İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

MİT'e haber verme gereği duymamış!

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılanmasına, sanık savunmalarıyla devam edildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Ekim 2017 13:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
MİT'e haber verme gereği duymamış!

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada, Hava Kuvvetleri Komutanlığı adına MİT'te görev yapan eski Kurmay Yarbay Ömür Yongacı, hakim karşısına çıktı.

Yongacı, 2012'de Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığından, MİT Müsteşarlığına Hava Kuvvetleri Komutanlığı kadrosuyla görevlendirildiğini, darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz 2016'ya kadar burada çalıştığını söyledi.

İcra ettiği özel görevler ve aldığı eğitim nedeniyle terör konusunda uzman olduğunu dile getiren Yongacı, 15 Temmuz günü mesainin ardından evine gittiğini, saat 19.00 sularında Albay Ali Durmuş'un kendisini arayıp Akıncı'da bir harekat planlaması olduğunu, üsse gideceğini, uzmanlığından yararlanmak için kendisini de Akıncı'ya çağırdığını öne sürdü.

- "Vatana hizmet için kabul ettim"

Askeri bir refleksle vatana hizmet için görevi kabul ettiğini savunan Yongacı, şöyle devam etti:

"Saat 21.00 gibi Ali Durmuş ile buluşup Akıncı'ya gittik. 143. filoya geçtik. Bir süre sonra Ali Durmuş'a telefon geldi. Bana, 'Ağabey, sen bekle ihtiyaç olursa seni bulurum' dedi ve ayrıldı. Yemekhane gibi bir yerde oturmaya başladım. Zamanla içerisi kalabalıklaştı. Silahlı kişiler vardı. Gazinodaki televizyondan darbeyi öğrendik. Çıkmaya çalıştık ama izin verilmediği için çıkamadık. Uçak ve patlama sesleri duydum. Sabaha doğru kamuflajlı kişilerin silahlarını bırakıp dağıldığını gördüm. Ali Albay ile us icindeki misafirhaneye gittik. Burada devrem Murat Cınar ve Bircan Ermaya da vardı. Bir yatakhaneye girip beklemeye başladık. Öğleden sonra Polis Özel Harekat geldi. Durumumuzu anlattık. Bizi jandarmaya teslim ettiler. Savcılık ifadesinin ardından tutuklandık."

Darbe girişiminden haberdar olmadığını, girişimi Akıncı'da öğrendiğini savunan Yongacı, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın "Siz tam da MİT'in o sırada aradığı kişisiniz. Girişimin yönetildiği yerde, işin merkezindesiniz. Akıncı'da olanları MİT'e haber verme, girişimi bildirme ihtiyacı hissetmediniz mi?" diye sorması üzerine, operasyonel gücü bulunmadığı, doğrudan bir operasyon yapamayacağı için MİT'e haber verme ihtiyacı hissetmediğini öne sürdü.

Kendisinin darbeyi öğrendiği saatlerde girişimin aleniyet kazandığını savunan Yongacı, Akıncı'da mümkün olduğu kadar pasif bir şekilde beklediğini ve hayatta kalmaya çalıştığını iddia etti.

Akıncı'daki güvenlik kameraları görüntüsü izletilen Ömür Yongacı, görüntüdeki kişinin kendisi olduğunu kabul etti. Yongacı, 143. filoda komutanların odalarının bulunduğu koridordaki görüntüsünün izletilmesi üzerine, burada Ali Durmuş'u aradığını, bu sırada pek çok kişiyle karşılaştığını ancak bu kişileri tanımadığını öne sürdü.

Mahkeme Başkanı Giray'ın, "Bir istihbaratçı olarak daha fazla gözlem yapman gerekmez mi? Siz kimseyi tanımadığınızı, ne olup bittiğinden haberdar olmadığınızı söylüyorsunuz. Sanıkların hepsi o gece orada ama hiç kimse hiçbir şey bilmiyor. Bu çok garip değil mi?" sorusu üzerine Yongacı, "O gece olan her şey çok garipti." diye konuştu. Bunun üzerine Giray, sanığa, "Çok meraksız bir MİT çalışanıymışsınız" dedi.

- "Bu nitelikte bir görev almadım"

Yongacı, bir soru üzerine, MİT'te görev yaptığı 2012'den bu yana Hava Kuvvetleri Komutanlığından bu nitelikte bir görev almadığını, Akıncı'ya da ilk kez gittiğini belirtti. Ömür Yongacı, 143. filo koridorunda karşılaştığı Bircan Ermaya ile "çoluk çocuk muhabbeti" yaptıklarını öne sürdü.

Yongacı, soru üzerine, darbe girişiminin ardından mesaiye gelmesi yönünde kurumdan telefon mesajı aldığını, bu mesaja karşılık vermediğini, işe gelmemesi nedeniyle mesai arkadaşlarının da kendisini aradığını, onlara da yanıt vermediğini söyledi.

- Çarık ve Yavuz'u üsse bırakmış

Sanıklardan İbrahim Doğru da savunmasında, suçsuz olduğunu, hakkında hiçbir delil bulunmadığını öne sürdü ve beraat istedi.

Özel Kuvvetler Komutanlığında astsubay kıdemli çavuş olarak görev yaptığını, sanıklar Ayhan Çarık ve Selçuk Yavuz ile aynı timde bulunduklarını anlatan Doğru, şunları söyledi:

"15 Temmuz günü Çarık ve Yavuz, kendilerini bir yere bırakmamı istediler. 'Nereye gideceksiniz?' diye sordum. 'Boşver' dediler. Yolda Selçuk direksiyona geçti. Bir süre sonra Selçuk, telefonla konuştuğu kız arkadaşına tatbikata gideceğini söyledi. Ben de 'Hayırdır, ne tatbikatı?' diye sordum. O da 'Boşver' dedi. Bilmemem gerektiğini düşündüm. Daha sonra Akıncı Üssü'nün tabelalarını gördük. Onları üsse bıraktım, geri döndüm."

Rahatsızlığı nedeniyle hastaneye uğradığını, eczaneden ilaçlarını alıp eve geçtiğini, dinlenirken tim komutanı Murat Kamber'in 23.15 sularında kendisini arayarak darbe girişimini haber verip dışarı çıkmaması için uyardığını anlatan Doğru, WhatsApp grubundan gelen mesaj üzerine birliğe geçip, darbecilere karşı mücadele ettiğini ve birliği darbecilerden temizlediklerini öne sürdü.

Çarık ve Yavuz'u üsse bıraktığı için suçlandığını ifade eden Doğru, bu kişilerin niyetini bilmediğini, insani duygularla gerçekleştirdiği bu eylemin kendisini darbe suçlusu yapmayacağını savundu.

Savunmaların ardından duruşmaya öğle arası verildi.

Serdar Açıl

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber