Kara Harp Okulu davasına tutuklu sanıklar ile devam edildi

etullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulu'ndaki eylemlere ilişkin, 75'i tutuklu 239 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 02 Kasım 2017 13:51, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kara Harp Okulu davasına tutuklu sanıklar ile devam edildi

Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davanın duruşması, 5. Akdeniz Taburunda bölük komutanı olan sanık eski üsteğmen Ahmet Önder Biberoğlu'nun savunmasıyla başladı.

Darbe girişimini kınadığını, menfur eylemi gerçekleştirenlerin ortaya çıkarılıp, suçlu ile suçsuzun ayrılmasını istediğini ifade eden Biberoğlu, girişimin faillerinden şikayetçi olduğunu söyledi.

Temmuz 2016'da Kara Harp Okulu Komutanlığının yıllık eğitimi gereği kursiyerler için Kocatepe'ye gezi düzenlenmesinin planlandığını, kendisinin de Tabur Komutanı binbaşı Dilaver Uysal'ın talimatıyla gezinin hazırlıklarını yürüttüğünü öne sürdü.

Yine Uysal'ın emri gereği kursiyerlerin yol emniyeti için araçlarda ikişer muhafız kursiyer olacağını, kursiyerlerde de mühimmat bulunacağını aktaran Biberoğlu, "Uysal, 15 Temmuz günü saat 16.00 sularında beni yanına çağırdı ve 'mühimmat geldiğinde şarjöre basıp yarın için hazır edin' dedi. 'Komutanım, mühimmatla akşam uğraşacağımıza yarın sabah takalım. Yarın yetiştirebiliriz.' dedim ama kendisi bu teklifi reddetti ve mühimmatın akşamdan takılmasını istedi." diye konuştu.

- "Uysal, kışlaya gelmemişti"

Mesainin ardından evine gittiğini, Uysal'ın emri gereği akşam saat 22.00 sularında hazırlıkları tamamlamak için tabura geçtiğini öne süren Biberoğlu, şöyle devam etti:

"Dilaver Uysal o saatlerde kışlaya gelmemişti. Yanıma birkaç kursiyer alarak önce mühimmatları, sonra kumanyaları araca yerleştirdim. Odamdayken bir asker gelip, 'Komutanım bir asker geldi, toplanmamızı istiyor' dedi. Gelen şahıs, 'Albay İlhami Polat'ın (Eski Kurmay Başkanı) alarm verdiğini söyledi. Tabur komutanı Uysal yoktu. Telefonla onu aradık. Bize 'Verilen emirlere uyun. Ben şuan gelemiyorum. Yollar kapalı. İlerleyen saatlerde gelirim' dedi. Oysa Uysal'ın evi lojmanda. O saatte yollar kapalı da değil. Kendisi yürüyerek bile gelebilecek bir yerde olmasına rağmen bize 'Gelemiyorum, yollar kapalı' dedi."

- "Emri yerine getirdim"

O saatten itibaren kurmay başkanı İlhami Polat'ın emirlerine uyduğunu belirten Biberoğlu, şunları söyledi:

"15 Temmuz 2016'da gezi faaliyeti hazırlıkları kapsamında tabur komutanı Dilaver Uysal'ın emriyle karargaha geldim. Mühimmat konusunun önemli olduğunu, bunun için bölük komutanlarının kışlaya gelmesi gerektiğini söyledi. Bu emir, hizmete ilişkin bir emirdi ve kışlaya gelerek emri yerine getirdim. Emri veren Dilaver Uysal görevinin başında, ben ise mesaiye çağrılan bölük komutanı olarak burada sanık konumundayım. Bunu anlamıyorum. Şu anda burada bulunuyorsam, 15 aydır tutuklu yargılanıyorsam bunun müsebbibi piyade Binbaşı Dilaver Uysal'dır. Bize kumpas kuran tabur komutanı görevine neden devam ediyor?"

İlhami Polat'ın talimatları doğrultusunda Subay Temel Askerlik ve Subaylık Anlayışı Kazandırma (SUTASAK) personelini silahlandırdığı iddiasını da kabul etmeyen Biberoğlu, kendisinin Polat'ın talimatını kursiyerlere ilettiğini söyledi. Ahmet Önder Biberoğlu, taburdaki diğer personelin kışlaya çağrılması emrinin de Polat tarafından verildiğini, bunun üzerine taburun WhatsApp grubundan personeli kışlaya çağırdığını öne sürdü.

Biberoğlu, Türk Telekom binasına giden personele emir verdiği yönündeki iddiayı da kabul etmedi. Sanık, "Bu kursiyerlerin oraya gitmeleriyle ilgili ne bilgim ne de görgüm var. Bana hiçbir suretle bilgi verilmedi. Gece 03.00 gibi beni bir kursiyer aradı, oraya gittiğini söyledi ve ne yapacağını sordu. O sırada nizamiye bölgesindeydim. Başında bir binbaşı olduğunu söyledi. Ben de onun emirlerine uymasını söyledim." dedi.

Sanık Biberoğlu, İlhami Polat'ın, "Anayasa askıya alınmıştır, TSK yönetime el koydu. Emir komuta artık bizdedir. Okul komutanınız size insan gibi davranmadı, siyasiler ile iş birliği yapıyor, vatanı satıyor. Ben onu gözaltına aldım." dediği yönündeki önceki ifadesini de reddetti.

Sanık eski üsteğmen Mustafa Çetiner de FETÖ ile hiçbir irtibatının bulunmadığını, 15 Temmuz günü mesaiye çağrılması üzerine kışlaya geldiğini, rutin görevini yürüttüğünü, bir süre Harbiyelilerin başında beklediğini, ardından komutanı tarafından 4 No'lu nizamiyede görevlendirildiğini öne sürdü.

Darbe girişimini gece saatlerinde öğrendiğini, nizamiye girişine tankların içeri alınmaması için otobüs çekildiğini iddia eden Çetiner, bu faaliyetle "okulu darbecilerden korudukları"nı düşündüğünü anlattı.

Okula gelen personeli, nizamiyeden kontrollü olarak içeri aldığı iddiasını yalanlayan Çetiner, "Böyle bir kontrolün yapılmadığı okula giriş yapan personelin ifadelerinden anlaşılıyor. 4 No'lu nizamiyeden birliğe giren personelin hiçbirinin ifadesinde böyle bir suçlama yok." dedi.

Mühimmat dağıtılmasının da güvenlik amaçlı olduğunu belirten Çetiner, sabaha kadar tek bir mühimmat kullanılmadığını, kendisinden emirsiz kimsenin silah kullanmayacağı yönünde defalarca talimatı bulunduğunu savundu.

Çetiner'in savunmasından sonra duruşmaya öğle arası verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber