Devlet PKK gibi IŞİD'i de göremedi

Murat Yetkin 'Meraklısı İçin Entrikalar Kitabı'nda suikastları, darbeleri ve siyasi çalkantıları kayıtlar eşliğinde mercek altına alıyor. Türkiye'de herhangi bir olayın kendiliğinden gelişmediğini belirten Yetkin, PKK'nın kuruluş aşamasındaki devlet reaksiyonuyla günümüzü kıyaslıyor: Devlet IŞİD'i nasıl teşhis edemediyse o yıllarda PKK'yı da teşhis edemiyor

Kaynak : Karar
Haber Giriş : 30 Ekim 2017 08:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Devlet PKK gibi IŞİD'i de göremedi

ERKUT TEZERDİ

Siyasi komplolar, casuslar, IŞİD, 12 Eylül, diplomatik krizler, baskılar, manipülasyon girişimleri... Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Murat Yetkin, Doğan Kitap'tan çıkan 'Meraklısı İçin Entrikalar Kitabı'nda tarihi kayıtlardan yararlanarak Türkiye'de gerçekleşen kritik olaylara odaklanıyor: ABD'nin Irak'ın işgali için söylediği yalan ve trajik büyük hatası, Rusya-İngiltere mücadelesinin sonucu, 12 Eylül'ün neden büyük bir komplo silsilesi oluşu, CIA'in gücü, PKK'nın doğuşu... Peki tüm bunlar Türkiye'yi nasıl etkiliyor? Yetkin'le kitabını konuştuk.

* Sovyetlerin 1979'da Afganistan'ı işgaliyle ABD neden İslamcı akımlarla ilgilenmeye başladı?

Afganistan'a müdahale Sovyetlerin yaptığı en ölümcül hata. Rejimin yıkılmasında en büyük rolü oynadı. Afganistan tarih boyunca almaya çalışan kimseye yar olmamış. Büyük İskender'den bu yana hep böyle. 'Büyük Oyun' denilen Rus-İngiliz egemenlik mücadelesinin en önemli unsuru Afganistan, yan unsuru Anadolu. Bu savaş hala devam ediyor. Eğer Afganistan'da bir savaş varsa bu oyunun devam ettiğini gösterir. ABD bunu durdurmak istiyor.

* ABD'nin bu oyunu nasıl olur da bugün bile devam ediyor?

ABD bakıyor ki Afganistan'da İslamcı aşiretler var. O dönemde hiç umulmadık şekilde Çin ve Pakistan'ın yardımıyla aşiretleri örgütlüyor. Ancak ABD'nin hatası çok büyük. Şimdi PKK'ya nasıl silah veriyorsa, o dönemlerde 'eğit-donat' dahilinde bunların eline modern silahlar veriyor. Fakat işler kontrolden çıkıyor. Taliban böyle doğuyor. Gizli servisler kendilerini her zaman çok zeki sanıp örgütleri arzuları doğrultusunda yöneteceklerini zanneder. Buna bazen 'hesap hatası' denilip geçiliyor. Böyle süreçler El-Kaide'yi de doğurdu.

* Murat Bayrak'ın 1980 öncesi açtığı, ülkücülere 'komando kampları' adı altında askeri eğitim verilen kamplara değiniyorsunuz. Bunun amacı neydi ve Türkiye'ye ne gibi zararları oldu?

O kamplarda yetiştirilen ülkücü gençlere paramiliter eğitim verildi. Eğitimlerin nelere yol açtığı da 70'lerin ikinci yarısından itibaren Türkiye iç savaşa sürüklendiğinde görüldü. Neticede 12 Eylül darbesi gökten zembille inmedi. Planlar uygulandı. Tüm bunların tohumları önceden atıldı. Bayrak'ın Yugoslav göçmeni, Nazi geçmişi var. Tito rejimi başa geçince Türkiye'ye gelmiş. Artık nasıl bir parayla geldiyse sanayici olmuş. Geldiğinden itibaren de uç milliyetçi hareketleri desteklemiş. İlk komando kampını Ayvalık'ta açmış. Ülkü Ocakları'nın kuruluşunda daha sonra böyle yerlerde yetişmiş Abdullah Çatlı gibi isimler rol almış. Yani tüm bunlara rastlantı diyen varsa rastlantı demeye devam etsin.

* PKK'nın 1984 ve 1985'te yaptığı saldırılara ilişkin Turgut Özal "Üç-beş çapulcu işi" demişti. Siz bunları 'ASALA Bitiyor, PKK Yükseliyor' bölümünde anlatıyorsunuz. İki örgütün birbirini etkilediğini söylemek mümkün mü? Yoksa Özal ASALA'yı daha önemli gördüğü için mi bu sözleri söylemişti?

Hep şöyle biliniyor: Batı, Kıbrıs'tan sonra intikam almak için ASALA'yı kurdurdu. Sonra ASALA bitti, PKK'yı kurdurdu... Buna katılmıyorum. Yıllarca kamuoyunu oyalamak için böyle söylediler. ASALA'yı Sevr Antlaşması hayalinin peşinde koşanlar kurdurdu. 80'lerin başında PKK ile ASALA bir dönem birlikte hareket ediyor gibi gözüküyor. Bu da Esenboğa saldırısıyla son buluyor. Çünkü PKK o dönem 'Biz sivil öldürmeyiz' diyor. PKK'nın sivilleri hedef alması 84'ten sonra. Özal da bunun üzerine 'üç-beş çapulcu' sözlerini söylüyor. Türk devleti IŞİD'i nasıl teşhis edemediyse o yıllarda PKK'yı teşhis edemiyor.

* 12 Eylül neden en büyük komplo? Bunun siyasi açıdan en büyük zararı neydi?

Siyasetin ve ekonominin akışını değiştirdi. En büyük komplo dememizin nedeni, kendiliğinden olmamasıdır. Stratejik planlama eseridir: İsrail'de siyonist bir hareket iş başına geliyor. Sovyetler Afganistan'ı işgal ediyor. İran'da İslam Devrimi yaşanıyor. Türkiye NATO ülkesi. Ama Kıbrıs sorunu nedeniyle Yunanistan NATO'nun askeri kanadından çıkmış. ABD'nin en büyük derdi bunu geri çevirmek. Demirel, silah ambargosu nedeniyle 1975'te İncirlik'i kapatmış, birkaç yıl sonra İncirlik yeniden açılıyor ama Yunanistan hala NATO'nun askeri kanadının dışında. 12 Eylül, sözde Türkiye'deki kan gölünü durdurmak için yapılıyor ama sonra bir bakıyoruz alınan ilk karar, Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına dönüş kararı. Adeta aba altından sopa göstererek anlaşmayı imzalatıyorlar. Bunları ABD'nin Türkiye Büyükelçisi James Spain anılarında yazmış. Ecevit de şunları söylüyor: 'Bu kararlar ancak süngü zoruyla uygulanabilir.' Dolayısıyla 12 Eylül, her bakımdan ABD ile Türkiye'nin ilişkilerini perçinlemiştir.

TÜRKEŞ'İ CIA'DEN ARKADAŞI KURTARDI

* Mürted/Akıncı üssünün önemi nedir? Neden 1960'ta da 2016'da da kullanıldı? Rastlantı mı?

O mevkiinin adı Mürted olarak bilinir. 1960'ta da 2016'da da darbecilerin toplanma yeri olan üssün adı 'Böyle isim mi olur?' diyerek 90'larda değiştiriliyor. 15 Temmuz'dan sonra yeniden Mürted'e dönülüyor. 1960'taki darbede Alparslan Türkeş de yer alıyordu. Girişimin önderleri arasındaydı. Ama Türkeş de tutuklandı. Öldürülecekti. CIA ajanı yakın arkadaşı Ruzi Nazar devreye girdi, Türkeş uydurma bir görev tanımıyla -Hindistan Büyükelçiliği Müşaviri- ülke dışına çıkarıldı. Yani Mürted o zamanlar da Mürted... Tek başına bir Mürted komplosu çıkarmak mümkün değil. Tesadüf diyebiliriz.

IŞİD'İ DOĞURAN SÜREÇ BİR YALANLA BAŞLADI

* IŞİD'in doğmasında ABD'nin en büyük hamlesi neydi? Bu doğrultuda Kuzey Irak'ın, Suriye'nin önemini nasıl anlatırsınız?

IŞİD kendisini 2013 Ocak'ta ilan ediyor. Bir adım gerisinde Suriye iç savaşı, daha geride Irak işgali var. Öncesinde El-Kaide'nin Irak'ta güçlü bir örgütlenmesinden söz edemiyoruz. ABD'nin işgaliyle El-Kaide, eski Baas'çılar, Sünni aşiretler bir anda dava birliğinde buluşuyor. Ayrıca ABD'nin Irak'ı işgal etmesinin de bir yalan üzerine kurulu olduğunu belirtmek gerek. Saddam kanlı bir diktatördü ama kitle imha silahları yoktu. Yani istihbarat yalanını bir ülkenin işgalinde kullandılar ve sonucunda IŞİD'e varan zincirleme bir reaksiyon başladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber