiyacını karşılamak mümkün ama dünyanın 2/3'ünün yeterli beslenme manasında et ihtiyacının karşılanması, yakın gelecekte mümkün görülmemektedir. Bu haliyle, et sorunu evrensel bir sorundur.

Kısaca;

- Yem ihtiyacı

- Emek ve bakım

- Yeterli alan ihtiyacı

- Çevresel faktörler

- Sağlıklı ve kaliteli et üretme imkanı

- Hastalıklar

- Temiz su tüketimi

- Maliyetler

İncelendiğinde görülecektir ki, bırakın kendi ülkemizi, dünya geneli, et üretimi konusunu halledecek durumda değildir. Ancak az sayıda ülke, et üretimi sorununu büyük ölçüde halletmiş yada şimdilik ucuza mal etmiş görünmektedir. Et üretimi konusunu, et tüketimi ile birlikte düşünmek ve bunu da sağlıklı beslenme ile ele almak bizi daha doğru teşhislere ve doğru çözümlere götürecektir.

Et tüketim şeklimizin temeli, atadan-deden gelen alışkanlıklarımız ve kendimize has damak zevkimizden kaynaklanıyor olması ve bu nedenle de eti, öncelikli beslenme kaynağı olarak görmemizin yanında, protein içeriği en yüksek gıdalardan olması da tercih nedenimizdir. Ama et tercihimiz, sağlıktan önce alışkanlık olarak öne çıkmaktadır. Besin değeri olarak, 70 kg ağırlığında bir kişinin günlük protein ihtiyacı 50-55 g'dır. Bunun oluşumu hayvansal ürünler açısından yüksek maliyet getirmektedir. Ancak protein ihtiyacımızı karşılayabileceğimiz uygun maliyetli, bitkisel kaynaklı yiyeceklerde mevcuttur. Et tüketiminde bütün mesele protein olmamakla birlikte, beslenme yönüyle öne çıkan en bariz özellik proteindir.

Protein ve diğer besin ihtiyacımız için, hayvansal ürünler dışında, bitkisel alternatifler mevcut olmasına rağmen, doğal sürecinin dışında, bu alternatifleri geliştirmek ve topluma kabul ettirmekle ilgili bir çabamız yoktur. Her ne kadar gıda olarak "etin" özelliklede kırmızı etin alternatifsiz olduğu bir hakikat olsa da, beslenmede, özelliklede protein açısından "ete" alternatif olacak ve protein kaynağı olarak görülen çok sayıda bitkisel ürün vardır. Bu bitkisel kaynaklı ürünlerin başında soya gelmektedir. İyi bir kaynak olan soya proteinleri, et proteinleri ile fonksiyonel açıdan aynı özelliklere sahip olup, bitkisel protein kaynağı olarak besin değerinin, en az et kadar değerli olduğu belirtilmektedir. Sadece maksadımızı anlatmak için bu ürünlerden bir kısmını dile getirerek önerilerimizden bahsetmek istiyoruz.

Dana etinin 100 gramında, 28-30 gram protein varken, koyun etindeki protein 17-20 gram, tavuk etindeki protein 20-25 gramdır. Buna karşılık, bitkisel ürünlerden, soyanın 100 g da, 35-40 g protein, kinoanın 100 g da, 14-16 g protein, 100 g nohuttta yaklaşık 7-8 g, fasulyede 5-9 g ve yeşil mercimekte 8-10 g oranında protein tespit edilmiştir. Sebzelerden mantar, karnabahar ve ıspanağın protein yapıtaşlarını içerdiği bilinmektedir. Hem bitki olarak hem de diğer besin miktarları olarak örnekleri çoğaltmak mümkün. Ülkemizde de rahatlıkla yetişebilen bu bitkiler; protein ve diğer besleme özellikleri açısından ete alternatif olarak, bir nevi, etin tarlada yetişen versiyonu anlamında ele alınabilir.

Bir taraftan hayvansal et üretimi araştırma ve uygulama çalışmalarını devam ettirirken bir taraftan da besleme değeri açısından et açığına alternatif olabilecek bitkilerin;

- Ekim alanlarının, bilinçli tüketimle birlikte ayarlanması,

- Protein ve besleyicilik açısından ete alternatif bitkilerin, üretim alanlarının artırılması,

- Bu bitkilerin, kalite ve verimini artırmak için ciddi ıslah çalışmalarının yapılması,

- Bu bitkilerle yetiştirilmesi ile birlikte beslenme alışkanlıklarımızın güncellenmesi,

- Bu alandaki projelerin ulusal bir mesele olarak görülmesi ve süreklilik kazandırılması şarttır.

Hayvansal et üretim açığına kapatmaya yoğunlaşıp, bunu da dış kaynaklardan temin etmeye yönelmek ve alternatifi olan bitkisel ürünleri göz ardı etmek, çift taraflı kayıp olacaktır. Beslenme alışkanlıklarımızı güncelleyerek, ete alternatif olarak gündeme getirilen bitkisel ürünleri bilinçli bir şekilde kabullenmek ve geliştirmek zorundayız. Yoksa, kim bilir?! belki yakın gelecekte protein deposu böcekler sağlıklı beslenme adına kurtarıcı olur!

Yararlanılan kaynaklar:

http://www.teknolojikarastirmalar.com

https://tr.boell.org/tr. et-atlası http://vgntr.com/gidanin-gelecegi/

http://dergipark.gov.tr/

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber