'Dost dusman tanıma kodu' cihazını sökmüşler

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 4. Kara Havacılık Alay Komutanlıgı'ndan helikopterlerle hareket ederek İstanbul çevresinde kalkışmaya katılan ve bir kısmı daha sonra Yunanistan'a kaçan subayların da aralarında bulunduğu 9'u tutuklu, 8'i firari 19 eski havacı asker hakkında açılan davanın iddianamesindeki detaylar ortaya çıktı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 27 Ekim 2017 14:07, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Dost dusman tanıma kodu' cihazını sökmüşler

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan ve sunulduğu mahkemece kabul edilen iddianamede, 4. Kara Havacılık Alay Komutanlıgı'ndan havalanan helikopterlerin ve içindeki askerlerin eylemlerine yer verildi.

Darbe girisiminin basarısızlıga ugramasından sonra 8 sanığın TSK' ya ait askeri helikopterle Yunanistan'a kacmaları ve iltica talebinde bulunmaları gibi hususlar birlikte degerlendirildiginde, sanıkların ''FETÖ silahlı terör örgütüne üye olma'' suçunu işledikleri kanaatine varıldığı anlatılan iddianamede, sanıkların askeri helikopterle Yunanistan'a kaçma planları ve rotaları anlatıldı.

Helikopterin teslim edildikten sonra olay yeri inceleme tarafından yapılan işlemlere de yer verilen iddianamede, sanıkların helikopterdeki "Dost dusman tanıma kodu'' cihazını montaj yerinden soktukleri, 20 bin dolar degerindeki gece gorus durbununu aldıkları kaydedildi.

İddianamede, darbe toplantılarında 4. Kara Havacılık Alayı'ndan kalkacak helikopterlerle stratejik oneme haiz bazı bolgelere ve bazı medya kuruluslarına ait binalara takviye personel sevk edilmesinin kararlastırıldıgı ifade edilerek, sanıkarın 4 farklı helikopterle 4. Kara Havacılık Alayı'ndan havalanarak darbeci askerlere destek olmak amacıyla Istanbul'un muhtelif bolgelerinde faaliyetlerde bulundukları vurgulandı.

- Cumhurbaşkanı'na suikaste giden helikopter de bu alaydan kalktı

İddianamede, söz konusu alaydan havalanan (14306 kuyruk numaralı) bir helikopterin ise Cumhurbaskanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast yapmaya giden timlerin intikalinde gorev yaptıgının tespit edildiği kaydedilerek, Mugla'da yargılanan sanıkların cezalandırıldığı hatırlatıldı.

Sanıklar Ahmet Güzel (1. Pilot), Gencay Böyük (2. Pilot) ve Rıfat Celik'in (teknisyen) "11306" kuyruk numaralı askeri helikopterle silahlı ve techizatlı 7 Harp Akademisi ögrencesi ve 15 astsubay ogrenciden olusan timi takviye amacıyla Vatan Caddesi'ndeki Istanbul Emniyet Mudurlugu Yerleşkesi'ne götürdüğü anlatılan iddianamede, sanıkların emniyet güçlerinin ateşle karşılık vermesi üzerine yerleşkeye inemedikleri aktarıldı.

İddianamede, helikopterdeki askerlerin uzun namlulu silahlarla vatandasların uzerine ateş açması sonucu Mehmet Guder'in oldugu, Ali Kara'nın yaralandıgı belirtildi.

Sanıklar Suleyman Özkaynakçı, Abdullah Yetik ve Mesut Fırat'ın iki rutbeli subay, Hava Harp Okulu ögrencilerinden olusan 16 kisilik tim ve teknik bilgiye sahip sivilleri, helikopterle Yesilkoy Havalimanı'ndan alarak Casper Plaza'nın catısına indirdiği anlatılan iddianamede, bu helikopterden açılan ateş sonucu da Ali Ayran ve Ilhan Yiğit'in yaralandığı kaydedildi.

- Eski yüzbaşının adresinde 1 dolar çıktı

İddianamede, Yunanistan'a kaçan eski Pilot Yüzbaşı Ferudun Çoban'ın Ankara'daki adresinde yapılan aramada, iki adet 1 dolar ile FETÖ kapsamında kapatılan Fatih Üniversitesi'ne ait kimlik kartları bulunduğu belirtildi. Eski Teğmen Halil Can Akbaş'ın iş yerinde yapılan aramada, "17-25 Gizlenemeyen gercekler" yazılı bir derginin sayfası bulunduğu kaydedildi.

Sanıkların ifadelerine de yer verilen iddianamede, eski Astsubay Mehmet Güngör 66. Mekanize Tugay Komutanlıgı'na emniyet güçlerinin müdahalede bulunduğunu anlatarak, şunları söyledi:

"Yarım saat, 40 dakika sonra bulundugumuz kıslanın icinden silah sesleri gelmeye basladı. Hava alacakaranlıktı. Bu 12-13 kisi oldugunu soyledigim kamuflajlı rutbeliler, piyade tufeklerini alarak asagıya indi. Bunlar gittikten sonra catısma sesleri arttı. Yaklasık 10 dakika sonra eli yaralı yarbay rutbesinde biri geldi. Yarbay bu 12-13 kisiden biriydi. Bize 'Nizamiyede iki kişiyi vurdum.' dedi ve vurduğu kişilere küfretti. Bu iki kisinin de polis oldugunu, polislerin de kısladan iceri girdigini soyledi. Pilotlara 'Kacın, canınızı kurtarın.' dedi. Biz 4 kişi 'Polislere teslim olalım.' şeklinde konusmaya basladık. Ancak bize ates edilebilecegini dusunduk. Bu nedenle teslim olmaktan vazgectik. Pilotlar camdan atlayarak kacıyorlardı."

Eski Astsubay Rifat Çelik de ifadesinde, helikopterle havalandıklarını belirterek şunları kaydetti:

"WhatsApp grubumuzda hep paylastım. Son kalkısımızda da 'Ucmak istemiyorum, gelin beni kurtarın.' seklinde mesajlar yazdım. Korkuyordum. Adını daha sonradan ogrendigim ve 66. Mekanize Tugayı olan yere saat 00.00-00.30 sularında inis yaptık. Boluk komutanıma 'Komutanım ne olur beni kurtarın.' diye bir mesaj yazdım. O da 'Pilotun kim?' diye sordu. Ahmet Güzel oldugunu soyleyince cok kısa bir sure sonra boluk komutanım Sercan Güngör, Ahmet Güzel Binbası'yı telefondan aradı. Ahmet Güzel Binbası 'Sen kimsin?' diye sordu, o da kendini tanıttı ve 'Rifat'ı serbest bırak.' diye konustu. Ahmet Güzel Binbası 'Rifat kim?' diye sorunca, Sercan Yuzbası 'Yanındaki teknisyeni tanımıyor musun?' diye cıkıstı. Bunun uzerine Ahmet Güzel bana 'Senin adın Rifat mı?' dedi. Akabinde Sercan Yuzbası'ya kufur edip telefonu kapattı. Sonrasında bana donerek 'Bunca isin arasında seninle mi ugrasacagım.' dedi. Bu kez yanındaki sivil kisiye 'Abi bu is boyle olmayacak, basaramayacagız.' seklinde konustu. Sivil kisi ise 'Ahmet moralini bozma bu isin sonunda ya celenk var ya idam sehpası var, bunları bilerek yola cıktık.' diye cevap verdi. Bu sekilde aralarında tartısma cıktı."

- İddianamede görüntülere yer verildi

İddianamede, 66. Mekanize Tugay Komutanlıgı'na 16 Temmuz 2016'da saat 05.30 sıralarında emniyet güçlerinin müdahalede bulunması ve bunu fark eden 4. Kara Havacılık Alayı personeli 12 sanığın merdivenlerden asagıya inme görüntülerine yer verildi.

İddianamede görüntülere ilişkin şu ayrıntılar anlatıldı:

"Sanıklar Ahmet Güzel, Abdullah Yetik, Gencay Böyük, Suleyman Ozkaynakcı ve Fatih Mandacı'nın elinde silah oldugu, sanık Ugur Uçan'ın merdivenleri indigi esnada sag elini gogsune dogru uzattıgı fakat gogus kısmından ne aldıgının gorulmedigi, sanık Mehmet Güngör'un cantasının altından silah namlusuna benzer bir cismin gozuktugu fakat ne oldugunun tam olarak belli olmadıgı, bu goruntulerden sonra sanıkların 11308 kuyruk nolu helikoptere binerek 66. Mekanize Tugayı'ndan ayrıldıkları görülmüştür. Kamera kayıtları uzerinde yapılan incelemede, darbe tesebbusune istirak eden 4. Kara Havacılık Alayı personeli sanıkların bir baska birlik olan 66. Mekanize Tugayı'nda rahat hareket ettikleri, harekat merkezi ile irtibat halinde olarak aldıkları emirler dogrultusunda gorev yaptıkları anlasılmaktadır."

Hüseyin Kulaoğlu

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber