Bozdağ: FETÖ üzerinden artık tuzak kuramayacaksınız

Bozdağ: FETÖ üzerinden artık tuzak kuramayacaksınız

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Kasım 2017 16:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bozdağ: FETÖ üzerinden artık tuzak kuramayacaksınız

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Çok net söylüyorum, DEAŞ terör örgütüyle ne ABD ne de koalisyon güçlerinin samimi bir mücadelesi vardır. Bu terör örgütüyle samimi mücedele eden dünyada tek ülke Türkiye Cumhuriyeti Devletidir." dedi.

Bozdağ, Cumhuriyet Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Adıyaman Merkez İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, siyasi partiler için kongrelerin birer yenilenme, hesap verme ve geleceğe dair planları paylaşma yeri olduğunu söyledi.

AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana kongrelerini büyük bir olgunluk içinde gerçekleştirdiğini belirten Bozdağ, bu özelliğinin demokrasiye verdiği önemin göstergesi olduğunu, diğer partiler gibi AK Parti kongrelerinde kavgaların yeri olmadığını kaydetti.

Bozdağ, AK Parti'de bugüne kadar güzel değişimler olduğunu ancak bu süreçte herhangi bir kırgınlık oluşmadığına dikkati çekerek, şunları dile getirdi:

"Diğer partilerde lider değişimi kasetlerle olurken bizde ahlak çerçevesinde oldu. Bugüne kadar Türkiye'nin hiçbir yerinde insanlarımızı aldatmadık. Yapamayacaklarımızı söylemedik. Yapabileceklerimizi paylaştık, onları da bir bir hayata geçirdik. Bundan sonra da hiçbir konuda sizi aldatmadan, taviz vermeden hizmet etmeye devam edeceğiz.

Bugün AK Partimiz, ülkenin 81 ilinde teşkilatları olan Türkiye'nin tek partisidir. Köylerinde, mahallelerinde temsilcileri olan yegane partidir."

Bundan sonra da birlikteliği daha güçlü şekilde sürdüreceklerini vurgulayan Bozdağ, Türkiye'nin 81 ilinde yapılan yatırımları anlattı.

- "Doğu-batı yarımı yok"

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, yatırımların doğu-batı ayrımı yapılmaksızın hayata geçirildiğini, Edirne'de ne hizmet varsa Adıyaman'da da benzer hizmetleri hayata geçirdiklerini ifade ederek, yılan hikayesine dönen tüm projeleri teker teker hayata geçirdiklerini söyledi.

Sağlık alanında da adeta bir devrimin hayata geçirildiğine işaret eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Kılıçdaroğlu, bugünün sağlık hizmetiyle kendi dönemini kıyaslıyor. Bu millet senin dönemindeki kuyrukları, çaresizliği unutmadı. Eşini, annesini, babasını sıra beklerken kaybetmenin acısını unutmadı. Bugün Türkiye'nin dört bir yanında büyük bir devrimi hep birlikte hayata geçirdik. SSK deposunda ne kadar ilaç varsa o kadar alabiliyorduk. Tedaviye gelince vatandaşa 'Sen az kıymetli, sen çok kıymetli vatandaşsın.' diyerek adeta Anayasa'daki eşitlik ilkesiyle çatıştı. Recep Tayyip Erdoğan, göreve geldikten sonra 'Cumhurbaşkanı'yla Adıyaman'daki vatandaş aynı hizmeti alacak.' dedi ve harekete geçti.

Bunları yaparken karşımızda çok büyük bloklar çıktı. 'Dünyanın en büyük havalimanını yapacağız.' dedik, 'Olmaz.', 'Denizin altından tünel geçireceğiz.' dedik, 'Olmaz.' dediler, 'Nükleer santralleri devreye sokacağız.', 'Olmaz.' dediler. Tüm bu adımlara karşı çıkan köhnemiş CHP zihniyetidir. Onlara kalsa toplu konutlar, sağlık tesisleri, üniversiteler... Bunların hiçbiri hayatımızda olmazdı. Bunlar olmaz kültürünün evlatlarıdır. Üçüncü köprüyü yaptık, Avrasya Tüneli'ni yaptık, üçüncü havalimanı bitmek üzere. Nükleer güç santrallerine başladık. Onlar ne derse desin, millet ve devletimiz için ne gerekiyorsa yapacağız."

Bozdağ, "Dış güçlerin biçtiği kıyafetleri bu millete ve devlete giydirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Milletimizin duası, Allah'ın desteği olduktan sonra bu kadrolar menzile ulaşacaktır ama bu kadroyu yolundan çevirmek için de çok oyunlar çevirenler oldu." dedi.

- Rakka operasyonu

AK Parti'nin, kurulduğu günden bu yana kapatma davaları başta olmak üzere çeşitli sorunlarla karşı karşıya kaldığını anımsatan Bozdağ, Gezi Parkı, MİT tırları, yaşanan krizler, terör olayları, hendek olayları ve darbe teşebbüsüyle önlerininin kesilmeye çalışıldığını ancak başarılı olamadıklarını anlattı.

Söz konusu grupların hala vazgeçmediğini ancak "Ak kadrolar"ın da yolundan vazgeçmeyeceğine dikkati çeken Bozdağ, şunları dile getirdi:

"Bize operasyonlar bitmiyor. Türkiye, bugün 10 civarında terör örgütüyle eş zamanlı mücadele eden dünyada tek ülkedir. Başka hiçbir ülke bu kadar farklı terör örgütüyle aynı zamanda mücadele etmemektedir. Bunların arkasındaki güçlerle de Türkiye, aynı şekilde mücadele etmektedir. Bundan sonra da hem bu terör örgütleriyle hem de bunları besleyen ve bunların yularını ellerinde tutan ülkeler ve güçlerle kararlı şekilde mücadeleye devam edeceğiz.

DEAŞ terör örgütü, uluslararası bir proje, bir terör örgütüdür. Bölgedeki hesapları tutturmak için oluşturulmuş bir terör örgütüdür. Hem DEAŞ terör örgütüne hem de bu projenin bir parçası olarak PKK'dan doğdurulan YPG/PYD terör örgütlerine karşı da mücadelemiz kararlı bir şekilde devam edecek. Bakın, geçenlerde ne oldu. DEAŞ'ı Rakka'dan temizlemek maksadıyla ABD, PYD/YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri üzerinden bir operasyon yaptı. Türkiye, her defasında şunu söyledi: 'Yanlış yapıyorsunuz. Bu, PYD/YPG/PKK terör örgütünün ta kendisidir. Bir terör örgütüyle mücadele ederken başka terör örgütüyle dayanışmayı meşru devletler yapmaz, yapamaz. Bu, doğru değildir, vahim bir hatadır, yanlıştır. Bundan dönün.' dedik ama dönmediler, iş birliği yaptılar."

Bozdağ, Rakka'ya da operasyon yapıldığını anımsatarak, "Peki, ben buradan soruyorum. Burada bir çatışma haberi duydunuz mu? Ölen, öldürülen DEAŞ'lı veya PYD'li, YPG'li teröristlere dair herhangi bir haber duydunuz mu televizyonlarda, gazetelerde?" diye sordu.

Bozdağ, şöyle devam etti:

"Ya gizlediler ya da hiç ölen olmadı ama sonra gördük ki PKK/PYD/YPG, DEAŞ terör örgütü, ABD hükümetinin de bilgisi dahilinde anlaşıyorlar. DEAŞ'lı teröristlere, diğer teröristler güvenli bir koridor oluşturuyor. Onlar da araçlarını kolluyorlar, silahlarıyla beraber o koridoru geçip güvenli bölgelere uluşmak için gidiyorlar. Peki demezler mi, 'Yahu sizin amacınız bu DEAŞ'ı imha etmekti, niye imha etmiyorsunuz? Önünüzden tırlar dolusu silahlarla teröristlerle geçiyor da siz niye seyrediyorsunuz?' Onlar kardeş, birbirini ihbar etmezler. Biri öncü kuvvet, gidiyor, temizliyor. Sonra da diğeri geliyor, onların oluşturduğu güvenli bölgeye yerleşiyor. Daha büyük bir proje için de onlara göz yumuluyor. Onun için biz diyoruz ki: Bu, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere zarar verecek fevkalade bir yanlıştır. Bu yanlıştan behemehal dönülmelidir."

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, teröristlere verilen silahların bugün belki taktiksel açıdan netice verebileceğini ancak asla silahı verenin de bölgenin de diğer kesimlerin de faydasına olmayacağını vurguladı.

Silahları verenlerin eninde sonunda ortaya çıkacağını ve verenleri de vuracağına dikkati çeken Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şimdiye kadar vurdu mu, vurdu. Bundan sonra da vurur mu, vurur. Peki bu DEAŞ'lı teröristler nereye gitti şimdi? Dünyanın hangi ülkesinde veya neresinde terör eylemleri yapacaklar? Koalisyonu oluşturan ülkeler bu güvenli geçişe ne diyorlar? Bu güne kadar dedikleri bir şey yok. Çok net söylüyorum, DEAŞ terör örgütüyle ne ABD ne de koalisyon güçlerinin samimi bir mücadelesi vardır. Bu terör örgütüyle samimi mücedele eden dünyada tek ülke Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.

Çok net, ortaya çıkan gerçekler onu açık şekilde göstermektedir. Bu bölgedeki terör, Türkiye, Suriye ve Irak, İran gibi bölge ülkelerindeki dizayn çalışmalarına destek ve altyapı oluşturmak için bilerek beslenmekte, bilerek desteklenmektedir. Allah'ın izniyle onlar hangi hesabı yaparlarsa yapsınlar netice alamayacaklar ve bu hesaplar bir bir bozulacaktır. Hem biz bozacağız hem de Rabbim bunların izin vermeyecektir.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, son günlerde ABD'de Rıza Sarraf üzerinden devam eden bir davanın ana gündemlerinden biri haline ağırlıklı şekilde gelmeye başladığını belirterek, "Buradan çok net bir şekilde söylüyorum; bu dava siyasi bir davadır, hukuksal hiçbir altyapısı ve dayanağı yoktur. FETÖ terör örgütünün 17-25 Aralık sürecinde Türkiye'de yapmak isteyip de başaramadığı, başarısız hukuk darbesi girişiminin ABD üzerinden Türkiye'ye karşı yürütülmesinden başka hiçbir anlam ifade etmemektedir." dedi.

Bozdağ, partisinin Adıyaman Cumhuriyet Spor Salonu'nda düzenlenen merkez ilçe kongresinde yaptığı konuşmada, son dönemlerde ABD'de Türkiye'ye karşı bazı olayların yaşandığına işaret etti.

Bu gelişmelerin ikili ilişkilere verdiği zararlara değinen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Son günlerde ABD'de devam eden bir davada bizim ana gündemlerimizden biri haline ağırlıklı şekilde gelmeye başladı. O da nedir? O da şu; Rıza Zarraf üzerinden yürütülen soruşturma ve açılan dava. Buradan çok net bir şekilde söylüyorum; bu dava siyasi bir davadır, hukuksal hiçbir altyapısı ve dayanağı yoktur. FETÖ terör örgütünün 17-25 Aralık sürecinde Türkiye'de yapmak isteyip de başaramadığı, başarısız hukuk darbesi girişiminin ABD üzerinden Türkiye'ye karşı yürütülmesinden başka bir şey değildir. Buradan bazı soruları soruyorum, halkımızın da bu soruları sormasını ve ABD yetkililerinin de bu soruları yanıtlamasını bekliyorum. Dosyada kullandığınız sözde deliller, nerede, ne zaman nasıl ve kimden elde ettiniz? Türkiye'den adli yardımlaşma talep edip de Türkiye'den aldığın belgeler mi, yoksa başka yerlerden başka şekillerde elde ettiğiniz kağıt parçaları, dijital veriler, oluşturulmuş deliller mi? Dosyadaki sözde bu delillerin aslı mı var, yoksa kopya mı veya oluşturulmuş sahte deliller mi? Bunun da üzerinde durulması lazım. Dosyadaki raporlar ve diğer evrakta kimlerin imzası var? Bunların adları, unvanları nedir? Bunları açıklayın. 'Rapor var' diyorlar o zaman bu raporları açıklayın, tüm dünya görsün. Raporun altında kimin imzası var? Bunların doğru olup olmadığını nereden anlamış? FBI ajanının evinde, bu sizin elinizdeki uydurma sahte delillerin, oluşturulmuş şeylerin aslı mı var, yoksa o mu uydurdu, yoksa ona uyduran birileri mi verdi? Neyle mukayese etti de bunların doğruluğuna karar verdi? Elinde doğru olan bir şey mi var ki onunla mukayese etti, 'bu doğrudur' diye teyit etti, bilirkişiye mi gönderdi? Yok böyle bir şey. Dosyadaki sözde delilin aslı FBI ajanında var da onla karşılaştırarak mı doğruluğuna karar verdi? Yoksa kendi işkembesinden atarak mı karar verdi? FBI ajanına kim bu delili verdi, kim doğrulattı, kim buna 'böyle bir rapor ver' diye talimat verdi."

- "Siyasal operasyon var"

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ortada bu konuda delil olmadığına dikkati çekerek, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı yürütülen yargı kullanılarak yürütülen siyasal bir operasyonun olduğunu ifade etti.

Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Amerikan yargısı, tutuklandığı günden beri Rıza Zarrab ve diğerlerini tehdit ederek 'Eğer dediklerimizi kabul edip altına imza atarsan hemen hürriyet, atmazsan 35 yıl, 140 yıl, 150 yıl, şu kadar yıl hapis cezası alırsın' diye tehdit ediyorlar. Böyle bir yargı olur mu? Hukuk devleti diyorlar, hukuk devleti bu mu? Siyasal hesapları yapmak hiç işlemediği bir suçu, insana işledim diye kabul ettirmek için hukuk devletinde baskı yapılır mı? Zorluyorlar, 'Türkiye'nin aleyhine, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, kurumlarının, organlarının aleyhine şu şu beyanlarda bulun, biz sana seninle ilgili şu kıyakları çekelim' diyorlar. Beyanları da yazmışlar vermişler. Sonra da kalkıp o beyanları aldıktan sonra Türkiye'ye karşı daha başka operasyonların içine girecekler."

"Bu tür operasyonlar size fayda vermez" diyen Bozdağ, şunları kaydetti:

"Türkiye kendi çıkarlarını koruma konusunda gerekenleri bugüne kadar yapmıştır, bundan sonra da yapacaktır. Bir kez daha söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti devletinin İran ile olan ticari ilişkilerinde, ulusal hukuka da uluslararası hukuka da aykırı en ufak işlem yoktur. Her işlem ulusal ve uluslararası hukuka uygun yapılmıştır."

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, AB'nin Türkiye için öngörülen fonlarda kesintiye gidilmesi kararına ilişkin, "Bu fon kesintisiyle Türkiye'yi yola getireceklerini, kendi istedikleri gibi kukla bir devlete dönüştüreceklerini zannediyorlar. O günler geçti. Türkiye'nin 1 yılda kullandığı brüt yabancı fon 178 milyar avro." dedi.

Bozdağ, Cumhuriyet Spor Salonunda AK Parti Adıyaman Merkez İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, AB'nin 2018 bütçesinde Türkiye için öngörülen fonlarında 105 milyon avro kesintiye gidilmesini kararlaştırdığını anımsattı.

Bu kararın neden verildiğini anlamadıklarını belirten Bozdağ, "Rıza Zarrab dosyasıyla aynı, başka dosyalarla yine aynı. Türkiye'nin ekonomisine zarar vermek istiyorlar. Vatandaş ile hükümeti karşı karşıya getirmek istiyorlar. Türk halkının Recep Tayyip Erdoğan'a olan saygısını azaltmak istiyorlar. Eğer başarabilirlerse yok etmek, 2019'da da iktidardan etmek istiyorlar. Bu parayla, bu fon kesintisiyle Türkiye'yi yola getireceklerini, kendi istedikleri gibi kukla bir devlete dönüştüreceklerini zannediyorlar. O günler geçti. Türkiye'nin 1 yılda kullandığı brüt yabancı fon 178 milyar avro. Mehmet Şimşek bakanımız açıkladı." diye konuştu.

Verilen kararının, bu miktar karşısında bir hükmünün bulunmadığını vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Kredi derecelendirme kuruluşları, başka şeyler, Türkiye'de yatırımların olmaması, ekonominin sıkıntıya girmesi için onca gayret yapıyorlar. Ne oldu? Ekonomimiz büyümeye devam etti. Bu sene inşallah Türkiye'nin ekonomisi, dünyada en hızlı büyüyen ekonomiler içerisinde yerini alacak. Türkiye'nin yaşadığı olağanüstü şartlardan dolayı aldığı tedbirleri kaldırması, terör örgütlerine ve teröristlere özgür bir alan bırakmasını istiyorlar. Bırakın darbe yapsınlar, bırakın hendek kazsınlar, bırakın çocukları öldürsünler, bırakın alışveriş merkezlerinde kendilerini patlatsınlar istiyorlar. Bizim yaşadıklarımızın bırakın tamamını yüzde 1'ini yaşasalar ne tedbirler alırlardı. Almanya, İngiltere, diğer ülkeler, bize olan terör saldırıları kadar kendi ülkelerinde terör saldırıları olsa, bizde teröre şehit verilen kadar şehit verilse, hangi tedbirleri alırlar. Kendi ülkelerinde bir terör örgütü darbe yapsa, bu kadar insanı öldürse, yaralasa, zarar ve ziyan verse hangi tedbirleri alırlar."

- "2019 dönüm noktasıdır"

Türkiye'nin kendi milleti ve devletinin huzuru için tedbir almaya kalkınca her şeyi söylediklerini aktaran Bekir Bozdağ, şu değerlendirmede bulundu:

"Biz milletimizi ve devletimizin hukukunu korumak için alınması gereken tedbirleri almak, çıkarılması gereken kanunları çıkarmak hususunda, ABD'den de AB'den de ve AB ülkelerinden de icazet alacak değiliz, almadık, bundan sonra da almayız. Milletimizin ve devletimizin hukuku neyi gerektiriyorsa bunlar yapılacaktır. 2019 esasında, bu açıdan dönüm noktasıdır. Bütün bu hesaplar 2019 için. Herkes acaba 2019'da Cumhurbaşkanımızı nasıl oradan indiririzin hesabını yapıyor. Yabancı güçler de bunun hesabını yapıyor. İstihbarat ve terör örgütleri de bunun hesabını yapıyor. Dün gördünüz NATO tatbikatı sırasında cumhuriyetimizin ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile son Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın resmini, düşman olarak seçtiler ve hedefe koydular. Neden düşmanlık ettiler? Cumhuriyetin ilk yıllarında 7 düvel geldi ama başaramadılar, perişan oldular gittiler. Bu dönemde de 17-25 Aralık, Gezi Parkı olayları ve en son olarak darbe ile bunu başaramadılar."

- "FETÖ'nün son kullanma tarihi bitti"

Bozdağ, ABD'de son dönemlerde Türkiye'yi yakından ilgilendiren pek çok hadise yaşandığını, bunun da ilişkilere zarar verdiğini söyledi.

Türkiye'de darbe girişimine kalkan FETÖ elebaşının ABD'de himaye edildiğini aktaran Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunların her biri Türkiye-ABD ilişkilerine ciddi zarar vermektedir. Suriye'de olanları anlattım, Irak'ta olanları zaten siz biliyorsunuz. Dost ve müttefik dediğimiz ABD'nin, dost ve müttefikliğe uygun davranmasını beklemek Türkiye'nin hakkıdır. ABD'nin de buna uygun davranması ve buna uygun adımlar atması gerekmekte ama maalesef ortaya çıkan tablo, arzu edildiği gibi değildir. 15 Temmuz darbe teşebbüsünü gerçekleştiren, sürecin yönetimini sağlayan Pensilvanya'daki terörist başına sahip çıkmamalıdır. 250 vatandaşımızın kanında terörist başı Gülen ve onun teröristlerinin eli vardır. 2 bin 194 vatandaşımızın yaralanmasında ve akan kanlarında bunların eli vardır. Tüm bunlar olurken 'Bunları verin, milletin yargısında yargılansınlar' dediğimizde savunulan bir yapı vardır. Çok net söylüyorum, ABD'de bir darbe girişimi olsaydı, 250 ABD vatandaşı ölseydi, bunları yapan terörist başı Adıyaman'da olsaydı, ABD bizden bunu isteseydi ve biz de vermeseydik acaba bizim hakkımızda ne düşünürdü? 11 Eylül'de ABD'ye saldırıyı düzenleyen ve onlarca vatandaşın ölümüne sebep olan Usame Bin Ladin teröristi ne anlam ifade ediyorsa ABD ve halkı için, terörist başı Gülen de Türkiye ve Türk halkı için aynı anlamı ifade ediyor. Bir hesapları var, daha kullanacaklar. Bakın buradan söylüyorum, bu FETÖ'nün son kullanma tarihi Türk halkı açısından bitmiş, onu Türk halkı çöplüğe atmıştır. Artık Türk halkına dönüp bunun üzerinden kim hesap yapıyorsa hesabı asla tutmayacaktır."

- "Rüya uydurma fabrikaları var"

Örgüt mensuplarının hapishanelere, aile ve avukatlarla mektuplar göndererek, morallerini yükseltmek için hayal satmaya çalıştığını anlatan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları kaydetti:

"Sahte rüyalarla aldatıyorlar, rüya uydurma fabrikaları var. Rüyalarda peygamber efendimizi cezaevi cezaevi dolaştırıyorlar, sahabeleri gezdiriyorlar. Onlar üzerinden, morallerini güçlü tutmaya çalışıyorlar. Aileleri de aldatıyorlar, cezaevindekiler de ailelerini aldatıyor. O ailelere sesleniyorum, 15 Temmuz'da bu darbe girişimini yapan yapı, sizin çocuklarınızın dünyasını da ahiretini de mahvetti. Şimdi kalkıp hükümeti eleştiriyorlar, 'Bizi işimizden ettiler' diye eleştiriyorlar. Peki bunlardan FETÖ'yu suçlayanı gördünüz mü? Bu alçak FETÖ ve teröristleri bizi kandırdı, çocuklarımızın geleceğini kararttı, kimi katil, kimini hain yaptı ve sonunda da mezara girenler oldu. 'Bunları yapan alçak FETÖ'dür' diyen oldu mu? Hani beddua etmiş ya, o bedduanın sonuçlarının nasıl olduğu, kimlerin evine ateş düştü? Bakıyorlar mı, yok. Neden? Bunun halen bir şeyler olduğuna inanan zavallılar var. Bu hiç bir şey değil. Bakın İslam'a ve Müslümanlar'a düşmanlık yapanların son asırdaki en büyük taşeron müteahhitidir bu. Emin olun Peygamber Efendimizle veya dinimizle ilgili en ufak ortak noktaları yoktur."

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, FETÖ ile ilgili anlayışlarından en ufak geri adım atmayacaklarını sözlerine ekledi.

Kongreye, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, AK Parti Adıyaman milletvekilleri Adnan Boynukara, Salih Fırat ve İbrahim Halil Fırat, Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu ile partililer katıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber