Bozdağ: Kur'anlar ayaklar altında, imamlar evde oturuyor

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: Kur'anlar ayaklar altında, imamlar evde oturuyor. Sadece güvenlik güçleriyle olacak iş değil. O ayaklar altına Kur'anları alan, camileri yıkan teröristler, onlara düşmanlık edenler bizim cemaatten bazılarının çocuğu. Biz eğer işimizi iyi yapsaydık onlar o hale gelir miydi, belki gelmezdi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 18 Kasım 2017 14:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bozdağ: Kur'anlar ayaklar altında, imamlar evde oturuyor

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Herkes elini vicdanına koysun. Mabetlerimizin göğsüne namahrem eli değdi mi, değdi. Nerede suç? İmamda. 'Bu camiye giremezsin' deyip orada haykıracak sütçü imamların torunları nerede? Camiyi bırakıp kaçıyor, teröristler geliyor. Ben böyle imam istemiyorum. 'Benim cesedimi çiğnemeden bu camiye hiçbir terörist giremez' ama bunu diyemedik, bunu hiçbir yerde demeyi başaramadık." dedi.

Şırnak'ta temaslarını sürdüren Bozdağ, beraberinde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile bir otelde düzenlenen, "Din Görevlileri ile Buluşma Toplantısı"na katıldı.

Bozdağ, toplantıda yaptığı konuşmada, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere değinerek, Afganistan'da 1990'lı yılların başından beri insanların birbirlerini öldürdüğünü, Irak'ın 2003'ten beri yaklaşık 3 milyon Iraklıya mezar olduğunu, Suriye'de 700 bin Suriyelinin öldürüldüğünü, 3 milyon 200 bin Suriyelinin Türkiye'ye geldiğini, 10 milyon Suriyelinin yerinden yurdundan edildiğini söyledi.

"İşte körfezde yaşananlar, dört bir yanda terör var. İşte Türkiye'de yaşananlar. PKK terör örgütü etnik farklılıkları istismar edip öldürüyor, öldürtüyor. DEAŞ terör örgütüne Türkiye'den de katılanlar olduğunu görüyoruz ve dini istismar edip Türkiye'dekileri öldürüyor, ölüme gönderiyor. FETÖ terör örgütü, o da aynı şeyleri yapıyor." diye konuştu.

- "Bu dinin aydınlık yüzünü aydınlatacak olanlar sizlersiniz"

Türkiye'de milletin dini inançlarının güçlü olduğunu vurgulan Bozdağ, çocukları istismar etmek için yaklaşanların bu zayıf noktaları görüp, oradan nüfuz ederek çocukları ve dine olan hassasiyeti istismar edip bambaşka bir noktaya doğru evirmeye çalıştığını söyledi.

Bozdağ, "Bir gün sonra oğlunuzu, kızınızı siz tanımaz hale geliyorsunuz. Onun için de FETÖ, DEAŞ ve PKK terör örgütü gibi bütün terör örgütlerine karşı bu dinin aydınlık yüzünü aydınlatacak olanlar işte sizlersiniz. Peygamber efendimizin ve Kur'an'ın mesajını doğru iletecek olanlar ancak sizlersiniz. 'Bana ne' deme hakkımız yok. Eğer birisi diyorsa o zaman taşıdığı sorumluluğun farkında değil demektir." diye konuştu.

Bozdağ, 15 Temmuz darbe girişimine değinerek, şunları kaydetti:

"15 Temmuz darbesini yapan askerlerden bazıları Türksat uydusunu ele geçirmeye gittiğinde orada iki görevliyi şehit ediyorlar, sonra da su istiyorlar. Besmele ile üç nefeste su içiyorlar. Bunun üzerine orada görevliler, 'Biraz önce 2 arkadaşımızı gözününü kırpmadan öldürdünüz ama şimdi oturmuş besmele ile su içiyorsunuz' deyince onlar, 'Biz onlara iyilik yaptık, onlar şehit oldular, şimdi cennetteler. Ben de şehadet şerbeti içtim geldim, ben de ölsem ben de şehit olacaktım' diyor. Yakalanan DEAŞ'lı teröristler de aynı şeyi söylüyorlar. Siz okullara, yollara, duraklara, alışveriş merkezlerinde canlı bomba olarak kendinizi patlatıyorsunuz, bombalar atıyorsunuz. Bunun dinde yeri var mı diye sorunca diyorlar ki, 'Onlar masum, ölenlerin hepsi şehit, cennete gittiler biz onlara iyilik yaptık. Dünyanın zahmetine, sıkıntısına katlanmadılar' diyor. Sen kendin de ölüyorsun deyince de, 'Ölünce ben de cennete gideceğim' diyor. Beyinlerini öyle yıkamışlar ki, Allah'ın rızasının herkesi öldürerek kazanılacağını zanneden bir ahmak güruh ortaya çıkmıştır."

- "Dini kullanarak öldürecek, ölecek ahmaklar devşirmeye çalışıyorlar"

"FETÖ'nün zihniyeti ile DEAŞ'ın zihniyeti aynıdır. PKK'nın zihniyeti de aynı şekilde bunların zihniyeti ile örtüşüyor. İlle de dini kullanarak öldürecek, ölecek ahmaklar, cellatlar devşirmeye çalışıyorlar." ifadelerini kullanan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Etnik kökenimizi kullanarak ölecek ve öldürecek Kürtleri devşirip, dağa götürerek silahlandırıyorlar ve birbirini öldürtüyorlar. Bu silahları kim veriyor? DEAŞ ile bütün dünya mücadele ediyor, bitiyor mu? DEAŞ bitmiyor. Allah aşkına dünyanın tamamı bir terör örgütü ile mücadeleye karar verirse o terör örgütü bitmez mi, emin olun saatinde biter. Ama bir yandan mücadele eder bir yandan da silah verirseniz, bomba atılacak yerlerden terör örgütü haberdar edilirse, dağı taşı bombalarsınız ama onlar da var olmaya devam eder. Terörle uluslararası bir mücadele bugün maalesef yapılmıyor. Çünkü terör Müslümanları öldürüyor. Başka yerde terör var mı, yok. Bütün teröristler toplanmış bu bölgedeler. Her yerde kan, her yerde gözyaşı."

- "Şeytan onları ayakta alkışlıyor"

Terör örgütlerinin dini istismar etmeye çalıştığını vurgulayan Bozdağ, "Bu DEAŞ, FETÖ ve PKK ile El-Kaide terör örgütleri insanların İslam'a ve Müslümanlara olan muhabbetini artırıyor mu, azaltıyor mu? Kur'an'a ve peygamberimiz Hz. Muhammed'e olan sevgimizi, saygımızı artırıyor mu, azaltıyor mu? İslam'a ve Müslümanlara Müslüman olmayanların kin ve nefretini çoğaltıyor mu, azaltıyor mu? Müslümanların dahi İslam'dan soğumasına, Müslüman'dan uzaklaşmasına yol açıyor mu açmıyor mu? Peki bundan kim kazançlı çıkıyor? Bu yapılanlardan kim memnun? Ben eminim ki Allah'ın emrine isyan eden şeytan onları ayakta alkışlıyor. Çünkü bütün şeytanlar bir araya gelse ancak böyle organizasyon ortaya koyarlar." şeklinde konuştu.

Bozdağ, insanları Hakk, Kur'an, peygamber yolundan ayırmak için ancak böyle terör örgütleri ortaya çıkarabileceklerine dikkati çekerek, Türkiye ve İslam düşmanlığı yapan güçlerin bundan sadece mutluluk duyduğunu anlattı.

Bu nedenle din görevlilerine, İslam'ın bugün doğru anlaşılması konusunda çok büyük işler düştüğünü aktaran Bozdağ, "Bütün bu yaşanan olumsuzlukları olumluya çevirecek sihirli bir anahtarın sahipleriyiz. Eğer Şırnak'ta ve Türkiye'nin 81 ilinde Diyanet İşleri Başkanlığının bünyesinde görevli olanlar, ilahiyat fakültelerimiz, imam hatip liselerinde ve diğer liselerindeki din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri, meslek lisesi hocalarımız, müezzinler, Kur'an kursu öğretmenleri, vaizler, müftüler hep beraber bunlara karşı, dinin doğru anlatılması konusunda üzerimize düşeni layıkıyla yapabilirsek, yaptırabilirsek, inanıyorum ki huzurumuzu bozamayacaklar, kardeşliğimizi yok edemeyecekler, sevgimizi yıkamayacaklar, saygımızı mahvedemeyecekler." şeklinde konuştu.

- "Çok oyunlar oynandı, kardeşliğimizi yok edemediler"

Bu topraklarda Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz ve bütün etnik kökenden vatandaşların yıllar yılı, binlerce yıl bir arada, kardeşçe yaşadığını dile getiren Bozdağ, "Çok oyunlar oynandı, kardeşliğimizi yok edemediler. Türk'ü Kürt'ün karşısına Kürt'ü de Türk'ün karşısına dikmeyi başaramadılar. Kardeşlik hukukumuzu, sevgimizi saygımızı bombalarıyla yok edemediler. İnşallah kıyamete kadar da başaramayacaklar." dedi.

Bozdağ, yine et ve tırnak misali bu ülkede yaşanmaya devam edeceğini vurgulayarak, ancak terör örgütlerinin yok olmaya, kaybolmaya mahkum olacağını aktardı.

- "Sütçü imamların torunları nerede?"

Bozdağ, şöyle konuştu:

"Osmanlı ve Selçuklu döneminde de terör örgütleri vardı, şimdi adını bilen yok, Cumhuriyet döneminde de var, yarın, bugün adı bilinenlerin adını bilen inşallah kalmayacak. Çünkü bu terör örgütleri de eninde sonunda kaybedeceklerdir, yok olacaklardır. Bunun için hep beraber mücadele etmemiz lazım. Hendek terörü sırasında Şırnak'ta 71 cami hasar gördü. Bunlardan 27'si tamamen yıkıldı. Kur'an-ı Kerimler, hadis kitapları teröristlerce camilere serildi, atıldı. Bu kanınıza dokun du mu, dokunmadı mı? Siz din görevlileri olarak sahip olduğunuz camileri teröristler ele geçirip, oraları İslam'ın aydınlık yüzüne kapatırken, bizim buna engel olamamız görevli olarak bizim manen mesuliyetimizi doğurur mu doğurmaz mı? Herkes elini vicdanına koysun. Mabetlerimizin göğsüne namahrem eli değdi mi, değdi. Nerede suç? İmamda. 'Bu camiye giremezsin' deyip orada haykıracak sütçü imamların torunları nerede? Camiyi bırakıp kaçıyor, teröristler geliyor. Ben böyle imam istemiyorum. 'Benim cesedimi çiğnemeden bu camiye hiçbir terörist giremez' ama bunu diyemedik, bunu hiçbir yerde demeyi başaramadık. Kur'anlar ayaklar altında, imamlar evde oturuyor. Sadece güvenlik güçleriyle olacak iş değil. O ayaklar altına Kur'anları alan, camileri yıkan teröristler, onlara düşmanlık edenler bizim cemaatten bazılarının çocuğu. Biz eğer işimizi iyi yapsaydık onlar o hale gelir miydi, belki gelmezdi."

- "İslam'ın anlayışını anlatabilmiş olsak, bambaşka bir durumla karşı karşıya olurduk"

Bozdağ, bu konuda çok büyük bir üzüntü içerisinde olduğunu dile getirerek, "Görevimizi öyle yapmalıyız ki, bırakın teröristleri, terör örgütlerini, bu ülkeye düşman olanları, Türkiye'yi işgal dahi etseler, camilere, mabetlere, orada görev yapanlara dokunmayı akıllarının ucundan dahi geçirememeleri lazım. 'Buraya dokunursak kıyamet kopar, bizi sokaklarda gezdirmezler' demeleri lazım. Eğer biz o ruhu veremezsek İslam düşmanları bu alçaklığı yaparlar." ifadelerini kullandı.

Allah'ın evinde Allah'ın adının anılmasını engelleyenden daha büyük bir zalim olmadığını vurgulayan Bozdağ, bu zalimin karşısında herkesin bir ve beraber olmazı gerektiğini kaydetti.

PKK terör örgütünün İslam'ın kutsalı olan Kur'an'a, Peygamber'e ve Kabe'nin şubesi olan mabedlere dönük saldırılarının, din düşmanlıklarını somut ve tartışmasız gösterdiğini anlatan Bozdağ, bu dine hizmet edenlerin bu düşmanların karşısında işlerini iyi yapıp, yapmadıklarının üzerinde durmaları gerektiğini söyledi.

"Burada sizlere çok önemli görevler düştüğüne, ben yürekten inanıyorum. İslam'ın kardeşlik anlayışını, İslam'ın etnik kökenlere bakış açısını, İslam'ın sevgi anlayışını, saygı anlayışını, insanları yaşatmaya verdiği değeri tam anlatabilmiş olsak, bugün bambaşka bir durumla karşı karşıya olurduk. 'Bir insanı öldürmek, sanki bütün insanları öldürmek gibidir. Bir insanı yaşatmak sanki bütün insanları yaşatmak gibidir' diyen bir dinin mensuplarıyız." vurgusunu yapan Bozdağ, insanları haksız yere öldürenlerin statüsünün ne olduğunu Kur'an'ın anlattığını belirtti.

Bozdağ, "Peki bu kadar terörist nerden çıkıyor? Etnik teröristler ayrı, dini istismar eden teröristler ayrı. Şimdi de PKK terör örgütünün bütün bu yaptıkları cellatlıklara dinen destek veren, dinle ilgili bilgi sahibi olduğunu zanneden şeytanın talebelerinden, talebeler bulduğunu da görüyoruz. Bundan da hepimizin rahatsız olmasız lazım. Biliyorsunuz şeytan cindendir ama ilim sahibi olması nedeniyle meleklerin hocalığı gibi önemli bir göreve getirilmiş. Ama dikkat edin onun ilmi Allah'a ilk isyan eden olmasına engel olmadı. Onun için bilgisi olup da kalkıp şiddete, teröre ve her türlü kötülüğüne cevaz verenler Peygamber'in yolundan mı gidiyor, yoksa o yoldan insanları saptırmak isteyen şeytanın yolundan mı gidiyor? Onu da elbette iyi anlaması lazım." ifadelerini kullandı.

Hendek terörünü, Mekke'nin etrafında kazılan hendeklere benzetenlere, alternatif cuma namazı kıldıranlara bakılması gerektiğini anlatan Bozdağ, bu kişilerin yaptıklarının karşılığını hem bu dünyada ve hukuk karşısında hem de yerin altında vereceğini bildirdi.

Bozdağ, terör örgütlerinin bu hesaptan kurtulamayacağını aktardı.

Toplumun din görevlilerine sevgi ve saygısının çok yüksek olduğuna dikkati çeken Bozdağ, toplumdaki saygı ve sevgiyi koruyacak ve yükseltecek adımların atılması gerektiğini dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığının önümüzdeki dönemde birçok önemli çalışmaya imza atacağını bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Diyanet İşleri Başkanımız, hep birlikte yapılan istişareler sonucunda ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Devleti Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına Prof. Dr. Huriye Martı isminde bir hanımefendi atanmıştır. Vekaleten atama kararını imzaladık. İnşallah Pazartesi günü görevine başlayacak." dedi.

Bozdağ, kentteki otelde düzenlenen "Din Görevlileri ile Buluşma Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığının "Diyanet Akademisi" adı altında yeni bir akademi kurulmasını planladığını, bununla ilgili hazırlıkların sürdüğünü söyledi.

"Diyanet İşleri Başkanlığı, 'Diyanet Akademisi' adı altında yeni bir akademi kurmayı planlamaktadır. Bu akademi, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapacak personelin bir kısmının adaylık eğitimini yapacak, diğer bir kısmının da meslek içi ve öncesi eğitim ve öğretimini yapacaktır." ifadelerini kullanan Bozdağ, şöyle konuştu:

"(Diyanet Akademisi) Dini Yüksek İhtisas Merkezleri ve Diyanet Eğitim Merkezleri olarak iki bölümden oluşacak. Dini Yüksek İhtisas Merkezleri, müftülerin, vaizlerin ve özel ihtisas gerektirenlerin eğitim ve öğretimini yapacak. Diyanet Eğitim Merkezleri, imam hatip, Kur'an kursu öğreticisi ve müezzin-kayyımların adaylık ve meslek içi eğitimlerini yapacak. Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra belli bir süre buralarda eğitim ve öğretim almayanlar, doğrudan imam hatip kadrolarına, Kur'an kursu öğreticisi kadrolarına, müezzin-kayyım, vaiz ve müftü kadrolarına atanamayacaklardır."

- "İnşallah 2018'de bu tarihi adımı atmayı planlıyoruz"

Önce "müftü adayı", "vaiz adayı", "imam hatip adayı", "müezzin-kayyım adayı" olarak atama yapılacağına işaret eden Bozdağ, eğitimler tamamlandıktan sonra da bu görevlere asaleten atama yapılacağını kaydetti.

Bozdağ, bundaki amacın dini eğitim ve öğretimin okullarda yapılan kısmının üzerine Diyanet İşleri Başkalığı personelinin arazideki görevine uygun bilgi birikimini bu görevi yapacak insanlara aktarmak olduğunu vurguladı.

Belli bir süre eğitimini tamamlamayan birisinin imam hatip olarak atanamayacağına dikkati çeken Bozdağ, "Aynı tıpı bitirenler nasıl cerrah olarak yetiştiriliyorsa uzmanlaştırılıyorsa ilahiyatı ve imam hatip liselerini bitirenler de aynı şekilde yetiştirilecek ve atandığı zamanda alanında daha etkin olarak görev yapma imkan ve fırsatı bulacaktır. İnşallah 2018'de bu tarihi adımı atmayı planlıyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Sınav ilanına çıkıyoruz"

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde imam hatip, müezzin kayyım ve Kur'an kursu öğreticisi konusundaki önemli açığın giderilmesi için Maliye Bakanlığı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüştüklerini dile getiren Bozdağ, "Önümüzdeki günlerde imam hatip, Kur'an kursu öğreticisi ve müezzin-kayyım alım sınavı ilanına çıkıyoruz. Rakamları şimdilik açıklamıyorum, inşallah bu ayın sonuna doğru açıklayacağız ve boş olan kadroları dolduracak önemli bir adımı atacağımızı buradan bütün Türkiye kamuoyuna duyurmak istiyorum." diye konuştu.

Bozdağ, Diyanet İşleri Başanlığının kadınlar konusunda da bundan sonraki dönemde daha aktif görevler üstleneceğine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Diyanet İşleri Başkanımız, hep birlikte yapılan istişareler sonucunda ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Devleti Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına Prof. Dr. Huriye Martı isminde bir hanımefendi atanmıştır. Vekaleten atama kararını imzaladık. İnşallah Pazartesi günü görevine başlayacak. Ayrıca, bütün illerde il müftü yardımcılarından en az bir tanesi bundan sonra kadın olacaktır. Büyükşehirlerde belki daha fazla ama bütün illerde bir tane de kadın müftü yardımcısı atamasını gerçekleştireceğiz. Kadın vaizlerin sayısını da artıracağız, Kur'an kursu öğreticilerinin sayısını da artıracağız."

-"İstanbul'a, Ankara'ya kaçışın önünü almış olacağız"

Şırnak'a ataması yapılan görevlilerin görev yapmadan eş durumu veya başka nedenlerle ayrılmaları nedeniyle hizmetlerde aksamalar olduğunu belirten Bozdağ, şunları dile getirdi:

"Yeni dönemde açacağımız sınavlarda mahallinden alınma öncelikli olacak. Türkiye genelinde sınav açılacak ama sınav komisyonları mahalli alımlarda öncelik verecek ve hemen ilk kurada İstanbul'a, Ankara'ya kaçışın önünü almış olacağız. Ankara, İstanbul'da kadrolarda şişkinlik var ama burada kadrolarda boşluk var. Biz bunun önünü kesmek için de yeni dönemde bu dağılımı yaparken adil bir dağılım yapmaya ve mahallinden olanlara öncelik vermeye özen göstereceğimizi bütün Türkiye kamuoyuna açıklamak istiyorum. Sadece Şırnak için değil, 81 ilde de ihtiyaçları mümkün olduğu kadar mahallinde olanlardan karşılamaya özen göstereceğiz.

İnşallah bu ayın sonunda hangi kadroya kaç kişi alınacağına dair ilanı, Diyanet İşleri Başkanlığımız yapacaktır. Hayırlı olsun."

Toplantıya Şırnak Valisi Mehmet Aktaş ile AK Parti İl Başkanı İbrahim Halil Erkan da katıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber